Kung fu panda 2 Gösterim Tarihi: 10 Haziran 2011 Dağıtım: uip filmcilik prodüKSİyon notlari



Yüklə 218,98 Kb.
səhifə2/3
tarix04.11.2017
ölçüsü218,98 Kb.
#30440
1   2   3

Oyuncular Hakkında
JACK BLACK (Po) 2010 yılının tatil sezonunu, tüm dünyanın merakla beklediği 20th Century Fox’tan Aralık ayında gösterime giren “Guliver’in Gezileri” filmi için çalışarak geçirdi. Lemuel Gulliver’i canlandıran ve aynı zamanda filmin yapımcılığını da üstlenen Black, ve Oscar adayı Emily Blunt, Jason Segel ve Amanda Peet’le birlikte kamera karşısına geçti. Gösterime girmesinin üzerinden dört ay geçen film, tüm dünyada şu ana kadar 218 milyon dolardan fazla hasılat elde etti.
Black’in önümüzdeki sonbahar sezonu da oldukça yoğun geçecek. Oscar ödüllü oyuncu Anjelica Huston’la birlikte başrolü paylaşacağı “The Big Year” filminde ikiliye, içinde Steve Martin, Owen Wilson, Jim Parsons, Rashida Jones ve Joel McHale gibi komedi filmlerinin en başarılı isimleri de eşlik edecek. Filmin 20th Century Fox’tan Ekim ayında gösterime sokulması bekleniyor. Ünlü oyuncuyu ayrıca, Disney için senaryosunu “Gulliver”deki başrol oyuncularından Jason Segel’le birlikte yazdığı Şükran Günü’nde vizyona girecek “The Muppets”ta da izleyebileceğiz.
Black son olarak “Bernie” filminin çekimlerini tamamladı. Oyuncu bu filmde bir kez daha “Hababam Rock”ın yönetmeni Richard Linklater’la birlikte çalıştı. Filmde küçük bir kasabada cenaze levazımcısı olarak çalışan Black, Texas’ta zengin bir dulla (Shirley MacLaine) tesadüfen tanışıp arkadaş oluyor. Arkadaşının beklenmedik ölümünden sonra onu yaşıyor göstermek için her yolu deniyor. Senaryoyu Skip Hollandsworth’la birlikte yazan Linklater, filmi 2011 yılı içerisinde Columbia Pictures’dan çıkarmak istiyor.
Black 2009 senesinde dünyaca ünlü “Brutal Legend” adlı video oyununda Eddie Riggs karakterini seslendirmişti. Karakter Black’e göre modellenmişti. Oyun, bir müzik ekipmanları sorumlusunun heavy metalin fantazi dünyasına girişini anlatıyor. Black 2009 yılında Spike Video Oyunları Ödülleri’nde En İyi Ses kategorisinde birinci oldu.
2008 senesi Black için yine epey yoğun geçti. Bu yıla, DreamWorks Animation’dan çıkan “Kung Fu Panda” filminin esas kahramanı Po’yu seslendirerek başladı. Haziran ayında gösterime giren film, tüm dünyada 633 milyon dolardan fazla bir hasılat elde etti.
Black, Ağustos ayında Paramount yapımı olan “Tropik Fırtına” adlı filmle yine box office listesinin ilk sırasındaydı. Ben Stiller’ın yönetmen koltuğunda olduğu filmde Black’in yanı sıra Robert Downey Jr., Jay Baruchel, Brandon T. Jackson, Tom Cruise ve Matthew McConaughey gibi en ünlü Hollywood yıldızları da yer aldı. “Tropik Fırtına” iki hafta boyunca box office listesinin ilk sırasındaydı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 110 milyon dolardan fazla hasılat elde etti.
Black için bir numara olmak yeni bir durum değildi. 2003 yılında, yapımcı Scott Rudin ve senarist Mike White’ın Paramount Pictures için yaptıkları “Hababam Rock” adlı filmle box office listesinin bir numarası olmaya aday olduğunu ispatlamıştı. Bu filmle Black, Sinema, Müzikal ya da Komedi Filminde En İyi Oyuncu kategorisinde Altın Küre’yi kazanan isim olmuştu. Ertesi sene Black, “Nacho Libre” filmi için White’la yeniden bir araya geldi. Bu yapım 2004’ün son aylarında Black ve White tarafından kurulacak olan Black & White Productions’ın ilk çalışmasıydı.
2005 yılının Aralık ayında Black, heyecanla beklenen ve hasılat rekorları kıran Oscar ödüllü “King Kong” filminde yer aldı. Peter Jackson’ın yönettiği film gösterime girdiği ilk hafta listelerde birinci sıraya yerleşti ve üç hafta boyunca sırasını kimseye kaptırmadı. “King Kong” toplamda tüm dünyada 540 milyon dolarlık gişe hasılatı yaptı.
Black’in yer aldığı diğer sinema filmleri arasında “Bob Roberts”, “Sensiz Olmaz”, “Şeytan Kadın”, “Alçak Adam”, “Gençlik Hayalleri”, “Kıskançlık Uğruna”, “Köpekbalığı Hikâyesi”, “Tatil” gibi komedi filmleri, 2000 yılının bağımsız dram filmi “Jesus’ Son” ve 2007 senesinde gösterime giren dram filmi “Kız Kardeşim Evleniyor” da yer alıyor.
Black’in hayranları onu ayrıca, bir rock grubu olan Tenacious D’nin vokalisti olarak da tanıyor. Black bu grubu arkadaşı Kyle Gass’le birlikte kurdu. Kendi isimlerini taşıyan ilk albümleri 2001 yılında Epic Records etiketiyle piyasaya sunuldu ve hemen en çok satan albümlerden biri oldu. Gruba ait çeşitli klipler 1999 yılında HBO kanalında yayınlandı. İkili “Tenacious D: Kaderin Penası” adını yaşıyan ilk filmlerini New Line Cinema için çekti ve 2006 yılının Kasım ayında gösterime soktu.
“Kaderin Penası”nı takiben yine filmle ilgili iki belgesel çekildi. Black’in hem yönetmenliğini hem de yapımcılığını üstlendiği ilk film olan “The Making of ‘The Pick of Destiny’”de filmin kamera arkası görüntüleri yer alırken ikinci belgesel “D Tour: A Tenacious Documentary”de grubun film ve film müziklerini tanıttıkları dünya turundan bahsediliyor.
Black şu an eşi Tanya ve iki oğluyla birlikte Los Angeles’ta yaşıyor.
Üç Altın Küre ve Oscar ödüllü ANGELINA JOLIE (Kaplan) Hollywood’un en yetenekli ve en önde gelen kadın oyuncularından biri olmaya devam ediyor.
Son olarak, Oscar ödüllü Florian Henckel von Donnersmarck yönetmenliğinde çekilen “Turist” adlı filmde Johnny Depp’le birlikte başroldeydi. Jolie bu filmle, En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre’nin sahibi oldu. Oyuncu geçen sene yine hasılat rekorları kıran Philip Noyce yönetmenliğindeki “Ajan Salt” filminde yer aldı. Bundan önce, Clint Eastwood’un başarılı filmi “Sahtekar”daki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar kazanan Jolie, yine aynı filmdeki performansıyla Altın Küre, Sinema Oyuncuları Derneği, İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi, Broadcast Film Critics, Londra Film Eleştirmenleri ve Chicago Film Eleştirmenleri ödüllerine aday gösterildi.
Jolie ayrıca 2008 yılında box office listesinde ilk sıraya yerleşen Timur Bekmambetov’un yönetmenliğini yaptığı “Wanted”da ve DreamWorks Animation’dan çıkan “Kung Fu Panda”da Jack Black’le birlikte rol aldı. 2007’de ise Robert Zemeckis’in “Beowulf: Ölümsüz Savaşçı” adlı filminde ve Michael Winterbottom’ın eleştirmenlerce büyük beğeni toplayan, Mariane ve Daniel Pearl’ün dramatik gerçek hikâyelerinin anlatıldığı “Güçlü Bir Yürek” filminde oynadı.
Jolie’nin “Güçlü Bir Yürek” filmindeki performansı ona Altın Küre, Sinema Oyuncuları Derneği ödülü, Televizyon Film Eleştirmenleri ödülü ve bağımsız filmlerin Oscar’ı sayılan Film Independent’s Spirit ödülünü getirdi.
Jolie’nin diğer filmleri arasında Robert De Niro yönetmenliğinde Matt Damon’la birlikte kamera karşısına geçtiği “Kirli Sırlar”, Brad Pitt’in de başrolde olduğu “Mr. & Mrs. Smith” ve Oliver Stone’un yönettiği, Colin Farrell ve Anthony Hopkins’li “Alexander” yer alıyor. 2001 yılında Simon West’in yönetmenliğini yaptığı box office listesini altüst eden “Lara Croft: Tomb Raider”ın 2003’te devamı niteliğindeki “Lara Croft Tomb Raider: Yaşamın Kaynağı”nın başrol oyuncusu oldu. Oyuncu yine aynı yıl, provokatif dram filmi “Sınırların Ötesinde”de Birleşmiş Milletler için çalışan bir kurtarıcı rolünü başarıyla canlandırmıştır.
Akıl hastası bir kızı canlandırdığı “Aklım Karıştı” filmindeki oyunculuğuyla Oscar, üçüncü Altın Küre, Televizyon Film Eleştirmenleri Derneği, ShoWest Yılın Yardımcı Kadın Oyuncusu ve Sinema Oyuncuları Derneği Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde En İyi Performans ödülünü kazanmıştır. Bir HBO filmi olan “Gia”yla eleştirmenlerden büyük beğeni toplayan Jolie, AIDS hastalığına yenik düşen süper model Gia Carangi’yi canlandırmış ve bu perfromansı ona bir Altın Küre, bir Sinema Oyuncuları Derneği ödülü ve bir Emmy adaylığı getirmiştir.
Jolie oyunculuğunun yanı sıra yardımsever kişiliğiyle de tanınıyor. Birleşmiş Milletler Muhabirleri Derneği’nin Dünya Vatandaşı ödülünü ilk kazanan kişi olan Jolie aynı zamanda 2005 yılında Küresel Yardımseverlik Hareketi ödülünün de sahibi olmuştur. 2007 yılında ise Jolie, çift partili bir yaratıcı düşünce takımı olan Dış İlişkiler Konseyi tarafından bir sonraki dış işleri politikası neslini eğitmek için tasarlanmış özel bir beş yıllık programa kabul edildi.
Tüm bunların yanında BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin iyi niyet elçisi olan Jolie, Yabancı Ülkelerdeki Ailesiz Çocukları Koruma Hareketi için çalışmış, kendilerine barınacak yer arayan çocuklara gönüllü yardım ulaştıran Mülteciler ve Göçmen Çocuklar Ulusal Merkezi’ni kurmuştur.
Hollywood’a gelişiyle sinema sektörüne yepyeni bir soluk getiren, yedi defa Oscar’a aday gösterilen ve iki kere de heykeli evine götürmüş olan DUSTIN HOFFMAN (Şifu), “karakter oyuncusu” ve “başrol oyuncusu” klişelerini hayat verdiği başarılı karakterlerle yıkmaya devam ediyor.
Hoffman sinemaseverlerin ilgisini ilk olarak Mike Nichol’ün Oscar’a aday gösterilmiş olan filmi “Mezun”da canlandırdığı Benjamin Braddock rolüyle çekmiştir.O zamandan beri “Gece Yarısı Kovboyu”, “Lenny”, kendi şirketi Punch Productions’dan çıkardığı “Tootsie” ve “Başkanın Adamları” gibi filmlerde sergilediği başarılı performanslarla altı kez Oscar’a aday gösterilmiştir. Hoffman ilk Oscar’ını 1979 yılında çekilen “Kramer Kramer’e Karşı” adlı filmle, bir sonrakini ise 1988 senesinin efsane filmi “Yağmur Adam”daki oyunculuğuyla kazanmıştır. 1997’de Altın Küre’nin onur ödülü Cecil B. DeMille ödülüne layık görülmüştür.

Hoffman son olarak Ben Stiller, Robert De Niro ve Barbra Streisand’la birlikte “Zor Baba” filminde yer almış ve burada Bernie Focker rolünü canlandırmıştır. Film 22 Aralık 2010 yılında Universal Pictures tarafından sinemalara dağıtıldı.


Başarılı oyuncu şu an yapım aşamasında olan ve HBO için çekilen “Luck” filmde yer alıyor. Hoffman burada, hapishaneden yeni çıkmış zeki, sezgileri güçlü bir kumarbaz olan Ace Bernstein rolünde. Bernstein uzun zamandır şoförlüğünü ve korumasını yapan Gus Economou (Dennis Farina) ile birleşerek yarış için oldukça karmaşık bir plan hazırlıyor.
Richard J. Lewis yönetmenliğinde çekilen bağımsız film “Benim Hikâyem”de Dustin Hoffman Paul Giamatti’yle karşılıklı oynuyor. Filmde oğlu delidolu bir hayat süren emekli bir polisin, arkadaşının çok gizemli bir biçimde ortadan kaybolmasında tüm gözlerin üzerine çevrildiği “odak noktası” olması anlatılıyor. Sony Pictures Classics’in yayınladığı “Benim Hikâyem” ilk kez, geçen seneki Venedik Film Festivali’nde sinemaseverlerin beğenisine sunuldu.
Hoffman en son Joel Hopkins tarafından çekilen, Emma Thompson’la birlikte kamera karşısına geçtiği Londra temalı bir aşk hikâyesi filmi “Aşka Son Şans”ta yer aldı. Bu filmde canlandırdığı karakter ona Sinema, Müzikal ya da Komedi Filminde En İyi Oyuncu Altın Küre ödülünü getirdi.
Hoffman kısa bir süre önce box office listelerinin bir numarası “Kung Fu Panda”nın seslendirme kadrosuna katıldı. Film, Yılın En İyi Animasyon Filmi kategorisinde aday gösterildi. Hoffman ise bu filmdeki başarısıyla Animasyon Filmi İçin Seslendirme dalında Annie ödülünü almaya hak kazandı.
Tecrübeli oyuncunun yer aldığı diğer sinema filmleri ise şöyle: “Despero”, “Sihirli Oyuncakçı”, “Lütfen Beni Öldürme”, “Koku: Bir Katilin Hikâyesi”, “Zor Baba ve Dünür”, “Düşler Ülkesi”, “Tesadüfler”, “Kayıp Şehir”, “Yarışçı Zebra”, “Jüri”, “Küçük Dev Adam”, “Köpekler”, “Kelebek”, “Başkanın Tüm Adamları”, “Vahşi Koşu”, “Straight Time”, “Agatha”, “Ishtar”, “Dick Tracy”, “Billy Bathgate”, “Çılgın Şehir”, “Zoraki Kahraman”, “Kardeş Gibiydiler”, “Küre”, “Amerikan Sığırı”, “Kanca”, “Tehdit”.
Tiyatroda da sinemadaki kadar etkileyici bir kariyeri var Hoffman’ın. Yer aldığı ilk tiyatro oyunu Gertrude Stein’in “Yes Is for a Very Young Man” adlı eserinin Sarah Lawrence College yapımıdır. Buradaki performansı ona Obie ödülü kazandığı Journey of the Fifth Horse” ve En İyi Oyuncu dalında Drama Desk ödülü kazandığı “Eh?” gibi birçok off-Broadway eserinde yer alma fırsatı sundu. Tiyatrodaki başarısı onu, “Mezun” filminin oyuncu kadrosuna dâhil edecek olan Mike Nichols’ün dikkatini çekti. 1969’da Hoffman ilk kez Broadway’e çıktı. Buradaki ilk oyunu Murray Schisgal’in “Jimmy Shine”ıydı. 1974 yılında ise Hoffman Broadway’deki oyunculuk kariyerine yönetmenliği de ekledi ve sorumluluğunu üstlendiği ilk oyun Schisgal’in “All Over Town” adlı eseri oldu. 1984’te Hoffman, Broadway’de yeniden sahnelenen Willy Loman’ın “Death of a Salesman” eserindeki rolüyle En İyi Oyuncu dalında Drama Desk ödülünün sahibi oldu. Oyuncu, bu tiyatro oyununda hem oyuncu hem de yapımcı olarak görev aldı. Broadway yapımlarında başrol oynamasının yanı sıra çeşitli televizyon programlarının özel bölümlerinde yaptığı sunuculukla Emmy ödülünün de sahibi oldu.
Hoffman, Venedik Taciri” adlı eserdeki Shylock rolüyle Londra tiyatrolarına geri dönüş yaptı ve bu oyundaki performansı ona Tony ödülü getirdi.
Aynı zamanda yapımcı olan Hoffman, Diane Lane, Viggo Mortensen, Liev Schreiber ve Anna Paquin’in yer aldığı Tony Goldwyn’in sinema filmi “İç Çamaşırı”nın da yapımcılığını üstlendi. Hoffman ayrıca, iki Emmy ödüllü “Şeytanın Matematiği”nin de baş yapımcısıdır.
Los Angeles doğumlu olan Hoffman Santa Monica Community Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından Lee Strasberg’le çalışmak için New York’a gitmeden önce Pasadena Playhouse’da okudu.
Hoffman, 20 Eylül 2008’de açılan Eli and Edythe Broad Stage Theater için Sanatsal Danışmanlık Heyeti başkanlığını yürütüyor. 499 koltuklu en gelişmiş tiyatro olan yapı, Santa Monica College ve çevre halkı için ihtiyaç duyulan bir performans tesisi niteliğinde.
Hoffman son olarak 2009 César Ödülleri’nde César Onur Madalyası’na layık görüldü.
JACKIE CHAN (Maymun) için oyuncu, aksiyon koreografı, film yapımcısı, komedyen, yapımcı, dövüş sanatçısı, senarist, girişimci, şarkıcı ve sahne dublörü isimleri sıralanabilir. Hong Kong asıllı olan sanatçı en çok akrobatik dövüş stili, komik zamanlamaları, gelişmiş silahları kullanması ve yenilikçi bir dublör olmasıyla tanınır. Yetmişli yıllardan beri sinemayla iç içe olan Chan, bugüne kadar 100’den fazla filmde rol almıştır.
1960 yılında babası Avustralya’ya Amerikan Konsolosluğu’nda baş aşçı olarak çalışmaya giden Chan orada, Çin Drama Akademisi’ne ve Pekin Opera Okulu’na gönderilmiş. Orada Chan, on yıl boyunca düzenli bir şekilde dövüş sanatları ve akrobasi eğitimi almış.
1971 yılında mezun olan Chan, Hong Kong’un süperstarı Bruce Lee’nin başrolünde olduğu “Öfkenin Yumruğu” filminde akrobat ve dublör olarak iş bulmuş. O film için anlatılanlara göre, Çin sinema sektörünü tarihindeki en yüksek düşüşünü gerçekleştirmiş ve bu başarısıyla hem Lee’nin hem de diğerlerinin saygısını ve takdirini kazanmış.
Lee’nin trajik ölümünün ardından Chan, Lee’nin kalıplarından kurtulup kendi stilini yaratmak istediğine karar vermiş. Dövüş sanatlarındaki becerisini etkileyici cesareti—oynadığı hiçbir sahnede dublör kullanmama konusunda oldukça ısrarlı davranmıştır— ve idollerinden biri olan Buster Keaton’ı anımsatan garip komik hareketleriyle birleştirince Chan, yaratmak istediği kendine özgü stil için gerekli formülü tamamlamış.
Chan ilk büyük çıkışını 1978 yılındaki “Kartal Gölgesi” adlı filmle yaptı. Yönetmen Yuen Woo Ping’in çektiği bu filmde Chan’e dublör olarak istediğini yapabilme izni verilmişti. Komik kung fu türünü yaratan film, Hong Kong izleyicisi için de yepyeni bir soluk olmuştu. Başrolde yer aldığı “Drunken Master” filmiyle Chan, sonunda tüm dünyaca tanınan bir isim hâline geldi.
Yer aldığı önemli sinema filmleri ise şöyle: Michelle Yeoh ile birlikte çalıştığı “Supercop” ve “Supercop 2”, “Tehlikenin İçinde”, “İntikam Yarışı”, “Rüzgârın Oğlu”, Chris Tucker’la başrolü paylaştığı üç filmden oluşan “Bitirim İkili” serisi, Owen Wilson’la karşılıklı oynadığı “Şangaylı Kovboy” ve “Şangay Şövalyeleri”, Jennifer Love Hewitt’le kamera karşısına geçtiği “Smokin”, “Madalyon”, Passepartout/Lau Xing’i canlandırdığı “80 Günde Devriâlem”, Maymun’a sesini verdiği “Kung Fu Panda”, “Kapımdaki Casus” ve yapımcılığını Sony Pictures adına Will Smith ve Jerry Weintraub’un üstlendiği, Jaden Smith’le başrolü paylaştığı 2010 yılının gişe rekorları kıran filmi “The Karate Kid”. Chan ayrıca “Jackie Chan Adventures” adlı çizgi filmde de kendini seslendiriyor.
1983 yılında Jackie Chan Dublörler Derneği’ni kurdu. Altı üyenin birlikte kurduğu bu derneğin amacı dublörlerin yalnızca sigortalanmaları değil, aynı zamanda aylık olarak daha yüksek ücretlendirilmeleri.
Ondan beş sene sonra, 1988 yılında kurulan Jackie Chan Yardım Kuruluşu’nun amacı ise Hong Konglu çocuklara burs vermek ve aktif bir şekilde gerekli olan her açıdan yardım ulaştırmak. Yıllar içinde kuruluş, faaliyet alanını genişletti ve sağlık hizmeti, doğal afetzedelere ya da hastalara yardım gibi önemli konuları da verdiği hizmetlere dâhil etti. Kuruluşa en çok bağış yapanlar Hong Konglu hayırseverler ve dernekler.
UNICEF’in iyi niyet elçisi olan Chan, birçok başarılı yardım faaliyetinde dur durak bilmeden çalıştı. Hayvan istismarını önlemek ve hayvanları korumak için bir kampanya başlattı. Daha sonra ise Çin’de ve 2004 yılında Hindistan’daki tsunami felaketinden zarar görenler için gönüllü olarak çalışmaya başladı. 2006 yılının Haziran ayında, Warren Buffett ve Bill Gates’in ihtiyacı olanlara yardım etmelerine atıfta bulunarak, ölümünden sonra mal varlığının yarısını hayır kurumlarını bağışlayacağını açıkladı. 2008’deki Sichuan depreminin ardından Chan 10 milyon yuanı ihtiyacı olanlara bağışladı.
Bu sene Tōhoku’da meydana gelen deprem ve tsunami felaketi sonrasında Chan ve Asya’nın önde gelen sanatçıları ve ünlüleri, Japonya’nın yaralarının sarılmasına yardımcı olmak adına 1 Nisan’da üç saatlik özel bir yardım konseri düzenlediler. Jackie Chan konserde yaptığı konuşmada şöyle demişti: “Yalnız kalmayacaksınız, biz hep sizinleyiz.” Etkinlikten 3,3 milyon dolardan fazla gelir elde edildi.
SETH ROGEN (Mantis) yeni nesil komedi oyuncuları, yazarları ve yapımcılarının önde gelen isimlerinden. Rogen on parmağında on marifet olan sanatçılardan. Senaryo yazıyor, yapımcı olarak çalışıyor ve Ocak ayında gösterime giren biz çizgi romanın beyaz perde uyarlaması “Yeşil Yaban Arısı”nın ana karakteri Britt Reid’i canlandırıyor. Michael Gondry’nin yönettiği filmde Rogen’e Oscarlı oyuncu Christoph Waltz kötü adam Chudnofsky rolüyle eşlik ediyor.
Rogen son olarak, Vancouver asıllı Will Reiser’ın yaşam öyküsünden esinlenilen “The Untitled Seth Rogen Cancer Comedy” filmini tamamladı. Joseph Gordon-Levitt’in başrolde olduğu film, 25 yaşındaki bir gencin (Gordon-Levitt) kanser olduğunu öğrenmesini ve en yakın arkadaşının en büyük isteğinin onun kanseri yenmesi olduğunu komik bir dille anlatıyor. Filmin 2011 ilkbaharında gösterime girmesi planlanıyor. Rogen bundan önce “Çok Fena” filminin yönetmeni Gred Mottola’yla yeniden bir araya gelerek komedi filmi “Paul”deki ana karakteri seslendirdi. Senaryosunu Nick Frost ve Simon Pegg’in yazdığı, Jane Lynch, Kristen Wiig ve Jason Bateman’ın başrolde oldukları filmde Rogen 51. Bölge’den kaçmış ve Comic Con’a doğru gitmekte olan iki kişiyle karşılaşan bir uzaylıyı seslendiriyor.
2005 yılında gerçekleştirilen Emmy Ödülleri’nde Müzik ya da Komedi Programlarında En İyi Senaryo dalında “Da Ali G Show”la aday gösterilen Rogen, standup komedyenliği kariyerine 13 yaşında Vancouver, Kanada’da başladı. Los Angeles’a taşındıktan sonra Rogen, Judd Apatow’un başarılı televizyon komedi filmleri “Freaks and Geeks” ve “Undeclared”da yan rollerde oynadı. O zamanlar 18 yalında olan sanatçı “Undeclared”de ayrıca senaryo ekibinde de çalıştı. Bundan kısa bir süre sonra Rogen’e Apatow film kariyeri konusunda akıl hocalığı yapmaya başladı ve kariyerinin ilk büyük ses getiren filmi “Kırk Yıllık Bekâr” arka arkaya iki hafta sonu boyunca listelerde birinci sıraya yerleşti. Tüm dünyada 175 milyon dolardan fazla hasılat toplayan filmle Rogen, geleceğin sinema yıldızı olarak anılmaya başlandı. Film, AFI tarafından Yılın En İyi 10 Sinema Filmi arasında gösterildi ve 11. Eleştirmenlerin Seçimi Ödülleri’nde En İyi Komedi Filmi ödülünü almaya hak kazandı. Rogen aynı zamanda filmin yardımcı yapımcısıydı.
2007 yazında Rogen, arka arkaya hasılat rekorları kıran iki filmde yer aldı. İlki Katherine Heigl, Paul Rudd ve Leslie Mann’le başrolü paylaştığı bir Apatow yapımı olan, dağıtımını Universal Pictures’In yaptığı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 140 milyon dolarlık bir gişe hasılatı elde eden “Kaza Kurşunu” adlı film. Rogen bu filmin baş yapımcısı olarak da görev aldı. 2007 yazının diğer ses getiren filmi ise Evan Goldberg’le birlikte yazıp yapımcılığını üstlendiği “Çok Fena”(yarı otobiyografik komedi). Sony Pictures’dan çıkan filmin hasılatı 120 milyon doları aşmıştı. İkili bir sonraki sene bir aksiyon-komedi filmi olan “Pineapple Express”le de yine çok başarılı oldular. Sony Pictures’ın dağıtımını üstlendiği, Rogen’in James Franco ve Danny McBride’la birlikte oynadığı box office listesinin birinci sırasına yerleşen film, dünya çapında 100 milyon dolardan fazla bir hasılat elde etti.
Rogen oyunculuk kariyerinin yanı sıra yaptığı başarılı seslendirmelerle de adından söz ettiriyor. Jack Black, Dustin Hoffman ve Angelina Jolie ile birlikte çalıştığı “Kung Fu Panda”da Mantis karakterini canlandıran Rogen, bundan bir sene sonra bir 3D animasyon fenomeni hâline gelen “Canavarlar Yaratıklara Karşı” filminde B.O.B.’yi seslendirdi. Rogen’e bu filmde eşlik eden isimler arasında Paul Rudd, Rainn Wilson ve Oscarlı oyuncu Reese Witherspoon da vardı. DreamWorks Animation’dan çıkan film tüm dünyada yaklaşık 370 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.
Rogen’ın yer aldığı diğer filmler ise şöyle: “Horton”, “Garip Bir Aşk Öyküsü”, “Gözüm Üstünde”, Adam Sandler’la birlikte oynadığı “Matrak Adamlar”.
Rogen’in bir sonraki projesi Sarah Silverman ve Michelle Williams’la birlikte kamera karşısına geçeceği, Sarah Polley imzalı “Take This Waltz”.
Oyuncu şu an Los Angeles’ta yaşıyor.
LUCY LIU (Engerek) sinema, televizyon dünyasında ve Broadway’de adından başarıyla söz edilen bir isim. Yer aldığı son sinema filmi yönetmenliğini THE RZA’nin yaptığı ve Russel Crowe’la birlikte kamera karşısına geçtiği “Demir Yumruklu Adam”. Filmin 2012’de gösterime girmesi bekleniyor. Liu’nun şu an post-prodüksiyonda olan üç filmi var: Adrien Brody, James Caan, ve Marcia Gay Harde’la birlikte oynadığı Tony Kaye imzalı “Detachment”, Roberto Faenza’nın Peter Cameron’ın romanının sinema uyarlaması “Someday This Pain Will Be Useful to You” ve Michael C. Hall ve Peter Fonda’nın da oyuncu kadrosunda yer aldığı komedi filmi “East Fifth Bliss”.
Liu, Broadway’de ilk olarak 2010 yılın Mart ayında Tony ödüllü oyun “God of Carnage”da Jeff Daniels, Dylan Baker ve Janet McTeer gibi oyuncular arasında yer almış ve canlandırdığı Annette karakteriyle başrol oynamıştır. 2010 Ocak ayında Liu, Nicholas D. Kristof ve Sheryl WuDunn’ın yazdığı en çok satan kitaplardan biri olan “Half the Sky”ın sinema uyarlaması için ilk kez yönetmen koltuğuna oturdu. Oyunculuk ve yönetmenlik kariyerine bir de yapımcılığı ekleyen Liu’nun bu alanda görev aldığı ilk film ise 2006 yılında Tribeca Film Festivali’nde galası yapılan eleştirmenlerce büyük beğeni toplayan “Freedom’s Fury” oldu.
Liu’nun daha önce rol aldığı filmler arasında “Charlie’nin Melekleri”, “Charlie’nin Melekleri: Tam Gaz”, “Kill Bill”, “Chicago”, “Kod Adı: Temizlikçi”, “Diriliş: Vampir Avcısı”, “Aşk Dedektifi”, “Domino”, “Şanslı Slevin”, “3 Needles”, “Şangay Kovboyları”, “Gününü Göreceksin”, “Ölümüne Kadar”, “Balistik” ve “The Year of Getting to Know Us” bulunuyor.
Televizyonda ise 2010 yılında Lifetime Network’ün romantik komedi filmi “Marry Me”deki rolüyle NAACP tarafından En İyi Kadın Oyuncu ödülüne aday gösterildi. Fox’un başarılı dizisi “Ally McBeal”deki unutulmaz Ling Woo’ya Lucy Liu hayat verdi. Oyuncu bu dizideki performansıyla Komedi Dizilerinde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Emmy ve Sinema Oyuncuları Derneği ödüllerinin sahibi oldu. Liu ayrıca “Cashmere Mafia” ve “Dirty Sexy Money” gibi dizilerde de izleyicilerin karşısına çıktı. HBO’nun en çok sevilen dizilerinden “Sex and the City,” “Joey” ve “Ugly Betty”de misafir oyuncu olarak yer alan Liu, çizgi film “The Simpsons”, “Futurama” ve “King of the Hill”de ise seslendirme kadrosunda yer aldı.
Tutkulu bir insan hakları savunucusu olan Lucy Liu ses getiren belgesel “Redlight”ın yapımcılığını üstlendi ve seslendirmesini yaptı. Belgeselde seks köleliği için satılan kadın ve çocukların içinde bulundukları zor durum anlatılıyor. 2009 yılında ilk kez Woodstock Film Festivali’nde gösterilen belgesel Showtime’da 2010 yılında televizyon izleyicileriyle buluştu. Liu 2004 yılından beri UNICEF’in elçisi ve bugüne kadar yardım çalışmaları çerçevesinde ziyaret ettiği ülkeler arasında Lesoto, Pakistan, Cote D’Ivoire, Kongo, Kahire ve Peru yer alıyor.
New York doğumlu olan oyuncu Stuyvesant Lisesi’nden mezun olduktan sonra NYU’ya kabul edilmiş. Üniversiteden sonra ise Michigan Üniversitesi’nin Fen Fakültesi’nden mezun olmuş.
Atlanta, Georgia doğumlu olan DAVID CROSS (Turna) Emerson College’da sinema okumak için Boston’a gelmiş fakat kısa bir süre sonra okuldan ayrılıp tam zamanlı olarak standup komedyenliği yapmaya başlamış. “The Ben Stiller Show”u yazmak için Los Angeles’a taşınmış ve programın iptalinden sonra diğer senaristlerle birlikte Emmy ödülünü kucaklamış.
Skeç geleneğinin takipçisi olan Cross, Bob Odenkirk ile birlikte HBO için çığır açacak bir program hazırlamış: “Mr. Show with Bob & David.” Dört yıl boyunca devam eden program birçok kez Emmy’ye aday gösterildi. Oyuncu ayrıca Subpop etiketiyle iki komedi CD’si çıkardı: “Shut Up You F---ing Baby” and “It’s Not Funny.” Cross, ilk çıkardığı CD’yle Grammy’ye aday gösterildi. İkisi de hâlâ çok satanlar listesinde ve oldukça coşkulu tepkiler alıyor. 2010 yılında David bir komedi yapımı olan “Bigger and Blackerer”ı aynı adı taşıyan bir CD’yle birlikte piyasaya sundu. David’in yazdığı ilk kitap olan I Drink For a Reason ise 2009 yılının Ağustos ayında okuyucularla buluştu.
David’in yer aldığı filmler arasında “Siyah Giyen Adamlar” (1 ve 2), “Guffman’ı Beklerken”, “Korkunç Bir Film 2”, “Ghost World”, “Sil Baştan”, “Meraklı Maymun”, “The Year One” ve DreamWorks’ten çıkan “MegaZekâ” ve “Kung Fu Panda” yer alıyor. David bunların yanında ayrıca Bob Dylan’ın hayatının anlatıldığı Todd Haynes yönetmenliğindeki “I’m Not There” adlı filmde de oynadı. Son olarak Fox için çekilen “Alvin ve Sincaplar 3” filminde ilk ikisinde olduğu gibi “Alvin”i canlandırdı.
Televizyonda ise Emmy ödüllü Fox yapımı “Arrested Development”da Tobias Fünke olarak yer aldı ve son olarak yine bir Fox yapımı olan “Running Wilde”ın çekimlerini tamamladı. David Comedy Central’da yayınlanan “Freak Show”un hem yapımcısı hem de başrol oyuncusu. Çizgi filmi Jon Benjamin’le birlikte yaratan David, “Running Wilde”da yeniden rol almaya başladı. David şu anda Birleşik Krallık’ta IFC ve Channel 4 için başrolünde oynadığı “The Increasingly Poor Decisions of Todd Margaret” adlı dizinin ikinci sezonunun yaratıcılığını üstleniyor.
60 yıllık kariyeri boyunca JAMES HONG (Bay Ping), 500’ün üzerinde sinema filmi ve televizyon programında yer aldı. “Bıçak Sırtı”, “Çin Mahallesi” ve bir klasik olan “Küçük Çin’de Büyük Bela” gibi ünlü filmlerde başrolde oynayan James, bugüne kadar sayısız ikonik karaktere hayat verdi.
Aranan oyuncu en son, aksiyon filmlerinin yıldızı Jason Statham’la birlikte “Safe”te ve “Dünyanın Durduğu Gün”de kamera karşısına geçti.
Kung Fu Panda’da yeniden Bay Ping’i seslendiren James, “Kung Fu Panda Holiday”deki performansıyla Annie ödülünün sahibi oldu.
Hem beyazperdenin hem de televizyonun tecrübeli isimlerinden ola James Hong dünyanın en üretken oyuncularından biri kabul edilir. Kariyerinin ilk zamanlarında, onun hızla yükselemesine büyük katkı sağlayan Groucho Marx’ın dikkatini çekmişti. James Clark Gable ve Susan Hayward gibi efsane oyuncularla da çalışabilme imkânı bulmuştur. Oyuncunun yer aldığı filmler arasında “Öfke Topları”, “Altın Çocuk”, “Kara Dul”, “Wayne’in Dünyası 2”, “Çılgın Dünürler”, “Kızıl Köşe”, “Mulan”, “Uçak”, “Dedektif Jake”, “Dangalakların İntikamı 2” ve “Nefes Nefese” gibi unutulmaz filmler yer alıyor.
James’in damgasını vurduğu televizyon programları ise şöyle: The West Wing,” “The Big Bang Theory,” “Chuck,” “Bones,” “The X-Files,” “The Drew Carey Show,” “The King of Queens,” “Law & Order,” “Malcolm in the Middle,” “Friends,” “Seinfeld,” “Miami Vice,” “The Rockford Files,” “Charlie’nin Melekleri,” “Taxi,” “Dynasty,” “The New Adventures of Wonder Woman,” “Starsky & Hutch,” “ All in the Family,” “Hawaii Five-O,” “Mission: Impossible,” “Bonanza” and “Dragnet” ve daha birçok başarılı yapım.
Onu zorlayan roller hâlâ mücadeleyi seven bu oyuncuyu çok heyecanlandırıyor. Bu sebeple tamamen Fransızca konuştuğu “The Idol”daki rolü hiç düşünmeden kabul etmiş.
Asyalı Amerikalılar topluluğunda daha şimdiden efsaneye dönüşen ve Asya-Pasifik Amerikan Oyuncular Derneği’nin kurucu üyesi ve başkanı olan James Hong Los Angeles’ın ilk ve en eski Asyalı Amerikan tiyatro topluluğu olan “Doğu-Batı Oyuncuları”nı kurdu.
Aslen Minnesota’lı USC mezunu olan Hong Los Angeles’ta ailesiyle birlikte yaşıyor. Tecrübeli oyuncuya en çok keyif veren şeyler kendi yazıp yapımcılığını üstlendiği bağımsız filmleri yönetmek.
Yaklaşık 20 yıldır hep en başarılı filmlerde gördüğümüz GARY OLDMAN (Lord Shen), en çok Harry Potter’ın vaftiz babası Sirius Black, Batman’ın suçlulara karşı birlikte savaştığı partneri Komiser Jim Gordon, Dracula, Beethoven, Lee Harvey Oswald, Joe Orton, Sid Vicious ve Harrison Ford’un “Air Force One” uçağını kaçıran terörist rolleriyle milyonlar tarafından tanınır. Başarılı oyuncu ayrıca Luc Besson’un “Sevginin Gücü”nde, “Beşinci Element”te ve “Uzayın Derinliklerinde” filminde Dr. Zachary Smith rolüyle unutulmaz sanatçılar arasına girmiştir.
Kendi kuşağının en önde gelen oyuncularından biri olarak kabul gören ve tüm dünyaca tanınan Oldman, son 18 yılda diğer tüm oyunculardan daha fazla başarılı filmlerde rol almıştır. Sinema tarihinin en büyük hasılat rekorunu kıran 10 film içinden birden fazlasında (yalnızca birinde değil, tarihin en başarılı film serisinin iki yapımında da oynamıştır) yer almıştır.
Oldman 2011 yılında Empire Icon – Hayat Boyu Başarı ödülünün sahibi olmuştur.

“Harry Potter” dörtlemesinin hepsinde (“Harry Potter ve Ateş Kadehi”, “Harry Potter ve Azkaban Tutsağı”, “Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı”, “Harry Potter ve Ölüm Yadigârları: Bölüm II” ve Batman serisinin her iki filminde de (“Batman Başlıyor”, “Kara Şövalye”) yer alan oyuncuyu yakında gösterime girmesi beklenen “Kara Şövalye Yükseliyor”da da izleyebileceğiz.


Oldman şu an John le Carre’nin “Tinker, Tailor, Soldier, Spy” adlı eserinin sinema uyarlamasında usta ajan Geroeg Smiley rolüyle yine ikonik bir karakter yaratıyor.
“Tanrının Kitabı”nda Danzel Washington’la birlikte kamera karşısında geçen oyuncunun sinema kariyeri 1979 yılında çok çalışan bir tiyatro oyuncusuyken (1985’ten 1989’a ladar London’s Royal Court’ta oynuyordu) başladı. BBC’de yayınlanan ilk filmleri Mike Leigh’nin “Meantime” ve “The Firm”ün merhum Alan Clark versiyonlarıydı. Bunların devamında ise “Sid ve Nancy”, Stephe Frears yönemenliğinde çekilen “Kulaklarını Dik”, Tom Stoppard imzalı “Rosencrantz and Gildenstern Are Dead”, Oliver Stone’un başarılı filmleri “Gangsterlerin Arasında” ve “JFK”, Francis Ford Coppola filmi “Bram Stoker’dan Dracula”, Tony Scott’ın yöenttiği “Romeo Is Bleeding” ve “True Romance”, Luc Besson’dan “Sevginin Gücü” ve Roland Joffe imzalı “İlk Canilik”, “Ölümsüz Sevgi”, “Kırmızı Leke” gibi filmler geldi.
1995 yılında Oldman ve hem menajerlik hem de yapımcılık yapan ortağı Douglas Urbanski’yle bir yapım şirketi kurdu. Bu şirketten Oldman’ın ilk kez yönetmenliği denediği büyük beğeni toplayan “Nil By Mouth” çıktı. Film aday gösterildiği 17 ödülden 9’unu kazandı ve 1997 yılında Kathy Burke’ün En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandığı Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olarak seçildi. Aynı yıl Oldman, Edinburgh Film Festivali’nin prestijli ödülü Channel Four Yönetmen Ödülü’nün, Douglas Urbanski’yle birlikte paylaştığı En iyi Film British Academy ödülünün ve En İyi Orijinal Senaryo kategorisinde BAFTA ödülünün sahibi oldu.
200 yılında ise Oldman ve Urbanski “Zirve Mücadelesi”nin yapımcılığını üstlendiler. Oscar’a birçok kategoride aday gösterilen filmde Joan Allen, Jeff Bridges, Christian Slater ve Sam Elliott gibi oyuncular yer aldı.
Son 18 sene boyunca Oldman, gösterime girdiği anda box Office listesinin birinci sırasına yerleşen 10 ayrı filmde yer aldı.
Yüklə 218,98 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin