C. Yeni Ahit’te Ve Çağdaş Hıristiyan Teolojisinde Ahiret Anlayışı
İsa’nın (a.s.) mesajında ahiret mefhumunu ele alırken öncelikle Allah’ın Hükümranlığı kavramı ile karşı karşıya kalmaktayız. İnciller’de çok kullanılan bu kavram, Allah’ın mutlak hakim oluşunu irade etmektedir. O’nun hakimiyeti tabii olarak bu dünyayı ve gökleri kapladığı gibi, bit dünyanın sonunu ve gelecek dünyayı, ahireti de kaplamaktadır. O’nun bu saltanatı zamanın ve mekanın üzerindedir. Yani aşkındır. Burada dikkat edilirse temel inanç ilkeleri olarak gördüğümüz Allah ve ahiret inançları, söz konusu kavram ile yan yana getirilmektedir: Bu kavram bir yandan Allah’ın kudretini ifade ederken, aynı zamanda O’nun hüküm verişini belirtmektedir. İşte İsa, Markos’a göre kavmine yönelttiği ilk mesajında Allah’ın saltanatıyla hüküm vereceği vaktin yakında olduğunu bildirerek gelmiştir.
“Vakit tamam oldu ve Allah’ın Hükümranlığı yakındır, tövbe edin ve İncil’e iman eyleyin.”996
Ahiret Ve Allah’ın Hükümranlığı
Sinoptik İnciller’de görebildiğimiz kadarıyla İsa, Eski Ahit’tekinden farklı bir ilâh mefhumu getirmemiştir. İnciller’deki “Allah, İbrahim’in, İshak’ın, Yakub’un Allah’ıdır.”997 “O göğün ve yerin Rabbi’dir.”998 “Rab Allah Birdir. O’ndan başkası yoktur.”999 O Kuddûs’tür.1000 “Kudretlidir.”1001 “O tahtını göklere kurmuştur.”1002 O her şeye kadirdir.1003 “O iradesini yerine getirir.”1004 “İnsanları erkek ve dişi olarak yaratan O’dur.”1005 “Güneş’i doğduran, yağmuru yağdıran O’dur.”1006 “İnsanları ve diğer canlıları rızıklandıran O’dur.”1007 “O kendisine kulluk edilecek olandır.”1008 “Kullar O’nu bütün yürekleri ile bütün canlan ile bütün fikirleri ve kuvvetleri ile sevmelidirler.”1009 “O kendisinden korkulacak olandır.”1010 “Kendisine hamdedilecek olan O’dur.”1011 “O Hüküm Günü ameller hakkında hüküm verecektir.”1012
İsa’nın (a.s.) mesajının Allah’ın Hükümranlığı mefhumu üzerine kurulduğu düşüncesi teologlarca çoğunlukla kabul edilmiş durumdadır. Vaftizci Yahya’nın hapsedilmesinden sonra İsa, Allah’ın Hükümranlığı’nı haber vererek tebliğine başlamış ve sürekli olarak onu anlatmıştır.
Sinoptik İnciller’deki bazı ifadelere göre Allah’ın Hükümranlığı şu anda bulunmaktadır, İsa, Hükümranlık’ın âna ait bir gerçeklik olduğunu bildirirken, o dönemin Yahudiliği’nde görülmeyen bir anlayışı öğretmiş olmaktadır.1013 Hükümranhk’ın hâzıra ait bir gerçeklik olduğunu belirten pasajlardan ilginç bir tanesi Matta 12/28 (= Lk. 11/20) ‘ daki Hz. İsa’nın mecnunlardan cinleri kovması ile ilgili olanıdır.
“Fakat cinleri Allah’ın Ruhu ile çıkarıyorsam, bu halde Allah’ın Hükümranlığı üzerinize gelmiştir.”
İsa (a.s.) bu sözleri, kendisine getirilen mecnunları iyi etmesini, cinlerin başı Beelzebul’un marifeti ile yaptığını söyleyen Ferisiler’e karşı söylemiştir. O bu ifadesi ile mecnunları cinlerinden Allah’ın kudreti ile kurtardığını belirtmekte ve Ferisiler’in iftiralarına cevap vermektedir. Buna göre Allah’ın Hükümranlığı, İnsanlar üzerine gelmiş bulunmaktadır.1014 Söz konusu ifadede ‘gelmiştir’ şeklinde çevrilen Yunanca ephthasen kelimesinin tam anlamı üzerinde iddialı tartışmalar yürütülmüştür. Çünkü bu ifade Hükümranhk’ın gelecekte bir değişimle meydana geleceği fikrine aykırı düşmektedir. Bu fikri savunan teologlardan mesela M. Dibelius, bu kelimenin yakınlığı ifade ettiğini kabul etmektedir. Ona göre, İsa’nın kendi sözlerinden, onun büyük işler yaptığının ve Allah’ın Hükümranlığı’nın yakında olduğunu bildirdiğinin bilincinde olduğunu anlamaktayız. Allah kötülük ve eksikliklerle dolu şu andaki varoluşu, iyilik ve hayra tebdil etmeye başlamıştır. Hükümranlık gelmemiştir ama alâmetlerini göstermektedir ve çok yakındadır.1015 Diğer taraftan Dodd, Gerçekleşmiş Eskatoloji1016 anlayışı dorultusunda, Hükümranlık’ın şu anda bulunduğunu vurgulamaktadır.1017
Hükümranlık’ın an içinde olduğunu belirten başka bir pasaj da Luka 17/20-21’de bulunmaktadır. Perisiler’in İsa’ya Allah’ın Hükümranlığı ne zaman geliyor şeklindeki sorularına o;
“Allah’ın Hükümranlığı gözle görülerek gelmez, Ne de işte burada! Yahut Orada! Diyeceklerdir; Çünkü işte, Allah’ın Hükümranlığı içinizdedir/aranızdadır.”
Şeklinde cevap verir. Yine buradaki içinizdedir veya aranızdadır şeklinde çevrilebilecek Yunanca entos humön ibaresi üzerinde uzun uzun tartışılmıştır. Daha çok tercih edilen mana aranız-dadır olmuştur. Bunun başlıca sebeplerinden birisi İsa’nın (a.s.) sıkça tenkit ettiği Ferisiler’e “Allah’ın Hükümranlığı içinizdedir” demesinin uygun olmayacağı düşüncesidir.1018 Perrin ise bu konudaki tercihini İsa’nın tncİller’in başka hiç bir yerinde Hükümranlık’tan bu tarzda bahsetmemesi düşüncesi üzerine kurmaktadır.1019
Yine İnciller’deki bazı meseller Hükümranlık’ın hali hazırda mevcut olduğuna işaret etmektedir. Matta 13/44-46’da yer alan iki mesel, Hükümranlık’a girebilmek için kişinin bütün varını yoğunu feda etmesinin değeceğini anlatmaktadır:
Göklerin Hükümranlığı tarlada saklı bir hazineye benzer. Onu bir adam bulup gizledi ve sevinçle gitti; bütün varını satıp o tarlayı satın aldı. Yine, Göklerin Hükümranlığı güzel inciler ariyan bir tacire benzer ve o, değerli büyük bir inci bularak gitti, bütün varını satıp inciyi satın aldı.
Teologlara göre, Kule Yapan Adam ve Savaşa Giden Hükümdar mesellerinde İsa; kendisinin şakirdi olmanın, kişinin ancak bütün varlığından vazgeçmesi ile mümkün olabileceğini anlatırken Allah’ın Hükümranlığı’nın hali hazırda bulunduğunu ima etmektedir.1020 Havariler İsa’ya Göklerin Hükümranlığında en büyük kimdir diye sorduklarında, o bir küçük çocuk çağırır ve “kim bu çocuk gibi kendini alçaltırsa Göklerin Hükümranlığı’nda en büyük odur.” cevabını verir.1021 Yine İsa, dua etsin diye kendisine getirilen çocukları azarlayan Havarileri’ne “küçük çocukları bırakın ve bana gelmekten onları alıkoymayın; çünkü Göklerin Hükümranlığı bu gibilerindir.” der.1022 Bu ibarelerle İsa’nın (a.s.) Allah’ın Hükümranlığı’nın anda olduğunu İma ettiği kabul edilmektedir.’’1023
Sinoptik İnciller’de, Allah’ın Hükümranlığı’nın gelecekte vuku bulacak eskatolojîk bir olay olarak anlatıldığı yerler de bulunmaktadır. Hükümranlık’ın bu yönü hüküm ve yapılanların karşılığını görme gibi mefhumları daha açık bir tarzda içermektedir. Mesela burada imanları yüzünden ileri gelenler, zenginler tarafından hor görülenler Allah’ın Hükümranlığında imanlarının karşılığını alacaklar ve sevineceklerdir. Diğerleri ise aklayacaklardır
“İsa gözlerini şakirtlerine kaldırıp dedi: Ne mutlu size fakirler: çünkü Allah’ın Hükümranlığı sizindir.
Ne mutlu size, Bmldi aç olanlar; çünkü tok olacaksınız. Ne mutlu size, şimdi ağlıyanlar; çünkü güleceksiniz. İnsanoğlu’ndan dolayı insanların sizden nefret edecekleri ve sizi cemiyetlerinden ayıracakları, size hakaret eyliyecekleri, adınızı kötü diye yayacakları vakit ne mutlu sizlere. O günde sevinin ve sevinçten sıçrayın; çünkü işte, gökte karşılığınız büyüktür; çünkü onların babalan da peygamberlere böyle ederlerdi. Fakat vay size ey zenginler çünkü siz tesellinizi almışsınız. Ey şimdi tok olanlar vay, vay size çünkü yas tutacak ve ağlayacaksınız. Bütün insanlar sizin için iyi söyledikleri vakit vay size çünkü onların babaları yalancı peygamberlere de böyle ederlerdi.”1024
“Allah için evler, kardeşler, ebeveynler, tarlalar feda edenler, bunların yüz katını alacak ve ebedi hayatı miras alacaktır. Birçok birinci gelecek de, sonuncu olacaktır. Sonuncularsa birinci olacaktır.”1025
Dağdaki Vaaz’da da Allah’ın Hükümranlığı gelecekte vuku bulacak bir olay olarak anlatılır. Burada Hüküm Günü mefhumu da işlenmektedir: “ya Rab, ya Rab diyen her adam Göklerin Hükümranlığına girebilecektir. Allah’ın iradesini yerine getirenler oraya girerler. O gün birçokları gelip yaptıklarını hatırlatmaya çalışacaklar fakat tanınmayacaklar bile.1026
Ebedi hayata ve Allah’ın Hükümranlığı’na girmek, gelecek hayata girmekle eş anlamlı olarak görülmüştür. İsa (a.s.), “ebedi hayatı miras almak için” ne yapması gerektiğini soran zengin bir adama neyi varsa satmasını ve fakirlere dağıtmasını öğütlemektedir. Böyle yaparsa adamın göklerde hazinesi olacaktır.1027 Sonra İsa serveti olanların Allah’ın melekutuna nasıl zor gireceklerini bir meselle belirtmektedir:
“Çünkü devenin iğne deliğinden geçmesi,
Zenginin Allah’ın Hükümranlığına girmesinden daha kolaydır.”1028
Allah’ın gelecekteki Hükümranlığı aynı zamanda, İblis’in ve etrafındaki1erin ebedi olarak cezalandırılmalarını ve yok edilmelerini de kapsayan bir anlama sahiptir. Onlar kendilerine hazırlanmış ebedi ateşe atılacaklardır.1029 Yine Tarlanın Deliceleri meseli şöyledir.
“İyi tohumu eken İnsanoğlu’dur; tarla ise dünyadır ve iyi tohum Hükümranlık’ın oğullarıdır; ve deliceler şeririn oğullarıdır. Onlan ekmiş olan düşman İblis’tir hasattaki dünyanın sonudur; ve orakçılar meleklerdir. Daha sonra deliceler toplanıp ateşe atılacaktır. O zaman salihler ise, Allah’ın Hükümranlığı’nda güneş gibi parlayacaklardır.”1030
İsa’nın mesajının önemli özelliklerinden birisi de, Allah’ın Hükümranlığı kavramını evrenseli eş tirmesidir. Çünkü dönemin Yahudilik’i, Hükümranlık’ı öncelikle millî üstünlüğün kurulması şeklinde anlamakta idi. İsrail Hükümranlık kurulduğu zaman düşmanlarını altedecek ve egemenliğini kuracaktı. Hükümranlık esasen İsrail’in Hükümranlığı olacaktı. Ancak İsa (a.s.), Hükümranlık’ı bütün insanlığın katılabileceği bir ortam olarak anlatmıştır. İsrail’in beklentisinin aksine İsa, onun Hükümranlıktan atılacağından söz etmiştir. “Şarktan ve garbdan, şimal ve cenuptan Allah’ın Hükümranlığı’nda insanlar gelip İbrahim, İshak ve Yakub ile otururken, Beni İsrail dışarı karanlığa atılacaktır.”1031 “Allah’ın Hükümranlığı, Yahudilerden yalınıp onun meyvelarıni yetiştirecek kavme verilecektir.”1032
İsa, öğretisinde Hükümranlık’in ne zaman kurulacağının belli olmadığını da bildirmiştir. O ansızın gelecektir. Çünkü o gün ya da saatin geleceğini ne melekler ne de İsa bilebilir. O’nun vaktini ancak Allah bilebilir.1033 Hükümranlık’ın alâmetlerini gözleyip, hesaplamalarda bulunan apokaliptik yaklaşımın aksine, İsa’nın Öğretisinde Hükümranlığın vakti önceden bilinemez, O Allah’ın mutlak kudreti ve bilgisine aittir.1034
Yukarıda aktardığımız metinlerle Allah’ın Hükümranlığının hem hâli, hem de geleceği kapsadığı fikrinin Sinoptik înciller’de bulunduğu gösterilmiş olmaktadır.1035 Herman Ridderbos’a göre İsa’nın mesajında müstakbel ve hal, birbirine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Biri diğerinin gerekli tamamlayıcısıdır.1036
Perrin’e göre ise, aslında, Hükümranlık’ın halde mi, gelecekte mi ya da her ikisinde mi olduğu veya olacağı soruları yanlış sorulardır. Çünkü Allah’ın Hükümranlığı İsa’nın mesajında yoğun bir sembol olarak görülmelidir. Bu yüzden sorulması gereken sorular Hükümranlık’ın nasıl bir sembol olduğu ve neyi temsil ettiği sorularıdır. Ona göre İsrail çok önceden Allah’ın bir Melik olarak hükmetmesi fikrine sahipti, öyleyse bu mefhumun İsrail’in kültüründe derin kökleri bulunmaktadır. Allah’ın Hükümranlığı sembolü bu mefhuma delalet etmektedir, işte İsa bu mesajını çok eskiye giden Allah’ın Melik ve Hükümran olduğu mefhumu üzerine oturtmuş bu mefhumu gününün İnsanlarına aktarmıştır.1037
Hıristiyanlık’ta, Allah’ın Hükümranlığı tartışmalarının neden zaman konusu mihverinde yapıldığı ve çoğunlukla bunun ötesine gidilemediği üzerine değinmek istiyoruz. Bunun sebebi görebildiğimiz kadarıyla incil metinlerinden çok Hıristiyan’ın tarihi algılayışı ve yorumlayışmdan kaynaklanmaktadır, Tarih, Allah’ın kurtarıcı işlevinin gerçekleştiği geçmişteki zamanı ifade etmektedir. O aynı zamanda halde ve gelecekteki olaylarda da aktif durumdadır.1038 Bir Hıristiyan’a göre, daha önceleri Beni İsrail Peygamberleri’nde bir umut olarak beliren Allah’ın kurtarıcı Hükümranlığı, İsa’da (a.s.) gerçekleşmiş olmaktadır.1039Ancak Sinoptik İnciller’de Hükümranhk’ın hala gelecekte olduğunu belirten ifadeler bulunmaktadır. Kurtarıcı İsa geldiği halde, eskatolojik gelecek gerçekleşmemiştir. Hıristiyan’ın bu noktada çözülmez hale gelen problemi İsa’ya, gelmesi hep beklenen kurtarıcı Mesih görevi yüklenmiş olmasında görülebilir. Burada Hıristiyanlık’ın, apokalipslerde öne çıkarılan mesİhi beklenti atmosferinin tesirinde kaldığını söylemek durumundayız. Allah’ın Hükümranlığını kuracak şahsiyet, yani beklenen Mesih gelmiştir, fakat yine onun kendi mesajında Hükümranlık’ın hala gelecekte vuku bulacak bir yanı vardır. N. Perrin yukarıda aktardığımız görüşü ile bu çıkmazdan kurtulmuş görünmektedir.
Allah’ın kudreti İle hükmedişi fikrî de yine bu mesihi beklentinin tesiri altında kalmıştır. Allah, tarihte kurtarıcı işleri ile vahyini gerçekleştirmiştir. Fakat yine de O’ndan gelecekte mesihi bir kurtuluşu gerçekleştirmesi beklenmektedir. Yani her halükarda olması kararlaştırılmış gelecekte gerçekleşecek bir kurtuluş bulunmaktadır. Bu, Allah’ın diğer kurtarıcı işlerinden farklı olacaktır. Bu yüzden Allah’ın mesihi kurtuluştan önceki hükümran oluşu, mesihi kurtuluşta gerçekleşecek Hükümranlığına göre ikincil durumda kalmaktadır. Çünkü mesihî kurtuluş İsa’da gerçekleşen bir olaydır. Bu bakımdan Allah’ın kudretini dünyadan soyutlayan ve onu şeytani güçlere terkeden apokaliptik anlayışın tesiri burada da görülmektedir. Faruqi’ye göre de sahip olduğu bu anlayış ile Hıristiyan, Allah’ın mutlak Kadîr, Alîm, Hakîm ve Rahîm oluşu fikrine ters düşmektedir. Hıristiyan’a göre Allah, insanı kurtarmak için tarihe, Beni İsrail’in tarihine bir plan çizmiş, bu planı uygulamış ve İsa (a.s.) ile bu planı hitamına erdirmiştir. Oysa kainatı yoktan var eden Allah’ın İnsanı kurtarmak için böylesi hilelere veya vesilelere ihtiyacı yoktur.1040
Esasen Allah’ın Hükümranlığı kavramı ile İsa’nın bütünüyle tebliğ ettiği dini ve onunla bağdaştırılabilecek her fikri ve konuyu ifade ettiğini söylemek mümkündür. İsa’nın çokça kullandığı ve çoğunlukla birçok manayı bir anda ifade ettiğini söyliyebileceğimiz bu kavrama ait anlamların kavranmasında size en büyük yardımı onun tebliğinin mensub oluduğu geleneğin sağlayabileceği kanaatindeyiz. İsa’nın öğretisi içindeki bu kavram, Adem, Nuh, İbrahim ve Musa’dan, Muhammed’e (a.s.) uzanan vahyî bir geleneğin siyak ve sibakında değerlendirilmelidir.
Allah’ın Hükümranlığı’nın, Mt. 6/9-10 = Lk. ll/2’de Allah’ın ismini takdis eden ve O’nu yücelten dua ifadelerinde Allah’ın kudreti ve iradesi anlamına geldiğini söylememiz mümkündür.
İsa muhatablarına nzık ve giyecek temini konusunda bir kaygı duymamalarını, çünkü bunların temininin Allah’a ait olduğunu belirttikten sonra, onları Allah’ın Hükümranlığını aramaya çağırmaktadır. Böyle yaparlarsa, onlara bütün bu kaygısını çektikleri şeyler fazlası ile verilecektir.1041 Burada Allah’ın Hükümranlığı kavramının geniş anlamda O’nun dînini ifade ettiğini söylemek mümkündür. Yine kavram, O’nun vahyi veya O’nurv hoşnutluğu anlamlarına da gelebilir. Ayetin Luka’daki paralelinde bulunmayan “O’nun... salahını arayın” ibaresini kullanışından yola çıkarak, Matta’nın Allah’ın Hükümranlığı kavramının buradaki manasına bir açıklama getirmek amacında olduğunu söyleyebiliriz.1042 Matta 21/31’deki ifadelerde Allah’ın Hükümranlığı dahil olunacak, girilecek bir nesne olarak görülmektedir:
“.....Vergi mültezimleri ve fahişeler Allah’ın Hükümranlığı’na sizden önce giriyorlar.”
Burada Allah’ın Hükümranlığı, İsa’nın (a.s.) tebliğinin tamamını ve O’nun getirdiği dini ifade etmektedir. Nitekim daha sonraki ayette geçen; “vergi mültezimleri ve fahişeler ona inandılar, siz......inanmadınız” ibaresi bu manayı teyid eder mahiyettedir.
Yine Mt.23/13’te geçen Allah’ın Hükümranlığı kavramının aynı manaya geldiği söylenebilir:
“Lakin vay başınıza Yazıcılar ve Ferisiler, İkiyüzlüler! Çünkü siz göklerin Hükümranlığını insanların yüzüne kapıyorsunuz, zira kendiniz girmiyorsunuz girenleri de bırakmıyorsuzun ki girsinler.”1043
Başkâhinler ve Ferisiler kastedilerek Allah’ın Hükümranlığı’nın muhalabdan alınıp onun meyvalannı yetiştirecek bir millete verileceği ifadesini,1044 kavramın geniş manada din, mesaj, tebliğ anlamını gösteren başka bir delil olarak sunmak mümkündür.1045
Matta’nın 13. Bab’da ardarda aktardığı mesellerde İsa, Allah’ın Hükümranlığı’nı muhatablarına açıklamaya çalışmaktadır. Bu mesellerde Hükümranlık’i, söylendikten sonra olumlu ve hayırlı etkileri görülen söz olarak anlamak mümkündür. Ekinci Meseli’nde bu iyi sözün farklı muhatablardaki farklı tesirleri ele almaktadır. Mu-hatab, Hükümranlık’in sözüne kulak verip onu anlamak duru-mundadır. Aksi takdirde kötülük onun yüreğine ekilen iyiliği giderir.1046 Bu söz, adeta yol kenarına ekilmiş ekin gibidir. Kayalıklar üzerine ekilmiş olan ise hemen gelişir, büyür fakat kökleri çok zayıf olduğu için, en ufak bir dış tesirde zedelenir. Dünyanın kaygısı, zenginliğin aldatıcılığı içinde kalan iyi söz ise, dikenler arasına ekilmiş ekine benzer. Böyle bir söz semeresiz olur. İşitilip anlaşılan ve semeresini veren bu söz bire yüz, bire altmış bire otuz, veren ekine benzer.1047
İsa bir sonraki meselde de Hükümranlık’ı iyi tohum eken kişiye benzetmektedir:
İsa onların önüne başka bir mesel koyup dedi: Göklerin Melekut’u, tarlasına iyi tohum eken bir adama benzer; fakat adamlar uyurken, onun düşmanı gelerek buğdayların arasına delice ekip gitti. Ve ekin büyüyüp semere verdiği zaman, deliceler de göründü. Ve ev sahibinin hizmetçileri gelip ona dediler: Efendi sen tarlana iyi tohum ekmedin mi? Öyle ise delice nereden oldu? Ve hizmetçilere:
“Bunu bir düşman yapmıştır” dedi. Hizmetçiler de ona:
“Öyle ise isîer misin gidip onları toplıyalım?” Dediler. Fakat o dedi:
“Hayır, belki deliceleri toplarken, onlarla beraber buğdayı da sökersiniz. Hasada kadar bırakın, ikisi beraber büyüsün; hasat vaktinde ben orakçılara diyeceğim: Önce deliceleri toplayın ve yakmak için onları demet yapın; fakat buğdayı ambarıma toplayın.”1048
İsa daha sonra bu meseldeki bütün unsurları açıklamaktadır, iyi tohumu İsa ekmiştir. Tarla ise dünyadır. İyi tohum Hükümranlık’ı kabul edenlerdir. Deliceler ise, şerrin ardına düşenlerdir. Onlan iblis ekmiştir. Hasat dünyanın sonudur. Orakçılar meleklerdir. Çünkü onlar sapkınlığa ve fesada sebep olmuşlardır. Salihler ise Hü-kümranlık’ta güneş gibi parlayacaklardır. Esasen bu meselde bütün bir dinin; onun tebliğ edilişinin, iyi ve kötünün mücadelesinin ve sonda hesabın görülmesinin aktarıldığı açıkça görülmektedir. Bu mücadelede iyi olan tarafı hükümranlık ifade etmektedir. O, iyi söz, iyi sözü söyleyen, ona uyanlar ve sonunda mükâfat anlamındadır.
Yine Allah’ın Hükümranlığı, bir adamın tarlasına attığı küçük bir hardal tohumuna benzetilmektedir. O başlangıçta küçücük bir tanedir ama büyüyüp gelişince diğer sebzelerden daha büyük olur ve kulların dallarına yuva yaptığı bir ağaç haline gelir.1049
Allah’ın Hükümranlığı başka bazı ifadelerde gelmesi çok yakında olan bir olaydır. Vakit tamamdır. Muhatab için boyun eğmekten başka çare yoktur.1050 Havariler onun yakınlığını insanlara anlatmaktadırlar.1051 Onun zamanı bilinmez ve gelişi gözle görülmez,1052 O gün insanların üzerine ansızın gelecektir. Onun için dua ederek uyanık bulunmalıdırlar.1053 Bu ifadelerde bu defa Allah’ın Hükümranlığı kavramı saat manasına gelmektedir.1054
Matta 13/47-50’de aktarılan Denize Atılan Ağ meseli ise Hükümranlık’ın hüküm manasını ifade etmektedir:
Yine Göklerin Hükümranlığı denize atılan ve her çeşitten toplayan bir ağa benzer; dolduğu zaman onu kıyıya çektiler ve yere oturup iyileri kaplara koydular, fakat kötüleri dışarı attılar. Dünyanın sonunda böyle olacaktır; melekler gelip kötüleri salihlerin arasından ayıracaklar; onları fırın ateşine atacaklar; orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.1055
“Allah’ın Hükümranlığı aynı zamanda mükafat yeri, ahiret yurdu anlamına da gelmektedir. Allah’ın Hükümranlığında şarktan, garbtan birçokları İbrahim, İshak ve Yakub ile oturacaklardır.”1056 “Orası salihlerin mirası olacaktır.”1057 “Oraya girebilmek iyi işler yapıp Cehennem’den kurtulmakla mümkündür.”1058 “Orada ebedi bir hayat vardır.”1059 “Hükümranlık uğruna ev, eş, kardeşler, ana, baba, çocuklar bırakmış olanlar orada bunların karşılığını kat kat alacaktır.”1060
Allah’ın Hükümranlığının bütün manalarını şu meselde bir arada görmek mümkündür:
Göklerin Hükümranlığı oğlunu düğün yapan kirala benzer ki, düğüne davetli olanları çağırmak için hizmetçilerini gönderdi. Onlar gelmek istemediler. Kral davetlilere söyleyin: İşte, ben ziyafetimi hazırladım, sığırlarını, besili davarlarım kesildi, herşey hazırdır, düğüne gelin, diyerek yine başka hizmetçiler gönderdi. Onlar aldırış etmeyip biri kendi tarlasına, bir başkası da ticaretine gitti; ve artakalanları onun hizmetçilerini tutup hakaret ettiler ve öldürdüler. Fakat kıral öfkelenip ordularını göndererek bu katilleri helak etti, şehirleri yaktı. O zaman hizmetçilerine dedi: Düğün hazırdır, fakat çağırılmış olanlar değerli değildi. İmdi, dört yol ağızlarına gidin, ve kimleri bulursanız düğüne çağırın. Hizmetçiler de yollara doldu. Kıral konuklan görmek için girdiği zaman, orada düğün esvabı giymemiş bir adam buldu. Ve ona dedi: Arkadaş üzerinde düğün esvabı olmıyarak buraya nasıl girdin? Ve onun dili tutuldu. O vakit Kıral hizmetçilerine dedi: Onun ayaklarını ve ellerini bağlayın ve kendisini dış karanlığa atın; orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır. Zira çağırılanlar çok fakat seçilenler azdır.1061
Bu meselde kral, kainatın mutlak Melik’ini temsil etmektedir. Hizmetçiler İnsanları nimetlere çağıran Melik’in elçileridir. Ancak muhatablar bu nimetlere karşı pek istekli değildirler ve çağrıyı kabul etmezler. Hatta elçilere zulmederler. Bunun üzerine cezalandırılırlar. Daha sonra elçiler yine insanları davet ederler ve birçoklarını davete getirirler. Fakat daveti kabul eder görünüp onun icaplarını yerine getirmeyenler de vardır. Bunlar da Hükümranlık’tan dışarı atılıp cezalandırılırlar.
Dostları ilə paylaş: |