Kütüb-i Sitte BÖLÜmler bölüm 7 [ 6000 7000 ]



Yüklə 1,93 Mb.
səhifə16/21
tarix15.01.2019
ölçüsü1,93 Mb.
#96508
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21

HADİSLER

www.Azizlerle.com
KÂİF

6679 - İbnu Abbâs radiyallahu anh anlatıyor: "Kureyşliler kâhine bir kadına gelip: "(Hazreti İbrahim aleyhisselâm'ın ayak izinin bulunduğu bilinen Makam-ı İbrahim'deki taşı kast ederek) şu makam sahibine, iz yönüyle en çok benzeyeni bize bildir!" dediler. Kâhine:

"Suyun sürüklediği kum kadar ince olan şu toprak üzerine bir bez yayıp sonra da üzerinden yürürseniz, ben istediğinizi haber veririm!" dedi. Söylendiği gibi bir bez yaydılar, sonra halk üzerinde yürüdü. Kâhine kadın Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ayak izini görünce: "Ona benzemede bu, en ileri olanınız!" dedi. Bu hadiseden sonra yirmi yıl-veya Allah'ın dilediği-kadar bir zaman geçince Allah Teâlâ Hazretleri, Muhammed Mustafa'yı Peygamber olarak gönderdi."



HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÇOCUĞA EBEVEYN HAKKINDA MUHAYYERLİK

6680 - Abdülhamîd İbnu Seleme'nin dedesi radiyallahu anh anlatıyor: "(Boşanan) annesi ile babası, kendisini yanında tutmak hususunda ihtilafa düşerek, Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a başvurdular. Bunlardan biri kâfir, diğeri müslüman idiler. Aleyhissalâtu vesselâm çocuğu (anne veya babadan birini seçmede) muhayyer bıraktı. Çocuk kâfir olanı tercih etmişti ki, Aleyhissalâtu vesselâm: "Allah’ım, onu doğruya yönelt!" diye duâ buyurdu. Bunun üzerine çocuk müslüman olana yöneldi. Böylece çocuğu müslüman olana verdi."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
MALINA ZARAR VERENE TASARRUF YASAĞI

6681 - Muhammed İbnu Yahya İbnu Habbân radiyallahu anh anlatıyor: "O benim dedem Munkız İbnu Amr'dır. (Bir savaşta başından derin bir yara almıştı. Bu yara onun dilini kırmıştı (normal konuşamıyordu). Buna rağmen o, ticareti bırakmamıştı. Alış-verişte hep aldatılırdı. Bunun üzerine Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek durumunu anlattı. Aleyhissalâtu vesselâm, "Sen alış-veriş edince: "(Dinimizde) aldatma yok!" de! Ayrıca sen, satın aldığın her malı geri verme hususunda üç geceye kadar muhayyersin. (Bu üç günlük muhayyerlik müddetinden) sonra rızan varsa malı tut, yoksa malı sahibine geri ver" buyurdu."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
MÜFLİS

6682 - Hazreti Cabir İbnu Abdillah radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Muaz İbnu Cebel radiyallahu anh'ı alacaklılarından kurtardı. Sonra onu Yemen'e âmil (vâli) olarak yolladı. Bunun üzerine Hazreti Muaz şöyle dedi: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, (elimde mevcut) mâlımla beni borçlardan halâs etti, sonra da Yemen'e âmil tayin etti."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ŞAHİTLİK İSTENMEDEN ŞEHADET

6683 - Cabir İbnu Semüre radiyallahu anh anlatıyor: "Hazreti Ömer radiyallahu anh bize Câbiye'de hitap etti ve dedi ki: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, tıpkı benim sizin aranızdaki şu kalkmam gibi bizim aramızda hitap için ayağa kalktı ve dedi ki: "Ashâbım, bunları takip edenler (tabiin) ve onları da takip edenler (tebei tabiin) hakkında bana riâyetkâr olun (Benim hatırım için onlara da saygılı olun). Onlardan (tebei tâbiînden) sonra yalan yaygınlaşacak, öyle ki, kişi kendisinden şahitlik istenmediği halde şehadette bulunacak, yemîn talep edilmediği halde yemîn edecek."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
BORÇLARDA ŞEHADET

