Kuran-i kerim ve hz. Muhammed (S. A. V)



Yüklə 399,36 Kb.
səhifə18/38
tarix09.01.2022
ölçüsü399,36 Kb.
#95631
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   38
UHUD SAVAŞI

Kureyş müşrikleri, Müslümanlığı ortadan kaldırmak için yaptığı Bedir savaşında ağır bir yenilgiye uğramıştı. Hatta Mekke’nin ileri gelen reisleri de bu savaşta öldürülmüştü. Onun için Mekke halkı adeta bir matem içinde idi. Müslümanlardan bu büyük acının intikamını almak istiyorlardı.

Ebu Süfyan yaptığı Şam ticaretinde yüzde yüz karla dönmüştü. Kureyş müşrikleri bu karı sahiplerine dağıtmayarak, Ebu Süfyan başkanlığında Araplardan paralı asker toplamaya başladılar. Ünlü şair ve hatipler de Bedir savaşında ölen Kureyş reisleri için ağıtlar söyleyerek halkı savaşa teşvik ettiler. Böylelikle savaş için Mekke’nin içinden ve dışından olmak üzere üç bin kadar asker toplandı.

Bu Kureyş ordusu içinde üç bin deve, yedi yüz zırhlı ve iki yüz süvari vardı. On beş kadın da askerlere def çalarak onları gayrete getiriyordu. Ebu Süfyan’ın karısı Hind de bu ordu içinde yer alıyordu. Bedir savaşında öldürülen babası Utbe ile biraderi Velid’in intikamını Hz. Hamza’dan almak gayreti içinde idi. Hatta Cübeyr’in kölesi olan Vahşi’ye çeşitli mükafatlarda bulunarak Hz. Hamza’dan intikamını almak istedi.

Hz. Muhammed (s.a.v)’in amcası Hz. Abbas Müslüman olmuştu. Fakat bunu müşriklerden gizli tutuyordu. Bedir savaşında felakete uğradığını bahane ederek müşrik ordusuna iştirak etmedi. Ayrıca Mekkelilerin bu durumunu bir mektupla hemen Hz. Muhammed (s.a.v)’e bildirdi.

Bu durum karşısında Hz. Muhammed (s.a.v) sahabeleri toplayarak onlarla görüştü. Hz. Muhammed (s.a.v) Medine’nin içinde kalmayı, düşman hücum ederse savunma ve korunma savaşı yapmayı emir buyurdu.

Münafıkların reisi olan Abdullah’ da bu görüşü beyan etti.

Fakat Bedir savaşında bulunmayan genç yiğitler, düşmanla göğüs göğse savaşmak için ısrar ettiler. Hz. Hamza ve bazı sahabeler de aynı görüşte bulundukları için peygamberimiz çaresiz kalarak bunlara uymak mecburiyetinde kaldı.

Harp elbiselerini giymek için hücresine gitti. Bu arada bazı sahabelerle, Ensar’ın büyüğü Sa’d b. Muaz Hz. Peygamberin emrine itaat etmek gerektiğini, işin O’na bırakılmasının daha uygun olacağını söylediler.

Sahabeler, Hz. Muhammed (s.a.v)’in emrine muhalefet ettikleri için pişman oldular. Hz. Peygamber silahlanıp hücresinden çıkınca:

“Ya Rasülallah! Biz senin emrine muhalefet etmeyiz. Dilediğini yap.” dediler. O da:

“Bir peygambere silahlandıktan sonra savaş yapmadan dönmek yakışmaz” buyurdu.

Cuma namazını kıldıktan sonra, Hz. Muhammed (s.a.v) bin kişilik bir ordu ile yola çıktı. Yolda 600 kişilik bir Yahudi ordusuna tesadüf etti. Kendisine yardım etmeyi teklif eden bu Yahudi ordusunu kabul etmedi. Bu durumu gören münafıkların reisi Abdullah, Hz. Muhammed (s.a.v)’in ordusunda bulunan 300 kişiyi yanına alarak kaçtı. Böylelikle 1000 kişilik olan İslam ordusu, yolda 300 münafık kişinin kaçması ile 700 kişiye düştü.

Nihayet İslam ordusu Uhud dağına vararak sahanın en iyi yerini seçti. Kureyş ordusu ise daha evvel Uhud dağına gelmiş ve çorak olan yerde karargahını kurmuştu.

Kureyş ordusu, İslam ordusunun dört misli idi. Savaşın ilk safhasında, Kureyş ordusu Müslümanlara karşı dayanmayarak bozguna uğradı. Bilhassa Müslüman okçuları, Kureyş süvarilerini tamamen felce uğrattılar. Fakat ne var ki okçular Hz. Muhammed (s.a.v)’in “Kuşların bizim ölülerimizi yediğini görseniz bile yerinizi terk etmeyiniz.” emrini unuttular. Komutanları Cübeyr oğlu Abdullah’ın bütün ısrarlarına rağmen okçular onu dinlemeyerek bozguna uğrayan Kureyş ordusunu yağma ederek yerlerini terk ettiler. Bu okçuları dikkatle izleyen Kureyş süvarileri, derhal hücuma geçerek Müslümanları arkadan çevirmeyi başardılar. İki düşman arasında kalan Müslümanlar kuvvetsiz bir duruma düştü. Bu arada Kureyş müşrikleri Hz. Muhammed (s.a.v)’i öldürdüklerini ilan ettiler. Bu durumu işiten Müslümanlar dağılmaya başladılar. Müşriklerden bazıları Hz. Muhammed (s.a.v)’e hücum ederek, O’nu da bu arada yaraladılar. O sıralarda dahi Hz. Muhammed (s.a.v):

“Ya Rabbi! Kavmimi affet. Onlar cahil, ne yaptıklarını bilmiyorlar. Onlara hidayet eyle.” diye dua ediyordu.

İslam ordusunun dağıldığını gören Hz. Hamza (r.a), savaş meydanından kaçmayıp bütün gücü ve kuvvetiyle müşriklere hücum ediyordu. Savaş meydanında önüne çıkan sekiz azılı müşriki arka arkaya vurarak öldürdü. Kureyş’liler ona karşı çıkıp göğüs göğse erkekçe çarpışmaya bir türlü cesaret edemiyorlardı. Nihayet pusuda bekleyen Vahşi adlı Habeşli uzaktan süngüsünü fırlatarak Hz. Hamzayı şehit etti. Habeşli Vahşi koşarak bu durumu Ebu Süfyan’ın karısı olan Hind’e söyledi. Bedir savaşında Hind’in babasını ve oğlunu öldüren Hz. Hamza’nın cesedi başına gelerek onun karnını açtı. Ciğerlerini kopararak ağzı ile çiğnedi. Sonra burnunu ve kulaklarını keserek kendisine bunları gerdanlık yaptı.

Bu arada Hz. Muhammed (s.a.v) birkaç mümin ile birlikte Uhud tepesine kadar tırmandı ve orada bulunan bir mağarada istirahat etti.

Ebu Süfyan harp meydanını dolaştıktan sonra, mağaraya doğru yüksek sesle sordu:

“Muhammed hayatta mıdır?”

Hz. Muhammed (s.a.v) sahabelere cevap vermeyi yasak etti. Ebu Süfyan devam etti:

“Ebubekir sağ mıdır?”

“Ömer sağ mıdır?”

Herhangi bir cevap almayınca, sevinerek yüksek sesle haykırmaya başladı:

“Eminim ki hepsi öldüler. Putumuz Hübel’e hamd ü sena olsun.”

Hz. Ömer susmaya dayanamayıp:

“Ey Allah’ın düşmanı yalan söyledin. Saydığın şahıslar hepsi sağdır.” dedi.

Ebu Süfyan, dönüp giderek:

“Gelecek sene sizinle Bedir de buluşalım.” dedi.

Hz. Ömer’de: “İnşallah” dedi.

Müşrikler bu savaşta galip gelmişken, Allah ü Teala onların kalbine büyük bir korku verdi. Savaşı terk ederek gittiler.

Uhud savaşında İslam ordusu 70 şehit verdi. Müşriklerden ise 30 kişi öldü.




Yüklə 399,36 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin