Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Ercan Fırat ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 15 Mayıs 2012 günü saat 09: 31’de Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı


Duruşmaya 13:30’a kadar ara verili



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə3/7
tarix08.01.2019
ölçüsü1,03 Mb.
#92865
1   2   3   4   5   6   7

Duruşmaya 13:30’a kadar ara verili.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu sırada tutuksuz sanıklardan Sanık Adnan Türkkan ile Sanık Sami Hoştan’ın geldikleri görüldü.

Huzurdaki yerlerine alındı.

Mahkeme Başkanı: "Gizli Tanık Müslüm, pardon.”

Tanık Müslüm Öztürk aynı ortam ve şekilde huzur alındı.

Mahkeme Başkanı: “Evet sesimi duyuyorsunuz değil mi, Müslüm Bey?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Duyuyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Sanıklardan sorusu olan var mı? Buyurun Doğu Bey.”

Sanık Doğu Perinçek söz istedi verildi: “Tanıktan, şehit aileleri derneklerindeki o zamanki görevi neydi, hangi dernekte, hangi göreve sahipti?”

Mahkeme Başkanı: “Soruyu anladınız mı Müslüm Bey?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Anladım efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Başkanım o zaman Ankara, şey Ohal Gazileri ve Şehit Aileleri Derneğinin acizane başkanlığını yapıyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, bu derneğin merkezi neresi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ankara efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ankara, hangi tarihlerde başkanlık yaptınız?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Kurulduğundan bugüne kadar başkanlığını yapmaya çalışıyorum efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hangi tarihte kuruldu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “2003.”

Sanık Doğu Perinçek: “2003’te kuruldu, bugüne kadar başkansınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki, bu bana ziyarete gelen 8 kişilik heyetin başkanı kimdi hatırlıyor musunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi davetli olarak randevuyu alan Yıldız Hanım’dı. Biz de Yıldız Hanım’la birlikte geldik efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki, heyetin başkanı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Heyetin başkanı derken.”

Sanık Doğu Perinçek: “Yani o 8 kişilik heyetin lideri.”

Tanık Müslüm Öztürk: “8 kişi, biz, biz Sayın Başkanım biz 8 kişi olarak gelmedik, biz sadece dernekler olarak 3 kişi geldik, ha ondan son…”

Sanık Doğu Perinçek: “Siz 8 diye bahsettiniz, evet.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır toplam görüşmede 8 kişi vardı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ha.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Vural.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bende o 8 kişiyi soruyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Vural Savaş Bey vardı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır, hayır sizin şehit aileleri heyetindeki 8 kişiyi soruyorum. Çünkü, o heyet sizin dediğiniz gibi 3 kişi değildi, 8, 10 kişiydi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ha onlar o zaman benden sonra gelmişlerdir efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır, hayır.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Benim, bakın benim arz etmeye çalıştığım nokta şu, ben görüşmede, ben Yıldız Hemşire artı Taner Uran Bey, dernekler olarak, benden sonraki 8 tane şeyi bilmiyorum ben.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, peki kimin daveti üzerine oldu bu görüşme?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yıldız Hanım sizinle randevu almış, o şekil geldik efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “İşçi Partisinin Genel Merkezinde mi oldu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Genel Merkezi nerede İşçi Partisinin?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Adliye’nin hemen Strazburg caddesinin hemen ön tarafında, o ulusal.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet doğru, doğru.”

Tanık Müslüm Öztürk: “TV mi öyle bir şey vardı efendim orada.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, peki hangi tarihte oldu bu ziyaret?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Başkan, inan ki tarihi günü gününe hatırlamıyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ha şöyle böyle yani diyelim 1 yıl söyleyin, 2 yıl söyleyin, yani 2 yıl söyleyin.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani bu olaylar, Ergenekon olayları çıkmazdan 5, 6 ay veya 3, 4 ay öncesi olabilir.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki Lozan eyleminden önce mi, sonra mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Efendim Lozan şeyi.”

Sanık Doğu Perinçek: “Çünkü.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Benim bildiğim kadarıyla 2, 3 sefer oldu, 2, 3 sefer oldu, ama bir tanesine Yıldız Hemşire veya Pakize Hanım’ın geldiğini biliyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Lozan’dan pardon, en son Lozan’dan önceki görüşme diye hatırlıyorum ben.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet Lozan’dan önce.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet öyle hatırlıyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bu, bu çok önemli bir tespit, çünkü zaten siz ifadenizde söylediniz, dediniz ki, Lozan’a götürdüler Yıldız Hanım’ı, doğrudur Yıldız Namdar 2005 yılı Temmuz 24 tarihindeki Lozan eylemine gelmiştir.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ve orada Lozan sarayında bir konuşma yapmıştır bütün şehit aileleri adına ve o bakımdan doğru, tarihte doğru 2005 yılından önce.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki, 2005 yılından önce olan bir tarihte.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, bakın Sayın Perinçek 2005 yılından önce sizinle görüştüğümü hatırlamıyorum, 2005’ten sonraydı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ama biraz evvel önce dediniz, zabıtlara geçti.”

Tanık Müslüm Öztürk: “2005.”

Sanık Doğu Perinçek: “Biraz evvel önce dediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “2000 yani o zaman 2005 veya 2006 yani ikisinden biri.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi Lozan görüşmesinden önceydi, ben tam, biraz önce de arz ettim ya tarihi hatırlamıyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki, peki 2005 veya 2006.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki 2005 veya 2006 tarihlerinde.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “2007 yılı Mayıs, Nisan aylarında yapılan Cumhuriyet mitingleri hakkında bir proje var mıydı veyahut böyle bir şey gündemde miydi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Orada sizler konuşuyordunuz efendim, mitinglerle ilgili, konuşuyordunuz ama Cumhuriyet mi, bayrak mı tam işte ben orada misafirin misafiri olduğum için benim pek konuşma şeyim olmuyordu. Çünkü beni davet eden farklıydı, ben randevu sahibi değildim, onun için öyle bir soru sorma bir hakkım yoktu size.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ama siz biraz evvel ifadelerinizde bizim Cumhuriyet mitingleriyle ilgili davetlerde, çağrılarda bulunduğunuzu belirttiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, tabi ki tabi ki ondan sonra Yıldız Hanım tarafından davet edildik, sizler o görüşmede Oktay Vural işte bu olaylara, Vural Şahin pardon, çok Vural Savaş pardon, bu olaylara sahip çıkmamız istendi, bayrak miting mi veya Cumhuriyet mi ona benzer mitinglere bizim de katılmamızı istedi.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ama siz ifadenizde dediniz ki, Cumhuriyet mitinglerine davette bulundunuz, şimdi 2005, 2006’da olan bir görüşmede 2007 Mayıs’ındaki Cumhuriyet mitinglerinin konuşulması ve davet edilmesi mümkün değil.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani, şimdi şöyle Sayın Başkanım tarihleri belki karıştırıyor olabilirim ama bakın 2005 ben tam emin değilim, yani tarih anlamında emin değilim. O anlamda biraz sıkıntı yaşıyorum ben yoksa.”

Sanık Doğu Perinçek: “Tarihleri hiç karıştırmıyorsunuz. Bakın, bakın.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, hayır gerçekten yoksa benim sizinle bir kişisel anlamda bir sıkıntım olmaması, olması mümkün değil. Yani kalkıp da ben buradan.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır öyle bir şey söylemedim ben size.”

Tanık Müslüm Öztürk: “He.”

Sanık Doğu Perinçek: “Niye böyle bir izah yapıyorsunuz, ben size.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, hayır yani ben öyle hissettim.”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey, Doğu Bey tarih konusunda hata yapabileceğini söylüyor.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, hayır şimdi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya o anlamda söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey, Doğu Bey sorular uzun sürecek mi?”

Sanık Doğu Perinçek: “Çok kısa görüyorsunuz kısa kısa ben uzun değil, çok kısa kısa soruyorum, ne bakımdan.”

Mahkeme Başkanı: “Yani Avukat Beylerin bir mazereti varda.”

Sanık Doğu Perinçek: “Onlar önce mi yapmak istiyorlar?”

Mahkeme Başkanı: “Evet onu bir.”

