B
ÜYÜK ALÂMETLER
-
Giriş
-
Mehdî (as)’ın gelmesi
-
Deccal’in çıkması
-
İsa (as)’ın inmesi
-
Ye’cüc ve Me’cüc
-
Üç büyük çöküntü
-
Duhan
-
Güneşin batıdan doğması
-
Dâbbetu’l-Arz
-
İnsanları bir meydanda toplayan ateş
G
İRİŞ
A
. Büyük alametlerin meydana gelmesi:
B üyük alametlerin hangi sırayla meydana geleceğini beyan eden açık bir delil yoktur. Bu alametler birbirlerinden farklı hadislerde sıralama takip edilmeden toplanmıştır. Böyle olunca bu alametin meydana gelmesi bir hadiste geçtiği sırasıyla olmamakta ve alametler arasında bağlaç olarak da (vav) harfi kullanıldığından bu harf tertip ve sıralama belirtmemektedir. Öyle hadisler bulunmaktadır ki o hadisteki alametlerin sıralanışı başka bir hadisteki sıralamaya ters düşmektedir.
Bunu daha iyi anlatmak için örnek olarak bazı hadisleri gösterelim:
1- Müslim, Huzeyfe b. Useyd el-Gıfârî(ra)’dan şöyle rivayet etmektedir: “Biz kendi aramızda konuşurken Rasulullah(sav) çıka geldi ve bize: “Siz ne hakkında konuşuyorsunuz? dedi. Biz: “Kıyameti konuşuyoruz” dedik. O: “Siz on tane alamet görmedikçe kıyamet kopmaz” dedi ve şunları saydı: “Duhan, Deccal, Dâbbetü’l Arz, güneşin batıdan doğması, İsa(as)’ın inmesi, Ye’cüc ve Me’cüc, birisi doğuda birisi batıda ve birisi de arap yarımadasında olmak üzere üç büyük çöküntü, son olarak Yemen’den çıkıp insanları bir meydana toplayan ateş”1
Yine Müslim, Huzeyfe b. Useyd’den aynı hadisi başka bir lafızla şöyle rivayet ediyor: “On tane alamet meydana gelmedikçe kıyamet kopmaz: Doğuda bir çöküntü, batıda bir çöküntü ve arap yarımadasında bir çöküntü, Duhan, Deccal, Dâbbetü’l-Arz, Ye’cüc ve Me’cüc, güneşin batıdan doğması, Aden’in derinliklerinden çıkıp insanları önüne katıp süren ateş”
Başka bir rivayette ise: “Onuncusu: İsa b. Meryem’in inmesi” şeklindedir.2
Görüldüğü gibi bu hadis bir sahabeden rivayet edilmesine karşılık, kıyamet alametlerinin sıralaması farklı iki lafızla geçmektedir.
2- Müslim, Ebu Hureyre(ra)’dan Rasulullah(sav)’ın şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Altı şey gelmeden önce iyi ameller yapmaya çalışın: Güneşin batıdan doğması, Duhan, Deccal, Dâbbetü’l-Arz, Sizden birinizin başına gelecek olan şey, bütün herkesin başına gelecek olan şey”3
Yine Müslim, Ebu Hureyre (ra)’dan bu hadisi şöyle rivayet etmiştir: “Altı şey gelmeden önce iyi ameller yapmaya çalışın: Deccal, Duhan, Dâbbetü’l-Arz, güneşin batıdan doğması, herkesin başına gelecek olan şey, birinizin başına gelecek olan şey”1
Görüldüğü gibi bu hadis bir sahabeden rivayet edilmesine rağmen alametlerin sıralaması farklı iki lafızla geçmektedir. Öyleyse alametlerin meydana geliş sırası, farklı rivayetlerdeki geliş şekliyle olayların birbirinin arkasından olmasına göre bilinir. Örneğin Nevvas b. Sem’an(ra)’dan gelen hadiste olduğu gibi. Bu hadiste bazı rivayetler oluşuna göre sırayla zikredilmiştir: Önce Deccal’in çıkması, sonra İsa (as)’ın inmesi ve Deccal’i öldürmesi sonra Ye’cüc ve Me’cüc’ün İsa (as) zamanında çıkması ve İsa (as)’ın onların yok olmaları için dua etmesi.
Yine bazı rivayetlerde ilk olan alametlerin bunlar olduğu varken, diğerlerinde de bu alametler olduğu vardır. Böyle olmakla birlikte ilk olan alametler konusunda alimler arasında anlaşmazlık vardır ve bu anlaşmazlık tâ sahabe zamanından beri vardır. Nitekim İmam Ahmed ve Müslim, tabiinden olan Ebu Zur’a’nın şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Müslümanlardan üç kişi Medine’de Mervan b. Hakem’in yanında oturup ondan hadis dinlediler. Mervan kıyamet alametlerinden rivayet ediyordu ve şöyle dedi; “Onların ilki Deccal’in çıkmasıdır.” Bunun üzerine Abdullah b. Amr (ra) şöyle dedi: “Mervan benim Rasulullah (sav)’dan ezberlediğim ve hiç unutmadığım şeyi söylemedi. Oysa ben Rasulullah(sav)’ın şöyle dediğini işittim: “İlk çıkan alamet güneşin batıdan doğması ile kuşluk vakti Dabbetü’ül-Arz’ın çıkmasıdır. Bu iki alametten biri, diğerinden önce olur. Diğeri de onun peşinden yakın olarak meydana gelir.” Bu lafız Müslim’indir. İmam Ahmed’in rivayetinde şu fazlalık vardır: “Abdullah b. Amr –elindeki yazıdan okuyarak- şöyle dedi: “Zannedersem ilki güneşin batıdan doğmasıdır.”1
Evet, Hafız İbn Hacer, Deccal’in ilk alamet olması ile güneşin batıdan doğmasının ilk alamet olduğunu şu şekilde bir araya getiriyor: “Bu konuda gelen hadislerin toplamından şu görüş ağır basmaktadır: Yeryüzünde meydana gelen değişikliklerin en büyüğü olarak duyulan ilk alamet Deccal’in çıkması olur. Güneşin batıdan doğması ise, gökyüzünde meydana gelen büyük değişikliklerden duyulan ilk alamettir. Bu durum kıyametin kopması ile son bulur. Dâbbetü’l-Arz’ın çıkması ise güneşin batıdan doğduğu gün olması beklenir”
İbn Hacer daha sonra şöyle diyor: “Güneş batıdan doğunca tevbe kapısı kapanır ve Dabbetü’l-Arz çıkar. Bundaki hikmet, mü’min ile kafirin ayırt edilmesidir. Bu yüzden tevbe kapısı kapanır. Artık bundan sonra kıyametin kopmasını haber veren alamet, insanları bir meydana doğru toplayan ateşin olduğu duyulur.”2
İbn Kesir ise yeryüzünde görülecek ilk alametin Dabbetü’l-Arz olacağını ve bunun alışılmışın dışında şaşkınlık oluşturacağını söylemektedir. Çünkü insanlarla konuşan ve onlardan kimin mü’min kimin kafir olacağını söyleyen bir hayvanın görülmesi normal bir şey değildir. Güneşin batıdan doğması ise gözleri kamaştıran ve herkesi hayrete düşüren bir olay olarak gökyüzünde meydana gelecek alametlerin ilki olacaktır.
Deccal’in çıkması, İsa (as)’ın inmesi, Ye’cüc ve Me’cüc’ün görülmesi ise her ne kadar bunlar güneşin batıdan doğmasından önce olacaksa da, onlar kendilerini görenler gibi insan olduklarından fazla şaşkınlık ve hayret uyandırmayacaktır. Oysa Dabbetü’l-Arz ve güneşin batıdan doğması normal olan olaylardan değildir.1
Burada gözüken o ki, kabul edilmesi gereken görüş İbn Hacer’in görüşüdür. Çünkü Deccal’in sadece insan yapısında olması alamet olmasında etkili değildir. O’nun alamet olması, üzerinde bulunduğu olağanüstü insani karakter ve haldir. Böyle olmakla birlikte göğe emreder, yağmur yağdırır. Yere emreder bitki çıkarır. Bunun yanında O’nda daha nice olağanüstü durumlar görülür. O’nunla ilgili ayrıntılı açıklama ileride gelecektir.
Doğrusu Deccal, yeryüzünde görülen olağanüstü alametlerin ilkidir.
Tıybî1 diyor ki: “Kıyametin alametleri ya ona yakın olur yada ondan önce olur. Yakın olanlar: Deccal, İsa (as)’ın inmesi, Ye’cüc ve M’ecüc, çöküntüdür. Önce olanlar: Duhan, güneşin batıdan doğması, Dâbbet’ül-Arz, insanları bir meydanda toplayan ateş”2
Bunlar alametlerden bir grup ile diğer grup alametlerin toplam olarak sıralanışıdır. Bana göre Tıybî bu alametleri ikiye ayırdığı o taksime göre sıralamaktadır. Bu taksim ise gerçekten ince ve güzel bir taksimdir. Kıyamete yakın alametlerin görüldüğü birinci kısım, tevbe edip Allah’a dönmeleri konusunda insanları uyarmaktadır. O vakitte insanlar, henüz mü’min ve kafir olarak ayrılmazlar. O’nun birinci kısımda saydığı alametler, benim bu kitapta tertip ettiğim sıralamaya uygundur. O sadece çöküntüyü oraya ilave etmiştir.
İkinci kısım ise kıyametten önce olacak alametleri içeriyor. O vakitte insanlar mü’min ve kafir olarak ayrılmaya yeni yeni başlayacaklardır. Nitekim Duhan yani duman çıktığında mü’minler onun tesiriyle nezle olacaklar, kafirler ise şişeceklerdir. Sonra güneş batıdan doğacak, tevbe kapısı kapanacak, kafir kişinin iman etmesi veya tevbe edenin tevbesi artık ona fayda vermeyecektir. Bundan sonra Dâbbetü’l-Arz çıkacak, insanlardan kimin mü’min, kimin kafir olduğu anlaşılacaktır. Çünkü o kimin mü’min kimin de kafir olduğunu açıkça söyleyecektir. En son olarak bir ateş çıkacak ve insanları son nefeslerini verecekleri meydanda toplayacaktır.
Bende kıyametin büyük alametlerini, Tıybî’nin bu sıralamasına göre tertip ettim. Çünkü bana göre en doğru sıralama bu şekilde olmaktadır. Yine de doğrusunu Allah bilir.
Bu on alametten önce Mehdî’den bahsettim. Çünkü O’nun gelmesi bu on alametten önce olacaktır. Mü’minler Deccal’i öldürmek için onun etrafında toplanacaklardır. Sonra İsa(as) inecek ve Mehdî’nin arkasında ona uyarak namaz kılacaktır. Bu konuyla ilgili ayrıntılı açıklama ileride gelecektir.
B. Büyük alametlerin birbirini takip etmesi:
Büyük alametlerden ilki görülmeye başlandı mı, diğerleri ipte dizili inci taneleri gibi ardarda dökülür.
Taberânî “Evsat”ta Ebu Hureyre(ra)dan Rasulullah(sav)’in şöyle dediğini rivayet ediyor: “Alametlerin birbiri arkasından gelmesi, aynı ipte dizili incilerin peşpeşe dökülmesi gibidir.”1
İmam Ahmed, Abdullah b. Amr(ra)’dan Rasulullah(sav)’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Alametler ipte dizili inci gibidir. Eğer ip koparsa hepsi tek tek dökülürler.”1
Bu hadis daha önce geçen büyük alametlerin sıralamasıyla ilgili sözümüzü desteklemektedir. Zira bazı hadisler bu alametlerin birbirine yakın olacağını bildirmiştir. Mehdî (as)’ın gelmesinden sonra büyük alametlerin ilki olan Deccal’in çıkmasından sonra İsa(as) iner ve onu öldürür. Bu sırada Ye’cüc ve Me’cüc çıkar. İsa(as) onların yok olması için dua eder. Allah’ta onları yok eder. Sonra İsa(as) şöyle der: “Onlar çıktığında böyle olacağını Rabbim bana söz vermişti. Kıyamet, doğum zamanı gelen hamile gibidir. Doğum onlara gece mi isabet eder yoksa gündüz mü bunu bilemezler.”2
Bu söz, kıyametin İsa(as)’dan sonra çok yakın zamanda kopacağını gösterir. Çünkü İsa (as)’ın ölmesiyle kıyametin kopması arasında bazı alametler vardır ki bunlar güneşin batıdan doğması, Dâbbetü’l-Arz, Duhan ve insanları bir meydanda toplayacak olan ateştir ve bu alametler çok kısa zaman içinde olacaktır. Aynı boncukları koparak dağılan halka gibi. Doğrusunu Allah bilir.
Bu sözümüze destek olarak İbn Hacer’in şu sözünü delil gösterebiliriz: “Büyük alametler aynı bağlı bir ip gibidir. Eğer o koparsa incileri saçılır.” İmam Ahmed’in bununla ilgili rivayeti vardır.”1
B
irinci Kısım
Dostları ilə paylaş: |