İslama Girmeden Önceki Türk, Tatar Ve Moğallar'ın Savaşları
920- Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre (r.a)'den rivayet etmişlerdir:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Siz ayakkabıları kıldan olan bir toplulukla savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Ve yine yüzleri enli tokmak gibi olan bir toplulukla savaşmadığınız sürece kıyamet kopmaz."
Sufyan şöyle söyledi:
"Bir rivayette şöyle bir ilavede bulunulmuştur:
"Küçük gözlü, basık burunlu, yüzleri enli tokmak gibi olan (bir toplulukla savaşmadığınız sürece kıyamet kopmaz.)" 72
Bir başka rivayette de şöyle bildirilmiştir:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Kıyametin kopmasından önce ayakkabıları kıldan olan bir toplulukla savaşırsınız. Bunların yüzleri enli tokmaklar gibi ve kırmızıdır; gözleri de küçüktür. "73
Buhari'nin bir rivayetine göre Kays bin Ebi Hazim (r.a) şöyle söylemiştir:
"Ebu Hureyre (r.a)'nin yanına gittik. Bize şöyle söyledi:
"Resulullah (a.s) ile üç yıl birlikte bulundum. Benim yaşımda, Resulullah (a.s)'ın hadisini ezberlemeye benden daha gayretli kimse yoktu. (Bir keresinde) Resulullah (a.s)'ın -eliyle şöyle yaparak- şunları söylediğini duydum:
"Kıyamet öncesinde ayakkabıları kıldan olan bir toplulukla savaşırsınız. Bunlar (Müslümanlara) karşı açıkça savaşa dururlar."
Sufyan bir keresinde: "Bunlar şu pazarcılardır" diye söyledi. Burada pazarcılar denilirken kastedilenler ise, farisilerdir. Bunların dillerinde pazar kelimesi kullanıldığından dolayı kendilerine böyle denilmiştir. 74
Yine Buhari'nin bir başka rivayetinde, hadisin sonunda şöyle bir ilaveye yer verilmiştir:
"İnsanların en üstünlerinin (hayırlılarının) bu inancı benimsemeden önceki dönemlerinde, bu inançtan en çok nefret eden kimseler olduklarını görürsün. İnsanlar maden gibidirler. Cahiliye çağlarında önde olanlar, eğer dini iyi öğrenirlerse İslam'da da önde olurlar. Sizden birinin üzerine öyle zaman gelecektir ki, beni görmek onun, mevcut ailesi ve malı kadar bir daha kendisine verilmesinden daha sevimli olacaktır." 75
Yine Buhari'nin bir başka rivayetinde şöyle denilmektedir:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Acemlerden (veya arap olmayan toplumlardan) Huz ve Kerman halkları ile savaşmadığınız sürece kıyamet kopmaz. Bunlar kırmızı yüzlü, basık burunlu, küçük gözlü insanlardır. Yüzleri enli tokmak gibidir. Ayakkabıları kıldandır."76
Müslim'in bir rivayetine göre Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Müslümanlar Türklere karşı savaşmadıkları sürece kıyamet kopmaz. Bunlar yüzleri enli tokmak gibi olan insanlardır. Kıl giyet ve kıl üzerinde yürürler
(ayakkabıları da kıldandır.)" 77
Bir Açıklama
Burada Türk denilirken kastedilen kitle, bilinen Türk halkından daha geniş bir kitledir. Bunu hadiste anılan özelliklerden anlamaktayız. Anlaşıldığına göre burada kastedilenler, Türkler, Moğollar ve Tatarlar gibi Türklerin yaşadıkları bölgelerin arkalarında kalan halklardır. Çünkü hadiste zikredilen özellikler bunlara da uymaktadır.
921- Buhari, Amr bin Tağleb (r.a)'den rivayet etmiştir:
"Resulullah (a.s) şöyle buyurdu:
"Kıyametin alametlerinden biri de, kıldan ayakkabı giyen bir toplumla savaşmanızdır. Bir diğer kıyamet alameti de geniş yüzlü insanların oluşturduğu bir halkla savaşmanızdır. Bu insanların yüzleri enli tokmak gibidir."78
Bir Açıklama
Fethde, "kıldan ayakkabı giyerler" sözü ile ilgili şu açıklamada bulunulmuştur:
"Hadisteki ifadeden çıkan anlama göre, bununla kastedilenler Türklerden başkalarıdır. İsmaili'nin rivayetine göre Muhammed bin Abbad şöyle söylemiştir:
"Bana bildiriliğine göre, Babek halkının ayakkabıları kıldan olurdu."
İbni Hacer şöyle der:
"Babeklilere hurrami denilirdi. Bunlar zındıklardandı. Kendileri ile evlenilmesi haram kılınan kadınlarla evlenmeyi caiz görürlerdi. Bu insanlar Me'mun zamanlarında büyük bir güç oluşturdular. Farisi beldelerinden Taberistan ve Rey gibi bir çok beldeyi ele geçirdiler. Mu'tasım döneminde adı geçen Babek öldürülünceye kadar, söz konusu kitle gücünü ve hakimiyetini korudu. Babek'in ortaya çıkışı hicri 201 yılında veya daha önce oldu. Öldürülmesi olayı ise hicri 222 yılında gerçekleştirildi."
Müslümanlar, Fars topraklarında ortaya çıkmış çeşitli zındık kitlelere karşı savaş vermişlerdir. Yine Türk topraklarından harekete geçmiş olan bazı guruplara karşı da savaşmışlardır. Türklerin İslam'a girmelerinden önce onlara karşı da savaşmışlardır. Ayrıca Türk beldelerinin arkalarında kalan topraklardan harekete geçen Moğol ve Tatar yığınlarına karşı da savaşmışlardır. İşte bu bölümde verilen hadisi şeriflerde, sözü edilen bu savaşların tümüne işaret edilmektedir. Bunlar da Resulullah (a.s)'ın mucizelerindendir.
922- Ahmed, Bureyde (r.a)'nin şöyle söylediğini rivayet etmiştir:
"Resulullah (a.s)'ın yanında oturuyordum. Resulullah (a.s)'ın şöyle buyurduğunu duydum:
"Benim ümmetimi, yüzleri geniş, gözleri küçük, yüzleri adeta tokmak gibi olan insanların oluşturduğu bir kavim (toplum) üç kere sürecektir (yani "bu toplumla benim ümmetim üç kez karşı karşıya gelecektir." Çeviren) öyle ki, bunlar, sizinle Arap yarımadasında çarpışacaktır. Birinci sürmede (çarpışmada) onlardan kaçanlar kurtulacaktır. İkinci sürmede (çarpışmada) bazıları öldürülecek, bazıları kalacaktır. Üçüncü sürmede (çarpışmada) ise, onlardan geriye kalanların tümü sökülüp çıkarılacaklardır."
Orada bulunanlar: "Ey Allah'ın Resulü! Bunlar kimlerdir?" diye sordular. Resulullah (a.s) şöyle cevap verdi:
"Bunlar Türklerdir. Bunlar atlarını sizin Mescid'lerinizin direklerine bağlayacaklardır."
Hadisi Bureyde (r.a)'den nakleden ravi dedi ki:
"Bureyde (r.a), Türklerin gerçekleştirecekleri saldırılar konusunda Resulullah (a.s)'dan duymuş olduğu şeyler dolayısıyla, bu saldırılarla karşı karşıya gelmesi durumunda kaçabilmek için iki deve ile yol azığını ve su kaplarını hiç yanından ayırmazdı."79
Dostları ilə paylaş: |