ÂL-İ aba içindekiler


KISACA HZ. FATIMA (A.S)’IN HAYATI, FAZİLETLERİ VE SİRESİ



Yüklə 1,14 Mb.
səhifə7/42
tarix06.09.2018
ölçüsü1,14 Mb.
#78070
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   42

KISACA HZ. FATIMA (A.S)’IN
HAYATI, FAZİLETLERİ VE SİRESİ


 

Doğum Tarihi


Hz. Fatıma (a.s)’ın doğum tarihi hakkında İslam alimleri arasında birçok ihtilaflar vardır. Fakat Şia alimleri arasında, Hz. Fatıma (a.s)’ın, bi’setin beşinci yılı Cemadi’us- Sani’nin yirmisinde Cuma günü doğduğu meşhurdur.

Kevser Oluşu


Allah-u Teala, Hz. Peygamber (s.a.a)’e; “Sana bol hayırlar vereceğiz” buyurarak O’nu müjdeledi. Düşmanlara cevap olarak da “Kevser” suresini göndererek şöyle buyurdu: “Şüphesiz biz sana Kevseri verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Doğrusu asıl ebter (soyu kesik) olan sana kin duyandır.” [21]

Hz. Peygamber (s.a.a), Allah’ın vaadinin kesin olduğuna ve bütün hayırların kaynağı olacak tertemiz ve bereketli neslin kendisinden vücuda geleceğine kesin olarak inanıyordu. Allah’ın vaadi Hz. Fatıma’nın dünyaya gelmesiyle gerçekleşti ve dünyanın ufukları onun veladet nuruyla aydınlığa kavuştu. Allah-u Teala, kadının değerini bütün aleme göstermek istediğinden dolayı Peygamber (s.a.a)’in tertemiz neslini, O Hazretin kızının vücudunda karar kıldı ve İslam dininin imam ve önderlerinin Hz. Fatıma’nın soyundan vücuda gelmesini takdir etti.


Küçük Yaşta Babasının Yardımına Koşması


Bir gün müşriklerden biri, Resulullah (s.a.a)’i sokakta görünce, Hazretin başına bir miktar çer-çöp ve pislik attı. Resulullah (s.a.a) bir şey söylemedi ve haliyle eve döndü. Hz. Fatıma (a.s) babasının bu vaziyetini görünce koşup derhal su getirdi, ağlar gözle babasının başını ve yüzünü yıkadı. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Kızım ağlama, mutmain ol ki, Allah (c.c) babanı düşmanların şerrinden koruyacak ve onlara galip kılacaktır.” [22]

Bir gün Hz. Fatıma (a.s), müşriklerin Mescid’ul- Haram’da oturup babasının katli için komplo düzenlediklerini gördü ve ağlar bir gözle eve dönüp müşriklerin aldığı kararı babasına haber verdi.[23]

Bir gün Hz. Peygamber (s.a.a), Mescid’ul- Haram’da namazla meşgul iken müşriklerden bir grup kimseler, Hazreti alay edip incitmek istiyorlardı. Onlardan biri yeni kesilmiş bir devenin rahmini götürüp kan ve pisliği ile birlikte, Resulullah secde halinde iken O’nun sırtına attı. Orada hazır bulunan ve bu manzaraya şahit olan Fatıma (a.s) bu durumdan çok rahatsız olup ağlayarak Resulullah’ın yanına koştu ve devenin rahmini kaldırıp uzak bir yere attı. Resulullah (s.a.a) secdeden kalkıp namazını bitirdikten sonra o insanlara beddua etti.[24]

Fatıma (a.s) bu küçük yaşlarında bu çeşit hadiseleri görüp babasının yardımına koşuyor ve babası için adeta annelik yapıyordu. İşte bundan dolayı Resulullah (s.a.a) ona, “Ümm-ü Ebîha” (babasının annesi) lakabını vermiştir. Rivayetlerde nakledildiğine göre; “Resulullah (s.a.a) Fatıma’nın yüzünü öpmedikçe uyumuyordu.” [25]


Ev İşlerine Bakması


İslam’ın en büyük şahsiyetinin yegane kızı Hz. Fatıma (a.s) iş yapmaktan utanmıyordu, eve bakmanın ağır sorumluluğundan kaçmıyordu. Ev işlerinde o kadar zahmet çekiyordu ki, Hz. Ali (a.s) kendisine acıyor ve hizmetlerini takdir ediyordu.

Hz. Ali (a.s) bir gün ashaptan birine şöyle buyurdu:

Kendim ile Fatıma’nın durumunu sana anlatmamı istiyor musun? Fatıma o kadar evime su getirdi ki, bedeninde kırba iz bıraktı; o kadar el değirmeniyle buğday öğüttü ki, elleri nasır bağladı; o kadar evde temizlik yaptı, evi süpürdü ki, elbiseleri bozardı; o kadar kazanın altında ateş yaktı ki, elbiseleri kararmaya başladı. Bu yüzden Fatıma’ya; “Peygamber’in huzuruna gidip hadiseyi beyan edecek olursan ev işlerinde sana yardımda bulunacak bir hizmetçi verir” dedim.

Bunun üzerine Fatıma Resulullah’ın huzuruna gitti; Hazretin bir grup sahabeyle sohbet ettiğini görünce ihtiyacını izhar etmekten utanıp bir şey söylemeksizin geri döndü. Resulullah (s.a.a) Fatıma’nın bir hacetten dolayı geldiğini anlamıştı. İşte bundan dolayı o günün sabahı evimize teşrif buyurdular, selam verdiler, biz de cevap verdik. Eve girip yanımızda oturarak şöyle buyurdular:

Fatımacığım, dün gece ne maksatla bizim eve geldin?” Fatıma hacetini arz etmekten utandı. Bu sırada ben şöyle dedim: “Ya Resulellah! Fatıma eve o kadar su taşımış ki, kırbanın başı göğsünde iz bırakmış, o kadar el değirmeni çevirmiş ki, elleri nasır bağlamış... Bu durumu görünce ona; “Eğer babanın yanına gidip bir hizmetçi istemiş olursan seni bu durumdan kurtarır” dedim.



Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: “Fatımacığım, hizmetçiden daha hayırlı bir ameli sana öğreteyim mi? Her gün otuz üç defa “Subhanellah”, otuz üç defa “El-hamd’u lillah” ve otuz dört defa da “Allah-u Ekber”[26] zikrini söyle; bu zikir yüz defadan fazla değildir; fakat bunun amel defterinde bin sevabı vardır. Fatımacığım, eğer bunu her gün sabahleyin söylersen, Allah Teala dünya ve ahiret işlerinde sana kifayet eder (yeter)”

Fatıma (a.s), babasının cevabında üç defa şöyle dedi: “Allah ve Resulünden razı oldum.” [27]

Evet, Hz. Fatıma (a.s), Hz. Peygamber (s.a.a) gibi saygın ve büyük şahsiyete sahip bir babası ve Arap kahramanlarının burnunu yere süren Hz. Ali gibi bir kahramanın eşi olmasına rağmen evde bir hizmetçi gibi çalışmaktan arlanmıyordu. Hz. Fatıma (a.s) da en iyi bir şekilde geçinebilirdi. Ama Ehl-i Beyt ailesinden bunu beklemek yanlıştır. Çünkü onlar Allah’ın rızasını hiçbir şeyle değişmez ve çalışmayı ibadet bilirlerdi.


Kocasına Hizmeti


Hz. Fatıma (a.s) kadının cihadının, kocasına iyi eş olması[28] olduğunu ve evin, erkeğin dinlenme ve huzur yeri olduğunu çok iyi biliyordu. Bundan dolayı Hz. Ali (a.s), savaş alanından yorgun argın eve döndüğünde onu karşılayıp yaralarını pansuman ediyor ve savaşla ilgili haberleri ondan öğreniyordu. Kocasını daima teşvik ve tahsin ediyordu, onun cesaret ve fedakarlığını övüyordu. Bu vesileyle kalbini hoşnut ediyor, yorgun ve yaralı olan bedenini rahatlatıyordu.

Hz. Ali (a.s) bu hususta şöyle buyurmuştur:

Eve gelip Fatıma’ya baktığımda bütün gam ve üzüntülerim yok oluyordu.” [29]

Hz. Fatıma (a.s) kesinlikle Hz. Ali (a.s)’ın müsaadesi olmaksızın evden dışarı çıkmıyor ve hiçbir zaman onu öfkelendirmiyordu. Çünkü İslam’ın şöyle buyurduğunu biliyordu: “Allah Teala, kocasını öfkelendiren her kadının oruç ve namazını, kocasını kendisinden razı etmedikçe kabul etmez.”[30]

Hz. Fatıma (a.s) hayatı boyunca, kesinlikle yalan söylemez, hıyanet etmez ve hiçbir zaman Hz. Ali’nin emrinden çıkmazdı. Yine Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “And olsun Allah’a ki ben, kesinlikle Fatıma’yı öfkelendirecek bir iş yapmadım, Fatıma da hiçbir zaman beni öfkelendirmedi.” [31]

İşte Hz. Ali (a.s), evin dahili durumundan tamamıyla rahat ve huzurlu olduğundan dolayı onca muvaffakiyet ve fetihler elde etmiştir.



Yüklə 1,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin