İslam Beldelerinin Birbirlerinden Ayrılmaları Ve İslam Birliğinin Bozulması
933- Müslim, Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet etmiştir:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Irak, dirhemini ve kafizini alıkoydu. Şam (Suriye), mudyunu ve dinarını alıkoydu. Mısır, irdebini ve dinarını alıkoydu. Aynı başladığınız noktaya döndünüz. Aynı başladığınız noktaya döndünüz. Aynı başladığınız noktaya döndünüz."95
(Ebu Hureyre (r.a) dedi ki):
"Ebu Hureyre (r.a)'nin eti ve kanı, buna aynen şahid oldu."
Ebu Davud'un rivayetinde de şöyle geçmektedir:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Irak, kafizini ve dirhemim alıkoydu. Şam (Suriye), mudyunu ve dinarını alıkoydu. Mısır, irdebbini ve dinarını alıkoydu. Sonra başladığınız noktaya döndünüz."
Zukeyr, bu sözü daha üç kere tekrar etti. Buna Ebu Hureyre (r.a)'nin eti ve kanı şahid oldu." 96
Bir Açıklama
İbnul-Esir şöyle söylemiştir:
"Burada "alıkoydu" sözü ile iki ayrı anlam kastediliyor olabilir.
Birinci anlam şudur:
Resulullah (a.s) bu sözü ile, adı geçen beldelerin insanlarının müslüman olacaklarını ve müslüman olmaları nedeniyle üzerlerindeki cizye yükümlülüğünün kalkacağını haber vermiş olmaktadır. Yani onlar müslüman olmak suretiyle kendilerinden alınacak olan şeyleri alıkoymuş olmaktadırlar.
"Alıkoydu" kelimesinin bu anlama geldiğine hadisteki "aynı başladığınız noktaya döndünüz" ifadesi de delil olarak gösterilmiştir. Çünkü onların, yüce Allah'ın ilim, hüküm ve kaderindeki başlangıçları, müslüman olacakları şeklinde idi. Bu itibarla onlar başladıkları noktaya dönmüş olmaktadırlar.
"Alıkoydu" kelimesine verilen ikinci anlama göre ise burada onların itaati bırakacakları anlamı kastedilmektedir. Bu anlamı Buhari'nin, Sahih'inde Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet etmiş olduğu hadisi şerif de desteklemektedir. Bu rivayette bildirildiğine göre Ebu Hureyre (r.a) "Dinar ve dirhem toplayamadığınız zaman ne yaparsınız?" diye sordu. Kendisine: "Böyle bir şeyin olacağını nasıl görüyorsun?" denildi. O da şöyle söyledi:
"Evet. Canım elinde olana yemin ederim ki, doğru söyleyen ve sözü doğrulananın (yani Resulullah (a.s)'ın) sözünde bu böyle bildirildi." Ebu Hureyre (r.a)'ye: "Bu ne ile olacaktır?" diye soruldu. O da şöyle cevap verdi:
"Yüce Allah'ın koyduğu ölçüler aşılır. Resulullah (a.s)'ın verdiği zimmet bozulur. Yüce Allah da, ehli zimmetin kalplerine bir tereddüt sokar ve onlar da ellerindekini vermezler."
Hadiste günümüzde yaşanan gelişmelere işaret vardır. Büyük bir dinden dönüş hareketinin yaşanması, müslümanların kendisine itaat edecekleri, etrafında toplanacakları ve kendilerini yönlendirecek hilafet merkezlerini kaybetmelerinin ardından, günümüzde, başlangıçta olduğu gibi yeniden İslam'a davet çalışmaları hız kazanmıştır.
934- Müslim, Cabir (r.a)'in şöyle söylediğini rivayet etmiştir:
"Olur ki, Irak halkına dirhem ve kafiz toplanamaz."
Ebu Nadra dedi ki: "Biz; "Bu engelleme ne taraftan olur?" diye sorduk. O da: "Acemlerin (farisilerin) taraflarından bunu engellerler" cevabını verdi. Sonra söyle söyledi:
"Olur ki, Şam halkına dirhem ve mudy toplanamaz." Biz; "Bu engelleme ne taraftan olur?" diye sorduk. O da: "Rum taraflarından bunu engellerler" cevabım verdi. Daha sonra bir süre sustu ve ardından şöyle söyledi:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Ümmetimin son zamanlarında bir halife olur. Bu halife, malları sürekli toplar. Hiç sayımını yapmaz."
Ravi dedi ki:
"Ebu Nadra'ya ve Ebu'l-Ala'ya: "Sizce bu halife Ömer bin Abdulaziz midir?" diye sordum. "Hayır" dediler"97
Bir Açıklama
Irak, bir çok kez İslam ümmetinin medeniyet merkezliğini ve İslam devletinin başkentliğini yapmıştır. Bu belde üzerine farisilerin değişik kuvvetleri saldırılar düzenlemişlerdir. Şam (Suriye) da, bir çok kez İslam ümmetinin medeniyet merkezliğini ve İslam devletlerinin başkentliğini yapmıştır. Bu belde üzerine de rumlar ve bu beldenin o zamanlardaki kuzey komşuları, bir çok kez saldırılar düzenlemişlerdir. Bu saldırılarda, bu beldelerin cizye toplaması engellenmiştir. Hadisi şerifte aynı zamanda ortaya çıkacak ve baskıcı saltanat rejiminden sonra gelecek olan raşid halifeliğe işaret edilmektedir. Bunun böyle olacağına daha başka naslarda da işaret edilmiştir.
935- Ahmed, Huzeyfe (r.a)'den rivayet etmiştir:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Peygamberlik (peygamberliğin hükmü) sizin içinizde yüce Allah'ın dilediği kadar bir süre devam eder.
Sonra yüce Allah, bunu kaldırmayı dilediğinde kaldırır. Sonra peygamberlik çizgisi üzere giden halifelik dönemi gelir. Bu dönem de Allah'ın dilediği kadar bir süre devam eder.
Sonra Allah bunu da kaldırmayı (bu döneme de son vermeyi dilediğinde) kaldırır.
Bunun arkasından ısırıcı saltanat gelir. Bunun hükmü Allah'ın dilediği kadar bir süre devam eder.
Sonra Allah bu hükmü de kaldırmayı dilediğinde kaldırır. Bunun ardından da baskıcı (cebri) saltanat gelir. Bunun hükmü de yüce Allah'ın dilediği kadar bir süre devam eder.
Sonra Allah bunun da hükmünü kaldırmayı dilediğinde kaldırır.
Sonra da peygamberlik çizgisi üzere giden (Hz. Peygamber (a.s)'in koyduğu ölçülere uyan, O'nun tebliğ etmiş olduğu hükümleri uygulayan) halifelik gelir."
Resulullah (a.s) bundan sonra sustu."98
Bir Açıklama
Bu konu içinde verilen hadisi şeriflerde, olacağı bildirilen olaylar gerçekleşmiştir. Bu ise Resulullah (a.s)'ın peygamberliğinin alametlerindendir.
Çağımızda İslam beldelerinin birbirlerinden bağımsız hale geldikleri görülmektedir. Bu ise asıl yapıya yakındır. Müslümanların mutlaka birlik oluşturmaları ve başlarına bir halife geçirmeleri şarttır. Müslüman ilim adamlarının da bu amaç doğrultusunda imkan ve güçleri nisbetinde çalışmaları gerekir. Bu ilim adamları, İslam beldeleri arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve güzelleştirilmesi, kardeşlik ve birlik duygularının daha da güçlendirilmesi için politikalar üretmelidirler. Bu, yaşadığımız çağın en önemli gereklerinden birisidir.
Dostları ilə paylaş: |