|
|
səhifə | 43/62 | tarix | 18.08.2018 | ölçüsü | 1,74 Mb. | | #72164 |
| NAZİAT SURESİ (79/81)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…
-
Andolsun çekip koparanlara / yay çekenlere / kuyudan su çekenlere / bağsız-bekçisiz koşan atlara / ayrılık yüzünden hasret çekenlere / daldırıp daldırıp çıkaranlara,
-
Andolsun rahatça, incitmeden çekenlere / düğümü hünerle çözenlere / bir yerden bir yere gidenlere / coşkuyla iç çekenlere,
-
Andolsun boşlukta yahut suda yüzüp yüzüp gidenlere,
-
Derken öne geçip yarışı kazananlara,
-
Bir iş ve oluşu çekip çevirenlere,
-
Ki o gün şiddetle sarsacak olan sarsacaktır.
-
Onu, ardısıra gelen izleyecektir.
-
Bazı kalpler o gün kaygıdan titreyecektir.
-
Onların gözleri yerlere eğilecektir.
-
“Biz gerçekten bu çukurda eski halimize döndürülecek miyiz?” diyorlar.
-
“Un-ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!”
-
“Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse.” diye konuştular.
-
Oysa ki o, sert bir komut sesinden ibarettir.
-
Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir.
-
Ulaştı mı sana Musa’nın haberi?
-
Hani, Rabbi ona, kutsal vadide, Tuva’da seslenmişti:
-
“Firavun’a git. İyice azdı o.”
-
“De ki ona: ‘Arınıp temizlenmeye ne dersin?’”
-
“Seni Rabbine kılavuzlayayım da gönülden ürperesin.”
-
Derken ona en büyük mucizeyi gösterdi.
-
Ama o yalanladı, isyan etti.
-
Sonra sırtını döndü; koşuyordu.
-
Derken bir araya toplayıp bağırdı.
-
Dedi ki: “Ben sizin en yüce rabbinizim.”
-
Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı.
-
Kuşkusuz bunda, içine ürperti düşen için tam bir ibret vardır.
-
Siz mi daha zorsunuz yaradılışça, gök mü?
-
Onu O yapıp kurdu. Onun boyunu yükseltti; ardından ona ahenk ve düzen verdi.
-
Gecesini kararttı, kuşluğunu ortaya çıkardı.
-
Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı.
-
Ondan suyunu, otlağını çıkardı.
-
Dağları, demir atmış gibi oturttu.
-
Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak.
-
O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,
-
O gün insan, uğrunda gayret sarfettiği şeyi hatırlar.
-
Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır.
-
Artık, azmış olan,
-
Ve iğreti hayatı yeğlemiş olan için,
-
Cehennem, barınağın ta kendisidir.
-
Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklamış olan içinse,
-
Cennet, barınağın ta kendisidir.
-
O saatten soruyorlar sana, “gelip demir atması ne zaman” diye.
-
Nerede sende, onu hatırlatacak şey!
-
Ona ilişkin bilginin sonu Rabbine varır.
-
Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.
-
Onu gördükleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönecekler.
İNFİTAR SURESİ (82/82)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…
-
Gök çatlayıp yarıldığı zaman,
-
Yıldızlar dökülüp saçıldığı zaman,
-
Denizler fışkırtıldığı zaman,
-
Kabirler deşildiği zaman,
-
Benlik bilmiş olacaktır önden gönderdiğini de arkaya bıraktığını da.
-
Ey İnsan! O sonsuz cömertliğin sahibi Rabbine karşı seni gururlu kılan nedir?
-
Rabbin ki seni yarattı, düzenledi, en güzel ölçülerle şekillendirdi.
-
Dilediği herhangi bir biçimde seni oluşturdu.
-
Hayır, iş sanıldığı gibi değil. Siz dini yalanlıyorsunuz.
-
Ve şu kuşkusuz ki, sizin üzerinizde koruyucular-bekçiler var.
-
Çok değerli yazıcılar,
-
Bilirler yapmakta olduğunuzu.
-
Şu da kuşkusuz: İyiler tam bir nimet içindedir,
-
Kötülerse cehennemin ta ortasında.
-
Din günü girerler oraya.
-
Onlar ondan, görülmeyecek şekilde uzaklaşmış değillerdir.
-
Din gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?
-
Evet, din gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?
-
Bir gündür ki o, bir benlik bir başka benlik için hiçbir şeye güç yetiremez. O gün buyruk yalnız Allah’ındır.
İNŞIKAK SURESİ (84/83)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…
-
Gök yarılıp parçalandığı,
-
Ve Rabbini dinleyip de hakkın belirişine araç kılındığı zaman!
-
Ve yer uzatıldığı,
-
Ve içindekini atıp boşaldığı,
-
Ve Rabbini dinleyip de hakkın belirişine araç kılındığı zaman!
-
Ey İnsan! Sen, Rabbine varmak için çok didinecek, sonunda O’na kavuşacaksın.
-
O zaman kitabı sağdan verilen,
-
Kolay bir hesapla hesaba çekilecek,
-
Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.
-
Kitabı arka tarafından verilen,
-
Bir ölüm çağıracak,
-
Ve korkunç ateşe girecektir.
-
O, ailesi içinde sevinçli idi.
-
Daha düşük bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.
-
Hayır! Rabbi onu iyice görmekteydi.
-
İş, sandıkları gibi değil! And içerim akşamın kızıllığına,
-
Geceye ve derlediğine,
-
Toparlandığı zaman Ay’a,
-
Ki siz boyuttan boyuta / halden hale mutlaka geçeceksiniz.
-
Peki onlara ne oluyor da iman etmiyorlar?!
-
Karşılarında Kur’an okunduğu zaman secde etmiyorlar.
-
Tam aksine, o küfre sapanlar yalanlıyorlar.
-
Allah, içlerinde sakladıklarını çok iyi biliyor.
-
O halde onlara acıklı bir azap muştula.
-
İman edip hayra barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
Dostları ilə paylaş: |
|
|