Kuran & İtret ben aranızda iki ağır emanet bırakıyorum: Biri Allah’ın kitabı, diğeri İtretim; Ehl-i Beyt’imdir. Bu ikisine sarıldığınız müddetce benden sonra asla sapmazsınız. Hz. Muhammed (s a. a) Muhammed Hadi marifet kur’ÂN İLİmleri



Yüklə 1,21 Mb.
səhifə19/53
tarix31.10.2017
ölçüsü1,21 Mb.
#23316
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   53

İniş Sebebini Öğrenmenin Yolları


İniş sebebini rivayet yahut diğer nakil yollarıyla öğrenile bilir, fakat geçmişte bu husus nakledilip, kaydedilmediği için güvenilir bir kaynak bulmak çok zordur. Elimize ulaşan rivayetlerin az bir kısmının dışında genellikle ya senedi zayıftır ya da diğer rivayetlerle uyuşmamaktadır. Vahidi, Esbabu'n-Nüzul eserinde şöyle diyor: "Ayetlerin iniş sebebi hakkında sahih hadis olmadan bir şey söylemek doğru değildir. Sahih ve güvenilir hadisler de olaya canlı şahit olanlardan nakledilmelidir, yoksa tahmine dayanarak bir şeyler nakledenlerin sözlerine güven olmaz." Sonra İbn-i Abbas'tan Peygamber'in (s.a.a) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Tam olarak bilinip, doğru olarak anlamadığın sürece hadis nakletmekten sakın; zira kim bana ve Kuran'a yalan yere bir nisbette bulunursa cehennemde kendi yerini hazırlamış demektir."

İşte bu yüzden eski rabbani âlimler Kuran'la ilgili görüş beyan edip konuşmaktan şiddetle sakınırlardı. Muhammed b. Sirin diyor ki: "Tabiin'den olan Ubeyd'e Kuran'ın bir ayetinin tefsirini sordum, bana şöyle dedi: Kuran'ın niye indiğini bilenler gittiler." Yani ayet ve surelerin iniş sebebini biliyorlardı. Vahidi diyor ki: "Bu zamanda, bu konuda yalan uyduran kimseler oldukça fazladır. Bu yüzden Kuran'ın hakikatlerine ulaşmak için oldukça temkinli ve titiz davranılmalıdır."1 Ahmed b. Hanbel'in konu hakkında sözlerine daha önce değinmiştik. Celaleddin Suyuti, onca çabaya rağmen ayet yahut surelerin iniş sebebiyle ilgili olarak sadece 250 müsned sahih ve zayıf hadis toplaya bilmiştir.2

Lakin sevindirici olanı, Ehlibeyt mektebinde iniş sebebiyle ilgili sahih hadislerin çokluğudur, bu hadisler masum imamlar vasıtasıyla bizlere ulaşmıştır. Günümüze kadar bu alanda yazılan kitaplarda dört binden fazla güvenilir ve sahih hadis toplanmıştır.1

Günümüzde iniş sebeplerini öğrenmek için başvurulan kaynak eserler büyük ölçüde güvenilirdirler. Örneğin; Taberi'nin Camiu'l-Beyan, Suyuti'nin ed-Durr'ul Mensur, Tabersi'nin Mecme'ul Beyan ve Şeyh Tusi'nin Tıbyan gibi tefsir kitaplarına bakılabilir. Bunların yanı sıra, Vahidi'nin Esbab-ı Nüzul ile Suyuti'nin Lübab-un Nükul kitapları başlı başına bu konu için yazılmış eserlerdir. Elbette saymış olduğumuz bu kitaplarda sahih ve zayıf hadisler karışmış durumdadır, buralarda nakledilen hadislerin hepsini doğru kabul edemeyiz, dolayısıyla bu hadisleri dikkatlice incelemek gerekir. Sahih hadis ile zayıf hadisi, özellikle birbirleriyle uyuşmadıkları zamanlarda, ayırt etmek için şu yollara başvurulabilir:

1- Rivayet senedi, özelikle de rivayetin son bulduğu kişi güvenilir olmalıdır. Yani iniş sebebini ilk söyleyen kişi mutlaka ya Peygamber (s.a.a) ya da masumlardan biri olmalıdır veya çok güvenilir sahabelerden biri de olabilir, örneğin; Abdullah b. Mesud, Ubey b. Kâ'b, İbn-i Abbas gibi. Çünkü bunlar Kuran alanında uzman ve ümmetin hepsinin kabul ettiği önemli şahsiyetlerdir. Tabiinden olan ve kendilerinden asla yalan söz duyulmayan, belli bir amaç için yalan hadis uydurmayan; Mücahit, Said b. Cubeyr, Said b. Museyyib gibilerinin sözleri de kabul edilebilir.

2- Rivayetlerin mütevatir veya değişik yollarla çok fazla nakledilmesi gerekir. Her ne kadar bütün rivayetlerde aynı cümleler kullanılmamışsa bile, burada önemli olan aynı anlamı taşımasıdır. Bu şekilde nakledilenin doğru olduğuna dair bir güven oluşacaktır. Kıblenin değişmesi ve iniş sebebi hakkında nakledilen rivayetlerde olduğu gibi.

3- Ayetlerin iniş sebebi hakkında nakledilen rivayetler kesinlikle sorun, anlaşılmazlık ve iphamları gidermelidir. Böyle olması, her ne kadar hadis ilminde sened yönünden sahih ve hasen olmasa bile doğruluğunu gösterir. Genelde tarihi olaylar bu şekildedir; birkaç tarihi olayı birbiriyle ilişkilendirerek, bir olayın doğruluğunu anlayıp onu kabul etmekteyiz, aksi takdirde tarihi olayların doğruluğunu sadece sened ile çözemeyiz. Birkaç tarihi hadise arasında irtibat sağlayarak, bir gelişmenin doğruluğunu kavrayıp, kabul ediyoruz. Yoksa sadece rivayet zincirinin doğruluğundan hareketle bir vakıanın gerçekliğini kabul etmek mümkün değildir. "Nes'i" ayetinde olduğu gibi durum bundan ibarettir. Yüce Allah Tevbe suresinde şöyle buyurmaktadır:

"(Haram ayları) ertelemek, sadece kâfirlikte ileri gitmektir. Çünkü onunla, kâfir olanlar saptırılır. Allah'ın haram kıldığının sayısını bozmak ve O'nun haram kıldığını helâl kılmak için (haram ayını) bir yıl helâl sayarlar, bir yıl da haram sayarlar. (Böylece) onların kötü işleri kendilerine güzel gösterilmiştir. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez." 1

Haram aylarda savaşmak yasaktı, çünkü Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarında dünyanın dört bir tarafından hac farizasını yerine getirmek için gelenler, güven içerisinde haclarını yaparak geri dönebilsinler. Recep ayında ise genellikle umre için geliniyordu. Haram aylar, hacılar için güven ve emniyetin oluşması için yasaklanmıştı. Fakat savaşan iki kabileden biri tam karşı tarafa galip geleceği zaman, haram aylardan birine denk geldiğinde haram ayın yerini zorbalıkla değiştiriyordu. Mesela şöyle diyorlardı: "Recep ayını haram ay olmaktan çıkarıp onun yerine Şaban ayını bırakıyoruz. Şaban ayında savaşmak haramdır." Böyle yaparak ilahi emre karşı gelip sünnetullah üzerinde tasarrufta bulunuyor, sonra da savaşa devam ediyorlardı. Bu yanlış davranış hicretin dokuzuncu yılında tamamen yasaklandı.1

Görüldüğü gibi, ayetin iniş sebebiyle ilgili nakledilenler ayetin içeriği ile de uyuşmakta, diğer karineler de bu sebebi desteklemekte ve ayette var olan belirsizlik giderilmektedir. Eğer bu rivayetin senedi sahih olmasa bile, yine de kabul edilebilir. Benzeri durumlarda da bu kuralı uygulayabiliriz.

İniş Sebebini Nakledenin Orada Bulunması


İniş sebebini aktaranın olayın gerçekleştiği esnada bulunması şart mıdır? Âlimlerin çoğu, rivayetin senedi ile gerçekleşen olay arasında kopukluğun olmaması için ilk ravinin olay anında orada bulunmasını şart koşmuşlardır. Vahidi şöyle diyor: "İniş sebebinde; sadece ayetin inişini duyan, iniş sebebine şahit olan ve bu bilgiye ulaşmak için araştırma yapmış olan kimsenin rivayet etmesi caiz kılınmıştır."2

Lakin diğer âlimler rivayeti nakleden kimsenin bu hususta kesin bilgi sahibi veya iniş sebebine şahit olmasının şart olmadığını söylemişlerdir. Hâkim Nişaburi hadis ilmi hakkında diyor ki: "Eğer bir sahabe vahiy ve Kuran'ın inişini derk etmişse ve filan ayetin falan olaydan dolayı nazil olduğunu söylerse, bu sözü müsned hadis hükmündedir. Yani Peygamber'den nakledilen bir hadis olarak kabul görür."1 Nişaburi'nin bu sözü daha mantıklı görünmektedir; çünkü ravi eğer doğru sözlü, güvenilir ve adil olursa olaya şahit olması şart değildir. Dolayısıyla Ehli Beyt imamlarından bir ayetin iniş sebebiyle ilgili nakledilen rivayetler bizim için güvenilir ve kabul edilebilir bir mahiyet taşımaktadır.



Yüklə 1,21 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   53




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin