Liyakat ali han 5 Bibliyografya : 5



Yüklə 1,26 Mb.
səhifə42/49
tarix12.09.2018
ölçüsü1,26 Mb.
#81305
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   49

MA'BED el-HUZAÎ

Ma'bed b. Ebî Ma'bed el-Eksem et-Huzâî Sahâbî.

Babası Eksem b. Ebü'1-Cevn, annesi Ümmü Ma'bed Âtike bint Hâlid ve Mek­ke'nin fethi sırasında şehid olan dayısı Hubeyş el-Eş'ar diye tanınan Hubeyş b. Hâlid b. Sa'd da sahâbîdir. Hz. Peygamber'in hicret sırasında yol üzerinde bulu­nan çadırlarına uğraması ve oradaki bazı gelişmelerle ilgili olarak babası ve anne­sinin bir kısmı mürsel olan rivayetleri bu­lunmaktadır.437 Onun Basra (Nadra. Nasra) adın­da bir erkek ve Haldiyye adında bir kız kardeşinin olduğu kaydedilir.438

Hicret esnasında Hz. Peygamber ve ya­nındakiler Kudeyd'deki çadırlarına yiyecek almak için uğradıklarında Ma'bed yetiş­kin bir çocuktu. Annesi Ümmü Ma'bed onlara verecek bir şeyleri bulunmadığını söyleyince Resûl-i Ekrem, orada duran yaşlı ve hasta bir koyunu (veya keçiyi) sağmak üzere Ma'bed'den bir kap getir­mesini istemiş, Ümmü Ma'bed hayvanın sütünün bulunmadığını söylemesine rağ­men süt kabı dolmuş, sağılan sütün bir kısmını Resûlullah, arkadaşları ve Ma'bed içmiş, bir kısmı da ev halkına bırakılmış­tı. Akşam çadıra gelen eşine Ümmü Ma'­bed, Hz. Peygamber'in şemailini tasvir ederek gördüğü mucizeyi anlatmış, bunun üzerine onun peygamber olduğuna karar vermişler ve İslâmiyet'i kabul ederek hicret etmişlerdir.439

Kaynaklarda Ma'bed el-Huzâî'nİn önem­li bir davranışından daha söz edilmekte­dir. Buna göre Hz. Peygamber. Uhud Gaz-vesi'nden sonra Mekke'ye dönmekte olan düşmanın Medine'ye âni bir baskın düzen­lemesi ihtimalini dikkate alarak ordusu­nu toplayıp düşmanı takip etti ve hatta Hamrâülesed'e kadar gitti.440 O sırada henüz müslüman olmamasına rağmen Resûl-i Ek­rem'in müttefiki olan Huzâa kabilesine mensup olduğu için Hamrâülesed'e ge­lip uğradıkları musibetten dolayı Resû-lullah teselli eden Ma'bed el-Huzâî ora­dan ayrıldıktan sonra Mekke'ye hareket etti. Yolda Kureyş ordusuyla karşılaşan Ma'bed, onların tekrar Medine'ye dönüp sağ kalan müslümanları da öldürmeyi dü­şündüklerini öğrenince müslümanların büyük bir orduyla kendilerini takibe ka­rar verdiklerini söyledi. Bunun üzerine Ebû Süfyân ordusunu acele toplayıp Mek­ke'ye doğru yola çıktı. Ma'bed'in, Ebû Süfyân'ın kararını değiştirmesine sebep olan bu hadisenin Uhud Gazvesinin ar­dından yaşanan bu olayla ilgili olmayıp Bedir'e ikinci defa yapılan Sevîk Gazve-si'yle ilgili olduğu ve Hz. Peygamber'in ordusunun Mekkeliler'le Bedir'de karşı­laşmak için yola çıktığı haberini Ebû Süf-yân'a Ma'bed'in götürdüğü de kaydedilir. 441Hicret sıra­sında yaşının küçük olduğuna bakılarak Ebû Süfyân ordusunu Medine'ye hücum etmekten vazgeçirenin Ma'bed olamaya­cağı da ileri sürülmüştür.442 Ma'bed el-Huzâî'nin Hz. Ebû Bekir devrinde Müsennâ b. Harise kumanda­sındaki orduda bulunduğu belirtilmekte 443 fakat onun ne zaman ve nerede vefat ettiği hakkında bilgi veril­memektedir.