Sanık Doğu Perinçek: “Buyursunlar, hayhay, hayhay efendim.”

Salonda söz almadan konuşanlar oldu anlaşılamadı.

Mahkeme Başkanı: “Peki, tamam buyurun Doğu Bey devam edelim o zaman buyurun, daha önceden söz vermiştik.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki, evet, şimdi Tanık Bey, siz daha önce burada ifade verirken.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “Yıldız Namdar Hanım’ı o görüşmeden sonra biz, bizim Lozan’a götürdüğümüzü söylediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır bakın o tarihten sonra götürdüğünüzü söyledim, demedim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır ama zabıtlarda, bakın ben notumu almışım.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yıldız Hanım’ı, bakın emin de değilim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yıldız Hanım veya Pakize Hanım ikisinden birini götürdüğünüzü biliyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ha Yıldız Hanım’ı götürdük.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur.”

Sanık Doğu Perinçek: “Doğru.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur yani ama.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ama işte, tamam.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tam emin değilim, yani Yıldız mı veya Pakize Hanım mı onu bilmiyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır hayır emin olun Pakize Hanım değil, Yıldız Namdar.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O anlamda diyorum ki, o anlamda diyorum ki yani tarihleri karıştırmış olabilirim ben.”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey tarih dışında başka soralım, tarihi hatırlamadığını söylüyor.”

Sanık Doğu Perinçek: “Şimdi efendim bir dakika Sayın Yıldız Namdar 2005 yılı 24 Temmuz günü Lozan’daki, meşhur Lozan antlaşmasının imzalandığı salonda çıktı ve bir konuşma yaptı. Oradaki 20 küsur konuşmacıdan biriydi ve bu görüşme 2005 yılı Lozan eyleminden önce oldu. Ha şimdi benim sorum şu, 2005 yılı Lozan eyleminden önce veya hadi diyelim ki, siz 2006’da olabilir diyorsunuz. 2006 yılında nasıl oluyor da Cumhuriyet mitingleri hakkında biz size bir öneride bulunuyoruz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şöyle Sayın Perinçek bakın, siz peki Yıldız Hanım’dan sonra Pakize Hanım’ı götürdünüz mü veya şehit ailelerinden birini Lozan’a götürdünüz mü?”

Sanık Doğu Perinçek: “Yıldız Hanım geldi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ondan sonra herhangi bir dernek.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır, Yıldız Hanım dışında ondan sonra 2006 yılı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “2006 yılı Mart ayında Lozan’da yargılanmam oldu, Sayın Rauf Denktaş ve yüzlerce Türk aydını orada adliyenin önüne geldiler, o da 2006 Mart, bakın, 2006 Mart olsa gene 2007 Mayıs’ına gelemiyoruz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır bakın ben işte o tarihlerde arası şeyi, tam emin olmadığım için ama benim burada söylemek istediğim orada mitingler hakkında, mitingler hakkında konuşuldu, destek istenildiğini biliyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hı, bu görüşmenin zamanı belli.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben bilmiyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bu zamanı kaydıramayız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğru.”

Sanık Doğu Perinçek: “Biraz sonra size şimdi partiye mesaj yolladım, o zaman da gelecek.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur.”

Sanık Doğu Perinçek: “Orada sizin gerçeği söylemediğinizi bir kere daha göreceğiz. Şimdi Vural Savaş o görüşmede var mıydı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Vardı efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Mümkün değil.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben.”

Sanık Doğu Perinçek: “Siz ya biriyle karıştırıyorsunuz ya da Vural Savaş’ı da bu davaya (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, hayır, hayır alakası yok. Vural Savaş benim bildiğim Cumhuriyet Başsavcısı olan değil mi?”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani şimdi görsem dahi hatırlarım, kendisini.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır efendim parti genel merkezinde.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Vardı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Vural Savaş, ben genel merkezde beni ziyaret ettiği birkaç kez olmuştur. Ama böyle bir şey.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ama o görüşmede vardı Sayın Perinçek, buna yüzde yüz eminim, vardı, Mehmet Cengiz Bey vardı, Mehmet Cengiz Bey vardı, ismini.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bakın Mehmet Cengiz’e sordular şimdi, önemli değil Mehmet Cengiz olabilir.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “Mehmet Cengiz böyle bir görüşmede bulunmakta şerefle görev alır, şimdi telefon geldi, Mehmet Cengiz diyor ki, ben o görüşmede yoktum, diyor.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Vardı.”

Sanık Doğu Perinçek: “Burada karıştırabilirsiniz, bunun zararı yok.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Vardı hatta tüzüğüm hakkında bana yardımcı olmuştu.”

Sanık Doğu Perinçek: “Zararı yok.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki Musa’nın Çocukları kitabı hangi tarihte çıktı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bilmiyorum inanın.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ama olmadı işte 2007.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın ben okumadım, ben sadece ismini biliyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Şimdi burada, burada şimdi.”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey cevabını tartışıyorsunuz, burada tanığın bilgisini tespit etmeye çalışıyoruz.”

Sanık Doğu Perinçek: “Musa’nın Çocukları hangi tarihte çıktı, cevabınızı bekliyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bilmiyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “2007 Nisan’ında çıktı, bu tarihte tutmuyor. Ve ben Musa’nın Çocukları kitabını hiçbir zaman.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O zaman büyük ihtimalle herhalde görüşme o tarihten sonra mı oldu Doğu Bey?”

Sanık Doğu Perinçek: “Benim eksikliğim olabilir, eksikliğimdir, ben Musa’nın Çocukları kitabını okumadım ve hiç hayatımda da kimseye böyle bir kitabı önermedim. Ama bu benim hatam olabilir, ama Musa’nın Çocukları kitabını ben okumadım ve kimseye de önermedim. Peki, zihninizi şöyle bir iyice zorlayın, Türkiye’yi yönetenler Türk değil, bunlar Ermeni uşakları.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bunu yanlışlıkla başkası söylemiş olabilir mi, Doğu Perinçek mi söyledi bunu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, bunu Doğu Perinçek bizzat.”

Sanık Doğu Perinçek: “Bunu Doğu Perinçek söylemez.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bizzat.”

Sanık Doğu Perinçek: “Doğu Perinçek’in Türk değil veya Ermeni uşağı diye Türkiye’nin yöneticileri veya herhangi bir şahıs hakkında, sizin hakkınızda veya başkası hakkında benim söylemimde Ermenilik bir hiçbir zaman bir hakaret, küfür, Ermeni uşaklığı diye bir kavram kesinlikle yoktur.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben hakaret ettiğiniz anlamda söylemedim ki, sadece orada konuşulanları ben söylüyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Hayır, Türkiye’nin yöneticileri Tayyip Erdoğan Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanıdır, Amerika İşbirlikçisidir, ama onlar hakkında hiçbir zaman Ermeni uşağı veya Türk değil diye bir suçlamada bulunmam, çünkü benim ideolojimde, değerler sistemimde böyle bir suçlama yok. Burada da gerçekdışı beyanda bulunuyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey sorunun cevabı şeklinde değil de.”

Sanık Doğu Perinçek: “Tamam, tamam.”

Mahkeme Başkanı: “Siz doğrudan sorunuzu sorun, daha sonra değerlendirirsiniz.”

Sanık Doğu Perinçek: “Efendim sizi aydınlatıyorum, siz, siz sanık hakkında bir kanaat sahibi olun diye sizi aydınlatmaya çalışıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim, bunlar daha sonra değerlendirilecek şeyler.”

Sanık Doğu Perinçek: “Yıldız Hanım’ın, bir kez daha söylüyorum Yıldız Hanım’ın konuşmasını Doğu Perinçek mi hazırladı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki Doğu Perinçek Yıldız Hanım’ın sekreteri mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Değil.”

