MICHELLE YEOH (Falcı Kâhin) içlerinde James Bond’un “Yarın Asla Ölmez” filmi, “Kaplan ve Ejderha”, “Bir Geyşanın Anıları”, “Gün Işığı”, “Mumya: Ejder İmparatoru’nun Mezarı” ve “Babil M.S.” gibi filmlerin de yer aldığı 20’den fazla yapımda yer almış, tüm dünyada başarısı kabul görmüş bir oyuncu ve yapımcıdır. Filmlerinde her zaman klasik Asya kadını görünümünü, güçlü kadın rollerini oynayarak yıkmaya çalışır.
1983 yılında İngiltere’den yaratıcı sanatlar diplomasını alan Yeoh, Aynı yıl Miss Malezya seçildi ve kısa bir süre sonra, “Yes Madam”dan beri kendi filmlerindeki tehlikeli sahnelerde asla dublör kullanmadığı için Hong Kong’un kung fu kraliçesi oldu.
“Kaplan ve Ejderha”daki performansıyla 2001 yılında, En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde Taipei Golden Horse, Hong Kong Film ve BAFTA ödüllerine aday gösterildi. Yeoh ayrıca 1999 yılında CineAsia’nın En İyi Oyuncu ödülünün ve 2001 yılında düzenlenen ShoWest Kongresi Yılın Uluslararası Yıldızı ödülünün sahibi oldu. Aynı yıl Michelle’e Malezya hükümeyi “Dato” unvanını layık gördü.
2002’de modern bir romantik aksiyon-macera filmi olan“Temas” filminin oyunculuğunun yanında yapımcılığını da üstelenerek iş skalasına bir yenisini daha ekledi. Aynı yıl, yaratıcı yetenekleri beslediği için Montblanc Arts Patronage ödülüyle onurlandırıldı. Bundan sonra CineAsia tarafından Yılın Yapımcısı, Uluslararası Genç Liderler ve Girişimciler Derneği tarafından ise Dünyanın En Başarılı Gençleri ödülüne layık görüldü.
2004 senesinde nefes kesici romantik film “Bir Geyşanın Anıları”nda başrol oynadı. Tüm dünyada en çok okunanlar arasında her alan aynı adı taşıyan kitabın sinema uyarlamasının yapımcılığını Steven Spielberg üstlenirken, yönetmenliğini Rob Marshall yaptı. Bir sonraki sene ise Yeoh, Danny Boyle’un bilim kurgu gerilim filmi “Gün Işığında” yine başrolde izleyicilerin karşısına çıktı.
2007 yılının Ekim ayında Fransa cumhurbaşkanı tarafından Asya ve Frans arasındaki kültürel etkileşime ve sanata sağladığı faydalardan ötürü “Chevalier de la Legion d’Honneur” unvanıyla ödüllendirildi.
2008’de bir Hollywood başyapıtı olan “Mumya: Ejder İmparatoru’nun Mezarı” ve Fransız yönetmen Mathieu Kassovitz imzalı bilim kurgu gerilimi “Babil M.S.”da rol aldı. Michelle Yeoh eski dostu ve akıl hocası Terence Chang ve Tayvan medyasında oldukça iyi tanınan David Tang’le birlikte Asyalı yeni yetenekleri keşfetmek ve film yapımcılarını yetiştirmek amacıyla Stellar Entertainment’ı kurdu.
2009 senesinde sinemaya yaptığı katkılardan ötürü Inluential Chinese ödülüyle onurlandırıldı.
Geçen sene, Tayvanlı yönetmen Su Chao-Pin imzalı, yapımcılığını John Woo’nun üstlendiği ve ilk gösterimini Eylül ayında gerçekleşen Venedik Film Festivali’nde yapan aksiyon filmi “Reign of Assassins”te yer aldı.
Yeoh şu an, Birmanya’nın demokratik lideri Aung San Suu Kyi’nin hayatını anlatan Luc Besson filmi “The Lady”nin çalışmalarını sürdürüyor.
1999 ve 2002 yıllarında Uluslararası Berlin Film Festivali jürisinde yer alan Michelle, 2009’da Üçüncü Asya Film Ödülleri’nin ilk jüri başkanı seçildi.
Sinema ve hayırseverlik çalışmalarının yanı sıra Michelle, L’Oréal Paris’nin güzellik ürünlerinin, lüks cep telefonu Vertu’nun, Anlene’nin süt ürünlerinin ve lüks saat markası Richard Mille’in kampanya yüzü.
2009 yılında Michelle, Vertu’nun baş tasarımcısı Frank Nuovo’yla birlikte oldukça pahalı bir cep telefonu tasarladı. Michelle’in tasarımı olan telefon 2009 Mayıs’tan beri piyasada. Michelle’in tasarımcılık yeteneğini kullandığı bir başka marka da Richard Mille. Michelle’in tasarladığı saatlerin bu sene satışa çıkarılması planlanıyor.
Oyuncu, zamanının çoğunu hayırsever ve sosyal uğraşlara ayırıyor. Michelle AmfAR (AIDS araştırmaları yapan bir kuruluş), Force of Nature, Hong Kong Kanser Fonu, ICM (Beyin ve İlik Hastalıkları Enstitüsü) ve LoveFaithHope Hayır Kurumu’nun sözcüsü.
Michelle Yeoh tüm bunlara ek olarak Karayollarını Güvenli Hâle Getirelim kampanyasının da elçilik görevini yürütüyor. Tüm dünyadaki keşif heyetlerinin ve Birleşmiş Milletler Yol Güvenliği Projesi’nin liderldiğini üstleniyor.
Michelle 2010 Mart’ında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Malezya’yı temsil etti ve ülkenin sorunlarını anlattı. Oyuncu yolları daha güvenli kılıp, önümüzdeki 10 sene içerisinde milyonlarca hayatı kurtarmak ve yaralanmaların önüne geçmek için çalışmalarını sürdürüyor.
JEAN-CLAUDE VAN DAMME (Usta Timsah) aksiyon filmlerinde sergilediği dövüş sanatlarıyla tanınır. En çok ses getirmiş filmleri arasında “Kan Sporu” (1988), “Dövüşçü” (1989), “İkiz Kan” (1991), “Evrenin Askerleri: Geri Dönüş” (1992), “Zor Hedef” (1993), “Zaman Polisi” (1994) ve “JCVD” (2008) yer alır. Fiziksel özellikleri ve Belçikalı olmasından ötürü “Belçikalı Kas” diye de bilinir.
On yaşından beri yoğun bir şekilde dövüş sanatı eğitimi alan Van Damme, anavatanı Belçika’da dövüş sanatları ustası ve vücut geliştirici olarak ünlenmiştir ve bu ün ona vücut geliştirme unvanı olan “Bay Belçika”yı getirmiştir. 1982 yılında şansını sinemada denemek için Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Van Damme’ın ilk ses getiren filmi “Kan Sporu” olmuştur. Filmde Frank Dux’ın olduğu iddia edilen gerçek hayat hikâyesi anlatılır. 1,5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen film 1988 ilkbaharında Amerika box office listesinde birinci sıraya yerleşmiştir. Bu filmin ardından daha da az bir bütçeyle çekilen “Cyborg” gelir. 1989 yılında en son yer aldığı film Kurt Sloane rolünü canlandırdığı başarılı yapım “Dövüşçü”dür.
Daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde 36,299,898 dolar hasılat toplayan “Evrenin Askerleri” filminde Dolph Lundgren’le birlikte kamera karşısına geçmiştir. Film, okyanus ötesinde mütevazi bütçesinin (23 milyon dolar) neredeyse üç katı kadar (65 milyon dolar) gişe hasılatı elde etmiştir. “Evrenin Askerleri” Van Damme’ın o zamana kadar rol aldığı en çok izlenen film olmuştur.
Van Damme’in sinema kariyerine daha sonra “Kaçacak Yer Yok”, “Zor Hedef” ve “Zaman Polisi” eklemiştir. Film tüm dünyada elde ettiği 100 milyon dolarlık hasılatla, oyuncunun sinemada en çok izlenen filmi olmuştur.
Oyuncu 2008’de eleştirmenlerin övgüyle söz ettiği teatral yapım “JCVD” ile beyazperdeye geri döndü. Time dergisi Van Damme’ın performansını Heath Ledger’ın “Kara Şövalye”deki Joker rolünden sonra yılın en iyi ikinci performansı olarak değerlendirdi ve şöyle yazdı: “Van Damme siyah kuşağı değil, Oscar’I hak ediyor.”
2010 yılında Van Damme “The Eagle Path”in hem yapımcısı, hem yönetmeni hem de oyuncusu oldu. Son olarak ise “Dragon Eyes” filminin çekimlerini tamamlayan Van Damme geçtiğimiz Nisan ayında Olimpiyat altın madalyalı eski boksçu Somluck Kamsing’le karşı karşıya gelerek dövüş sporuna geri döndü. Elli yaşının üzerinde profesyonel anlamda kick boks yapan ilk insan olan Van Damme bu durum için şöyle diyor: “Tehlikeli olduğunu biliyorum ama hayat kısa.”
Bu sene Van Damme’ı birçok projede izleyeceğiz: “Evrenin Askerleri”nin yeni versiyonu ve “Cehennem Melekleri”nin ikinci filmi.
VICTOR GARBER (Usta Gürleyen Gergedan) kuşağının en yetenekli ve saygı duyulan oyuncularından biridir. Kariyerine altı Emmy ve dört Tony adaylığı sığdıran Garber birçok unutulmaz sinema, televizyon ve sahne projesinde yer aldı.
Son olarak Gus Van Sant’s Akademisi ödülü adayı “Milk” filminde San Francisco belediye başkanı George Moscone’u canlandıran Garber’ın yer aldığı diğer filmler arasında “İlk Eşler Kulübü”, “Sevginin Bağladıkları”, “Bu Nasıl Sarışın” ve Oscar ödüllü “Titanik” bulunuyor.
Garber’ın altı defa Emmy’ye aday gösterilmesini sağlayan performanslarının yer aldığı projeler şunlar: ABC draması “Alias”taki rolüyle üç, “Frasier” ve “Will&Grace”te canlandırdığı komik karakterlerle iki ve televizyon filmi “Life with Judy Garland: Me and My Shadows”daki Sid Luft rolüyle bir Emmy adaylığı.
Oyuncu son olarak “Nurse Jackie” ve “Glee” misafir oyuncu olarak, ABC kanalında yayınlanan “Eli Stone” dizisinde ise başrolde kamera karşısına geçti. Garber’ın televizyon kariyerindeki diğer diziler ise şöyle: “Justice”, “Laughter on the 23rd Floor,” “Meredith Willson’s The Music Man”, “Annie”nin ABC müzikal verisyonu, “The Wonderful World of Disney” filmi, “Rodgers and Hammerstein’s Cinderella.” Garber ayrıca televizyon dizisi “Dieppe”de ve televizyon filmi “First Circle”da da yer almıştır.
Garber, Tony ödüllerine ise “Damn Yankees”, “Lend Me a Tenor”, “Deathtrap” ve“Little Me”deki oyunculuğuyla aday gösterildi. Sondheim’ın atölye çalışması “Wiseguys”da ve Tonu ödüllü oyun “Art”da da rol aldı.
Tiyatro oyunları arasında ise Broadway yapımları “Arcadia,” “The Devil’s Disciple,” “Noises Off” and “Sweeney Todd” gösterilebilir. Garber ayrıca City Center Encores!’da sahnelenen Sondheim’ın “Follies”indeki ve son olarak Huntington Tiyatrosu’nda oynanan Nicholas Martin’in yönetmenliğindeki “Present Laughter” oyunlarındaki performansıyla büyük beğeni topladı. “Present Laughter” 2010 yılının Ocak ayında Broadway’de sahnelenmeye başlandı.
DENNIS HAYSBERT (Usta Fırtına Öküz) izleyicilerin ve eleştirmenlerin dikkatini ilk olarak FOX kanalının başarılı dizisi “24”te canlandırdığı Başkan David Palmer rolüyle çekti. Bu rolüyle Altın Küre’ye aday gösterildi. Televizyona CBS’te yayınlandığı ilk gün izlenme rekorları kıran “The Unit”le geri döndü. Haysbert’in Broadway’deki ilk oyunu geçen sene Eddie Izzard, Richard Thomas ve Afton C. Williamson ile birlikte sahnelediği David Mamet imzalı “Race”di. Aynı şirkette çalışan ikisi siyahî biri beyaz üç avukatın, siyahî bir kadını öldüren beyaz bir caninin savunmasını yapıp yapmayacaklarına karar verme çabalarını anlatan oyun sayesinde Haysbert’in yolu “The Unit”in yaratıcısı Mamet ile kesişmiş. Sinema filmi “The Details”in çekimlerini kısa süre önce tamamlayan Haysbert, bir kez daha Oscar adayı oyuncu Laura Linnet, Tobey Maguire ve Elizabeth Banks’le bir araya geldi. Dennis Haysbert aynı zamanda Allstate Insurance’ın kampanya yüzü.
Eleştirmenlerin büyük beğenisini toplayan Todd Haynes imzalı “Cennetten Çok Uzakta” adlı filmde Julianne Moore’la birlikte kamera karşısına geçen oyuncunun yer aldığı diğer projeler şu şekilde: yönetmen Spike Lee’nin “Love and Basketball” filmi; Clint Eatwood ve Gene Hackman’la birlikte oynadığı “Mutlak Güç”, Michelle Pfeiffer’a eşlik ettiği “Aşk Tarlası”, Ryan Phillppe, Chris Cooper ve Laura Linney’yle birlikte kamera karşısına geçtiği ve Sam Mendes’in yönettiği “İhanet”, Pedro Cerrano rolünü canlandırdığı “Çılgın Beyzbolcular”, Al Pacino ve Robert De Niro’lu “Büyük Hesaplaşma”, “Gerçeğin Peşinde”, “What’s Cooking”, “Bir Oh Desem”, “13. Kat”, “Navy SEALS”, “Birleşme Çizgisi” ve Brad Pitt, Catherine Zeta Jones ve Michelle Pfeiffer’la birlikte seslendirmesini yaptığı DreamWorks Animation yapımı “Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi”. Haysbert beyazperdenin dışında televizyon dizisi “Now and Again”de de izleyicilerin karşısına çıkmıştı.
Kuzey California’da doğup büyüyen Haysbert oyunculuğa Jesse Jackson’la birlikte rol aldıkları Emmy ödüllü “Lou Grant” dizisiyle başladı. AIDS’le savaşan projelerde aktif bir şekilde yer alan oyuncu 2000 yılında Harlem Sağlık Fuarı’nın “Sessiz Kalma” kampanyasının sözcüsü oldu. Ulusal AIDS Liderlik Komisyonu ve Batı Ülkeleri Hukuk ve Fakirlik Merkezi’nin de sözcülüğünü üstlenen Haysbert, Discovery Channel’ın Küresel Eğitim Ortaklığı’nın elçisi olmaktan da çok gurur duyduğunu belirtiyor.
Oyuncu şu an Los Angeles’ta yaşıyor.
DANNY McBRIDE (Kurt Lider) şu anda HBO’nun ikinci sezonunu yayınladığı “Eastbound & Down” dizisinde başrol oyuncusu olarak televizyon izleyicilerinin karşısına çıkıyor. McBride, dostları ve iş arkadaşları Jody Hill ve David Gordon Green ile birlikte dizinin hem yaratıcısı, hem senaristi hem de baş yapımcısı. Dizi ilk olarak 2010 yılının Şubat ayında yayınlandı ve o günden beri televizyon izleyicisinin en çok takip ettiği diziler arasında. McBride’ın canlandırdığı karakter Kenny Powers’ın Kuzey Carolina’ya kaçıp kendini Meksika’da baştan yaratmasıyla Eylül ayında ikinci sezon yayınlanmaya başlandı.
McBride ilk olarak, 2003 Sundance Film Festivali jüri ödülünün sahibi David Gordon Green imzalı “All The Real Girls” filmiyle sinemacıların dikkatini çekti. Fakat adını Hollywood’da duyurması ve en ünlü yapımcı ve yönetmenlerin yapımlarında mutlaka yer vermek istedikleri bir oyuncu olması 2006 yılında, yine aynı festivalde rol aldığı başarılı komedi filmi “The Foot Fist Way” ile oldu. Başrolünde oynadığı filmin senaryosunu üniversiteden sınıf arkadaşları Hill (“Gözüm Üstünde”) ve Ben Best (“Çok Fena”, “Eastbound & Down”un ilk sezonu) ile yazdı ve filmin başarısı Will Ferrell ve Adam McKay’in ortak yapım şirketi Gary Sanchez Productions’ın dikkatini çekti. 2009 yılının Mayıs ayında Paramount Vantage’dan çıkan film için Los Angeles Times “herkesin daha sık yapılmasını dilediği yeni bir keşif “ olarak nitelendirirken USA Today ise “Foot Fist ‘Napoleon Dynamite’ ve ‘Sıkı Aynasızlar’ gibi diğer düşük bütçeli filmlerden çok daha orijinal ve komik” yorumunu yaptı.
2008 senesinde McBride’ın başarısı Seth Rogen ve James Franco’yla birlikte oynadığı “Pineapple Express” filmiyle devam etti. Yönetmenliği Green’in yaptığı, senaryosunu ise Rogen ve Evan Goldberg’ün (“Çok Fena”) birlikte yazdığı filmde uyuşturucu çetesiyle ilişkisi olan iki yakın arkadaşın hikâyesi anlatılıyor. McBride filmde canlandırdığı Red karakteriyle, Detroit Film Eleştirmenleri Birliği tarafından En İyi Çıkış Yapan Oyuncu kategorisi için aday gösterildi. Sony Pictures’dan Ağustos ayında gösterime giren film, tüm dünyada elde ettiği 100 milyon dolarlık gişe hasılatıyla box office listesinin ilk sırasına yerleşti.
“Pineapple”la kazandığı başarının hemen ardından McBride, bir Paramount yapımı olan “Tropik Fırtına” ile bir hafta sonra yeniden box office listesinde bir numaradaydı. Yönetmenliği ve senaryosu Ben Stiller’a ait olan film, arka arkaya iki hafta boyunca birinci sırada kaldı ve A.B.D.’de toplamda 100 milyon dolar gişe hasılatı elde etti. McBride bu filmde Stiller, Robert Downey, Jr., Jack Black, Tom Cruise ve Matthew McConaughey gibi yıldız isimlerle birlikte kamera karşısına geçti.
Oyuncu daha sonra George Clooney ve Melanie Lynsky’yle birlikte rol aldığı Oscar adayı “Aklı Havada” filminde rol aldı. Bu filmi takiben, 2010 yazının gişe rekorları kıran animasyon filmi “Çılgın Hırsız”da Fred McDade’i seslendirdi. Film tüm dünyada 280 milyon dolardan fazla hasılat elde etti. McBride aynı zamanda “Hot Rod”, “Şıpsevdi”, “Kiralık Fedai” ve “Gözüm Üstünde” gibi komedi filmlerinde de oynadı. McBride, Robert Downey Jr. ve Zach Galifianakis’in başrolde oldukları “Git Başımdan” filminde de konuk oyuncu olarak yer aldı.
Oyuncu son olarak, ortak yazarlığını ve yapımcılığını üstlendiği, aynı zamanda da başrolünü oynadığı “Your Highness” filminde rol aldı. Başrollerinde James Franco, Natalie Portman ve Zooey Deschanel gibi yıldız isimlerin yer aldığı filmde McBride, Orta Çağ’da babasının krallığını kurtarmak için kahraman erkek kardeşiyle bir görevi tamamlaması gereken tembel ve kibirli prens Thadeous’u canlandırıyor. McBride Ağustos ayında Jesse Eisenberg (“Yaz Aşkı”), Aziz Ansari (“Matrak Adamlar”) ve Nick Swardson’la (“Pineapple Express”) yeniden bir araya gelerek “30 Minutes or Less” adlı filmin çekimlerine başlayacak. Komedi türündeki film, bir pizza dağıtıcısını kaçırıp onu 30 dakika içerisinde banka soymaya zorlayan iki suçluyu anlatıyor.
Aslen Statesboro, Georgia’lu olan McBride’ın çocukluğu ve gençliği Virginia’da geçmiş. Film yapımcılığı konusunda Güzel Sanatlar Diploması aldığı Kuzey Carolina Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olan oyuncu şu an Los Angeles’ta ikamet ediyor.
Film Yapımcıları Hakkında
JENNIFER YUH NELSON (Yönetmen) yeteneğini şu ana kadar dört DreamWorks Animation yapımı için kullandı: 2008 tarihli “Kung Fu Panda” (baş senarist), 2005 tarihli “Madagascar” (görsel senaryo tasarımcısı), 2003 çıkışlı “Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi” (baş senarist) ve 2002 tarihli “Özgür Ruh” (görsel senaryo tasarımcısı). Sanatçı şu an ise”Kung Fu Panda 2”nin yönetmen koltuğunda oturuyor.
DreamWorks Animation’a katılmadan önce Nelson, HBO için çok çeşitli projeler ve kısa filmler hazırlıyordu. Nelson, HBO’nun 1999 En İyi Çizgi Film Emmy ödüllü animasyon dizisi “Spawn” da yönetmen, görsel senaryo tasarımcısı ve karakter tasarımcısı olarak görev aldı.
Nelson HBO’daki kariyeri boyunca birçok farklı ülkede çalıştı. Bu ülkeler arasında animasyon denetleyicisi olarak görev aldığı Kore ve Japonya da bulunuyor. Sydney, Avustralya’daki sorumluluğunda ise Mystery Clock Productions’a ait live-action olarak çekilen “Dark City” filminin görsel senaryo tasarımı ve çizimi bulunuyordu.
California State Üniversitesi, Long Beach’ten resim diplomasını alan Nelson’ın birçok bağımsız çizgi romanı bulunuyor.
MELISSA COBB’un (Yapımcı) DreamWorks Animation’da yapımcılığını yaptığı ilk film “Kung Fu Panda”.
Cobb yapımcılık kariyerine, içinde uzun soluklu “Greater Tuna” ve Edinburgh Sanat Festivali ödüllü iki oyun gibi tiyatro projeleriyle başladı. Cobb’un tiyatrodan sinema yapımcılığına bağımsız yapım şirketi I.R.S Media’da ilk olarak geliştirme müdürü, sonra ise yapım genel müdürü olarak çalışmaya başlamasıyla geçiş yaptı. Burada, içinde başrollerinde Bill Paxton ve Billy Bob Thornton’I izlediğimiz Carl Franklin’in başarılı filmi “One False Move”un da olduğu onlarca filmin tüm yapım aşamalarından sorumluydu.
Cobb I.R.S. Media’dan ayrılınca ilk olarak yaratıcı ekip şefi daha sonra ise yapım müdürü sıfatıyla Walt Disney Pictures’a geçti. Cobb Walt Disney’de şirket adına live-action isimleri keşfedip geliştirmekten sorumluydu. Görevi süresince “Blanck Check”, Steven Sommers imzalı “Orman Çocuğu” ve başrolünde Checy Chase’in yer aldığı “Bizim Evin Erkeği” gibi yapımlarda çalıştı. Fox Family Films’e ait Blue Peach’te (görev aldığı yapımlar: “Dünyadan Sonra” ve Drew Barrymore’un başarılı filmi “Sonsuza Dek”) müdür baş yardımcısı olarak çalıştıktan sonra Yapım Müdürü Baş Yardımcısı unvanıyla 20th Century Fox Animation’a geçti. Cobb şirket için aralarında başrollerini Matt Damon, Drew Barrymore, Bill Pullman ve John Leguizamo’nun paylaştığı “Dünyadan Sonra” ve yine barolünde Drew Barrymore’un yer aldığı CGI’ın Emmy adayı televizyon filmi “Olive, the Other Reindeer” gibi birçok yapımda görev aldı.
Cobb en son, VH1 kanalının Televizyon Filmleri Başkan Yardımcısı olarak şirketin tüm müzikli filmlerinin geliştirilmesiden ve yapımından sorumlu oldu. Bundan önce özgeçmişinde yer alan projeleri ise şöyle: Michael Jackson’ın biyografik filmi “Family Values”, “Guilty Pleasures”, Mariel Hemingway ve Jason Priestley’nin oynadığı “Warning: Parental Advisory” ve başrolünde Jennifer Beals’ın yer aldığı “Öldüren Şarkı”.
UCLA - Anderson Graduate School of Management MBA’li Cobb, Standford Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi mezunu.
JONATHAN AIBEL & GLENN BERGER (Senaryo / Ortak Yapımcılar) günümüzün en çok sevilen, popüler aile filmlerinin senaryolarını yazıyorlar. Bugüne kadar filmlerinin tüm dünyadaki gişe hasılatı yaklaşık 1,5 milyar dolar.
Aibel ve Berger’in yolları üniversiteden hemen sonra, ikisi de idarî müşavir olarak çalışırken kesişti. Kısa bir süre sonra ikisi de komedi yazarlığına duyduklarını tutkuyu keşfettiler, tabii aynı şekilde idarî müşavirlikten ne kadar sıkıldıklarını da o zaman anladılar. Bunun üzerine hemen evrak çantalarını ve takım elbiselerini bir kenara bırakıp Los Angeles’a taşındılar. O zamandan beri son on yılın en başarılı aile filmlerinin senaryolarını yazan Aibel ve Berger, sektörün en yetenekli ve saygı gören komedi yazarlarının aralarına katıldılar. İkili, karakter bazlı komediyi aksiyon ve duyguyla birleştirmeleri, aynı zamanda da her yaştan izleyiciye hitap etmeleriyle övünüyor.
Senaryosunu yazdıkları başarılı seri “Alvin ve Sincaplar”ın üçüncü filmi olan “Alvin ve Sincaplar: Chip-Wrecked”in 20th Century Fox tarafından 16 Aralık 2011 tarihinde gösterime sokulması planlanıyor. Senaristliğini yaptıkları diğer aile filmleri arasında “Alvin ve Sincaplar 2” ve DreamWorks Animation’ın ilk 3D filmi “Canavarlar Yaratıklara Karşı” yer alıyor.
Sinemadaki kariyerlerinin yanında Aibel ve Berger, televizyonda çalışmaktan büyük keyif alıyorlar. Altı sezon boyunca senaryosunu yazdıkları FOX kanalının en çok izlenen dizilerinden “King of the Hill”de daha sonra baş yapımcılığa yükseldiler. Dört kere Emmy’ye aday gösterilip bir kere de ödülün sahibi oldular.
RAYMOND ZIBACH (Yapım Tasarımcısı) Oscar’a aday gösterilen serinin ilk filmi “Kung Fu Panda”da yapım tasarımcısı olarak çalıştıktan sonra DreamWorks Animation yapımı devam filmi “Kung Fu Panda 2”de yine aynı unvanla görev aldı.
Kariyeri televizyon dizilerinde çalışarak başlayan Zibach, “Alvin ve Sincaplar”, Darkwing Duck”, “Bonkers”, “Uzunkuyruk”, “Schnookums and Meat Funny Cartoon Show”, “Rocko’nun Modern Yaşamı”, “The Ren & Stimpy Show” ve “The Twisted Adventures of Felix the Cat” gibi çizgi filmlerin yanı sıra TV dizisi “Yıldız Savaşları: Klon Savaşları”nda çizer olarak görev aldı.
Zibach’ın sinemaya geçişi ise animasyon filmi “Rover Dangerfield”da arka plan çizeri olarak çalışmaya başlamasıyla oldu. Daha sonra aynı görevde “Alaaddin ve Hırsızlar Kralı” ve “Space Jam” filmleri için çalıştı. DreamWorks Animation’a katılan Zibach, daha sonra sanat yönetmenliğine yükseleceği “El Dorado Yolu” filminde, arka plan departmanı süpervizörü olarak çalışmaya başladı. Bu filmden sonra ise yapım tasarımcısı olarak çalıştığı “Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi”ni özgeçmişine ekledi.
TANG K. HENG (Sanat Yönetmeni) Oscar’a aday gösterilen serinin ilk filmi “Kung Fu Panda”da sanat yönetmeni olarak çalıştıktan sonra DreamWorks Animation yapımı devam filmi “Kung Fu Panda 2”de yine aynı unvanla görev aldı.
Heng DreamWorks Animation’la şirketin ilk filminin yapım aşamasından beri çalışıyor. İlk olarak “Mısır Prensi”, “El Dorado Yolu” ve “Özgür Ruh” filmlerinde arka plan çizerliği görevini üstelenen Heng daha sonra, bölüm tasarımcısı olarak uluslararası başarı yakalayan “Köpekbalığı Hikâyesi”nde ve görsel geliştirme departmanı çalışanı olarak “Orman çetesinde” yer aldı.
Heng Pasadena Art Center College of Design mezunu.
HANS ZIMMER (Besteci) Bir Oscar, iki Altın Küre ve üç Grammy ödüllü Hans Zimmer 100’den fazla filmde çalışmıştır. 2003’te Amerikan Besteciler, Yazarlar ve Yayıncılar Derneği, Zimmer’ı etkileyici çalışmalarından ötürü Henry Mancini Hayat Boyu Başarı Ödülü’ne layık görmüştür.
Hans’ın müziğe karşı ilgisi Almanya’dan İngiltere’ye yerleşmesi ve daha sonra MTV’de yayınlanan “Video Killed the Radio Star” şarkısının sahibi The Buggles gibi birçok müzik grubunda çalmaya ve üretmeye başlamasıyla oluşmuştur. Ama Hans’ın esas istediği film müziği yapmaktı. Başarılı film müziği bestecisi Stanley Myers’la tanışmasının üzerinden çok geçmeden ikili kendilerini Londra merkezli Lillie Yard Kayıt Stüdyoları’nda “Benim Güzel Çamaşırhanem” gibi filmlere müzik yaparken buldular.
Hans’ın müziklerini tek başına yaptığı ilk film 1988 yapımı “Ayrı Bir Dünya” adlı film olmuştur. Hans bu filmdeki çalışmasıyla yönetmen Barry Levinson’ın dikkatini çekmiş ve Levinson ondan, Alman sanatçının ilk Amerikan filmi olacak olan “Yağmur Adam”ın müziklerini bestelemesini istedi. Levinson haklı çıktı. Filmin müzikleri aday gösterildiği diğer yedi kategoride olduğu gibi Oscar’ı almaya hak kazandı
Hans daha sonra Hollywood’a taşındı ve çalıştığı filmlere yepyeni türleri de ekledi. Animasyon dünyasına girişi 1994 tarihli “Aslan Kral” filmiyle oldu. Filmin müzikleri Hans’a bir kere daha Oscar getirdi.
Hans’ın türler, daha küçük filmler ve komedi filmlerine kolayca geçiş yapabilme yeteneği ona kariyeri boyunca çok çeşitli yapımlarda yer alma fırsatı sundu. Bunlar arasında komedi filmleri “Bayan Daisy’nin Şoförü”, “Yeşil Kart”, “Çılgın Romantik”, “Benden Bu Kadar” ve “Aşkta Her Şey Mümkün” ve gişe rekorları kıran “Denizde İsyan”, “Görevimiz: Tehlike 2”, “Hannibal”, “Kara Şahin Düştü”, “Son Samuray”, “Karayip Korsanları” üçlemesi, “Batman Başlıyor” ve “Da Vinci Şifresi” gösterilebilir.
Yeni projelere şaşırtıcı bir hızla adapte olma yeteneğinin yanında türleri yeniden kendine has bir biçimde yorumlaması belki de onun en hayranlık uyandıran özelliklerinden. Hans’ın yaptığı müzikler ait oldukları filmi anlatır. Aynı bir dram filmi “Yağmur Adam”, Ridley Scott’ın aksiyon filmi “Kara Yağmur”, tarihsel film “Gladyatör”, Terrence Malick’in savaş filmi “İnce Kırmızı Hat” ya da karanlık çizgi romanın sinema uyarlaması “Kara Şövalye”de olduğu gibi.
Hans kariyeri boyunca 10 kere Altın Küre’ye, 10 kere Grammy’ye ve sonuncusu Christopher Nolan imzalı “Başlangıç” ile olmak üzere 9 kere de Oscar’a aday gösterilmiştir. Yenilikçi ve güçlü çalışmalarıyla 2010 yılında birçok eleştirmen grubu tarafından En İyi Müzik ödülüyle ve BAFTA, Altın Küre, Grammy ve Eleştirmenlerin Seçimi ödüllerine aday gösterilerek onurlandırılmıştır.
Ona diğer Oscar adaylıklarını getiren filmler arasında “Sherlock Holmes”, “Yağmur Adam”, “Gladyatör”, “Aslan Kral”, “Benden Bu Kadar”, “Aşk Meleği”, “İnce Kırmızı Hat” ve “Mısır Prensi” yer alıyor. Ulusal Eleştirmenler Birliği tarafından Film Müziklerinde Yaşam Boyu Başarı Ödülü’yle onurlandırılan Zimmer 2010 yılının Aralık ayında Şöhretler Kaldırımı’ndaki yıldızına kavuştu.
En son görev aldığı filmler arasında “Rango”, “Mega Zekâ”, “Madagascar 2”, “How Do You Know”, Nancy Meyer imzalı “İlişki Durumu: Karmaşık”, “Kung Fu Panda”, “Madagascar 2”, “Frost / Nixon”, “Kara Şövalye” ve Ron Howard’ın “Melekler ve Şeytanlar”ı yer alıyor. Hans’ın yakında gösterime girecek olan filmleri ise şöyle: Rob Marshall’ın yönettiği “Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde”, Guy Ritchie imzalı “Sherlock Holmes: A Game of Shadows” (Aralık 2011) ve Hans’ın dördüncü kez yönetmen Christopher Nolan’la birlikte çalıştığı “Kara Şövalye Yükseliyor” (20 Temmuz 2012).
İngiliz asıllı JOHN POWELL’ın (Besteci) özgeçmişine bakıldığında tek bir türle sınırlı kalmadığı, değişik film türleriyle sınırlarını nasıl zorladığına şahit olabiliriz. On üç yıl önce Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşen Powell yeteneğini, kırk altıdan fazla filmin müziklerine imzasını atarak kanıtladı. On parmağında on marifet olan bestecinin müziklerine animasyon, komedi, aksiyon ve dram filmlerinde rastlayabiliriz.
Powell’ın müziklerindeki bu çok çeşitliliğin kaynağı gençlik yıllarında aldığı müzik eğitimidir. Yirmili yaşlarına geldiğinde çoktan soul, jazz, rock ve dünya müzikleriyle haşır neşir oldu. Bunlara, yedi yaşından beri Sör Thomas Beecham’ın Londra Kraliyet Filarmoni Orkestrası müzisyeni olan babasından aldığı klasik müzik geçmişini de ekleyince Powell’ın müziklerindeki çok çeşitlilik anlaşılıyor. 1986 yılında Londra Trinity College’da Bestecilik okumaya başlayan Powell’ın yeteneği bu sırada, John Halford and the Boosey ve Hawkes Bursary Music College ödülleriyle onurlandırıldı.
Powell Trinity’de, bestecilik, perküsyon, elektronik müzik dersleri aldı ve öğrendiklerini yeni performans sanatı araçlarıyla uygulama fırsatı buldu. Media Arts grubuna katıldı ve uzun süredir iş birliği yaptığı Gavin Greenaway’le birlikte grubun sergileyeceği performanslar için müzik ve ses besteledi. Her ne kadar grup daha sonra dağılsa da, Powel ve Greenaway ilerleyen zamanlarda, sanatçı Michael Petry’yle birlikte karma medya enstalasyonları hazırlamaya devam etti.
Powell ilk profesyonel bestecilik deneyimini Londralı Air-Edel Music şirketi için yaptığı reklam ve televizyon müzikleriyle yaşadı. Orada çalışırken, Air-Edel’e müzikler hazırlayan Hans Zimmer ve Patrick Doyle’la tanıştı. Daha sonra Greenaway’le birlikte kurduğu reklam müziği şirketi Independently Thinking Music (ITM)’te 100’den fazla reklam ve bağımsız film müziği hazırladı.
Powell ilgisini reklam müziklerinden daha uzun olan opera müziklerine kaydırdı ve Greenaway ve Petry’yle birlikte yarattığı “An Englishman, Irishman and Frenchman” operası için müzikler hazırlamaya başladı. Almanya merkezli sanat galerisinde birbiri ardına başarılı performanslar gerçekleştirdikten sonra Powell, sinema filmleri için müzik hazırlamak amacıyla Los Angeles’a yerleşti.
1997 senesinde Amerika Birleşik Devletleri’ne gelen Powell, hemen iki DreamWorks televizyon projesinde görev aldı; bunlardan biri Steven Spielberg’ün “High Incident” adlı dizisinin ikinci sezonu, diğeri ise “For the People”ın pilot bölümüydü. Powell ayrıca Stephen Scwartz’ın 1998 tarihli DreamWorks yapımı “Mısır Prensi” filmi için hazırladığı filmlerin aranjmanını yaptı.
Eleştirmenler tarafından büyük beğeni toplayan, başrollerini Nicholas Cage ve John Travolta’nın üstlendiği “Yüz Yüze”nin müziklerini yaptı. Bir saat kırk beş dakikalık müzik, çözümlenmemiş harmonileri, trajik melodileri ve gürültülü perküsyonlarıyla filmin yüksek gerilimli temasını daha da arttırdı.
Powell’ın en iyi besteciler dünyasına adımını atması ise “Geçmişi Olmayan Adam”, “Medusa Darbesi” ve “Son Ültimatom” üçlemesi için hazırladığı müziklerle oldu. Besteci son olarak “Ejderhanı Nasıl Eğitirsin” filmine yaptığı müzikle Oscar’a aday gösterildi.
Powell’ın müziklerini hazırladığı filmleri şöyle sıralayabiliriz: “Karınca Z”, “Tavuklar Firarda”, “Robotlar”, “Şrek”, “Buz Devri 2”, “Neşeli Ayaklar”, “Horton”, “Kung Fu Panda”, “Bolt”, “Buz Devri: Dinozorların Şafağı” gibi animasyon filmleri; “Bay ve Bayan Smith”, “İtalyan İşi”, “Hancock” gibi aksiyon filmleri; “Uçuş 93”, “Yeşil Bölge” ve “Dürüst Oyun” gibi dram-gerilim filmleri.
Müzikal çeşitliliğini Dave Stewart ve Mick Jagger’la birlikte çalıştığı “Yüksek Ritm”, “Benim Adım Sam” ve “Alfie” gibi filmlerle sürdürdü. Gişe rekorları kıran süper kahraman filmi “X-Men: Son Direniş”, “Stop Loss”, “Not: Seni Seviyorum” ve Doug Liman (“Geçmişi Olmayan Adam”) imzalı “Jumper”ın da müzikleri yine Powell’a ait.
John Powell, 2001 tarihli “Şrek”, 2006 yapımı “Buz Devri 2” için yaptığı müziklerle İngiliz Besteciler ve Şarkı Yazarları Akademisi tarafından iki defa Ivor Novello ödülüne aday gösterildi ve 2010 senesinde “Buz Devri: Dinozorların Şafağı” ile ödül kazandı. 2008 yılında “Neşeli Ayaklar” için bestelediği müzikler ona Grammy adaylığını getirdi.
John Powell şu an Los Angeles’ta eşi Melinda ve oğluyla birlikte yaşıyor.
RUDOLPHE GUENODEN (Animasyon Süpervizörü / Dövüş Koreografı) DreamWorks Animation’la şirketin ilk kurulduğu günden bu yana çalışıyor. Görev aldığı filmler arasında “Mısır Prensi”, “El Dorado Yolu”, “Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi”, “Madagascar” ve “Orman Çetesi” yer alıyor.
Guenoden DreamWorks Animation’a katılmadan önce Amblimation’da “Balto” filminin görsel senaryo tasarımcısı ve animasyon süpervizörü olarak çalıştı. “We’re Back! A Dinosaur’s Story” filminde kıdemli animator ve “An American Tail: Fievel Goes West”te animatör olarak görev aldı.
Esasen Fransa, Noyon kökenli olan Guenoden Paris C.F.T. Gobelins mezunu.
Dostları ilə paylaş: |