Bibliyografya :

İbn Hişâm, es-Sîre2, III, 108-109; İbn Sa'd, ef-Jabakât, II, 60; Teberi. Târih (Ebü'i-Fazl), II, 87; İbn Hibbân, eş-Şiı

İbrahim Hatiboölu

MA'BED B. VEHB

Ebû Abbâd Ma'bed b. Vehb el-Yaktînî (ö. 126/744) Emevîler devrinde yaşayan musikişinas.

Medine'de doğdu ve orada yetişti. Ba­basının adı Katan olarak da bilinir. Benî Mahzûm kabilesinden Katanoğullan'nın yahut Âs b. Vâkısa el-Mahzûmî'nin veya Muâviye b. Ebû Süfyân'ın azatlısı olduğu­na dair rivayetler de bulunmaktadır. Ha-beşli bir kölenin oğlu olan Ma'bed, kendi ifadesine göre gençlik yıllarında koyun güderken rüyasında ilham olarak algıla­dığı şarkıların tesiriyle mûsikiye başladı. Daha sonra Neşîdel-Fârisî, Cemîle es-Sülemiyye, Sâib Hâsir gibi Medineli mu­sikişinaslar yanında bazı Mekkeli müzis­yenlerden de ders alarak kendini yetiş­tirdi.

Medine'nin ileri gelenlerinden başka dönemin devlet büyüklerinden de yakın ilgi gören Ma'bed Özellikle Abdülmelik b. Mervân, I. Velîd, II. Yezîd ve II. Velîd'in saraylarında ki mûsiki toplantılarının en önemli mugannîleri arasında yer aldı. Abdülmelikb. Mervân zamanında(675-705) Mekke'de İbn Safvân tarafından düzenle­nen bir şarkı yarışmasını kazanarak şöh­retini daha da arttırmasının ardından İbn Süreye, Garîz gibi dönemin meşhur mûsikişinaslanyla beraber anılmaya baş­landı. Yezîd b. Abdülmelik'le bir sohbet esnasında halifenin İbn Süreyc'in eserle­rinde bir yumuşaklığın, Ma'bed'in eserle­rinde ise bir metanet ve sağlamlığın dik­kat çektiğini söylemesi üzerine Ma'bed, îbn Süreyc'in hafif ve yumuşak olan re­mel ve hezec ritimlerini kullanan Tuveys'in talebesi olduğunu, kendisinin sa­kil ritimlerinin önemli simalarından ho­cası Sâib Hâsir'in yolunu takip ettiğini ifa­de etmiştir. Ma'bed'i genç yaşlarında din­leyen İbn Süreye ile Gariz'in onun ileride büyük bir sanatkâr olacağını belirttikleri söylenir. Ayrıca II. Velîd'in Ma'bed'i "as­rın mûsiki üstadı" tayin ettiği nakledilir. İbn Süreyc'in ölümü üzerine (98/716) başmugannî olan Ma'bed. M. Velîd'in tah­ta çıktığı yıllarda (743) iki defa saraya da­vet edilip burada büyük ilgi gördü ve son davet esnasında felç geçirerek vefat etti. Cenaze merasiminde Ma'bed'in öğrenci­lerinden muganniye Sellâme el-Kas onun bir mersiyesini okumuştur.

İshak el-Mevsılî'ye göre İbn Süreye, İbn Muhriz ve Mâlik b. Ebü's-Semh ile birlik­te dönemin en ünlü dört sanatkârından biri olan Ma'bed b. Vehb aynı zamanda Medineü sanatçıların üstadı ve önderiydi. Medineli bir şair mûsiki sanatının en iyi icracılarının Tuveys ve İbn Süreye olduğu­nu, ancak Ma'bed'in bu ikisinin de üstün­de bulunduğunu söylemiştir. Eserlerinde Arap mûsikisinde çok görülen sakil ritmi­ni büyük bir ustalıkla kullanan Ma'bed'in besteleri içinde en meşhurları "Müdün" (Husûn) adlı yedi şarkı ile "Ma'bedât" diye anılan diğer beş sarkışıdır. Ma'bed, meş­hur kumandan Kuteybe b. Müslim'in Ho­rasan'da ulaşılması zor yedi kaleyi veya yedi şehri fethine âdeta nazîre olarak bestelediği bu yedi şarkının icrasının o ka­leleri fethetmekten çok daha zor olduğu­nu, ayrıca bestelediği eserlerin icrasının ancak çok kuvvetli müzisyenlerce gerçek­leştirilebileceğini söyler.

Eserlerinin güftelerini kendi şiirlerinin yanı sıra A'şâ, Ömer b. Ebû Rebîa, Velîd b. Zeyd, İbn Ebû Zâid, Şemmâh b. Dırâr, Küseyyİr ve Antere gibi ünlü şairlerin şi­irlerinden seçmiştir. Yetiştirdiği öğrenci­ler arasında Mâlik b. Ebü's-Semh'in dışın­da Muhammed b. Âişe, Yûnus ei-Kâtib, Seliâme el-Kas, Habbâbe, Hakem el-Vâdî, Dehmân ve Siyyât gibi musikişinaslar sa­yılabilir. Delâl, İbrahim el-Mevsılî, İbn Âişe gibi musikişinaslar Ma'bed'in eserlerini seslendirmişlerdir. İshak el-Mevsılî Kitâ-hü Eğönî'i Ma'bed ve Kitâbü Ahbâri Ma'bed ve'bni Süreye ve eğânîhimâ adıyla iki eser kaleme almıştır.


Bibliyografya :

Câhiz. el-Bursân oe'!-curcân(nşr. Abdüsselâm M. Hârûn). Beyrut 1410/1990, s. 450; Ebü'l-Fe-rec el-İsfahanı. el-Eğânı, Beyrut 1407/1986, XIV, 115-119; Ebû İshakel-Hıısrî, Cem'u'l-ceoâ-hir fı'1-müla.h ue'n-neuâdır(nşr, Abdülazîz Büş-râ- Mustafa Muhammed), Kahire, ts., s. 41; İbn Hallikân, Vefeyât, 1, 463; III, 437, 506; İbn Man-zûr, Muljlârü'l-Eğânt (nşr. İbrahim el-Ebyârî v.dğr), Kahire 1385/1965, VI, 23-24, 25-29, 178-180; IX, 356-368; Nüveyri, Nihâ.yetü'1-ereb, IV, 262-267; V, 13-17; H. G. Farmer. A History of Arabian Music, London 1929, s. 63-64; a.mlf. -[E. Neubauer],"Macbadb. Wahb'\ ES2 (İng.), V, 936-937; Şevki Dayf. eş-Şi'r ue'l-ğınâ' fı'l-Me-dîne ue Mekke li-^aşri Benî ümeyye, Kahire 1976, s. 58-60; Ali el-Useylî el-Âmilî. et-Gtnâ' fı'Uslâm, Beyrut 1404/1984, s. 58-68; Abdüle-mîr Ali Mühennâ, Ahbârü'l-muğannîn oe'l-mu.-ğanniyât, Beyrut 1990, s. 295-306; SemîrŞey-hânî. Eşherü't-muğanntn 'inde't-'Arab ue ne-uâdirlhim, Beyrut 1413/1992, s. 9-16; E. K. Rowson. "The Efemnates of Early Medina", J^OS, IH/4 (1991), s. 681, 687; Ronart, CEAC, s. 330; Fuat Günel, "İbn Âişe", Dİ A, XIX, 299; a.mlf., "İbn Süreye, Ubeyduliah", a.e., XX, 366. Fuat Günel




Yüklə 1,26 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   49




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin