Kurak alanlarda peyzaj restorasyonu için türlerin seçilmesi
Daha önce belirtildiği gibi, restorasyon amaçları ekolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel hedefleri karşılamak için birden fazla ihtiyaca cevap vermelidir. Bu nedenle belki de türlerin seçilmesinde ana kriter, türlerin çok amaçlı karakterleri olacaktır: kurak topraklarda çok sayıda bilinen ve az değer verilen yerli türler, ekolojik restorasyon için kritik işlevler görmektedir (yangın sonrası yeniden filizlenme türlerin iyi tepki vermesi, kesim, otlatma ve diğer bozukluklar; tohumların dağıldığı faunayı çeken ve doğal yenilenmeye yardım eden meyve üreten türler; mikroklimatik koşulları yaratan türler yada diğer bitkilerin gelişmesini kolaylaştırarak toprak yapısı ve verimini iyileştiren türler; kuraklığa dayanıklı veya tuz toleranslı türler; vb). Aynı zamanda bu türler yerel geçim kaynaklarını, pazar fırsatlarını ve genel olarak toplumu desteklemek için değerli ürün ve hizmet sunarlar. Öncelik, ortaklaşa araştırmacılar, eğitimciler, arazi kullanıcıları ve yöneticiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından belirlenen, aynı anda bir çok kritik çevresel, sosyal, ekonomik ve kültürel yararlar temin eden yerli türlere verilmelidir.
Diğer seçim kriterleri:
-
Peyzaj dayanıklılığını arttırmak: Genel anlamda, çeşitlilik - daha geniş bir genetik havuz, tür çeşitliliği, habitat çeşitliliği - insan -iklim değişikliği- kaynaklı rahatsızlıklara karşı peyzaj direncini artırmak, çevresel değişiklikler ile başa çıkmak için daha geniş bir fırsat ve seçenek yelpazesini kasteder (17).
-
Bu restorasyon projelerinde farklı işlevleri yerine getiren farklı türleri (örneğin yeniden filizlenen, meyve üreten ve azot sabitleyen türleri birleştirmek) birleştirmek tavsiye edilmektedir.
-
Peyzaj kalıpları üzerinde anlaşmak için, peyzaj heterojenliği ve karışık rejimlere iyi adapte edilmiş arazi kullanımı ve habitat çeşitlerinin bir mozaikiyle katılımcı peyzaj tasarımı ve vizyon süreçlerini üstlenmek tavsiye edilir. Tür seçimi peyzajın heterojenlik şartlarına uyumlu (yamaç eğim yönü, bozulma durumu, bitki örtüsü ve önceki arazi kullanımı) ve seçilen türler de farklı çevre/arazi kullanımı birimlerine iyi adapte edilmesi gerekir.
-
Doğru tür çeşitleri ve genotiplerin seçilmesi: - Güçlü sosyoekonomik argümanlar egzotik türlerin seçimini mecbur bırakmadığı sürece - alanda geliştikleri ve çevre şartlarına daha iyi adapte oldukları için yerli türler her zaman daha iyi bir seçimdir. Ayrıca, tür popülasyonlarındaki genetik havuz, farklı çevre koşullarına ve değişikliklere tepki vermelirini sağlamaktadır (17).
-
Yerli türlerden bitki materyali toplama esnasında, planlanan restorasyon sitelerinin çevre koşullarında daha iyi performans için daha yüksek şansı olan tür çeşitlerinin ve genotiplerin orijinlerini aramak önemlidir. Türce zengin habitatlar ve kültür açısından zengin toplumlar birçok farklı işlevleri gerçekleştirebilir ve daha fazla adaptasyon seçenekleri vardır.
-
Toprak koruma/geliştirme: Belirli çevresel risklerin olduğu peyzajlarda (yani toprak erozyonu, toprak tuzlanması, toprak kirliliği) böyle sınırlayıcı koşullara iyi adapte olan ve riskleri azaltmak için yüksek kapasiteye sahip türleri seçmek, toprak koşullarının iyileştirilmesi - toprak mimarisi, verimlilik ve infiltrasyon kapasitesi - ve hidrolojik rejimleri yeniden kurmak önemlidir.
-
Hidrolojik denge: büyük su kısıtlamalarının olduğu peyzajlarda, akan suları tutma ve su geçişlerini kolaylaştırmak için, yağmur/sis suyu yakalamaya iyi adapte olan türleri seçmek önemlidir. Seçilen tür ve ekim yoğunluğu çevre koşullarına iyi adapte edilmediği zaman, arazideki yeniden vejetasyon eylemleri, nehir akışları ve yeraltı su seviyelerini azaltarak, hidrolojik rejimin olumsuz bir etki yapabilir.
-
Biyolojik çeşitliliğin korunması: Nesli tükenmekte olan bitki türlerinin bulunduğu peyzajlarda, seçilen türlerin restorasyon eylemleri yoluyla içsel ve/veya dışsal koruma için özel seçim kriterleri gerekebilir. Varlıkları tehlikede olan floranın envanteri ve nüfuslarının değerlendirmesi, restorasyon müdahaleleri gerektiren bu türleri seçmeye yardımcı olacaktır.
-
Ekonomik üretim: Restorasyon eylemleri genellikle, kısa ve uzun vadeli ekonomik faydalar üretmek için bir yol olarak, verimli bir amaca sahiptir ve bu şekilde plantasyon maliyetini itfa ederken böylece yerel toplulukların desteğini kazanır. Restorasyon için aday tür seçerken, her peyzajdaki yerli bitki türlerinin ekonomik değeri paydaşlar arasında değerlendirilmeli ve tartışılmalıdır.
-
Sosyal tercih: Yerel halk çoğunlukla, silvikültürel özellikleri iyi bilinen türleri ve iyi tanımlanmış kullanım alanları olan ve yerel düzeyde iyi pazarlama fırsatları olan türleri tercih eder.
-
Etno-botanik geleneksel bilgiler, ve geleneksel kullanımlar hakkındaki bilgilerin ve resmi ve gayri resmi yerel ekonomilerin altında kullanılan türlerin sosyal değerleri hakkındaki bilgiler restorasyon için aday tür seçerken konuya dahil olmalıdır.
-
Kültürel temel türler: Bir dizi bitki türleri (ör: ülkenin sembolü olan Lübnan sedir ağacı) kurak alanlarda dil, törenler, anlatılar, diyet ve tıpta rollerini yansıttıkları gibi kültürlerin bağlamsal temellerinin temel bileşenidir (44). İstenmeyen toplumsal, siyasal ve ekonomik değişim geçiren bölgelerde, kültürel ve sosyal bağlamlarda köklü kültürel temel olan türler restorasyon projelerinde, imar ve koruma arasındaki gerilimleri ve çatışmaları pozitif şekilde dönüştürerek ve restorasyon eylemlerinin uygulamaya koymak hakkında yerel destek çekerek, rol oynayabilirler.
-
Restorasyon için aday tür seçerken kültürel temel bitki türlerinin rolü tespit edilmeli, araştırılmalı ve belgelenmeli dir.
Restorasyon için aday türlerin seçiminde sosyo-ekonomik ve çevresel kriterlerin birleşimi FAO (FAO LaReMoT) tarafından değerlendirilen kurak bölgelerdeki 22 vaka çalışmalarının %36’sında dikkate alınmıştır. Temel sosyo-ekonomik kriterler şunlardır: yöre halkına sosyo-ekonomik değeri olan türler, yem bitkileri üretimi için değerli türler, tarımsal ormancılık için değerli türler ve kısa vadede sosyo-ekonomik fayda sağlayan hızlı büyüyen türler. Başlıca çevre kriterleri şunlardır: Restorasyon alanındaki kuraklığa dayanıklı türler, toprak koruma sağlayan türler, toprak verimliliğini arttıran türler, dona dayanıklı türler ve potansiyel vejetasyona ait türler - süksesyon aşamalarında olanlar -.
Örnek çalışmaların diğer %36’sında, aday türlerin seçimi için restorasyon projeleri, sadece çevre kriterleri kullanmıştır (potansiyel vejetasyonun süksesyon aşamasında olan türler; yeniden filizlenen türler; tohum dağılımı faunayı çeken türler). Bu durumlarda, projeler uluslararası çevre STK'ları veya araştırma ekolojik merkezleri tarafından yönetildi, bu da seçim kriterlerini haklı çıkardı ama restorasyon eylemlerinin kabulu ve yerel halk tarafından desteklenmesini etkileyebilecek sosyo-ekonomik faktörlerin dikkate alınmasındaki eksikliği gösterdi.
Referans ekosistem
Bir referans ekosistem restorasyon alanında yerli bitki toplulukları türlerinin seçilmesi için, ekolojik restorasyon projesi planlamanın modeli olarak hizmet verebilir ve daha sonra bu projenin değerlendirilmesinde hizmet edebilir (43). Referans ekosistemler olarak seçilen peyzajdaki doğal vejetasyon eklentileri, restorasyonun amaçlanan yörüngesi boyunca bulunan vejetasyon süksesyon aşamaları olarak görülebilir. Diğer bir ifadeyle, restore edilmiş ekosistemin referans alanlarının özniteliklerini ve tür kompozisyonunu taklit etmesi beklenmektedir ve restorasyon proje hedefleri ve stratejileri büyük ölçüde bu beklenti ışığında gelişmektedir.
Kurak alanlardaki peyzaj genellikle geride kalan birkaç doğal vejetasyon cepleri ile güçlü bir şekilde modifiye edilir. Bu Afrika ve Asya kurak alanlarında çıplak kalan peyzajın durumudur olup buralarda sadece kutsal korular statüsünde bulunan birkaç küçük orman parçası kalmıştır. Bozulmuş peyzajların rehabilitasyonuna yönelik yerel halkın katılımını içeren, geleneksel ve sosyal normların geliştirilmesi için eğitimin olduğu stratejileri belirlemek için kutsal koruları bilimsel şekilde anlamak önemlidir (Örnek durum 11).
Egzotiğe karşı yerli türler
Bozulmuş alanlarda toprak özelliklerinin ve doğal bitki örtüsünün restorasyonu hızlı gelişen egzotik ağaç plantasyonları yardımı ile teşvik edilebilir, ama en önemli tedbirler arasında hangi türlerin kullanılacağının kararını vermek -istilacı türlerin kullanımını önlemek için özel bir ihtimam göstererek ve doğal türlerin girişini daha fazla kolaylaştırmak için en uygun yönetim önlemlerinin belirlenmesi vardır(45, 46, 47). Egzotik türler kullanılırken, potansiyel riskler ve uzun vadede olumsuz etkiler –mevcut ve öngörülen iklim koşullarında yayılma potansiyeli; doğal bitki örtüsü ile rekabet; agresif şekilde yeniden filizlendiklerinde egzotik türlerin sökülmelerinin zorluğu, gerekli söküm müdahalesi yapıldığında toprakta yüksek negative etki yaratması- hakkındaki bilgiler yeterli olmayabileceğinden, bir ihtiyatlılık prensibi kabul edilmelidir. Bu nedenle, restorasyon projelerinde yerli ve egzotik türlerin birlikte kullanımı iyi ayarlanmalıdır, doğal ekosistemler üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmadığı iyi bilinen egzotik türler esas alınmalı ve gerekli olduğu durumlarda kullanılmalıdır.
Etiyopya’daki deneysel sonuçlar, Cupressus lusitanica plantasyonlarının toprak özelliklerindeki değişikliklerin (besin geri dönüşüm kapasitesi ve besin maddelerinin kullanım verimliliği) yakınlardaki doğal ormanlara, geleneksel düşük yoğunluklu tarım uygulamalarından daha kötü toprak özelliklerine sahip Okaliptüs Saligna plantasyonlarından daha yakın olduklarını göstermektedir (48, 49, 59). Ancak, okaliptüs plantasyonlarının hafif örtüsü doğal odunsu floranın daha yüksek yeniden kolonizasyonunu sağlar (Olea europaea subsp. Cuspidata’nın kendiliğinden üreyen fidanlarının yavaş artan popülasyonları). Türkiye’den bir örnek vermek gerekirse; Tarsus’ta 850 hektarlık bataklık alanlarda denenen okaliptus ağaçlandırmalarında alınan verim doğal ormanlardan alınan verimden yüksek olmuştur.
Selvi plantasyonlarının bozulmuş alanlardaki doğal bitki örtüsünün restorasyonunu sağlamak için daha iyi bir seçenek olduğu sonucuna varılmıştır, ancak selvi plantasyonunun güncel yönetim tekniklerinde, doğal odunsu floranın yeniden kolonileşmesini sağlamak adına optimum gölgelik aralığı sağlamak için inceltme ve budama yoluyla yoğunluğu azaltmak için değişiklikler gerekmektedir. Diri örtü tabakasının yenilenmesini ve yerel odunsu türlerin büyümesini engeller gibi gözüktüğünden kalın ölü örtü tabakası oluşturan ağaçların dikilmesi önerilmez (ör: Pinus patula). Sınırlı dağılma kabiliyeti (memeli dağıtıcı eksikliği) olan büyük tohumlu primer orman türlerinin tamamlayıcı amaçlı zenginleştirme dikimi gerekebilir.
Diğer vakalarda- ör: Chad gölü havzasındaki ağaçlandırma örnek çalışmasında (28) – egzotik ve yerel türler birleştirilmiştir: daha yavaş büyüyen ama bitki örtüsünü arttırmada potansiyeli yüksek kuraklığa daha dayanıklı yerel türler ve başlangıç büyümesi daha hızlı ve seyreltmeye – büyümelerini hızlandırmak için- daha iyi yanıt veren egzotik türler- ve kırsal geçim için tamamlayıcı kaynaklar (ör: direk ve yakacak) bir arada kullanılmıştır.
Peyzaj içinde doğal ormanlık örtüsü gelişimini hızlandırmak amacıyla, plantasyonlar koridorlar ya da yakındaki küçük yerel orman alanları olarak tesis edilmelidir. Bu şekilde, doğal ormanlık türlerin ve tohum kaynağı olarak görev alırlar ve çevredeki ekim veya mera arazilerinin korunma değerini artırmaya yardımcı olacaktır (50).
Buna karşılık, restorasyon işlemleri istilacı olma riski olan, yerli türlerle yarışan ve onların yerini alan ve büyük çevresel bozulmalara neden olan egzotik türlerin kontrolü ya da yok edilmesi konularında yüksek önceliğe sahip olabilir (ör: örnek çalışma 12’de bahsedilen, Güney Afrika'daki Fynbos vejetasyonunda istilacı türler nedeniyle hidrolojik bozulma olması ve su tedariğinin azalması)(53). Bunlar kısmen hareketli olan ve peyzaj ve bölgesel düzeyde ekolojik tehdit oluşturan istilacı bitki türlerini ve yerel türleri tüketen ya da yerinden eden hayvanları da içerir. Egzotik türler sahadan çıkartılırken yerli türlerin olabildiğince az rahatsız edilmesi için önlem alınmalıdır.
-
Dostları ilə paylaş: |