Sanık Doğu Perinçek: “Doğu Perinçek Yıldız Hanım’ın.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki değildir, yani onu, onu bilemem, aranızdaki ilişkiyi bilemem ben şimdi, ama sizin verdiğiniz metin, sizin verdiğiniz metin Başbakanlığın önünde Yıldız Hanım tarafından okundu ve sizin, sanırım sizin avukatlığınızı da yapıyor diye ben biliyorum, ama Genel Başkan Yardımcısının ismini hatırlamıyorum, ismini hatırlamıyorum. Yıldız Hanım metnini okurken Genel Başkan yardımcınız da yanında duruyordu.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet, ben Yıldız Hanım’a herhangi bir toplantısında konuşması için böyle bir metin vermem, vermedim, kimseye vermem, parti.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya siz ver…”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Siz hazırlamamış olabilirsiniz ama yanınızdaki insanlar hazırlamıştır, siz vermişsinizdir.”

Sanık Doğu Perinçek: “Yok, hayır öyle bir şey olmaz, o mümkün değil, o Yıldız Hanım’a saygısızlıktır, o öyle bir saygısızlığı ben yapmam.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın çünkü çünkü çünkü Yıldız onu, onları madde madde yazacak kapasitede bir insan olmadığı, arkadaşımız olduğu için ben biliyorum ben.”

Sanık Doğu Perinçek: “Evet.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani o profesyonelce hazırlanmış bir yazı olduğu için ben o anlamda söylüyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki, ben hükümet hakkında o görüşmede neler söyledim, çünkü önce şunu sorayım, siz bizim burada hangi suçlamadan dolayı yargılandığımızı biliyor musunuz, bize yöneltilen suçlama nedir?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın ben, ben o o, konuyu ben, beni alakadar etme… ben sizinle yaşadıklarımı anlatıyorum ben.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki, peki ben.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben sizinle yaşadıklarımı anlatıyorum.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki ben hükümet konusunda ne söyledim?”

Mahkeme Başkanı: “Evet, o konuda tanığın bilgisi olması gerekmez efendim, biz burada tanığın beyanlarından bildiklerini tespit etmeye çalışıyoruz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani ben ona, o (bir iki kelime anlaşılamadı) bir konu.”

Sanık Doğu Perinçek: “Peki hükümet konusunda ne söyledim ben size?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Efendim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ne söyledim ben size hükümet konusunda?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın Ermeni kelimesini kullandınız, vatan haini dediniz, bunların gitmesi, başımızdan gitmesi dediniz, Amerikan uşağı dediniz, bunları ben iyi hatırlıyorum ben.”

Sanık Doğu Perinçek: “Valla bu hükümetin gitmesiyle ilgili olarak öbürlerinin hepsi gerçekdışı, ama bu hükümetin gitmesiyle ilgili olarak ne söylediysem çok az söylemişim, bu hükümeti yıkacağız, burada yemin ediyorum, bu hükümeti yıkacağız, Türkiye’yi bu Cumhuriyet yıkıcılarından kurtaracağız, buyurun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O benim problemim değil.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun, buyurun, Hurşit Bey buyurun.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon söz istedi verildi: “Teşekkür ederim, Sayın Başkanım, izninizle bende Tanık Bay Öztürk’e birkaç soru tevcih etmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Müslüm Öztürk efendim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Tanık Bay Öztürk dedim, işte bende.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Tanık Öztürk.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Dinliyorum efendim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Size soracağım sorulardan önce bir hatırlatma yapmak istiyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Burada yeminli ifade verdiğinizi ve halen iftira suçu ile yargılandığınızı anımsatmak istiyorum. Birinci sorum şu; benimle kaç defa, nerede ve ne maksatla görüştünüz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Paşam, 3, 4 İzmir görevdeyken dahil olmak üzere 5 sefer görüştük.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Yüz yüze görüşmekten bahse… beni gördüğünüzü, beni 100 yerde gördü…”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır canım hayır, hayır, hayır ben onları saymıyorum, bakın.”

Mahkeme Başkanı: “Hurşit Bey tamamlasın cevabı daha sonra, daha sonra tekrar sorarsınız lütfen.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Sorumu düzeltecektim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Üç, üç kez.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Sorumu açmak istiyorum, yüz yüze benimle.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Kaç defa, nerede.”

Tanık Müslüm Öztürk: “İşte onu anlatmaya çalışıyorum paşam.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Anlatın.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bir sefer toplu olarak, toplu olarak ki benim şeyim değildi, Bilge Hanımefendi’yle İzmir’de görevdeyken zatıaliniz ziyaret edildi sergi için orada, tabi normal bir sıradan vatandaş gibi ben gazi olarak tokalaşmıştık orada, herhangi bir şeyimiz münasebetimiz olmamıştı.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Görüş… gördüğünüz.”

Mahkeme Başkanı: “Hurşit Bey lütfen, Hurşit Bey lütfen cevabını tamamlasın, daha sonra sorarsınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Anlatıyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Cevabını kesmeyelim efendim bir dakika.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Anlatıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Soru sordunuz cevabını bekleyin.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ondan son… onda…”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Başkanım araya girebilir miyim? Hakim Hüsnü Çalmuk bir dakika.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Üye Hakim Hüsnü Çalmuk: “Başkan Bey şu anda gizli tanık odasına Av. Selen Karaçalı Hanımefendi geldi. Sayın Hurşit Tolon avukatı bilgi vermek için söz aldım, tamam Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam kayıtlara geçmiş oldu, buyurun Müslüm Bey devam edin.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Kocatepe camisinde Alim Yılmaz Bey’in, şey rahmetli Alim Yılmaz Bey’in töreninde görüştüm Sayın Paşamla, Cinnah Caddesinde, Cinnah Caddesinde şimdi geçtikçe aklıma geliyor, yanınızda yaşlı bir Hanımefendi, hocam diye hitap ettiğiniz bir insan vardı. Ahmet Bey’le oraya geldik, Ahmet Bey’le oraya geldik, orada konuşmalar yapıldı, oradan Ahmet Bey’in sorunları vardı, personel başkanınız. Genelkurmay Personel Başkanınız ismini hatırlamıyorum ama Korgeneral oraya, Ahmet Bey’i oraya yönlendirdiniz, orada bir görüşmemiz oldu. Ardından gazi, şey Gazi Orduevinde görüşmemiz oldu, ondan sonra da Merkez Orduevinde görüşmemiz oldu paşam.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Şimdi siz devam ediyorum Sayın Başkanım, İzmir’de Ege ordusu komutanı olduğum zaman.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet, doğrudur.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Gazilerin İzmir’de açacağı bir sergi için topluca geldiğini, 30, 40 kadar gazimizin.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Ve o zamanki rehabilitasyon başkanının eşi olan Hanımefendi’yle birlikte ziyaret ettiğinizi söylediniz, benle görüşmediniz ama beni gördünüz orada, doğru mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur bize plaket verdiniz, ben zaten bende o şekilde söylüyorum paşam.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Ben de onu soruyorum peki.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben de onu söylüyorum.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Peki görüşme tale… bir diğer konu da, siz 3, 4 görüşme saydınız, Merkez Orduevi dediniz, Gazi Orduevi dediniz. Ben Gazi Orduevi hatırlamıyorum, ama Merkez Orduevi görüştünüz Ahmet Büyükburç’la beraber, bir diğer.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bir seferinde tek vardım paşam, Ahmet Bey’le ayrı geldim, bir seferinde de tek geldim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Soracağım, soracağım, görüşme talepleri kimden geldi, benden mi sizden mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi paşam Ahmet Bey’le samimi olduğunuzu biliyorum ben.”

Mahkeme Başkanı: “Size sorulan soruya cevap verin, davet, davet kimden geldi?”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Görüşme talepleri kimden geldi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Paşamdan geldi.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Benden.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Görüşelim dedim size.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Gazi Ordu, Gazi Orduevindeki, Gazi Orduevindeki görüşme talebi sizden geldi Sayın Paşam.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Sizi davet ettim, gelin görüşelim dedim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Gazi Orduevi, Edok komutanlığının yanındaki Merkez Orduevindeki görüşme talebi sizden geldi, Gazi Orduevinde Ahmet’le beraberdi.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Ben sizi telefonla arayarak gelin benle görüşün mü dedim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır Ahmet’le görüştünüz Paşam.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “He, he, şöyle açın ama. Ahmet Büyükburç Ankara’ya geldiği için beni aradı, bende kendisine randevuyu Merkez Orduevinde mi verdim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bir seferinde Cinnah’taki villa, villa tarzında bir yer vardı.”


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin