Taleplerin Kanıtlanması ve Ödenmek Üzere Sıraya Alınması
Her Türden
Borcun Kanıtlana-
bilmesi.
298. Her tasfiyede (borçlarını ödemede acze düşen şirketlerde, bu Yasa kuralları uyarınca iflâs yasasının uygulanmasına bağlı kalınması koşuluyla), ödenmesi bir koşulun veya olayın gerçekleşmesine bağlı olan tüm borçlar ve şirket aleyhine ileri sürülen tüm mevcut veya gelecekteki, kesin veya muhtemel, belirlenmiş veya sadece tazminat talebi niteliğinde görünen tüm talepler, şirket aleyhine kanıtlanabilir. Herhangi bir koşulun veya olayın gerçekleşmesine bağlı olan veya tazminat talebi niteliğinde görünen veya başka bir sebepten ötürü miktarı belirlenmemiş borç veya taleplerin miktarının mümkün olduğunca doğru bir hesaplaması yapılır.
Borçlarını Ödemede Acze Düşmüş Şirket-lerin Tas-fiyesinde İflâs Tü-züklerinin Uygulan-ması.
299. Borçlarını ödemede acze düşen bir şirketin tasfiyesinde, teminatlı ve teminatsız alacaklıların hakları ve kanıtlanabilen borçlar ve yıllık tahsisatlarla (anüvitelerle-annuities) müstakbel ve muhtemel yükümlülüklerin tahmini değerlendirilmesinin yapılması ile ilgili olarak, aleyhlerine iflas emri verilen kişilerin malvarlığı hakkında ilgili zamanda iflâs yasası altında yürülükte olan tüzükler geçerli olur ve uygulanır; ve böyle bir durumda, şirket aktiflerine karşı kanıtlama hakkına ve aktiflerden garame payı alma hakkına sahip olabilecek herkes, tasfiyeye başvurarak şirkete karşı bu maddeye dayanarak ileri sürme hakkına sahip olduğu bu tür taleplerde bulunabilir.
Tercihli
Ödemeler
300.
(1)
Bir tasfiyede diğer bütün borçlardan öncelikli olarak aşağıdaki ödemeler yapılır:—
(a)
aşağıda belirtilen vergi ve resimler:
(i)
ilgili tarihte şirketin ödemesi gereken ve o tarihten önceki oniki aylık süre içinde ödenmesi vacip olmuş yerel yönetim vergileri;
(ii)
ilgili tarihte şirketin ödemesi gereken ve o tarihten hemen önceki oniki aylık süre içinde ödenmesi vacip olmuş tüm devlet vergi ve resimleri; ve takdir edilmiş vergilerle ilgili olarak, toplam olarak bir yıllık takdir edilmiş vergi miktarını aşmayan bir miktar.
(b)
herhangi bir katip veya müstahdemin ilgili tarihten önceki dört ay içinde şirkete yaptığı hizmetlere karşılık (tamamen veya kısmen komisyon olarak kazanılmış olup olmadığına bakılmaksızın) tüm gündelikleri veya maaşları ve herhangi bir işçi veya amelenin (saat veya gündelik hesabıyle veya parça başı hesabıyle olsun veya olmasın) yaptığı hizmetlere karşılık tüm gündelikleri;
(c)
tasfiye emrinden veya kararından önce veya bunların etkisiyle işine son verilmiş herhangi bir katip, müstahdem, işçi veya ameleye (veya ölmesi halinde alma hakkı olan başka herhangi bir kişiye) ödenmesi gereken tüm birikmiş tatil ödeneği;
(d)+
şirketin sadece yeniden yapılanma veya başka bir şirketle birleşme amacıyla gönüllü olarak tasfiyesi dışında, ilgili tarihten önce birikmiş olan Fasıl 188, İşçi Tazminat Yasası uyarınca herhangi bir tazminat veya tazminat yükümlülüğü ile ilgili olarak ödenmesi gereken miktarlar.
(2)
Yukarıdaki (1). fıkranın (b) bendinin içerdiği herhangi bir hususa bakılmaksızın, söz konusu bend uyarınca öncelikle ödenecek olan miktar, talepte bulunma hakkına sahip herhangi bir kişi için yüz Kıbrıs lirasından fazla olamaz:
Ancak sözkonusu (b) bendi uyarınca talepte bulunan kişi, gündeliklerinin bir bölümünün, istihdam edildiği yıl sonunda toptan ödenmesi için sözleşme yapmış bir tarım işçisi ise, Mahkemenin, sözleşme uyarınca ilgili tarihe kadar yaptığı hizmet süresiyle orantılı olarak alacağı olduğuna karar vereceği toptan miktarın tümü için veya bir bölümü için öncelikli ödenme hakkına sahip olur.
+
(3)
Fasıl 188, İşçi Tazminat Yasası uyarınca ödenecek tazminatın periyodik bir ödeme olduğu hallerde, (1) fıkranın (d) bendi amaçları için tazminatla ilgili borç miktarı, yukarıda söz konusu Yasa uyarınca periyodik ödemeyi geri almak için dilekçe verildiğinde periyodik ödeme geri alınabilirse, periyodik ödeme için toptan verilecek miktarın aynisidir.
(4)
(a)
bir şirket tarafından istihdam edilen herhangi bir katip, müstahdem, işçi veya ameleye gündeliğine veya maaşına mahsuben; veya
(b)
böyle bir katip, müstahdem, işçi veya ameleye veya ölmesi halinde, hak sahibi olan başka herhangi bir kişiye birikmiş tatil ödeneğine mahsuben,
alelhesap ödeme yapılması amacıyla bir kişi tarafından avans olarak verilen bir paradan herhangi bir ödeme yapıldığında, avansı veren kişi, katibin, müstahdemin, işçinin veya amelenin veya onların yerine hak sahibi olan başka kişinin tasfiyede öncelik hakkına sahip olacağı meblağın alelhesap ödemenin yapılmış olması nedeniyle azaldığı miktarı aşmayan bir miktara kadar, avans olarak verdiği ve ödenen para için tasfiyede öncelik hakkına sahip olur.
(5)
Yukarıda sözü edilen borçlar —
(a)
kendi aralarında eşit ödeme sırasına bağlı olurlar ve tamamen ödenirler; ancak aktifler, bu borçları karşılamağa yeterli değilse eşit oranda azaltılırlar; ve
(b)
şirketin genel alacaklıları ödemek için mevcut olan aktifleri bunları karşılamaya yeterli olmadığı derecede, şirketin yüklendiği bir değişken yükümlülüğe (floating charge) karşılık ihraç ettiği tahvillerin sahiplerinin taleplerine karşı öncelik taşır ve bu öncelik gereğince bu gibi bir değişken yükümlülük kapsamında olan veya değişken yükümlülüğe tabi herhangi bir maldan ödenir.
(6)
Tasfiye masrafları ile giderlerini karşılamak için gerekli olabilecek meblağların elde tutulmasına bağlı kalınması koşuluyla, yukarıda belirtilen borçlar, aktiflerin onları karşılamaya yeterli olduğu ölçüde derhal ödenirler.
(7)
Şirketin kiracısı olduğu bir malın sahibinin veya başka kişinin, tasfiye emri tarihinden önceki üç ay içinde şirketin herhangi bir emtiasını veya eşyasını haczetmekte olduğu veya haczettiği takdirde bu maddenin öncelik tanıdığı borçlar, bu biçimde haczedilmiş emtia veya eşya üzerinde veya bunların satışından sağlanan hasılat üzerinde birinci derecede yükümlülük oluştururlar:
Ancak, bu gibi bir yükümlülük uyarınca ödenen herhangi bir para hususunda, mal sahibi veya başka kişi, ödemenin yapıldığı kişinin sahip olduğu ayni öncelik haklarına sahip olur.
(8)
Bu madde amaçları bakımından ––
(a)
bir tatil süresine ilişkin veya hastalık nedeniyle veya başka haklı bir sebepten ötürü mesai yapılamayan bir süreye ait ödenek, böyle bir süre içinde şirkete fiilen verilmiş hizmetin ücreti sayılır:
(b)
“birikmiş tatil ödeneği” deyimi, herhangi bir kişi ile ilgili olarak, hizmet aktine veya herhangi bir Yasa uyarınca ısdar edilen herhangi bir emirname veya talimatname dahil herhangi bir mevzuata dayanarak, tatile çıkması için izin alma hakkını kazanana kadar şirkette istihdamı devam etse idi, bir tatil süresi için normalde kendisine ödenecek ücret olarak ödenmesi gereken tüm miktarları kapsar.
(c)
“ilgili tarih” deyimi —
(i)
zorunlu olarak tasfiyesi emredilen bir şirket ile ilgili olarak, şirket daha önceden gönüllü olarak tasfiyeye başlamamış ise, geçici tasfiye memurunun atanma veya ilk atanma tarihini, veya, böyle bir atama yapılmamışsa, tasfiye emri tarihini anlatır; ve
(ii)
yukarıdaki bendin uygulanmadığı herhangi bir durumda, şirketin tasfiyesi için alınan karar tarihini anlatır.
(9)
Bu madde, tasfiye emrinin bu Yasanın yürürlüğe girmesinden önce verildiği bir tasfiyeye uygulanmaz ve böyle bir durumda, bu Yasa yapılmamış olsa idi uygulanacak olan tercihli ödemelerle ilgili kurallar yürürlükte kalmış sayılır.
Ondokuzuncu Bölüm
Tasfiyenin Daha Önceki ve Diğer İşlemlere Olan Etkisi
Hileli Tercih
301.
(1)
Bir şirket tarafından veya şirket aleyhine tasfiyenin başlamasından önceki altı ay içinde yapılan veya gerçekleştirilen herhangi bir devir, yükümlülük, ipotek, emtia teslimi, ödeme, icra veya malla ilgili başka bir işlem veya eylem, bir kişinin aleyhine iflas emri verilmesi ile sonuçlanan bir iflas istidasının sunulmasından önceki altı ay içinde, böyle bir kişi tarafından veya aleyhine yapıldığında veya gerçekleştirildiğinde şayet bir hileli tercih sayılirsa, şirketin tasfiyesi halinde ayni şekilde şirketin alacaklıları arasında bir hileli tercih sayılır ve bu nedenle geçersiz sayılır:
+ Ancak, bu Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yapılan veya gerçekleştirilen hususlarda, bu Yasa geçirilmemiş olsaydı hileli tercihlere uygulanacak olan kurallar etkili olur.
(2)
Bir şirketin tüm malını, tüm alacaklıları yararına tröst mütevellilerine devir veya temlik etmesi, tüm amaçlar için geçersiz olur.
Hileli Tercihten Yararla-nan Belirli Kişilerin Sorumlu-luk ve Hakları
302.
(1)
Tasfiye edilmiş bir şirket ile ilgili olarak, bu Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra yapılan veya gerçekleştirilen herhangi bir şey, şirketin borçlarını teminat altına almak için ipotek edilen veya yükümlülük altına konan bir malda menfaati olan bir kişi lehine yapılan bir hileli tercih olması dolayısıyle 301. madde uyarınca geçersiz olduğu hallerde, (bu kural dışında doğan hak ve sorumluluklara halel gelmeksizin) tercih edilen kişi mal üzerindeki yükümlülük kapsamındaki borç miktarı veya menfaatinin değeri kadar, hangisi daha az ise, kefil sıfatıyle şahsen sorumlu olmayı taahhüt etmiş gibi bir kefilin tabi olduğu ayni sorumluluklara tabi olur ve bir kefilin sahip olduğu ayni haklara sahip olur.
(2)
Söz konusu kişinin menfaatinin değeri, hileli tercihi oluşturan işlem tarihindeki değerine göre saptanır, ve bu saptama yapılırken bu menfaatın, şirketin borcunun o tarihte tabi olduğu yükümlülük dışında, tüm yüklerden ve engellerden serbest olduğu addedilir.
(3)
Herhangi bir ödeme ile ilgili olarak ödemenin bir kefil veya garantör lehine yapılmış bir hileli tercih olduğu nedenine dayanılarak Mahkemeye yapılan bir istida üzerine Mahkeme, ödemenin yapıldığı kişi ile kefil veya garantör arasında ödeme ile ilgili olarak ortaya çıkan herhangi bir meseleyi, tasfiye amaçları için gerekli olmadığına bakılmaksızın karara bağlama ve bir çare sağlama yetkisine sahiptir; ve bu amaçla ödenen miktarın istirdatı için açılan bir davada olduğu gibi, kefil veya garantörün üçüncü taraf olarak istidaya dahil edilmesine izin verilebilir.
Bu fıkra, ödemelere ilişkin olarak uygulandığı biçimde, gerekli değişikliklerle, para ödenmesi dışındaki işlemlerle ilgili olarak da uygulanır.
Bir şirket, tasfiye edilmekte olduğunda, tasfiyenin başlamasından önceki on iki ay içinde şirket işletmesine veya malına yükletilen bir değişken yükümlülük (floating charge), şirketin yükümlülüğün oluşmasından hemen sonra borçlarını ödeyebilecek durumda olduğu kanıtlanmadıkça geçersiz olur, ancak, yükümlülüğün oluştuğu zaman veya daha sonra ve yükümlülüğe karşılık şirkete nakit olarak ödenen bir miktarla onun üzerinden yılda %5 veya Hazine ve Muhasebe Dairesi Müdürünün emri ile ilgili zamanda saptanacak oranda faiz miktarı hususunda geçerliliğini korur..
Şirketin Tasfiye Edilmekte Olduğu Hallerde Külfetli Maldan Feragat Edilmesi
304.
(1)
Tasfiye edilmekte olan bir şirketin malının bir kısmı ağır ve külfetli koşul ve yükümlülüklere tabi taşınmaz maldan, veya tasarrunda bulunan kişiyi herhangi bir ağır veya külfetli işlem veya eylemde bulunmaya veya bir miktar para ödemeye bağlayıcı olması nedeniyle satılamaz veya kolaylıkla satılamayan şirket paylarından (shares) veya sermaye paylarından (stock), kâr sağlamayan sözleşmelerden veya başka herhangi bir maldan oluştuğu hallerde, şirketin tasfiye memuru, malı satmak için çaba harcamasına veya malı tasarrufu altına almasına veya mal üzerinde herhangi bir mülkiyet hakkı kullanmış olmasına bakılmaksızın, Mahkemenin izni ile ve bu madde kurallarına bağlı kalınması koşuluyla, tasfiyenin başlamasından sonraki on iki ay içinde veya Mahkemenin müsaade edebileceği ek süre içinde herhangi bir zaman imzasını taşıyan bir yazı ile maldan feragat edebilir:
Ancak, tasfiyenin başlamasından sonra bir ay içinde böyle bir malın bulunduğu tasfiye memurunun bilgisine gelmemiş ise, bu maddenin öngördüğü maldan feragat etme yetkisi, mal hakkında bilgi edindiği tarihten sonraki on iki ay veya Mahkemenin müsaade edebileceği ek süre içinde herhangi bir zaman kullanılabilir.
(2)
Böyle bir feragat, feragat tarihinden başlayarak, şirketin feragat edilen mal üzerindeki haklarını, menfaatini ve yükümlülüklerini ve mülkiyet hakkını sona erdirir, ancak, şirketi ve mallarını gerekli olduğu ölçüde yükümlülükten serbest kılma dışında, başka herhangi bir kişinin haklarını veya yükümlülüklerini etkilemez.
(3)
Mahkeme feragat için izin vermeden önce veya vermesi üzerine ilgili kişilere gerekli bildirimlerin yapılmasını isteyebilir ve izin vermesi için belirli kayıt ve koşullar koyabilir ve konu ile ilgili olarak uygun göreceği herhangi başka bir emir verebilir.
(4)
Mal üzerinde menfaati bulunan herhangi bir kişi veya kişilerin tasfiye memuruna yazılı olarak başvurduğu ve maldan feragat edip etmeyeceğine karar vermesini istediği ve tasfiye memurunun dilekçeyi aldığı tarihten başlayarak yirmi sekiz gün veya Mahkemenin müsaade edeceği ek süre içinde, maldan feragat etmek için müsaade almak amacıyla Mahkemeye başvurmak niyetinde olduğu yolunda başvuru sahibine bildirimde bulunmadığı hallerde,
tasfiye memuru bu madde uyarınca herhangi bir madan feragat etme hakkına sahip olmaz, ve, bir sözleşme ile ilgili olarak da tasfiye memuru yukarıda belirtilen biçimde bir başvurudan sonra söz konusu süre veya ek süre içinde sözleşmeden feragat etmezse, şirket sözleşmeyi benimseyip kabul etmiş sayılır.
(5)
Mahkeme, tasfiye memuruna karşı, şirketle yapılan bir sözleşmeden yararlanma hakkına sahip olan veya sözleşmenin yükümlülüğüne tabi olan herhangi bir kişinin istidası üzerine, sözleşmenin ifa edilmemiş olmasından dolayı tarafların herhangi biri tarafından veya tarafların herhangi birine zarar ziyan ödenmesi ile ilgili kayıt ve koşullara bağlı olarak veya Mahkemenin adil göreceği başka bir biçimde sözleşmenin feshi için emir verebilir, ve emir uyarınca böyle bir kişiye ödenmesi gereken zarar ziyan o kişi tarafından tasfiyede borç olarak kanıtlanabilir.
(6)
Mahkeme, feragat edilen herhangi bir malda menfaati olduğunu iddia eden veya feragat edilen herhangi bir mala ilişkin olarak bu Yasanın kaldırmadığı bir yükümlülük altında olan herhangi bir kişinin istidası üzerine, ve uygun göreceği kişileri dinledikten sonra, malın uygun göreceği kayıt ve koşullara bağlı olarak, hak sahibi olan kişilere verilmesi veya teslim edilmesi için veya yukarıda değinilen bir yükümlülüğe karşılık tazminat olarak verilmesi gerektiğini adil göreceği kişiye veya mütevellisine teslimi için emir verebilir. Malın verilmesi hususunda böyle bir emir verilmesi üzerine emre konu teşkil eden mal, herhangi bir devir veya temlik işlemi yapılmadan, o amaçla ilgili olarak emirde adı geçen kişiye geçer.
Ancak feragat edilen mal kira ile tutulan (leasehold) nitelikte bir mal ise, Mahkeme, böyle bir maldaki menfaatini şirketten elde etmiş olan herhangi bir kişi lehine, böyle bir kişiyi
(a)
tasfiyenin başladığı zaman mal ile ilgili olarak şirketin kiralama koşulları uyarınca tabi olduğu ayni yükümlülüklere ve vecibelere tabi kılmaksızın; veya
(b)
Mahkeme uygun görürse, kiracılık hakkı, o tarihte o kişiye devir veya temlik edilmiş gibi sadece ayni yükümlülük ve vecibelere tabi kılmaksızın
malın bu kişiye geçmesi için emir vermez; ve her iki durumda da, meselenin öyle gerektirmesi halinde emir, kiracılık hakkının sadece sözkonusu emrin kapsadığı mal kapsamında imiş gibi verilir; ve bu gibi kayıt ve koşullara bağlı bir emri kabul etmeyi reddeden herhangi bir ipotekli alacaklı veya kiracının kiracısı maldaki tüm menfaattan ve mal üzerindeki teminattan yoksun kılınır, ve, bu gibi kayıt ve koşullara bağlı bir emri kabul etmeye, emre konu maldaki menfaatini şirketten elde etmiş istekli kimse yoksa, Mahkeme, şirketin mal üzerindeki mülkiyet hakkı ile menfaatini, şirketin mal üzerinde oluşturduğu tüm