KUR’AN-I KERİMİN
GEÇMİŞ VE GELECEKTEN
HABER VERMESİ
Kur’an-ı Kerim, ibret almak için geçmiş peygamber ve ümmetlerin hayat hikayelerini kısaca anlatır. İncil ve Tevrat’ta yapılan çeşitli tahrifleri, peygamberlere yapılan zulüm ve çirkin iftiraları, günahkar ümmetlerin feci akıbetleri teferruatlı bir şekilde izah eder. Hz. Muhammed (s.a.v)’in hayatı malum olan bir şahsiyettir. Okur yazar değildi. Hiç bir Yahudi ve Hristiyan alimle en ufak bir teması olmamıştır. Zaten Kur’an-ı Kerim’in beyan ettiği hususların bir çoğunu Yahudi ve Hristiyan alimleri bilmiyordu. Eğer bu durumları bilmiş olsaydılar Kur’an'ın beyan ettiği hususları daha önceden söyleyeceklerdi.
Kur’an-ı Kerim’in, gelecekten haber verdiği hadiseler, olduğu gibi eksiksiz bir şekilde çıkmıştır. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de:
“Elbette Allah (c.c) dilerse Mescidi Haram’a emin olarak gireceksiniz” (Fetih sûresi: 27) İslam orduları Mekke’yi fethetmekle, Müslümanlar emin olarak Mescidi Harama girdiler. Kur’an-ı Kerim güneşin hareket ettiğini, yer ve ayın onun etrafında dolaştığını söylemişti. Kur’an'ın on dört asır önce söylemiş olduğu bu şeyler, ancak son asırda alimler tarafından keşfedilmiştir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de:
“Güneş’te yörüngesinde yürüyüp gitmektedir. Bu, güçlü ve bilgin olan Allah’ (c.c)’ın takdiridir. Ay için de sonunda kuru bir hurma dalına döneceği konaklar tayin ettik. Ay’a erişmek güneşe yaraşmaz. Bunların her biri bir felekte (yörüngede) yüzerler” (Yasin sûresi: 38-40) Güneş ve ay’ın hareket ettiğini açıkça beyan etmektedir. Yine Cenab-ı Hak Kur’an'da:
“Donuk sandığın dağlar, bulutlar gibi yürüyor görürsün. Bu her şeyi güzel yapan Allah (c.c)’ın yapısıdır. O yaptıklarınızı bilir” (Neml sûresi: 88) buyurmaktadır. Sabit görülen dağların bulutlar gibi yürüdüğünü söylemektedir. Dünya’nın üstünde olan bu dağlar yürüdüğüne göre, dünyada bunlarla beraber yürümektedir. Bu da dünyanın hareket ettiğine işarettir.
Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed (s.a.v)’in en son peygamber olduğunu belirtmiştir. Aradan on dört asır gibi uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen, yeryüzüne başka bir peygamber gelmemiştir. Bu durum da Kur’an'ın emrine tam uygundur.
İlim ve teknik ne kadar ilerlerse Kur’an'ın değeri daha fazla anlaşılacaktır. Çünkü O’nun hiçbir hükmü, ilme ve fenne ters düşmez. Bilakis Allah ü Teala’nın ayetlerini tam olarak te’yid edecektir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de:
“İleride biz onlara hem yeryüzü etrafında, hem bizzat nefislerinde ayetlerimizi öyle göstereceğiz ki, nihayet peygamberin söylediği şeyin hak olduğu kendilerine zahir olacaktır” (Fussilet: 53) buyurmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |