uzatacağız.Ve onun(gururla)dile getirdiği (servet ve evlat)Bize kalacak.Ve kendisi Huzurumuza yalnız başına çıkacak.
Bu(gibiler),Allah’tan başkalarını,kendilerine statü ve nüfuz sağlamak için ilah-
laştırırlar.Ama hayır!Aksine(ahirette)onlar kendilerine yönelik tüm tapınmaları reddedecekler
ve berikilerin aleyhine zillet ve utanç delili olacaklar.
(Ey insan!)Küfrü tabiat haline getirenlerin üzerine(bu tercihlerinden dolayı
içgüdülerini)kışkırttıkça kışkırtan şeytanları musallat ettiğimizi görmez misin?
Şu halde onlara karşı harekete geçmek için acele etmene gerek yok.Şu kesin ki,Biz onların günlerini tek,tek sayıyoruz.
MERYEM(19/77-84)
***
İnsanlar için yaptıklarının hesabını verme vakti oldukça yaklaştı,fakat onlar hala gaflet içersinde(bu gerçeğe ve Allah’ın uyarılarına)) sırt çeviriyorlar.
Rablerinden kendilerine ne zaman yeni bir uyarı gelse,onu da sadece alaya alarak dinliyorlar!
Onların aklı fikri oyunda,oynaştadır;üstelik bilinci alt üst olan bu kimseler,el
altından şöyle fiskos da yapıyorlar;”Bu da(Allah’ın Elçisi) sizin gibi ölümlü bir insan değil mi?Şu halde,siz göz göre büyüye kapılıp gidecek misiniz?”
ENBİYA(21/1-3)
***
Ve doğrusu Biz,hatırlatıcı mesajların ardından,bütün ilahi vahiylerin hikmet yüklü“(tekrar yarattığımız)bu yerin varisi salih kullarım olacak!” diye yazmışız.
Hiç şüphesiz bunda Allah’a gereği gibi kulluk etmek isteyenler için nice mesajlar vardır.
ENBİYA(21/105-106)
***
Ey insanlık!Rabbinize karşı sorumluluğunuzun farkında olun!Çünkü Son
Son saat’in depremi korkunç olacaktır! HAC(22/1)
***
Ne ki yine de insanlar arasından,Allah’ı bilmeden tartışma konusu yapan ve haddini bilmez her tür şeytanın peşine takılan kimseler çıkabilmektedir.
HAC(/22/3,8)
40
Doğrusu gereği gibi inananlar gerçek kurtuluşa erecekler.
Onlar ki,namazlarında derin bir ürperti ve tevazu içinde olurlar.
Onlar ki,yararsız şeylerden yüz çevirirler.
Onlar ki,arınmak için gerekeni yaparlar.
Onlar ki,iffetlerini korurlar.Fakat kendi eşleri,yani meşru olarak sahip oldukları müstesna.Zaten onlar (meşru eşleriyle paylaştıkları cinsellikten dolayı)kınanamazlar.Ama bu sınırın ötesine geçen kimseler,haddi aşmış(haram işlemiş)olanlardır.
Yine onlar ki,emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler.
Ve onlar ki,namazları üzerine titizlenirler.
İşte onlar,(mutluluk ve özgürlük yurduna) varis olan kimselerdir.
Onlar ki,görkemli cennetlerin mirasçısı olacaklar,onlar orada ebedi kalacaklar.
MÜ’MİNUN(23/1-11)
***
Herhangi bir toplum,sonu yasayla belirlenmiş süresini ne savuşturabilir,ne de erteleyebilir.
MÜ’MİNUN(23/43)
***
Kesinlikle bu(elçilerin/elçilerimizin takipçilerinden oluşan)ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin (bir tek)Rabbinizim.Şu halde Bana karşı sorumluluğunuzu yerine getirin.
Bu(emre)karşın,onlar aralarındaki birliği darmadağın edip(hakikati)parçaladı-
lar.Her hizip başladı elindeki(parçayla)övünmeye.
Artık onları bir vakte kadar,daldıkları gafletin derin karanlığında belirsiz bir süreye kadar bırak(da kendi işine bak!)
Şimdi onlar,(kendilerine)bol,bol evlat,servet verdik diye,Bizim kendilerinin (mevcut hallerini)onayladığımızı sanıyorlar öyle mi?Asla!Fakat onlar(bunun bile)farkında
değiller!
MÜ’MİNUN(23/52-56)
***
Hevasını ilah edinen kimsenin durumunu göz önün getirsene bir!Şimdi(söyle),
böyle birinin sorumluluğunu sen üstlenebilir misin?
Ya da sanır mısın ki,onların çoğu(ilahi mesajı)işitir veya (hakikati)akleder?
Hayır!Onlar sürü(içgüdüsüyle davranan)hayvan(lar) gibidirler,hatta yoldan sapma konusunda daha da beterdirler!
FURKAN(25/43-44)
***
Rahman’ın has kulları olan kimseler,yeryüzünde vakarlı bir tevazu ile yürürler ve cahillerle muhatap olduklarında,”Selam!”der (geçerl)er.
41
Yine onlar gecelerini Rablerinin Huzurunda secdeye vararak ve kıyama durarak geçirirler.
Yine onlar ki,Allah’la beraber bir başka ilaha yalvarıp yakarmazlar,meşru ve haklı bir gerekçeye dayanmaksızın,Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymazlar,zina da etmezler!
Zira kim bunları yaparsa,günaha batmış olur.
Yine onlar ki,yalan ve sahte olandan yana şahitlik etmezler,yararsız ve anlamsız olan şeylerle karşılaştıklarında vakarla geçip giderler.
FURKAN(25/63-64,68,72)
***
Fakat(ey Nebi!)Senin (bu çağrına insanlar)cevap veremiyorlarsa,uymuyorlarsa,
iyi bil ki onlar kendi keyfi ve bencil yargılarına uyuyorlar.Allah’ın rehberliği dışında kendi bencil ve keyfi yargılarına uyan kişi(ler)den daha sapkın biri(leri) olabilir mi?
Şüphe yok ki Allah,zulmü tabiat (bir yaşama şekli)haline getiren bir toplumu doğru yola yöneltmez.
KASAS(28/50)
***
Elif-Lam-Mim!
İnsanlar yalnızca “İman ettik!” demekle,sınanıp denenmeden bırakılacaklarını mı sanıyorlar?
Doğrusu onlardan(sizlerden) öncekileri de sınamıştık.Fakat Allah,her halde hem doğru söyleyenleri seçip ayıracak,hem de yalancıları seçip ayıracak.
Yoksa o(“inandık!” deyip de)kötülük yapmayı sürdürenler,Bizi
atlatabileceklerini mi sandılar(sanıyorlar?)Ne berbat akıl yürütüyorlar!
ANKEBUT(29/1-4)
Allah’tan başkasını sığınacak otorite(dost/önder/evliya) edinen kimselerin durumu ördüğü ağı ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer;ne Ki evlerin en çürüğü elbette örümcek ağıdır.;keşke bunu (insanlar)kavrayabilselerdi!
(Dişi örümcek çiftleştikten sonra eşini öldürür.Günahın peşinden gidenler,dişi
örümceğin peşinden gidip canlarından olan-yuvası yıkılan-erkek örümceğe benzetiliyor ve
böyle insanlara gönderme yapılıyor olabilir.)
ANKEBUT(29/41)
***
Allah,insan neslini yoktan var ettiği gibi,sonra bu(yaratılışı)tekrarlayacaktır.En sonunda hepiniz(dünyada yaptıklarınızın hesabını vermek üzere)O’na döndürüleceksiniz.
RUM(30/11)
***
42
İmdi sen(ey muhatap,ey insan)her türlü sapmadan uzaklaşarak,tümüyle doğru ve asıl dine,Allah’ın insanlığın özüne yaratılıştan nakşettiği fıtrata çevir,(ta ki)Allah’ın yarattığında olumsuz bir değişme olmasın.İşte doğru din(in amacı) budur ve fakat insanların çoğu bilmezler.
(Batılın her türünden yüz çevirip)yalnız O’na(Allah’a) yönelin ve O’na karşı
sorumluluğunuzun bilincinde olun.İbadet ve duanızın istikametini doğrultun ve asla O’ndan başkasına ilahlık atfedenlerden olmayın!
(Bir de)şunlardan olmayın ki,onlar inanç birliğini(tevhid akidesini)bozdular da,
(birbirlerine karşıt)taraftarlar haline geldiler.(Artık)her hizip,kendi elinde kalanla övünmek
teler.
RUM(30/30-32)
*** ENBİYA(21/93)
İnsanların elleriyle yaptıkları yüzünden kara(lar)da ve deniz(ler)de bozulma(lar)
meydana geldi.Neticede (Allah),yaptıklarının(kötü sonuçlarından)bir kısmını kendilerine
tattıracaktır;umulur ki(yol yakınken,hatalarını fark eder bu yanlışlarından)dönerler.
(Ekolojik dengelerin bozulmasıyla ortaya çıkan felaketleri bir düşünelim!)
RUM(30/41)
***
Ey insanlık ailesi!Rabbinize karşı sorumluluğunuzu hatırlayın!Dahası ne anne babanın çocuğuna,ne de çocuğun anne,babasına hiç bir fayda sağlamayacağı bir Gün’ün
dehşetinden sakının!Unutmayın ki Allah’ın vaadi(mutlaka)gerçekleşecektir.Şu halde bu dünya
hayatı sizi asla ayartmasın/,dahası aldatıcının hiçbir türü sizi Allah(hakkındaki asılsız düşünceler ile)aldatmasın!
LOKMAN(31/33)
***
(Siz ey iman edenler!Ve siz ey insanlar!)Doğrusu Allah Rasulü,sizler için Allah’a ve ahret gününe umut besleyen ve Allah’ı sürekli hatır(ın)da tutan herkes için güzel bir örnek teşkil eder.
AHZAB(33/21)
***
Şüphesiz Allah’a tam teslim olmuş erekler ve kadınlar,O’na güvenip inanmış bütün erkekler ve kadınlar,O’na adanmış bütün erkekler ve kadınlar,ahdine sadık bütün erkekler ve kadınlar,sıkıntılara karşı direnen bütün erkekler ve kadınlar,(Allah’a karşı)derin bir saygıyla titreyen bütün erkekler ve kadınlar(Allah’a)sadakatlerini servetlerini yoksullarla paylaşarak ispat eden bütün erkekler ve kadınlar,benliklerini denetim altına alıp oruç tutan bütün erkekler ve kadınlar,iffetlerini koruyan bütün erkekler ve kadınlar,Allah’ı sürekli hatır
da tutan bütün erkekler ve kadınlar…(İşte)bunlara Allah sınırsız bir bağış ve muhteşem bir ödül hazırlamıştır.
*** AHZAB(33/35)
43
Siz ey iman edenler!Allah’a karşı sorumlu davranın ve sözü dosdoğru yerinde söyleyin!
(O zaman)O da sizin işlerinizi yoluna koyar ve günahlarınızı bağışlar;zira her kim Allah’a ve Rasulü’ne uyarsa,iyi bilsin ki o nihai ve büyük kurtuluşa ermiştir.
AHZAB(33/70-71)
***
İşin gerçeği Biz emaneti göklere,yere ve dağlara sunduk ve onlar emanete ihanetten(veya onu üstlenmekten)kaçındılar;nihayet onu insan yüklendi.Ne var ki o da cahil ve zalim biri olup çıktı.
AHZAB(33/72)
***
De ki;(Ey insanlar!)”Sizin için bir gün tesbit edilmiştir.(O gün geldiğinde)onu ne bir an erteleyebilir,ne de atlatabilirsiniz!”
İnkarda ısrar edenler dediler ki;”Bizler ne bu Kur’an’a inanırız,ne de geçmiş
vahiylerden bugüne kalanlara.”
Sen o haddini bilmezlerin Rablerinin Huzuruna tutuklanmış olarak getirildik-
eri zaman,suçu(nasıl)birbirlerine attıklarını bir görmeliydin/görmelisin!
Mustaz’aflar büyüklük taslayanlara;”Siz olmasaydınız eğer,biz kesinlikle inananlardan olacaktık!”diyecekler.
Büyüklük taslayanlar mustaz’aflara;”Ne!Hidayet ayağınıza kadar geldi de sizi
ondan biz mi alıkoyduk?Asla!Siz zaten günahı hayat tarzı haline getirmiştiniz!”diye cevap verecekler.
Bu kez zayıf bırakılanlar büyüklük taslayanlara;”Hayır!”diye itiraz edecekler.(“İşiniz gücünüz)gece gündüz dolap çevirmek!Hatırlasanız ya bir,bize Allah’a yabancılaşmamızı ve O’na eşdeğer rakip güçler tanımamızı dayatıyordunuz!”
Derken onların tümü de,asıl pişmanlığı,kendilerini bekleyen azabı görünce yüreklerinin en derinlerinde yaşayacaklar.Zira Biz,inkarda ısrar edenlerin boyunlarına halkalar geçireceğiz.Hem yaptıklarının bunun dışında bir karşılığı mı var?
Ve ne zaman Biz bir topluma uyarıcı göndermişsek,oranın refah içinde şımarmış seçkinleri;”Sizinle gönderilen şeyin(vahyin) ısrarlı inkarcısıyız!”derler.
Yine,”Biz servet ve soy açısından sizden daha güçlüyüz,bu durumda bizim cezaya çarptırılmamız söz konusu olamaz!”derler.
De ki;”Şüphe yok ki isteyeni(e) rızkı açmayı da,sınırlandırmayı da dileyen benim Rabbimdir.Fakat insanların çoğu bu(nun hikmetini)dahi kavrayamazlar.”
Sizleri Bizim Katımıza yakın kılacak olan ne servetinizdir,ne de soyunuz.Fakat
iman eden ve imanla uyumlu iş işleyen kimseler var ya,işte onlar yaptıklarına karşılık onları
ödülün en katmerlisi beklemektedir.Ve onlar yüce köşklerde huzur ve güven ortamında yaşayacaklar(dır.)Ama ayetlerimizin amacını geçersiz kılmaya çalışan kimseler,azabın içer-
sinde (yaptıklarıyla)yüzleşecekler(dir),yüzleştirilecekler(dir).
SEBE(34/30-38)
44
Allah’ın insanlar için açacağı rahmet kapısını kimse kapatamaz.Zira O,her işinde mükemmeldir,her hükmünde tam isabet kaydedendir.
Siz ey insanlar!Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın!Allah’tan başka sizi
yerden ve gökten sürekli doyuracak(rızıklandıracak)bir yaratıcı mı var?O’ndan başka ilah yoktur.Şu halde nasıl böylesine(duygu ve düşüncelerinizin aykırı fırtınaları önünde)savrulup
duruyorsunuz?
FATIR(35/2-3)
***
Kim kalıcı şeref ve itibar(kudret ve ihtişam)arıyorsa,iyi bilsin ki bütün şeref ve
itibarın kaynağı Allah’tır.
O’na sadece güzel sözler yükselir,o sözleri yücelten ise imana uygun eylemlerdir.
Gizliden gizliye çirkin tuzaklar tasarlayanlara gelince,onları şiddetli bir azap beklemektedir.
Bu gibilerin tuzakları da hiçe(boşa)çıkacaktır.
FATIR(35/10)
MÜNAFİKUN(63/8)
NİSA(4/139)
***
Ey insanlık ailesi!Allah’a muhtaç olanlar sizlersiniz.Allah’a gelince,O Kendi
Kendine yeten sonsuz zenginlik sahibidir.(Bilakis)Her şey O’na hamd ile memurdur.
Dilerse sizi ortadan kaldırır ve yerinize yeni bir topluluk getirir.Zira bu Allah’a
asla güç gelmez.
FATIR(35/15-17)
***
Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu yüklenecek değildir.Yükü ağır gelen kimse onu taşı(t)mak için yardım istese,yakını da olsa (bir başkası)onun yükünün bir kısmını
dahi taşıyamaz.
Şu bir gerçek ki,O idraki aşan bir hakikat olasına karşın,Rablerine karşı derin bir ürperti duyanları kulluğun(un) hakkını verenleri uyarabilirsin;hem kim arınırsa,sırf kendisi için arınmış olur,zira bütün yollar Allah’a çıkar.
Kaldı ki ne(gerçeği) görenle,görmeyen bir olur,ne de aydınlıkla karanlığı.Dahası
ne serinletici gölgeyle kavurucu sıcaklık(lar)ne de (manen)dirilerle ölüler bir olurlar.
FATIR/35/18-22)
***
Dahası insanlar,(vahşi)canlılar ve evcil hayvanlar da(uyumlu)bir renkliliğin farklarını taşıyorlar/taşırlar.
İşte (kullar da farklılıkta)böyledir.Ve Allah’a kulları içinde yalnızca (bunun hikmet ve amacını )bilenler hakkıyla saygı duyarlar.Çünkü Allah(her türlü saygıya layık olan)
çok üstün ve yüce(aşkın)bir Varlıktır,tarifsiz bir bağışlayıcıdır.
FATIR(35/28)
45
İNSAN görmez mi ki,Biz kendisini bir damlacık hayat suyundan yarattık(ve akıl fikir bahşettik),fakat o apaçık bir hasım olup çıktı!
Bir yandan Bizim için benzerler uydururken,öte yandan kendisinin(bir damlacık
sudan )yaratılışını unutarak şöyle der:”Çürüyüp,toza toprağa karışmış kemiklere kim hayat verecek?”
De ki:”Onları ilk defa Kim yoktan var ettiyse O hayat verecek.Zira O,her tür yaratığın ve yaratmanın akıl sır ermez bilgisine vakıftır.
YASİN(36/77-79)
*** NAHL(16/4)
Sad!Şeref ve itibar kaynağı Kur’an şahit olsun!
Ama nerde!İnkarda direnenler(akletmek yerine)yersiz bir gurura ve tarifsiz bir nefrete gömülmüşlerdir.(Bu tutumları onları dünyada ve ahirette hüsrana sürükleyecektir.)
SAD(38/1-2)
***
Allah’a isyanı sistemleştiren güç odaklarına (tağut)kulluğa yanaşmayan ve Allah’a yönelen kimseler var ya,işte asıl müjdeyi onlar hak ediyor;şu halde bu kullarımı müjdele!
O kullar ki,sözün tamamını dinlerler ve en güzeline uyarlar.İşte Allah’ın kendilerine doğru yolu gösterdiği kimseler bunlardır.Ve işte onla,akletme yetilerini kamil manada(en üst düzeyde)kullananlardır.(Böylelikle olayları en doğru biçimde değerlendirir
ve ona göre bir tavır sergilerler.)
ZÜMER(39/17-18) ***
(ALLAH’ın şu müjdesini,ey Nebi!)ilet!””Ey hadlerini aşıp kendilerini israf eden
kullarım!Allah’ın rahmetinden asla umut kesmeyiniz!Allah bütün günahları affedebilir.Çünkü O,evet O’dur mutlak bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağı olan!”
İmdi azap gelip sizi bulmazdan önce Rabbinize yönelin ve O’na teslim olun!Sonra(Mahşer Gününde,O’ndan başka) kimse size yardım edemez!
ZÜMER(39/53-54)
***
Allah’ın ayetleri konusunda,sadece inkarda direnenler ileri geri konuşurlar.Fakat onların gözde mekanlarda(beldelerde/ülkelerde)keyif çatmaları seni(sizi)yanıltmasın/imrendirmesin!
(Bu sadece sınırlı bir dünya geçimliğidir.Ahiret hayatı ise sonsuzdur.)
MÜ’MİN(40/4)
46
Allah’a davet eden,dürüst ve erdemli davranan ve;”Elbette ben kayıtsız şartsız
Allah’a teslim olanlardanım!” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?
Madem ki iyilik de bir olmaz,kötülük de,(o halde)sen tezini en güzel biçimde savun,(kötülüğe karşı iyilikle muamele et)bak gör(eceksin) o zaman,seninle arasında düşmanlık bulunan biri bile sanki sımsıcak bir dost kesiliverir/kesilivermiş.
Ne ki bu(meziyete)sadece sabırda direnenler ulaşabilir;yine buna ancak kendisine (Rableri tarafından,şükrüne ve saygısına karşılık)büyük bir pay ayrılanlar ulaşabi-lir.
FUSSİLET(41/33-35) ***
Kim Allah’ı razı edecek iş işlerse kendi lehine olur,kim de kötülük işlerse kendi
aleyhine olur.Rabbinin kullarına zulmetle ihtimali asla bulunmamaktadır.
İnsan özgür ağırlığı olan karşılıklar istemekten asla bıkıp usanmaz;ama başına kötülük bildiği(bir şey)gelecek olsa,bu kez de umudunu yitirip karamsarlığa kapılır.
Ama uğradığı bir musibetin ardından eğer Katımızdan bir rahmet tattıracak olsak,tutar der ki;”Bu zaten benim hakkımdı.Hem Son Saat’in kopacağını da sanmam ya!Bir ihtimal Rabbime döndürülürsem,beni O’nun Katında malum güzelliklerin beklediğinden kesinlikle eminim!”
Sonuçta,inkar edenlere elbet yaptıklarını bir,bir haber vereceğiz ve onları kesin-
likle altında ezilecekleri bir azaba mahkum edeceğiz
Ne zaman insana nimetlerimizi bahşetsek yüz çevirir ve yan çizer,ne zaman da
başına bir musibet gelse,başlar yalvar yakar uzun uzadıya dualar okumaya.
FUSSİLET(41/46,49-51)
***
Vakti geldikçe insana kainatın uçsuz bucaksız ufuklarında ve bizzat kendi iç
dünyasında mesajlarımızı(bazı ayetlerimizi/sırlarımızı/harikalarımızı) göstereceğiz.Ta ki bu vahyin tartışmasız bir gerçek olduğu herkes için(onlar/insanlar için)ortaya çıksın.Her şeye şahit olan senin Rabbin(ey Nebi,ey muhatap)(insana) yetmedi mi?
FUSSİLET(41/53)
***
Ve eğer Allah,kullarına rızkı bol,bol verseydi,elbet yeryüzünde azıp saparlardı.
Lakin O,dilediğine akıl sır ermez bir ölçüyle indirmektedir.Çünkü O,kullarının her halinden
haberdardır.Her şeyi tarifsiz bir görüşle(bakışla) görmektedir.
Ve O,(insanlar)tüm umutlarını yitirdikten sonra(yitirdikleri anda)yağmuru indirir ve rahmetini yayar.Zira O’dur (insanların) gerçek velisi,hamd O’na mahsustur.
ŞURA(42/27)
***
Başınıza gelen her musibet,kendi ellerinizle yaptıklarınızın sonucudur.Üstelik O,
(Allah)bir çoğunu da affetmektedir.
ŞURA(42/30)
47
Ve ayetlerimiz hakkında polemik yapanlar(Mahşer’de)asla sığınacak bir yer
bulamayacaklarını iyi bilmelidirler.
ŞURA(42/35)
***
(Ey insanlar!)Size verdiğimiz her şey,şu dünya hayatının kısa vadeli bir hazzıdır.
Ama Allah Katında bulunan daha değerli,daha kalıcıdır.
Bu,iman eden ve Rablerine güvenen kimseler için böyledir.
İşte onlar,büyük günahlardan ve hayasızca davranışlardan kaçınırlar.Dahası
öfkeli zamanlarında bile affetme(erdemini)gösterirler.
Yine onlar,Rablerinin(davetine) koşarlar,namaz(ların)ı hakkını vererek eda ederler,toplumsal işlerini aralarında danışma(istişare) yoluyla görürler ve kendilerine rızık
olarak verdiklerimizden harcarlar.
Yine onlar,haksız bir saldırıya muhatap olduklarında meşru müdafaa için daya-
nışma sergilerler.
Ama kötülüğün cezası,ona denk bir karşılık olabilir.Ne var ki,kim affeder ve
barış yaparsa,işte onun mükafatı Allah’a aittir.Şüphe yok ki o zalimleri(haksızlık edenleri)asla
sevmez.
Haksız bir saldırıya karşı meşru müdafaa dayanışması sergileyenlere gelince;
Onlar hiçbir yolla(hiçbir şekilde) sorumlu tutulamazlar.
Sorumlu olanlar,sadece insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere güç
kullanıp saldırganlık yapan kimselerdir.Onları acıklı bir azap beklemektedir.
Yine de kim sabreder ve affederse,iyi bilsin ki bu kararlılık ve direnç(sabır) isteyen (büyük)bir davranıştır.
ŞURA(42/36-43)
***
Ama(bazı insanlar) kalkarlar,kullarından birini(bazılarını)O’ndan(Allah’tan) bir parçaymış gibi telakki ederler.Şu bir gerçek ki,(bunu yapan) insan,katmerli bir nankörlük (ve bilinçsizlik)içinedir.
ZUHRUF(43/15)
***
Ve eğer bütün insanlar (küfür ve nankörlükte ittifak etmiş)tek tip bir toplum halini almayacak olsaydı,Rahman’ı inkar eden şu kimselerin konaklarını gümüşten damlarla ve üzerinde gösteriş yapacakları seyir teraslarıyla donatırdık.
Dahası evlerini(gümüş) kapılarla,üzerlerinde yayıla,yayıla oturacakları koltuk-
larla(donatır)ve altına(boğardık).Ne ki,bütün bunlar,şu dünya hayatının geçici zevklerinden
başka bir şey değildir.Rabbinin Katında (daha değerli)olan ahiret ise,sorumluluğunu kuşanan-
lar içindir.
48
Kim Rahman’ı uyarı(ve hikmet) dolu mesajına kusurlu bir gözle bakarsa,ona bir
şeytani(öteki kişilik )musallat ederiz de,kendisi onun uydusu haline gelir.Artık o,onları doğru yoldan çıkarır,berikiler de zanneder ki,kendileri doğru yoldadırlar!
En sonunda çıkıp Huzurumuza geldiği zaman(şeytani kişiliğine der ki;”N’olaydı,keşke benimle senin aranda doğuyla batı kadar bir mesafe olsaydı.Meğer (uydusu olduğum)yoldaş,ne kadar da berbatmış!”
Ama O Gün bunun size hiçbir faydası olmaz.Madem(birbirinize)zulmettiniz,
şimdi de azabı paylaşın!
ZUHRUF(43/33-39)
*** MUHAMMED(47/25)
Artık onları bırak,geleceği vaad olunan günlerine kavuşuncaya kadar lafazanlıkla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynamayı(laf ebeliği/çenebazlık yapmayı) sürdürsünler!
ZUHRUF(43/83)
***
Kendini aldatarak günaha gömülenlerin topuna birden yazıklar olsun!(Bu tipler)Allah’ın kendisine okunan ayetlerini işitir de,sonra onları hiç işitmemiş gibi küstahça bir direnişi sürdürür.Artık böylelerini acıklı bir azapla müjdele!Üstelik bu tipler,ayetlerimizden bazılarının farkına vardığı zaman da başlarlar onlarla alay etmeye.İşte böylelerini aşağılayıcı bir azap beklemektedir.
(Allah’ın ayetlerini izlemek…)İşte hidayet budur.Bir de Rablerinin (kevni ve vahyi) ayetlerini yok sayanlar var;işte onları,(bu) akıl almaz bayağılaşma(ların)dan dolayı,
acınası bir azap beklemektedir.
CASİYE(45/7-9,11)
***
İnkarda direnen ve (insanları) Allah yolundan alıkoyanların(yüz çevirenlerin)
yaptıklarını,O(Allah)boşa çıkaracaktır.
Bir de imanda sebat eden,iyilik yapan ve Rableri tarafından Muhammed’e indirilen hakikate inananlar var.Allah onların günahlarını silecek,tasavvur ve akıllarını
(vahiyle)ıslah ve inşa edecektir.
Bu böyle olacaktır;çünkü inkarda ısrar edenler anlamsızlığın ve amaçsızlığın
peşine takılmıştır,İmanda sebat edenlerse,Rablerinden gelen hakikate tabi olmuşlardır.
İşte Allah,insanlara kendi durumlarını böyle açıklamaktadır.
MUHAMED(47/1-3) ***
49
Ey imanda sebat edenler!Siz Allah’ın(davasına) yardım ederseniz,O da size yardım eder ve ayaklarınızı(doğru yol üzerinde) sabit tutar.
Küfürde ısrar edenlere gelince;Artık onları helak edici bir yıkım beklemektedir
Dahası O,onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Bunun nedeni,onların Allah’ın indirdiğinden nefret etmeleridir.İşte bu yüzden yaptıkları heba olacaktır.
Şüphesiz inkarda direnen,Allah yolundan alıkoyan ve doğru yol kendilerine açıklandıktan sonra Elçi’yle yollarını ayıran kimseler,Allah’a hiçbir zarar vermiş ol(a)mayacaklar;ne ki kendi emeklerini boşa çıkarmış olacaklardır.
Siz ey iman edenler!Allah’a itaat edin,Elçi’ye itaat edin ve asla emeklerinizi boşa çıkarmayın!
Evet,inkarda direnen ve Allah yolundan alıkoyan sonra da bu inkar üzere ölen kimselere gelince,Allah onları asla bağışlamayacaktır.
Onlar yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı,görmediler mi,kendilerinden önceki günahkarların sonlarının ne olduğunu?Allah onları yerle bir etti!Bu kafirleri de bunun bir benzeri beklemektedir.
Bu böyledir,çünkü Allah imanda sebat edenlerin dostudur,kafirlerin ise dostu bulunmamaktadır.
Şüphesiz Allah,imanda sebat edip de,o imana uygun ıslah edici işler işleyenleri
tabanından ırmakların çağladığı cennetlere koyacaktır.Ama küfürde direnenler,geçici zevklerin peşine takılarak hayvanların yiyip,içtiği gibi yiyip içseler de sonunda ateş onların meskeni olacaktır.(onların meskeni ateş….)
Yoksa kalplerinde bir tür hastalık bulunanlar(içlerindeki)derin nefreti Allah’ın açığa çıkarmayacağını mı sandılar?
MUHAMED(47/7-12,29,32,34)
***
İçinizden (Allah yolunda) üstün çaba gösteren ve zorluklara karşı direnenleri
Dostları ilə paylaş: |