6684 - Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh, Bakara sûresinin (meâlen) "Ey iman edenler! Birbirinize belirli bir müddet için borçlandığınız zaman!" diye başlayan (ve müdâyene âyeti olarak bilinen ve Kur'ân-ı Kerîm'in en uzun âyeti olan Bakara sûresinin 282. âyetini) "...Eğer bazınız bazınıza güvenirse -yani borcu, sened, şahidler veya rehinle tevsik etmeye gerek duymazsa- kendisine güvenilmiş olan borçlu kimse borcunu ödesin..." âyetine gelince: "Bu âyet, bundan önceki âyeti nesh etti" dedi".

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ŞAHİDLİĞİ CAİZ OLMAYANLAR

6685 - Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(İslâm dinine göre) hâin erkek ve hâine kadının, müslüman iken hadd cezasına çarpılan kimsenin şahidliği makbul değildir. Keza kin ile husumet sahibinin kin beslediği kimse aleyhine şahidliği caiz değildir."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
TEK ŞAHİD VE YEMÎNLE HÜKÜM

6686 - Sürrak radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir erkeğin şahitliğini ve talibin (davacının) yemînini geçerli saydı."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
YALAN ŞAHİTLİK

6687 - İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Yalancı şahidin ayakları, (daha şehadet mahallinden) ayrılmadan Allah Teâlâ Hazretleri ona Cehennem’i vacip kılar."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
EHLİ KİTABIN BİRBİRİNE ŞAHİTLİĞİ

6688 - Hazreti Câbir İbnu Abdillah radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm Ehl-i Kitab'ın birbirlerine şahitlik etmelerine izin verdi."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÖMRÂ (HAYAT BOYU FAYDALANMAK ÜZERE BAĞIŞ)

6689 - Hazreti Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ömrâ(nın mal sahibinin menfaatine bir yönü) yoktur. Kim bir malı ömrâ kılarsa artık o mal, ömrâ kılınana aittir."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
HİBEDEN DÖNME

6690 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Bağışını geri alan kimsenin durumu şu köpeğin durumu gibidir: Yalını yer, iyice doyunca kusar. Sonra kusmuğuna tekrar dönüp onu yer."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
SEVAP ÜMİDİYLE HİBE

6691 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kişi, karşılığı verilmediği müddetçe hibesini geri alma hakkına sahiptir."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
KOCADAN İZİNSİZ KADININ HİBESİ

6692 - Ka'b İbnu Mâlik'in anlattığına göre: "Hanımı, kendine ait bir zinet eşyasını Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a götürüp: "Ben bunu tasadduk ediyorum" demiştir. Aleyhissalâtu vesselâm kendisine: "Kadının kendi malından (da olsa) bağışı kocasının izni olmadan caiz değildir. Acaba sen Ka'b'den izin aldın mı?" demiştir. Hanım "Evet!" deyince, hanımın kocası Ka'b İbnu Mâlik'e (bir adam göndererek): "Sen Hayre'ye zinetini tasadduk etmesine izin verdin mi?" diye sordurmuş, Ka'b: "Evet!" deyince Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm kadının hibesini kabul buyurmuştur."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
SADAKA ETTİĞİ ŞEYİ SATIN ALABİLİR Mİ?

6693 - Zübeyr İbnu'l-Avvam radiyallahu anh'ın anlattığına göre, "Kendisi ğamr veya ğamra denilen bir atı hibe olarak vermiş, sonra o attan olduğu söylenen erkek veya dişi bir tayın satışa arzedildiğini görmüş, tayı satın almayı bırakmıştır."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
SADAKA ETTİĞİ ŞEY VERASETLE GELİRSE

6694 - Amr İbnu Şu'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatıyor: "Bir adam Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek;: "Ben bahçemi anneme vermiştim. Şimdi o vefat etti. Benden başka da varis bırakmadı (bahçeye varis olabilir miyim?)" dedi. Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm şu cevabı verdi: "Senin sadakan tam oldu. Bahçen tekrar sana rücû etti."

6695 - Ebu Ümâme ve Enes İbnu Mâlik radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Ariyet, sahibine döner, minha (intifası bağışlanan mal) sahibine iade edilir" buyurdular."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
HAVALE

6696 - İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Borcunu ödemeye muktedir olan kimsenin özürsüz olarak ödemeyi geciktirmesi zulûmdür. Sen alacaklı durumda iken (alacağın) varlıklı ve güvenilir bir kimseye havale edilirse, bu havaleyi kabullen."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÖDEME NİYETİYLE BORÇLANAN

6697 - Abdullah ibnu Ca'fer radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Borç, Allah'ın hoşlanmadığı bir şeye ait olmadığı müddetçe, Allah-u Zül Celâl Hazretleri, borcunu ödeyinceye kadar borçlu ile birliktedir."

Ravi der ki: "Abdullah İbnu Ca'fer, vekilharcına derdi ki: "Git, benim için borç al. Zira ben, Rasûlullah'tan bu hadîsi işittikten sonra Allah'ın benimle olmadığı bir gece geçirmekten hoşlanmam."



HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÖDEMEME NİYETİYLE BORÇLANAN

6698 - Süheyb el-Hayr radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim ödememek kastıyla borca girerse Allah'ın huzuruna hırsız olarak çıkar."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
BORÇTA CİDDİYET

6699 - İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Üzerinde bir dinar veya bir dirhemlik borçla ölen kimsenin borcu, onun hayır ve hasenatından ödenir. Orada (mahşer yerinde) ne dinar ne de dirhem vardır."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
BORÇLUYA MÜHLET

6700 - Büreyde el-Eslemî radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim bir borçluya mühlet verirse, her gün için bir sadaka sevabı kazanır. Kim onun borcunu vadesi geldikten sonra tehir ederse, tehir ettiği müddetçe, her geçen gün (alacağı mal kadar) sadaka yazılır."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
BORCUNU İSTEMEDE ANLAYIŞ

6701 - Hazreti Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bir hak sahibine: "Sen hakkını (borçludan) imkân nisbetinde günahlara girmeden al" buyurdular.

HADİSLER

www.Azizlerle.com
HAK SAHİBİ SÖZ SAHİBİDİR

6702 - İbnu Abbâs radiyallahu anh anlatıyor: "Bir adam gelerek Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan bir alacağını veya bir hakkını talep etti. Bunu yaparken nezâkete uymayan bazı yakışıksız söz sarfetti. Rasûlullah'ın ashâbı adama dersini vermek istediler. Ama Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm müsaade etmeyip: "Bırakın! Zira alacaklı kimsenin, hakkını alıncaya kadar borçlu üzerinde söz hakkı vardır" buyurdular."

6703 - Ebu Sa'îdi'l-Hudrî radiyallahu anh anlatıyor: "Bir bedevi Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek, Efendimizin uhdesinde bulunan alacağını istedi ve bunu yaparken sert davrandı. Hatta: "Borcunu ödeyinceye kadar Seni tâciz edeceğim" dedi. Ashâb-ı Kiram Hazretleri bedeviyi azarlayıp: "Yazık sana! Kiminle konuştuğunu bilmiyorsun galiba!" dediler. Adam: "Ben hakkımı talep ediyorum" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm, ashâbına: "Sizler niçin hak sahibinden yana değilsiniz?" buyurdu ve Havle Bintu Kays radiyallahu anhâ'ya adam göndererek: "Sende kuru hurma varsa Benim borcumu ödeyiver. Hurmamız gelince borcumuzu sana öderiz" dedi. Havle: "Hay hay! Babam Sana kurban olsun Ey Allah'ın Resûl’ü!" dedi. Kadın, Rasûlullah'a borç verdi, O da bedeviye olan borcunu kapadı ve ayrıca yemek ikram etti. (Bu tavırdan memnun kalan) bedevi: "Borcunu güzelce ödedin. Allah da Sana mükâfaatını tam versin" diye memnuniyetini ifade etti: Aleyhissalâtu vesselâm da: "İşte bunlar (borcunu hakkıyla ödeyenler) insanların hayırlılarıdır. İçindeki zayıfların, incitilmeden haklarını alamadıkları bir cemiyet iflah olmaz" buyurdular."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÖDÜNÇ VERME

6704 - Kays İbnu Rûmi merhum anlatıyor: "Süleyman İbnu Üzünâ, Alkame'ye, ödeneği gelme zamanına kadar bin dinar borç vermişti. Ödeneği çıkınca, borcunu ondan istedi ve sert davrandı. O da hemen ödedi, ancak Alkame Süleyman'a kızmıştı. Birkaç ay durup yanına geldi: "Ödeneğim gelinceye kadar bana bin dirhem ver!" dedi. Süleyman yine: "Pekalâ! Memnuniyetle!" dedi (ve ailesine yönelerek:) "Ey Ümmü Utbe! Şu yanındaki mühürlü keseyi getir!" diye seslendi. Kadın keseyi getirdi. Süleyman, Alkame'ye:

"Vallahi işte ödediğin dirhemler! Ben bunlardan tek dirhemi yerinden kımıldatmadım!" dedi. Bunun üzerine Alkame:

"Allah babandan razı olsun. O halde alacağını tahsil için bana olan o kaba davranışın sebebi neydi?" dedi. Süleyman:

"Senden işittiğim hadîsler!" cevabını verdi.

"Benden ne işitmiştin?"

"Sen İbnu Mes’ûd radiyallahu anh'dan naklen Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın: "Bir müslümana bir şeyi iki kere borç olarak veren hiçbir müslüman yoktur ki, onun bu davranışı, o şeyi bir kere sadaka etmiş gibi sevap olmasın!" buyurmuştur.

Bunun üzerine Alkame: "Evet, İbnu Mes’ûd bana böyle haber vermişti!" diye te'yid etti."

6705 - Enes İbnu Mâlik radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Miraç gecesinde Cennet’in kapısı üzerinde şu ibarenin yazılı olduğunu gördüm: "Sadaka on misliyle mükâfaatlandırılacaktır. Ödünç para onsekiz misliyle mlükâfaatlandırılacaktır." Ben: "Ey Cibrîl! Ödünç verilen şey ne sebeple sadakadan daha üstün oluyor?" diye sordum." "Çünkü dedi, dilenci (çoğu kere) yanında para olduğu halde sadaka ister. Borç isteyen ise, ihtiyacı sebebiyle talepte bulunur."

6706 - Yahya İbnu Ebi İshak el-Hünâi anlatıyor: "Hazreti Enes radiyallahu anh'a: "Bizden bir adam, (din) kardeşine borç olarak mal verir. Sonra malı alan kimse borç verene bir hediyede bulunur (bu hususta ne dersin?)" diye sordum. Enes bana şu cevabı verdi: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Biriniz bir malı borç verse, sonra alan da veren kimseye bir hediye vermek veya bineğine bindirmek istese, sakın o hediyeyi almasın, bineğine de binmesin. Eğer aralarında borç alıp-vermezden önce böyle (dostane) muameleler olmuşsa o başka."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÖLÜNÜN BORCUNU ÖDEME

6707 - Said İbnu'l-Atval radiyallahu anh'ın anlattığına göre: "Kerdeşi ölmüş ve üçyüz dirhem mal ve geride bakıma muhtaç horanta bırakmıştır. Der ki: "Ben bu parayı ailesine harcamayı arzu ettim. Aleyhissalâtu vesselâm: "Kardeşin borcundan dolayı hapsedilmiştir. Borcunu sen ödeyiver" buyurdu. Sa'd da: "Ya Rasûlullah! Ben onun yerine borcunu ödedim. Yalnız bir kadının iddia edip şahitlendiremediği iki dinarı ödemedim" dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselâm Sa'd'a: "Sen kadına iddia ettiğini ver. Çünkü kadın gerçeği söylemektedir" buyurdu."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÜÇ BORCU ALLAH ÖDER

6708 - Abdullah İbnu Amr radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Şüphesiz, borç sahibi (ödemeden) ölünce, borcu Kıyâmet günü ondan alınır. Fakat şu üç sebeple borçlanan kimse bu hükmün dışındadır:

1. Adamın gücü Allah yolunda (savaşta) zayıflar, o da Allah düşmanına ve kendi düşmanına karşı kuvvetlenmek için borçlanır.

2. Bir adamın yanında bir müslüman ölür, onu kefenleyip gömecek parası olmaz, bu maksatla borçlanır.

3. Bir adam, bekârlık sebebiyle nefsinden Allah'a karşı korku hisseder. Dinine zarar gelir endişesiyle (borçlanarak) evlenir. Allah Teâlâ Hazretleri, Kıyâmet günü, bunların borçlarını kendisi öder."



HADİSLER

www.Azizlerle.com
HAZRETİ PEYGAMBERİN ZIRHI REHİNE İDİ

6709 - Esma Bintu Yezid radiyallahu anhâ anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, zırhını bir yahudinin yanında, bir miktar zahire mukabili rehine bırakılmış olarak vefat etti."

6710 - İbnu Abbas radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm vefat ettiği zaman, zırhı, otuz sa' arpa mukabili bir yahudiye rehin bırakılmıştı."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
REHİN GERİ ALINIR

6711 - Hazreti Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Rehin, (borcun ödenmesiyle) geri alınabilir."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
İŞÇİNİN ÜCRETİ

6712 - Abdullah İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "İşçiye ücretini, teri kurumadan önce veriniz."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
KARIN TOKLUĞUNA ÜCRET

6713 - Utbe İbnu'n-Nüder anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında idik. Ta-sin-mim sûresini okudu. Hazreti Mûsâ aleyhisselâm'ın kıssasına gelince: "Hazreti Mûsâ, fercinin iffeti (Hazreti Şuayb'ın kızıyla evlenme) ve karnının doyurulması mukabilinde sekiz veya on yıl işçi olarak çalışmayı kabullendi" buyurdu."

6714 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Yetim olarak büyüdüm, fakir olarak hicret ettim. Karnımı doyurma ve (yolculuk) sırasında bazan binerek ayağımı dinlendirme nöbeti karşılığında İbnu Gazvân'a işçi oldum. Konakladıkları vakit onlara odun topluyordum. Bindikleri zaman da develerini yürütmek için ezgi söylerdim. İslâm dinini bir nizam, Ebu Hureyre'yi de imam (idareci) kılan Allah'a hamdolsun."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
BİR KOVA SU BİR HURMAYA

6715 - İbnu Abbas radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a (bir ara) maddî darlık isabet etti. Bu duruma Ali muttali oldu. Hemen çıkıp, Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ihtiyacını görecek bir gelir temini için iş aradı. Derken bir yahudiye ait bir bahçeye uğradı. Adama her kovası bir kuru hurmaya onyedi kova su çıkarıverdi. Yahudi de hurmasından onun için onyedi tane acve (denilen iyi hurma) seçip verdi. Ali radiyallahu anh bunları Rasûlullah'a getirdi."

6716 - Hazreti Ali radiyallahu anh anlatıyor: "Ben bir hurma mukabilinde bir kova su çıkarırdım ve hurmanın iyi, kuru olmasını şart koşardım."

6717 - Hazreti Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Ensârdan bir zat gelip: "Ey Allah'ın Resûlü! (Bugün) renginizi niye değişmiş görüyorum?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Açlıktan" buyurdular. Ensâri hemen evine döndü. Ama evinde (ikram edecek) bir şey bulamadı. Yiyecek aramaya çıktı. Derken hurmalık sulayan bir yahudiye rastladı: Yahudiye: "Hurmalığını ben sulayayım ne dersin?" dedi. O da: "Pekalâ!" dedi. Ensâri: "Her kovaya bir hurma!" dedi ve hurmanın içi kararmış, sertleşmiş ve adileşmiş olmamasını şart koştu, iyi hurmadan alacağını söyledi. Sonra iki sa' hurma yapacak miktarda su çıkardı ve aldığı hurmayı Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a getirdi."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
ÜÇTE BİRE, DÖRTTE BİRE MUZÂRA'A

6718 - Tâvus'un anlattığına göre: "Muaz İbnu Cebel radiyallahu anh, Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Hazreti Ebu Bekr, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman zamanlarında araziyi, (mahsulünü) üçte bir, dörtte bir karşılığında kiraya vermiştir. Bu kiralama işi, (o zamandan) şu günümüze kadar tatbik edilegelmiştir."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
HURMA VE ÜZÜM ORTAKLIĞI

6719 - İbnu Abbâs radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm Hayber arazisini, hurmalıklarıyla, tarlalarıyla mahsulün yarısı mukabilinde eski ahalisine (yahudilere müzâraa usulüyle) verdi."

6720 - Hazreti Enes İbnu Mâlik radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm Hayber'i fethedince orayı yarıya ortağa verdi."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
MÜSLÜMANLAR ÜÇ ŞEYDE ORTAK

6721 - Hazreti İbnu Abbas radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, otta, ateşte. Bunlardan alınacak bedel de haramdır."

Ebu Said dedi ki: "Sudan maksad akarsudur.."



6722 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Üç şey vardır ki (istenince) vermemezlik edilmez: Su, ot ve ateş."

6723 - Hazreti Âişe radiyallahu anhâ anlatıyor: "Ey Allah'ın Rasûl’ü!" dedim, verilmemesi caiz olmayan şey nedir?"

"Su, tuz ve ateş!" buyurdular. Ben tekrar: "Ey Allah'ın Rasûl’ü dedim. Evet suyu anladık öyledir, ama tuz ve ateş niye öyledir?" dedim. Şu cevabı verdi:

"Ey Humeyrâ! Kim (isteyene) ateş verirse, bu ateşin pişirdiği her şeyi tasadduk etmiş gibi sevap kazanır! Kim de tuz verirse, o da bu tuzun tatlandırdığı her şeyi tasadduk etmiş gibi olur. Kim su bulunan yerde bir müslümana bir içimlik su içirirse sanki bir köle azad etmiş gibi olur, suyun bulunmadığı yerde içirirse, onu ihya etmiş gibi olur."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
OTA MANİ OLMAK İÇİN SUYA MANİ OLUNMAZ

6724 - Hazreti Âişe radiyallahu anhâ anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Suyun fazlası esirgenmez. Kuyunun (ihtiyaçtan) artan kısmı da esirgenmez."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
AKAR SUYUN KULLANIMINDA SIRA

6725 - Sâlebe İbnu Ebi Mâlik radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm Mehzur (isimli derenin) suyu (ile arazilerin sulanması sırası) hususunda şu hükmü verdi:

"(Arazisi) yukarıda olan kimse (arazisi) aşağıda olan kimsenin üstündedir (yani önce o sular). Yukarıdaki kimse (arazisini), su, ayak topuklarına varıncaya kadar sular, sonra suyu kendisinden aşağıda olana salıverir."



6726 - Ubbâde İbnu's-Sâmit radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm, hurmalıkların akar su ile sulanmaları hususunda şöyle hükmetti: "Suyun başından itibaren önce üsttekiler aşağıdakilerden önce sular. Su ökçeye (çıkacak kadar akmaya) bırakılır. Sonra su bitişikteki aşağıya bırakılır. Bahçeler bitinceye veya su tükeninceye kadar böyle yapılır."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
SUYUN TAKSİMİ

6727 - Kesir İbnu Abdillah İbni Avf el-Müzeni'nin dedesi (Amr İbnu Avf) radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sulama gününde önce atlardan başlanmalıdır."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
KUYUNUN HARİMİ

6728 - Abdullah İbnu Muğaffel radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kim (sahipsiz bir arazide) bir kuyu kazarsa, kendi hayvanlarına yatak olmak üzere kırk zirâlık mesafe onun olur."

HADİSLER

www.Azizlerle.com
AĞACIN HARİMİ

6729 - Ubade İbnu's-Sâmit radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir hurma bahçesinde, bir adama ait bir, iki, üç hurma ağacı hususunda hüküm verdi. Bahçe sahibi ile bu birkaç ağacın sahipleri, bahçedeki hakları hususunda ihtilaf etmişlerdi. Aleyhissalâtu vesselâm, bu münferid ağaçlardan her biri için, dipten itibaren dalının uzandığı yere kadar ağacın harimi sayılacağına hükmetti."

6730 - İbnu Ömer radiyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Hurma ağacının harimi onun dallarının uzunluğu kadardır."



Yüklə 1,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   21




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin