Ki gebertildi o hendekçi grup / o kamçıları hendek gibi iz bırakan herifler,
O tutuşturulan ateşin adamları,
Onlar onun başında oturmuşlardı.
Ve hepsi müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
Onlardan sadece, Aziz ve Hamid Allah’a iman ettikleri için öc alıyorlardı.
O Allah ki göklerin ve yerin mülkü kendisinindir. Allah herşeye tanıktır.
Şu bir gerçek ki inanan erkeklerle inanan kadınlara işkence edip sonra da tövbe etmemiş olanlar için, cehennem azabı vardır. Onlar için yangın azabı da vardır.
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur.
Hiç kuşkusuz, Rabbinin yakalayışı / çarpışı çok şiddetlidir.
İlk yaratan da O’dur, tekrar yaratan da O’dur.
Gafur O’dur, Vedud O.
Arş’ın sahibidir; Mecid’dir, şanı yüce olandır,
İstediğini hemen yapandır.
Geldi mi sana orduların haberi?
Yani Firavun ve Semud’un?
Gerçek şu ki, inkar edenler bir yalanlama içindedirler.
Allah ise onları arkalarından kuşatmış bulunuyor.
İş onların iddialarının aksinedir. O, çok yüce bir Kur’an’dır.
Korunmuş bir levhada / Levh-i Mahfuz’dadır.
TİN SURESİ (95/28)
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla…
Andolsun incire, zeytine,
Tur-i Sina’ya,
Ve şu güvenli kente ki,
Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık.
Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne / aşağıların en aşağısına çevirip attık.
İman edip hayra ve barışa yönelik iş üretenler müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır.
Böyle iken dini sana ne yalanlatır?
Allah, yargıçların en güzel hüküm vereni değil mi?