Kur’an ve adalet devleti



Yüklə 0,72 Mb.
səhifə5/9
tarix20.11.2017
ölçüsü0,72 Mb.
#32300
1   2   3   4   5   6   7   8   9

ortaya koyuncaya kadar,sizi mutlaka sınayacağız.Zira Biz,sizin bütün iddialarınızı sınarız.


MUHAMMED(47/31)

***
Siz ey iman edenler!Asla Allah’ın ve Elçisi’nin (onların görüşlerinin)önüne geçmeyin (haddinizi ve konumuzu bilin!)ve sorumlu davranın!Çünkü Allah her şeyi işitir,her şeyi bilir.(Bütün davranışlarınızdan-duygu ve düşüncelerinizden-haberdardır.)

HUCURAT(49/1) ***
Siz ey iman edenler!Sorumsuzun(kendini bilmezin) biri size(önemli)bir haberle

geldiğinde,durup gerçeği araştırın,değilse,istemeden birilerini rencide eder,ardından da yaptı-


50

ğınızdan pişmanlık duyarsınız.(Günümüze mesajı;Medyalar tarafında kolaylıkla gözü boyanabilen,her tarafa yöneltilebilen ahmak bir güruh/sürü olmayın!)

Ve aklınızdan çıkarmayın ki aranızda(manen de olsa)Allah Rasulü var,Eğer o her işte size uysaydı,kesinlikle haliniz harap olurdu.

Lakin Allah size imanı sevdirdi ve onu yüreklerinizde güzelleştirdi.Yine O,size hakikati inkarı,sorumsuz davranmayı ve (iyi olana)karşı çıkmayı çirkin gösterdi.

İşte onlar doğru tarafa yönelenlerdir.Allah’ın lutfu ve nimeti sayesinde.Zaten

Allah,her şeyi bilir,her hükmünde tam isabet kaydeder.

Şu halde mü’minlerden iki grup çarpışırsa,aralarını bulun.Fakat bir taraf

diğerinin hakkına saldırırsa,sizde o haksız taraf ile Allah’ın emrine dönünceye kadar siz de

onunla çarpışın,ama eğer(saldırganlıktan)vaz geçerse,tarafların arasını adaletle ayırın ve

(bunun için gerekirse)fedakarlıkta bulunun.Çünkü Allah,(barış için)fedakarlık edenleri sever.

Sadece mü’minler kardeştirler.Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’a karşı sorumlu davranın ki,O’nun merhametine mazhar olasınız.

Siz ey iman edenler!Hiçbir kişi ve zümre bir diğer kişi ve zümreyi alaya alıp hor

görmesin!Belki diğerleri berikilerden daha değerli(daha hayırlı)olabilirler.

Yine bir kısım kadınlar da diğerlerini(böyle)görmesinler;ötekiler onlardan değerli/hayırlı olabilir.Asla birbirinizi/kendinizi itibardan düşürmek için karalamayın ve(kötü)lakaplar takarak yaralamayın.İman ettikten sonra sapıklıkla anmak-anılmak ne berbat bir şey!Ve kim(bu tür davranışlardan)pişmanlık duyup vazgeçmezse,işte zalim olanlar onlardır.

Siz ey iman edenler!(Birbiriniz hakkında kötü)zandan şiddetle kaçının!Unutmayın ki zannın bir kısmı ağır bir vebaldir.Birbirinizin gizliliklerini de asla araştırmayın ve arkanızdan birbirinizi çekiştirmeyin!İçinizde ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanan biri var mı?Bakın tiksindiniz işte!

Sözün özü:Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varın!Kuşkusuz Allah,tevbeleri kabul eden sınırsız bir rahmet kaynağıdır.

Gerçek mü’minler sadece Allah’a ve Rasulü’ne iman edenler,ondan sonra da

kuşkunun semtine uğramayanlar ve Allah yolunda mallarıyla,canlarıyla cihad edenlerdir.İşte

bunlar sadık olanların ta kendileridir.

HUCURAT(49/6-12,15)

***
Ey insanlık ailesi!Elbet sizi bir erkekle bir dişiden yaratan Biziz.Derken sizi

kavimler ve kabileler haline getirdik ki,tanışabilesiniz.Elbet Allah Katında en üstününüz O’na

karşı sorumluluk bilinci en güçlü olanınızdır.Şüphe yok ki Allah,her şeyi bilir,her şeyden

haberdardır. HUCURAT(49/13)

***
Doğrusu insanı yaratan Biziz ve iç beninin ona neler fısıldadığını iyi biliriz.Zira

Biz insana şah damarından daha yakınız.

KAF(50/16)

***
51

Şahit olsun hareketli ve çok katmanlı yollarla donatılmış(olarak görünen)gök;

Elbet siz,(inanç konusunda)gerçekten de farklı görüşlerdesiniz.Savrulanlar kendi aleyhine

savrulurlar.

Kahrolsun keyfi yargılarını kesin gerçek gibi pazarlayanlar,ki onlar gömüldükleri bataklıkta debelenen gafiller,”Hesap Günü ne zamanmış bakalım?”diye söylenenlerdir.

Onlar,o gün ateşte azap görecekler.(Ve) onlara;”Azabınızı tadın!” denilecek;”İşte bu,sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir!”

ZARİYAT(51/7-14)


Ben görünür,görünmez,bilinir bilinmez tüm iradeli varlıkları sadece Bana kulluk etsinler(Beni bilsinler,tanısınlar,sorumluluk bilinciyle,fıtrata-yaratılış amacına-uygun olarak yaşasınlar,adam gibi adam olsunlar)diye yarattım.

ZARİYAT(51/56)

***
Büyük günahlardan ve ahlaksızca fiillerden kaçınanlara gelince,ufak tefek kusurlar işleseler de,kesin olarak bilsinler ki,senin Rabbin engin bağış sahibidir.

O,yeryüzü(toprağından)sizi var ederken de,annelerinizin karınlarında cenin

halindeyken de,sizinle ilgili her şeyi bilir.Şu halde kendinizi yunmuş,yıkanmış(arınmış)

görmeyin!Kimin takvaya uygun davrandığını en iyi bilen O’dur.

Görmez misin (Bize)sırt çevireni?Azıcık verip ardından koklatmayanı?

Şimdi o,gaybın bilgisin rahip olduğunu,onu gözlemlediğini mi iddia ediyor?

Yoksa ona bildirilmedi mi Musa’ya gelen vahiyde nelerin yer aldığı?Dahası(aynı şeylerin)vefa sahibi İbrahim’e de(geldiği).

Kesinlikle hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu taşımaz.Ve insan başkasının değil,sadece kendi çabasının karşılığını görecektir.Ve elbet onun çabası,günü geldiğinde kesin-

likle gözler önüne serilecektir.Sonunda,(yaptıklarının)karşılığı eksiksiz verilecektir.

En nihayet(varlık bilgisinin)son,en son sınırı Rabbine aittir.

Ve elbet ağlatan da O’dur,güldüren de O.

Dahası elbette öldüren de O’dur,hayat veren de O.

NECM(53/32-44)

***
Şüphe yok ki,her şeyi bir kaderle (yani bir ölçüyle,en ince hesaplar ve denge- lerle)yaratan Biziz.(İradeye bağlı eylemlerin gerçekleşmesinde irade de kaderdir.)

Bizim emrimiz ise,sadece göz açıp kapamak gibi bir anlık iştir.(İşte artık ona

göre yaşayın,ayağınızı denk alın!)

KAMER(54/49-50)

***
Rahman!Kur’an’ı O öğretti.İnsanı O yarattı!İnsana kendini ifade etmeyi O öğretti!Güneşi ve ay’ı mükemmel bir hesapla yörüngelerinde hareket ettiren de(O.)


52

Gövdesiz ve gövdeli bitkiler(veya yıldızlar ve ağaçlar)O’nun emrine boyun eğerler.Yine göğü özenle O yükseltti,bir denge ve ölçü koydu.Ki siz(ey insanlar)dengeyi bozup ölçüyü kaçırmayın!Yine istikametle ölçüp,biçin,ölçme değerlendirme yaparken,haksızlık etmeyin!

RAHMAN(55/1-9)

***
İyi olmanın karşılığı iyi(bulmak)değil midir?O halde Rabbinizin hangi nimetini

inkar edebilirsiniz?

RAHMAN(55/60-61) ***

İyi bilin ki(ahiret inancından yoksun tek başına)bu dünya hayatı bir oyun ve oynaştan,albenili bir gösteriş ve birbirinize karşı övünme yarışından,mal ve evlat çoğaltma hırsından ibaret olurdu!Bu(tiplerin sonu)şu yağmur meseline benzer,O(yağmurun)yeşerttikleri

çiftçileri/nankörleri pek sevindirir.Sonra kurur ve sen onu sararmış görürsün,en sonunda toz

toprak olur.Ama ahirette(böyle olmayacak).Ya şiddetli bir mahrumiyet veya Allah’tan bir mağfiret ve hoşnutluk olacak.Zira(tek başına)bu dünya hayatı,aldatıcı ve geçici bir tatmin aracından başka bir şey değildir.

Ne yeryüzünün,ne de sizin başınıza daha önceden kayıt altına aldığımız,bir tasarımımız olmadıkça asla bir musibet(bir olay) gelmez.Şüphesiz bu Allah için pek kolaydır. Böyle takdir etmiştir ki elden kaçırdıklarınıza(aşırı)üzülmeyesiniz,ele geçirdiklerinize de (aşırı)sevinmeyesiniz.Nitekim Allah hiçbir kendini beğenmiş şımarığı sevmez.

HADİD(57/20,22-23)

***
Ey muhatap!Görmedin mi ki Allah,göklerde ve yerde olan her şeyi bilir!

Gizli görüşme yapan üç kişi yoktur ki,dördüncüleri O olmasın!Ve(ya)beş kişi yoktur ki,altıncıları O olmasın.İster bundan daha az,ister daha çok olsun,nerede olurlarsa olsunlar,illa ki O,kendileriyle beraberdir.En sonunda Kıyamet Günü,yapıp ettiklerini onlara bir,bir haber verecektir.Şüphesiz Allah,her şeyi hakkıyla bilendir.

(Ey Peygamber!)Gizli görüşmeden men edilen,sonra da men edildikleri şeye tekrar dönenleri görmedin mi?İşte onlar günah,düşmanlık ve Rasül’e (dolayısıyla Allah’a)isyan hususunda gizli kapaklı işler çeviriyorlar.Ne zaman sana gelseler,Allah’ın seni selamladığı biçimde selamlıyorlar ve kendi aralarında ;”Hadi bakalım Allah sözlerimizden dolayı bizi cezalandırsa ya!” diyorlar.Cehennem’e kadar yolları var!Oraya dikilecekler.O ne kötü son duraktır.

Siz ey iman edenler!Gizli görüşme yapacaksanız (bile)günah,düşmanlık ve Rasül’e isyan hususunda gizli görüşme yapmayın!Bari iyilik ve takva üzre gizli görüşme yapın!Huzurunda toplanacağınız Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun!
53

(Bunun dışında kalan)gizli görüşmelerin tümü,sadece mü’minlere üzüntü vermeyi amaçlayan Şeytani bir eylemdir.Ne ki,Allah’ın izni olmadan,onlara hiçbir zararı dokunamaz.Artık inananlar sadece Allah’a dayansınlar.

Siz ey iman edenler!Sosyal hayatta;”Birbirinize yer açın!” denildiğinde,derhal yer açın ki,Allah da size yer açsın.Yine(hayırlı bir sonuç almak üzere)”Davranın!”denildiği zaman,derhal yerinizden fırlayın!Allah,içinizden tam inanan,bilen ve bilginin amacını kavrama yeteneğiyle donatılanları kat be kat yüceltecektir.Zira Allah,yapıp ettiklerinizden tümüyle haberdardır.

MÜCADİLE(58/7-11)

***
Bir de Allah ve Elçisi’ne meydan okuyanlar var;İşte onlar en alçaklar sınıfına

dahildirler!(Zira)Allah şöyle diledi:”Elbet Ben galip geleceğim,Ben ve elçilerim…!”

Şüphe yok ki Allah,tarifsiz bir güç sahibidir,mutlak üstün ve yüce olandır.

Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğu,Allah ver Rasülü’ne meydan

okuyan kimselerle-isterse bunlar babaları.oğulları,kardeşleri veya soydaşları olsun-candan/

yürekten bir ilişki içinde bulamazsın!

İşte(Allah’ın)kalplerine imanı nakşettiği ve Katından manevi bir güçle desteklediği kimseler onlardır.Onları tabanından ırmaklar çağıldayan cennetlere,içinde daimi kalmak üzere yerleştirecektir.Allah onlardan razı(hoşnut)olmuş,onlar da Allah’tan razı olmuşlardır.İşte gerçek Allah taraftarları bunlardır.Bakın,Allah taraftarları var ya,işte kurtulacak olanlar kesinlikle onlardır.

MÜCADİLE(58/20-22)

***
Size ey iman edenler!Allah’a karşı sorumlu olduğunuzu bilin!Şimdi herkes

(kendisine)malum olmayan bir yarın(gelecek)için ne hazırladığına bir baksın!Ve(bir kez daha);Allah’a karşı sorumluluğunuzu bilin!Çünkü Allah,yaptığınız her şeyden haberdardır.

Aman ha,kendileri Allah’ı unutan,bunun sonucu olarak da Allah’ın kendilerini

bizzat kendilerine unutturduğu sorumsuzlar gibi olmayın!İşte onlar,evet onlardır yoldan sapanlar.

Ateşe layık olanlarla,cennete layık olanlar asla bir tutulamazlar.Cennete layık olanlar var ya,işte onlardır kurtuluşa erenler.

HAŞR(59/18-19)

***
(Ey siz iman edenler!)Mümkündür ki Allah,sizin düşman olarak algıladığınız kimselerle sizin aranızda bir sevgi var edebilir.Ve Allah’ın(buna)gücü yeter.Üstelik Allah,tarif- siz bir bağış ve eşsiz bir merhamet kaynağıdır.

Siz ey iman edenler!(Ancak)Allah’ın gazabına uğrayan bir topluma gönülden

dostluk beslemeyin!Onlar ahiretten,tıpkı kabir ehli arasına karışan kafirlerin ümit kestiği gibi ümit kesmişlerdir.

MÜMTEHANE(60/7,13)

***
54

Siz ey iman edenler!Niçin söylemlerinizle eylemleriniz birbirine uymuyor?Yapmadığınız/yap(a)mayacağınız şeyleri söylemeniz,Allah Katında ağır(sonuçları)olan nahoş bir davranıştır.

Şüphesiz Allah davası uğrunda sanki yekpare çelikten(kurşunla perçinlenmiş)bir bina gibi saf disiplini içersinde savaşanları(mücahade edenleri) sever.

SAF(61/2-4)

***

De ki;”Ey Yahudileşenler!Eğer siz,öteki bütün insanları dışlayarak sadece kendinizin Allah’ın dostları olduğunu(zu) iddia ediyorsanız,haydi ölümü temenni etseniz e!Tabi eğer iddianızda sadıksanız!



Elleriyle yaptıkları yüzünden asla (ölümü)temenni etmeyeceklerdir.Allah,zulme

gömülüp gidenleri çok iyi bilmektedir.

CUMA(62/6-7)

***
Siz ey iman edenler!Ne mallarınız,ne de çocuklarınız,Allah’ı sizin gündeminizden düşürmesin!Kim bunu yaparsa,işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir.


MÜNAFİKUN(63/9)

***
Siz ey iman edenler!Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar var.

Her ne kadar affedici,hoşgörülü,bağışlayıcı olsanız da,yine onlara karşı dikkatli olun!Fakat

iyi bilin ki,Allah da tarifsiz bir bağışlayıcı,eşsiz bir merhamet kaynağıdır.

Mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan aracından ibarettir.Allah’a gelince;

O,Katında muhteşem bir ödül bulunandır.(Bu bilinçle kuşanarak O’na layık olmaya çalışın!)


TEGABÜN(64/14-15)

***


Ve her kim Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olursa,O(Allah)onun için bir kapı aralar ve hiç beklemediği yerden onu rızıklandırır.Ve her kim Allah’a güvenirse,artık O ona yeter.Şüphesiz Allah,emrini gayesine erdirendir.

Doğrusu Allah,her bir şey için bir ölçü/kader koymuştur.

TALAK(65/2-3)

***
Siz ey iman edenler!Kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan bir

ateşten koruyunuz!Ona memur melekler kararlı ve tavizsidirler,hiçbir buyruğunda Allah’a karşı gelmezler ve kendilerine emredileni (eksiksiz)yaparlar.

TAHRİM(66/6)

55

O(Allah),ölümü ve hayatı hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için yaratmıştır.O mutlak üstün ve yüce olandır,eşsiz ve benzersiz bağışlayandır.



MÜLK(67/2)

***
Ve sen(ey Nebi,ey muhatap,ey mü’minler!)(çiğneyeceğini bile,bile)ağız dolusu söz veren hiçbir alçağa da boyun eğme!Arkadan çekiştirmek için mekik dokuyan arabozucuya(da!)İyiliğe ölümüne engel olan günaha gömülmüş zorbaya(da!)Kaba ve duygusuz,üstüne üstlük fırıldak ve hayırsız…(İhtiraslarına esir olmuş zalime,hemcinslerine hiçbir faydası olmayana…)

Bütün bunların nedeni onun mal ve çocuklara sahip olması idi ki,ayetlerimiz

kendisine okununca ;”Eskilerin masalları!” diyebildi.

KALEM/68(10-15)

***
(Ey insanlar,kullarım!)Size ne oluyor da Allah için vakarlı bir tavır takınmıyorsunuz?Oya ki sizi uzun süreçler içinde halden hale geçirerek yaratan O’dur.

NUH(71/13-14)

***
Her insanın (akıbeti/geleceği/sonu)kendi kazandıklarına bağlıdır.

MÜDDESSİR(74/38)

***
Ne yani,insanoğlu başıboş bırakılacağını mı sanıyor?

KIYAMET(75/36)

*** TEKVİR(81/26)


İnanın üzerinden,o tarih sahnesine çıkıncaya (kadar),tüm amanlar içinden

belirsiz ve uzun bir süre geçmemiş miydi(ki)henüz o(bu süre zarfında)anılmaya değer bir varlık bile değildi.

İnsanoğlunu katmerli bir karışım olan hayat tohumundan Biz yarattık.Sınava

tabi tutmayı(diledik) ve ardından ona işitme ve görme yeteneği verdik.

Elbet onu(amacına ulaştıracak olan)doğru yola Biz yönelttik.İman eden ve inkar eden biri olmayı (kendi tercihine/seçimine bıraktık.)

İNSAN(76/1-3)

***
Hakkını ver(e)mediği hayattan mahrum kalası insanoğlu,nankörlükte ne kadar da sınır tanımazdır.O,insanı neden yarattı?(Elbette) basit bir hayat tohumundan.Önce
56

yarattı,ardından ona takdir yeteneği bahşetti.Sonra ona yolu kolaylaştırdı.En sonunda onun için ölümü takdir etti ve kabre koydurdu.Nihayet dilediğinde onu tekrar diriltecektir.

Evet(hiçbir insan/kul)O’nun emirlerini/buyruklarını asla kusursuz olarak yerine getirememiştir.

ABESE(80/17-23)

***
Ey insanoğlu!Bu kadar ulu ve cömert olan Rabbine karşı bu gururun ne?

O(Allah) ki seni (bir amaçla)yarattı,sana varoluş amacını gerçekleştirecek bir

donanım ve dengeli bir tabiat verdi.(Yani)hangi surette dilemişse seni öyle terkip etti.

Yapmayın ama!Hesap(Günü’nü)yalanlama (eğilimini)hep içinizde taşıyorsunuz.

Üstelik üzerinizde gözetleyip hafızaya kaydediciler olduğu halde.Onlar(kaliteli/

değerli)kaydediciler,ne yaparsanız onu fark edip(kaydeden.)

(Artık bu gerçekleri göz mönünde bulundurarak ona göre bir hayat yaşayın.)
İNFİTAR(82/6-12)

***
Yazıklar olsun o yolsuzluk yapanlara!Kendileri başkalarından alacakları zaman

noksansız isterler.Ama başkaları için ölçüp tarttıkları zaman hak yerler.Onlar sanmazlar ki,

tekrar diriltilecekler.Dehşetli bir günde(hesaba çekilecekler.)O Gün bütün insanlar Alemlerin

Rabbi (nin) Huzuruna dikilecekler.

MUTAFFİFİN(83/1-3)

***
Sen ey insanoğlu!Evet,evet,hayat yolunda son sürat yeldirdikçe(ister istemez)

Rabbine doğru yol alan sen!Sonunda O’na kavuşacaksın!

Ey inanlar!(Mukadder sona doğru)safha,safha,adım adım ilerleyeceksiniz!
İNŞİKAK(84/6,19)

***
Maalesef siz(ey insanlar),bu yakın ve aşağı(dünya hayatını)tercih ediyorsunuz.

Oysa ki öteki(hayat/ahiret)en hayırlı ve daha kalıcıdır.

A’LA(87/16-17)

***
Ve insana gelince…Ne zaman Rabbi onu(varlıkla)sınayıp ona ikram edecek ve

nimetlere gark edecek olsa,hemen(Allah’ın kendisini desteklediğini düşünerek);”Rabbim bana

ikram etti!”der.

Ne zaman da Rabbi onu (darlıkla)sınayıp onun geçim alanını sınırlandıracak olsa,bu kez de;”Rabbim beni zelil etti!” der.

57
Asla!Bilakis siz yetime izzet ikram göstermiyorsunuz.Yoksulu doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.Emeksiz kazancı (mirası)helal,haram demeden açgözlülükle boğazınıza geçiriyorsunuz.Dahası ölçüsüz bir sevgiyle malı seviyorsunuz.

Yoo,öyle yapmayın!(Bir Gün Allah’ın Huzurunda toplanıp hesap vereceğinizi

unutmayın!)

FECR(89/15-21 v.d.)

***
Hakikaten Biz insanoğlunu farklı meşakkatlere dayanıklı yarattık!

Ne yani şimdi o(insan)kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

(Dahası)”Ben(bu konuma gelmek için)kucak dolusu servet harcadım!”mı diyor?

Yoksa o,kimsenin kendisini görmediğini mi zannediyor?

Ona iki göz vermedik mi,dahası bir dil ve bir çift dudak?Ve ona(iyilik ve kötülü-

ğün)açık seçik iki yolunu da göstermedik mi?

Fakat o(ucunda cennet olan)sarp yokuşu tırmanmak için hiçbir bedel ödemedi.

Bilir misin nedir o sarp yokuş?

Bir kişiyi daha zincirlerinden(boyunduruktan)kurtarmak(özgürlüğüne kavuşturmak)tır.Veya açlık gününde( muhtaçları) doyurmaktır.(Mesela)yakını olan bir yetimi…Ya da evsiz barksız,yurtsuz yuvasız bir düşkünü…,

Daha sonra iman edenlerden olmak ve birbirine hakkı ve sabrı tavsiye etmektir.

İşte böyleleridir vicdan sahipleri.İnkarda ısrar edenler ise vicdansız olanlardır.

Tarifsiz bir ateş onların üzerine güdümlenmiştir.

BELED(90/4-20)

***
Kim kendini geliştirip arındırırsa,o kesinlikle ebedi mutluluğa ulaşacaktır.

Kim de kendini geliştirmeyip(arındırmazsa),(içindeki iyilik tohumunu) o

kesinlikle (dünyada ve ahirette)kaybedecektir/kaybedenlerden olacaktır.

ŞEMS(91/9-10)

***
(Ey insanlık!)Sizin çabanız,(nedenleri ve sonuçları açısından)elbet farklı farklıdır.


LEYL(92/4)

***

Sözün özü:Elbet her zorlukla beraber tarifsiz bir kolaylık vardır.Evet,her zorlukla beraber tarife sığmaz bir kolaylık vardır.

Şu halde(zorluktan)kurtulduğunda (ey insan)(kolaylıktan)nasibini gözet!


58
Ve (yüzünü/özünü)yalnız Rabbine (Rabbinden yana)dön/çevir,artık hep O’na meylet!(O’nu her şeyden ve herkesten üstün tut!)

ŞERH(İNŞİRAH)(94/5-8)

***

Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış,sonra onu başlangıç nokrasının en dibine döndürmüşüzdür.



Nihayet(tekamül yolculuğunda)imanda sebat eden ve o imanla uyumlu hareket edenleri kesintisiz bir ödül beklemektedir.

Öyleyse (ey insan),bütün bu gerçeklerden sonra,ana Hesap Günü’nü yalanlatan

nedir?

Şimdi(söyle ey insan);”Allah en iyi hükmeden(hakimler hakimi)değil de nedir?


TİN(95/4-8)

***
Gerçekten de insan soyu Rabbin karşı çok nankördür.Üstelik insanın kendisi de buna şahittir.Zira o servete pek tutkundur!

ADİYAT(100/6-8)

***
(Ey insanlar!)(Mal/mülk/evlat v.b.)çoğaltma (ve bunlarla övünme)tutkusu sizi oyalayıp durdu.Ta ki mezarlıklara varıncaya dek.

Ama hayır!Gerçeği (burada/dünyada) öğreneceksiniz!O da olmadı vakti gelince gerçeği (orada/ahirette)öğreneceksiniz.

Yoo,eğer (bu tutkunun neye mal olduğunu) tam kavramış olsaydınız,elbet(dün-

yayı)cehenneme (çevirdiğinizi) de görürdünüz.

(Tutun ki burada göremediniz),ama daha sonra(ahirette)onu zaten gözlerinizle göreceksiniz.

Nihayet O Gün,ebedi nimetlerden vaz geçip(geçici nimetlere yönelmenizden)

dolayı hesaba çekileceksiniz.

TEKASÜR(102/1-8)

***


Asr(ahir aman/son çağ/akan ömür…) şahit olsun!

Elbet insanoğlu tarifsiz bir kayıptadır.

Ancak Allah’a inanıp,güvenenler,erdemli ve sorumlu davrananlar,yani birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler bundan müstesnadır.

ASR(103/1-3)

***
59
Gizli,açık,arkadan,önden iftira atıp,kara çalan,çekiştirip,ayıp,kusur arayan herkes kendine yazık etmiştir!İşte malı ve onu birikim sayan(onu sayan/yığdıkça yığan)bu tiptir.

Malının kendisini ölümsüz yapacağını sanmaktadır.

HÜMEZE(104/1-3 v.d)

***
Allah’a karşı borçluluk sorumluluğunu tümden inkar eden birini tasavvur

edebilir misin?İşte böyle biridir yetimi itip kakan ve yoksulu doyurmaya gayret etmeyen.

İşbu yüzden,olmaz olsun( böyle) ibadet edenler!

Bu gibiler,ibadetin hakiki amacından gafil görünmektedirler.

Bunlar öyle kimseler(dir) ki,(ibadeti)gösterişe dönüştürürler,ama em küçük bir yardımı bile esirgerler.

MAUN(107/1-7)

***


PAYLAŞMA/SOSYAL DAYANIŞMA:
Ey insanlık!Yeryüzündeki temiz ve helal olan her şeyden yararlanın.Şeytanın izinden de gitmeyin.Çünkü o,sizin apaçık düşmanınızdır.

Sizde yalnızca kötüyü,gayrı meşru olanı ve bilmediğiniz şeyleri Allah’a yakıştırmanızı telkin eder.

BAKARA(2/168-169)

***
Birbirinizin mallarını gayr-ı meşru bir biçimde yemeyin v günaha girerek bile,bile insanların hakkını yemek için o malları kullanarak yetkililere ulaşmayın.

Bir de Allah yolunda harcayın ve kendiniz kendi ellerinizle tehlikeye atmayın.Hep iyilik edin,Allah iyilik edenleri sever

BAKARA(2/188,195)

***
Sana(kime)neyi infak edeceklerini soruyorlar;Cevap ver:”Hayır olarak yapacağınız harcama öncelikle ebeveyninize,akraba(ları)nıza,yetimlere,yoksullara,yoldakilere- dir.Her ne iyilik yaparsanız yapın,Allah onu mutlaka bilir.(Ve karşılığını mutlaka verir/vere-

cektr.)


BAKARA(2/215)

60
Bir de sana yetimler hakkında soruyorlar.De ki:”Onların lehine olan her tür iyileştirme(yüzüstü bırakmaktan)daha hayırlıdır.Onlarla(hayatı)paylaşırsınız.Unutmayın ki onlar sizin kardeşlerinizdir.Kaldı ki Allah,fesatçılık yapanı ıslah edenden ayırmasını bilir.Ve eğer Allah dileseydi,sizi zora koşardı.Ne var ki Allah her işinde mükemmeldir,her hükmünde tam isabet sahibidir/tam isabet kaydedendir.

BAKARA(2/220)

***
Allah’ın kat,kat fazlasıyla geri ödeyeceği bir güzel borcu O’na verecek olan kimdir?Allah hem daraltır,hem genişletir;Ve hepiniz sonunda O’na döndürüleceksiniz.


BAKARA(2/245)

***


Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu;yedi başak veren,her başağında yüz dane bulunan tohuma benzer.Allah dilediğine kat,kat verir.Allah,(rahmetiyle/keremiyle)

sınırsızdır,her şeyi tarifsiz bilendir.

Mallarını Allah yolunda infak edip de,sonra infak ettiklerini başa kakıp gönül incitmeye kalkışmayanlar,ödüllerini yalnızca Rableri Katında bulacaklardır.Artık onlar gerçekten endişe duymayacaklar,geçmişten dolayı mahzun olmayacaklar(dır.)Gönül yapan hoş bir söz ve rahmet dileme,arkasından incitmenin geldiği bir yardımdan daha hayırlıdır.Ve Allah,Kendi Kendine yetendir,cezalandırmadan önce fırsat tanıyandır.

Siz ey iman edenler!İnsanlara gösteriş için malını harcayan,Allah’a ve ahiret gününe de inanmayan kimse gibi,başa kakarak ve gönül inciterek yardımlarınız sonucunu

iptal etmeyiniz/boşa çıkarmayınız.O kişinin hali,üzerinde biraz toprak bulunan bir kayaya

benzer.Bir sağanak yağar,onu cascavlak bırakıverir.İşte bu gibilerin yaptıklarından hiçbir

kazançları olmaz.Zira Allah,kafir bir topluma asla rehberliğini bahşetmez.

Geçici servetlerini(emanetlerini)Allah rızasını elde etmek ve kişiliklerini güçlen-dirmek (kendisini gerçekleştirmek)için harcayanların durumu da,verimli bir bahçe gibidir.Bir sağanak yağar,bu sayede ürünü kat,kat biter.Tut ki sağanak yağmadı,çiselese dahi yeter.


Yüklə 0,72 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin