HZ. PEYGAMBER’İN (S.A.A) DİĞER VASIFLARI
Peygamber’in (s.a.a) hanımlarından bazıları o hazretten elde edilen ganimetlerden kendilerine de verilmesini isteyerek şöyle dediler; neden bizim durumumuz bu kadar sadedir?
Peygamber’imiz (s.a.a) üzülerek şöyle buyurdu: Benim yaşantım sadedir benimle yaşamak istiyorsanız sabırlı olmalısınız eğer istemiyorsanız sizi bırakabilirim.
Bir gün kızı Hz. Fatıma’nın (s.a) evine girdiğinde onu kolunda bileklik ve penceresinde yeni perde gördü, geri döndü olayı fark eden Hz. Fatıma (s.a) bileklik ile perdeyi çabuk bir şekilde o hazrete göndererek istediği gibi kullanmasını istedi.
Allah’ın resulü başkalarının yanında elbisesini çıkarmaz ve başkalarının yanında ayak uzatmaz idi. Konuşurken güler yüzlü ve herkese dikkat ederdi. Bazen konunun anlaşılabilmesi için üç kez tekrarlardı.[152] Kadınlar ve çocuklara dâhil kişilere seslenmesi ve cevap vermesi saygılı bir şekildeydi...[153] Hasta ziyaretine giderek gönülleri alırdı.[154]
Evden dışarı çıkacağı zaman kendisini hazırlayıp, tezyin ederdi.[155] Hayırseverleri ödüllendirirdi. Bir gün birinin güzel bir şekilde namaz kıldığını görünce şöyle buyurdu: Onun namazı bittikten sonra yanıma getirin. Adam hazretin huzuruna vardığında Peygamber (s.a.a) ona altın sikkesini hediye ederek şöyle buyurdu: Allah’a güzel ve yakışır şekilde ibadet ettiğin için bu sikkeyi sana hediye ettim.[156]
Su ve yemekten önce besmele çeker ve bittiğinde “elhemdulillah” derdi.[157] Allah’ı zikretmeden oturup kalmazdı.
Bir gün bir çiftçiye rastladı onun ellerinin nasır bağladığını görünce ellerinden öptü.
İnsanların itimat edip güvendiği şahıslara saygı gösterir ve bazen idari işleri onlara verirdi.
İyi ve kötü işleri bir tutmazdı. İyiliğe teşvik eder ve yanlışlıklardan dolayı eleştirirdi.
Halkı hidayete kavuşturmak için aşırı alaka göstererek sıkıntıya düştüğü için hakkında ayet nazil oldu.
“Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.” [158]
Toplantılarda insanlara karşı o kadar yumuşak ve sıcak davranırdı. Herkes Peygamber’e (s.a.a) daha yakın olduğunu zannederdi.
Bazen sahabeden bazıları o hazretten düşmanları için beddua etmesini isterdi. Peygamber (s.a.a) kabul etmeyerek şöyle dua ederdi: Allah’ım bu halkı hidayete eriştir.
Mümkün olduğu kadarıyla ona gelen saili reddetmezdi. Hatta bir gün kadının biri çocuğunu Peygamber’in yanına göndererek hazretin gömleğini istemesini söyledi. Çocuk Peygamber’in (s.a.a) yanına vararak gömleği istedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) kendi gömleğini ona verince bu esnada ayet nazil oldu. “Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.”[159] Bütün her şeyini Allah yolunda infak etmeye hakkın yoktur.
Toplantılarda (meclisin) yukarı ve aşağısı bilinmemesi için bağdaş kurarak otururdu.
Yasaları uygulamakta kimseyi ayırt etmezdi. Bu nedenle tanınmış ve ünlü olan kabileden bir kadın hakkında uygulanması gereken kanunu engellenmesi istenince şöyle buyurdu: Kendi kızım dahi hırsızlık yapmış olsa onun hakkında ilahi hükümleri uygularım, kanunu uygulamakta asla insanlar arasında fark gözetmem.
Peygamber (s.a.a) daima esirler hakkında tavsiye ederdi. Onun kendisi esir kadın ile evlenince insanların esirlere karşı görüşleri değişti ve sevgileri arttı. Bu nedenle çoğu esirleri Müslümanlar serbest bıraktı. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: Onlara kendi yemeklerinizden ikram edin, onları delikanlı diye çağırın, kendi elbiselerinizden onlara giydirin ve üzülmelerine izin vermeyin.
Zengin ve fakire eşit davranırdı. Gereksiz yere tartışma yaratacak sözlerden kaçınır, asla başkalarının ayıplarını aramazdı.
Resul-i Ekrem (s.a.a) ifrat ve tefrite engel oluyordu. Bu konunun daha net bir şekilde anlaşılması için aşağıdaki noktalara dikkatinizi çekmek istiyoruz.
1-Peygamber (s.a.a) birinin çocuğu olduğu halde mirasının tamamını vakfettiğini duyduğunda üzüldü ve şöyle buyurdu: Bu aşırılık doğru değildir.
2-Bazı sahabelerin yemek ve içmeği, uyku ve eşlerini terk ederek ibadete yöneldiklerini duyunca onları çağırıp uyarır ve halkı böyle işlerden uzaklaşmalarını isterdi.
3-Savaşta esir olan kadına eziyet etmek için ölen, kocasının cenazesini yanından götürdüklerini duyduğunda aşırı derece üzüldü ve şöyle buyurdu: Her ne kadar kadın kâfir olsa da düşmanınızdan, Müslümanlara karşı savaşarak esir olduysa ona böyle davranılmamalı ve onunla normal bir esir muamelesi yapılmalıdır. Onu kocasının yanından götürmek aşırılık ve adaletten uzaktır.
HZ. PEYGAMBER’İN (S.A.A) İBADETİ
Hz. Peygamber’in (s.a.a) kemale ermesinde etki olan tanınmış simalarından birisi onun Allah’a yönelik kulluğu ve ibadetidir. Onun miraca gidişi Onun Salih bir kul olduğundandır. “Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.”[160] Resul oluşu Salih bir kul olduğu içindir. “Ve şahadet ederim ki Muhammed kulun ve resulündür. “Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi.”[161]
Ona vahyin inişi kulluğundan dolayıdır. Müzemmil süresinde Peygamber’e (s.a.a) verilen ilk emirler, geceleyin, ya da gece yarısı veya gecenin bir kısmı veya gece yarısından biraz önce veya biraz sonra, kalkıp ibadet etmesidir. “(Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt. Ya da bunu çoğalt ve Kur'an'ı tane tane oku.”[162]
Aynı sürede Peygamber’e (s.a.a) hitap ederek şöyle buyuruyor: Ey Peygamber; senin gündüzleri gelip gidenin ve işin çok olmaktadır. O zaman geceleyin ibadet ederek ona bağlanmalısın.
Diğer bir ayette şöyle buyuruyor: “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.”[163]
Gece namazı diğer insanlar için vacip değildir. Fakat sünnettir on iki rekâttır, kılınış şekli için Tam İlmihallere müracaat edebilirsiniz.
Dostları ilə paylaş: |