Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Ercan Fırat ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 15 Mayıs 2012 günü saat 09: 31’de Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə5/7
tarix08.01.2019
ölçüsü1,03 Mb.
#92865
1   2   3   4   5   6   7

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Yani Turhan Çömez’le görüşmenizi de ilk defa burada zikrediyorsunuz, ifadenizde söylüyorsunuz değil mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın ben zaten onu söylüyorum, ben yani Turhan Çömez’le biz gittik, bu olay olduktan sonra Cumhuriyet mitingleri olduktan, şey başlama tarihinden itibaren sekreteri bizi aradı, bizi aradı, ondan sonra görüşme talepleri oldu, biz kabul etmedik taleplerini.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Turhan Çömez’in mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sekreteri vasıtasıyla evet.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Tamam, Turhan Çömez’in oldu yani değil mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “2. kez evet, ikincide.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Siz Cumhuriyet mitinglerine katıldınız mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Katılmadık biz, ha bireysel olarak katılmış olan arkadaşlarımız olabilir onu bilmiyorum. Ama biz dernek olarak ne ben, ne benim derneği temsilen kimse gitmemiştir.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki, bunun yasadışı olduğunu düşündüğünüz için mi katılmadınız?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, amaçları farklı olduğunu tahmin ettim, kendi kendime kararı o şekil verdim, gitmedim.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Anladım, peki sizin derneğinizi kullanarak.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Sayın Hurşit Tolon.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Veya Sayın Perinçek.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Veya buradaki diğer sanıklar, bu Ergenekon, iddia edilen Ergenekon örgütünün amaçları doğrultusunda hükümeti devirmek için sizi kullanacağını söylediniz, doğru mudur?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet doğru.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Sizin 200 kişilik üyeniz, üyeniz bu hükümeti devirme aşamasında çağırdığınızda kaç tanesini gelebilir?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Dernek olarak biz çağırdığımız takdirde yüzde 70, yüzde 80’i gelir.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki, sizin gazilerimizin arasında sanıyorum yürüme engelli olanlar.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tekerlekli sandalye anlamında yani evet.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Var değil mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki o şekilde hükümet devrilebilir mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi yani bu bir nasıl arz edeyim, yani şehidin veya şehit ailesinin veya gazinin yürüyüş, yürüyüş yapması farklıdır, bir X kuruluşun yürüyüş yapması veya oturma eylemi yapması farklıdır. Yani, ben oturma eylemi yaptığım zaman basın bunu haftalarca yazar ve peşinde kalır, ama normal bir X şahıs yaptığı zaman kimse hesaba almaz.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Bakın şimdi bu söylediğiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani ben sadece Ankara olarak 200 kişiyi atıyorum işte Doğu Perinçek Bey’e Manavgat Derneği plaket verdi, oradan 20 kişi, atıyorum Diyarbakır’dan 30 kişi, İstanbul’dan 40 kişi, Bursa’dan 50 kişi topladığın zaman binlerce kişi yapar, Ali Bey.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki Müslüm Bey siz yani binlerce kişiyi toplayabilir misiniz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani haklı.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Sizin şahsınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Haklı, haklı.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Veya derneğinizin böyle bir gücü var mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani bir iki yıldır olmayabilir ama daha önce vardı, daha önce vardı, çünkü neden, çünkü neden hangi il olursa olsun Ankara’ya geldikleri zaman ilk uğradıkları yer bizlerdik, bir sıkıntıları, bir sorunları olduğu zaman ilk aradıkları kişi bizlerdik, biz burada bir nevi onların iş takipçiliğini yapardık.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Anladım yani siz gazilerin herhangi bir sorunu olduğunda onların yanında oluyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sadece gaziler değil, Türkiye.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Şehit aileleri de.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bir şey arz edeyim, Türkiye genelinde bu Yıldız hemşire dahil olmak üzere, Pakize Hanım dahil olmak üzere, Ahmet Bey dahil olmak üzere bakın Taner Bey dahil olmak üzere benim evime gelip de benim soframda yemeğimi yemeyen pek az nadir dernek başkanı vardır.”

Mahkeme Başkanı: “Durmuş Ali Bey, Durmuş Ali Bey burada tanığı yargılamıyoruz, anlattığı olaylarla ilgili doğrudan olarak soru sorun, lütfen tartışmayalım.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Tartışmak istemiyorum Sayın Başkanım, ben gerçeğin ortaya çıkması için.”

Mahkeme Başkanı: “Başka soru, efendim ben, ben o şekilde düşünüyorum, buyurun.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki siz gazilerin, sizin derneğinize üye olup olmamasının hiçbir önemi yoktur sanıyorum değil mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Değil, değil.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Yani bir sorunu olduğunda onların yanında olursunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki, illa ki üyemizin olması şart değil.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki, peki.”

Mahkeme Başkanı: “Durmuş Ali Bey bakın yine aynı şeyi soruyorsunuz lütfen, dikkat edin.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki, sorumu geri alıyorum o zaman.”

Tanık Müslüm Öztürk: “İllaki üyemizin, illa ki üyemizin olup olmaması problem değil yani.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Tamam, peki Diyarbakır Dernek Başkanına bir araç verildiğini söylediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Bu araç niçin verildi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani onu paşamla Ahmet daha iyi bilir.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Hayır siz bunu söylediğiniz için.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bursa’da paşam, paşam, paşam.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Yani bu açıklık kazanmadı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Paşamla beraber Bursa’ya gittikleri zaman, işte Bursa mitinginden geldikten sonra özellikle de Bursa’da 16 plakalı araç alındığı, yani bunlar bir şeyler çağrıştırıyor diye düşünüyorum Ali Bey.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki Müslüm Bey bu kötü bir şey midir?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Değildir, ben kötüdür anlamında söylemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Durmuş Ali Bey gene, Durmuş Ali Bey gene düşünce soruyorsunuz.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Neden peki biz kötü algıladık onu.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen, lütfen bakın doğrudan güzel bir soruydu, sordunuz.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “(bir iki kelime anlaşılamadı) peki efendim, sayın, (bir iki kelime anlaşılamadı) Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Niçin alındığını biliyor musunuz diye, tamam buyurun.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Şunu belirtmek istiyorum, yalnız ifadesinde Sayın Müslüm Öztürk ifadesinde bu aracın da niye verildiğini, bu operasyonlar yapıldıktan sonra anladığını söyledi.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Bundan da şeye bağlantı yaptı, çünkü bize de bu işte hükümete karşı, polise karşı, halkla karşı karşıya getirmek için yani ona bir rüşvet gibi verildi ve kullanıma açık alana.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Hale getirilmiş gibi bir durum yaratıldı.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, sordunuz niçin alındığını biliyor musunuz diye bir soru, bilmiyorum dedi, Ahmet Bey daha iyi bilir dedi.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Yani bu onun için olmadığı söyledi sanıyorum, o zapta geçti.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun başka sorun, buyurun.”

Sanık Durmuş Ali Özoğlu: “Peki, Sayın Başkanım başka sorum yok teşekkür ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, buyurun Tuncay Bey, mikrofonu uzatalım.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan söz istedi verildi: “Beyefendi beni tanıyor musunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Anlamadım efendim.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Beni tanıyor musunuz efendim, beni tan…”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tanıyorum.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Yani yüz yüze görüştük mü hiç?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Herhangi bir yerde buluştuk mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Ben, beni ziyarete geldiniz mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Ben sizi ziyaret ettim mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Derneğinize geldim mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır diyorum ya.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Siz, derneğinize gelmişimdir de siz yoksunuzdur mesela, öyle bir şey oldu mu derneğinizi ziyaret et...”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok, yok ben derneğin başkanı olarak bütün ziyaretlerde bulunurum.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Siz Cumhuriyet mitinglerinin hangi tarihte yapıldığını hatırlıyor musunuz efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bilmiyorum, tarihleri bilmiyorum Tuncay Bey.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Peki 2003 yılında yapılmış mıdır sizce? 2003 yılında böyle (bir iki kelime anlaşılamadı) katıldınız mı?”

Mahkeme Başkanı: “Yapılıp yapılmadığını biliyor musunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bilmiyorum ki ben.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Duydunuz mu 2003 yılında Cumhuriyet mitingi duydunuz mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani ben siyasetten, Tuncay Bey ben siyasetle uğraşmadığım için bilmiyorum ben.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Peki 2005 yılında yaptığınız ya da 2006 yılında yaptığınız bir görüşmede bilmiyorsanız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sizin, sizinle mi?”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Hayır, hayır, yaptığınız bir görüşmede.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ha evet.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Doğu Bey’le yaptığınızı iddia ettiğiniz bir görüşmede.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet, evet.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Cumhuriyet mitingi siz mi söylüyorsunuz, Doğu Bey mi söylüyor size?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Onlar söylüyor canım.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Peki siz o mitingin Cumhuriyet mitingi olduğunu Doğu Bey’in ağzından mı duydunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Ama biraz önce demin dediniz ki orada mitingden bahsediliyordu, Cumhu…”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya bakın Cumhuriyet kelimesi var, miting var Tuncay Bey yani şimdi.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Şimdi 5 dakikalık görüşmeyi.”

Mahkeme Başkanı: “Tuncay Bey bunlar mükerrer sorular, sorulmamış başka soru varsa onları soralım.”

Tanık Müslüm Öztürk: “5 dakikalık olmamış, 5 dakikalık olur mu 2, 2 buçuk saat boyunca kaldık Tuncay Bey orada, siz.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Peki.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın siz olmayan.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Ben sizi daha evvelde dedim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tuncay Bey çok özür diliyorum, siz olmayan bir görüşme hakkında konuşuyorsunuz şu anda, yani siz orada yoktunuz, bunun muhatabı Sayın Perinçek’tir diye ben düşünüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Peki kardeşim başka bir sorum.”

Mahkeme Başkanı: “Gizli Tanık siz dinleyin, sorun buyurun Tuncay Bey, mükerrer soru sormayalım lütfen.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Ben 2007 yılında sizi Cumhuriyet mitingine davet ettim duydunuz mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Televizyona çıktım, dedim ki Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan her yurttaş, yurtdışında yaşayan, bu mitinge katılmak isteyen herkes, bu mitinge davetlidir, buyursun gelsin dedim, bunu duydunuz mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Duymadım.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Televizyon izlediniz mi hiç o zamanlar?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki izliyorum.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Kaç miting için böyle davetiye olduğunu biliyor musunuz, davet ettiğim biliyor musunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya ben bunu bilmek zorunda, ben kendi, ben kurum, kuruluşum.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Hayır efendim bilmiyorum deyin yeter.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bilmediği, bilmiyorum diyor, başka soru sorun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani kalkıp da ben mitinglerdeki veya televizyondaki çağırılarak kalkıp gitmem yani öyle bir şeye.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Peki.”

Mahkeme Başkanı: “Başka soru sorun.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Ben de ben de şunu söylemek istiyorum ki, başka sorum şu efendim, tarihler bilinmiyor, mitingin adı bilinmiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bunun değerlendirmesini sonradan yaparsınız, sorunuzu, sorunuzu doğrudan sorunuzu sorun.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Beyefendiye söylüyorum efendim, doğrudan beyefendiye soruyorum. Diyorum ki tarihleri hatırlamıyorsunuz, adları bilmiyorsunuz, bununla ilgili yargıyı hangi veriyle oluşturuyorsunuz diye soruyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim anlattı onları, ifadesinde şahit olduğu şeyleri anlattı.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Peki efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun, başka sorusu olan sanıklardan yok, buyurun Muzaffer Bey buyurun.”

Sanık Muzaffer Tekin söz istedi verildi: “Bu huzurdaki tanığın fikirleri Cumhuriyet mitingleriyle ilgili dernek başkanı olarak derneğin fikirleri midir, yoksa kendi fikirleri mi onu Mahkemenize arz etsin.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Muzaffer Bey şimdi dernek mutlaka şey ama derneği temsilen derneğin başkanı benim, dolayısıyla derneğin zaten tüzüğüne göre biz hareket ederiz.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Şimdi sorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tüzük el verdiği müddetçe yaparız yani o anlamda.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Şimdi bir daha net soruyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tüzük doğrultusunda.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Bu fikirleriniz şahsi fikirleriniz mi yoksa dernek yönetim kurulu kararı alarak sizi görevlendirdi, çıktınız basın önünde açıklama yaptınız, evet, hayır.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır yönetim kurulu bunu yaşamadı, ben şahsım yaşadım.”

Sanık Muzaffer Tekin: “O zaman, o zaman siz bireysel Muhsin Öztürk olarak.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Müslüm Öztürk.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Basına çıksaydınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Bu ifadeleriniz hiç itibar görmezdi düşüncesindeyim, bu ulvi derneği niye kişisel görüşlerinize alet ettiniz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ama paşam beni dernek başkanı olarak tayin etmiş.”

Mahkeme Başkanı: “Muzaffer Bey, Muzaffer Bey tanığa bu şekilde itham etme hakkınız yok, buyurun oturun.”

Sanık Muzaffer Tekin: “Geri alıyorum, tamam Başkanım geri alıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun oturun, buyurun oturun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Başkanım bir şey arz edebilir miyim?”

Sanık Muzaffer Tekin: “Sabır, sükunet, sağduyu.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Başkanım bir şey arz edebilir miyim?”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Başkanım bir şey arz edebilir miyim?”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Beni davet edenler dernek başkanı olarak davet etmişlerdir, Müslüm Öztürk dernek başkanı olarak davet etmişlerdir efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet Avukat Hanım buyurun, mikrofon verelim. Burada tanık kamu tanığı olarak beyanda bulunuyor, görgü ve bilgisi neyse onu tespite çalışıyoruz, bunun dışında başka bir kişiliğine, düşüncelerine yönelik herhangi bir tartışma söz konusu olamaz.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı söz istedi verildi: “Öncelikle tanık biraz önce verdiği ifadede müvekkilimiz Ahmet Hurşit Tolon’un şikayeti üzerine Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada sadece haber başlığı nedeniyle yargılandığını, bu başlığı da kendisinin atmadığından ve bir sorumluluğunun olmadığını söylemişti, bunu doğruluyor musunuz tekrar?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Hocam siz ilk, Avukat Hanım siz ilk duruşmada yoktunuz.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Vardım, yanınızdaydım.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır siz yoktunuz, siz yoktunuz.”

Mahkeme Başkanı: “Duruşma zabıtlarında vardır efendim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Ha pardon Ankara’da evet.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ha Ankara’daki duruşmada siz yoktunuz.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Evet.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Orada gazeteci bey gelmemişti, Hakim Bey’in bana sormuş olduğu sorular, bütün sorulara evet dedim, Savcıya verdiğim ifadeler geçerlidir dedim. Sadece ve sadece orada bir yanlışlık şöyle yani Hurşit Tolon paşamızın yanımıza geldiği, hayır orada düzelttirdim, eğer Avukat Bey hatırlarsa, biz paşamızı gördüğümüz zaman biz paşamıza gittik. Yani o, ben onun üzerine ha diğerleri ben kamunun anlamında onları bilmiyorum, yani hangi suçtan yargılanıp hangi suçtan yargılanmadığını bilmiyorum tabi.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Şunu söylemek istiyorum, sabahki ifadeniz sırasında ben sadece haber başlığı nedeniyle sanık olarak yargılanıyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Bu başlığı da ben atmadım dediniz, oysa siz o davada Ahmet Hurşit Tolon’a Alim Yarbay, Alim Yılmaz’ın cenaze töreninde gerçekleştiği ileri sürülen olayların asılsız olduğunun ispatlanması üzerine, tanık beyanlarıyla.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “İftira suçundan dolayı yargılanıyorsunuz, haber başlığı nedeniyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve hakaret suçlarından da internet sitesinin sorumluları yargılanı...”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır ben Savcı Bey’e verdiğim bütün sözlerimi ben orada da arz ettim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Ben farklı bir şeyden bahsediyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani o takdir Mahkemenin yani nasıl ispat ederiz, nasıl ispat edemeyiz onu tabi ki takdir Mahkemenin.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Şunu söylemek istiyorum, iftira suçundan yargılanmanıza rağmen bugün huzurda da adli makamları yanıltmaya çalışıyorsunuz, siz orada (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Dilek Hanım lütfen bu yorumu yapamazsınız, bu yorumu yapamazsınız lütfen, bunu Mahkeme değerlendirecek lütfen.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Hocam, Sayın Hocam ben sizinle Ahmet Hurşit Tolon paşamla bir alıp veremediğim mi var, yani.”

Mahkeme Başkanı: “Amacı aşan şeyler söylemeyin lütfen.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Başkanım ben iddianamedeki isnat edilen (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, ama şu anki, şu anki beyanlarıyla ilgili konuşuyorsunuz lütfen.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Başka bir şey söylüyor yalnız size, ben Mahkemenizin takdirine sunuyorum bunu. İkincisi, biraz önce dediniz ki, Mahkeme huzurunda gene aynı şeyi söylediniz, Ahmet Hurşit Tolon’un yanına gittim, oysa Savcılık aşamasındaki ifadesinde Ahmet Hurşit Tolon’un sizin yanınıza geldiğini söylediniz, bunun bir hatadan kaynaklandığını söylüyorsunuz şimdi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır ben ilk buraya verdiğim, bakın orada gazetenin yanlışlığı, bu oradaki son okursanız, okursanız.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Okudum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O zaman ben Hurşit Tolon Paşanın yanına kendim gitmişim diye beyan etmişim burada, orada gazetedeki bir yanlışlıktan dolayı o haber.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Peki bu cenaze töreninde siz diyorsunuz ki bugünkü ifadenizde, cenaze töreni başlamadan önce gittim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yarım saat önce.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Ahmet Hurşi… Ahmet Hurşit Tolon’un cena… Ahmet Hurşit Tolon gelmişti, cenaze töreninden başlamadan önce gittim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Yanında korumaları yoktu dediniz, doğru mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yoktu, yani şöyle 5, 10 metre ileride insanlar vardı ama koruması olup olmadığın bilmiyorum tabi, onlara olup olmadığını bilmiyorum tabi, koruma olup olmadıklarını bilmiyorum daha doğrusu.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Şimdi 2006’dan beri koruma astsubayı olarak görev yapan Necdet Yılmaz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “İftira suçundan dolayı yargılandığınız davada tanık olarak dinlendi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Ve bu ifadesinde Kocatepe Camiinde Alim Yılmaz’ın cenaze törenine arabayla Hurşit Tolon’la birlikte gittiğini ve tören sırasında sürekli olarak yanında bulunduğunu ve hiç ayrılmadığını, bu süre zarfında sizin ne onun yanına, sizin ya da bir başka sivil kişinin yanına yaklaşmadığını, onun dışında da ayrıca 2 koruma erinin de bulunduğunu, bu iddiaların gerçek olmadığını belirtmiştir. Ayrıca bu tören sırasında da hükümet aleyhine bir slogan atılmadığını da yine Necdet Yılmaz beyan etmiştir. Ayrıca yine bu cenaze törenine katılan Selahattin Dinçer ismi de, emekli general de bu iddialarınızın doğru olmadığını, kendisine kesinlikle böyle bir (bir iki kelime anlaşılamadı).”

Tanık Müslüm Öztürk: “General, general var mıydı?”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “2. söylediğiniz isim var mıydı yanımızda?”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Selahattin Dinçer de.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Bu cenaze törenine katılan kişilerden biri, hükümet aleyhinde bir propagandanın yapılmadığını ve zaten protokol gereği de sivillerin yaklaştırılmadığına şahit oldum demiştir. Necdet Yılmaz arkasında koruma olarak görev yapmıştır. Bu konudaki çelişkiyi neye bağlıyorsunuz, hiç yanından ayrılmadım diyor?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır ben bakın yine arz etmeye çalışıyorum hocam, ben yarım saat önce, yarım saat tören başlamadan önce geldiğim zaman Hurşit Tolon Paşam oradaydı, ha beş on metre ilerisinde insanlar vardı, bakın koruma olup olmadığını bilmiyorum. Emekli Paşa kimse yanında yoktu, olsaydı, çünkü belli olurdu. Yani gerek yaş itibariyle, yaş itibariyle belli olurdu, dolayısıyla ben paşamla görüştüğüm zaman yanında kimse yoktu. Ha arkasında olmuş olabilir, arkasında olmuş olabilir.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Yanındaydım diyor efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok yanında kimse yoktu.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafii Av. Dilek Helvacı: “Zaten iftira suçundan dolayı bu tanıkların beyanına dayalı olarak yargılanıyorsunuz. Üçüncü sorum, 2006’da gerçekleşen bu cenaze töreni sırasında birtakım olaylara şahit olduğunuzu ve bu tören sırasında da müvekkilimin size burada ne işiniz var, niçin bağıranların yanında değilsiniz dediğini söylediğini beyan ettiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet, evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki, bu konuda beyanda bulunmak için niçin üç buçuk yıl beklediniz. Müvekkilimiz tutuklandıktan sonra bu tür ithamlarla önce emniyete gittiniz ifade verdiniz çeşitli yayın organlarına beyanatta bulundunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi ben o zaman bu olaylar çıktıktan sonra anladım ki amaçları farklıymış ondan dolayı.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “E sonuçta o zaman demek ki hükümete yönelik bir protesto yapılmasına yönelik bir ithamı olmadı müvekkilimizin olsaydı bunu anlamak için üç buçuk yıl beklemenize gerek kalmazdı böyle bir provokasyon olsaydı onu anlayabilecek kapasitede ve konumdasınız efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır canım biz, biz, biz, biz paşamızdan öyle bir şey beklemediğimiz için ondan dolayı sesimizi çıkarmadık ama o zamanki eğer açık açık bizimle konuşmuş olsaydı hükümetle ilgili veya devletle ilgili biz her yerde fikrimizi konuşurduk söylerdik yani.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Yani söylemediğini böyle bir hareketi provokasyon içinde yer almanız gerektiğine yönelik bir ithamın beyanın olmadığını söylüyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok yok hayır şimdi hocam lafı çarpıtmayın yani bakın.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ben çarpıtmıyorum sadece sorularımın cevaplandırılması istiyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır ben de diyorum ki, Sayın Paşamla yaşadığım olaylarda siz yoktunuz orada paşam vardı.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ben cenaze töreniyle ilgili bir soru sordum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tamam cenaze töreninde Paşamın bana söylediklerinin aynısını ben söyledim aynısını söyledim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki üç buçuk yıl sonra niye böyle bir bu konuşmayı ona bağlayarak tutuklanmasını niye beklediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “E ne yapmam lazımdı hemen cenazeden sonra mı açıklamam lazımdı?”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Evet bir suç bir suç varsa üç buçuk yıl beklemez.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ama ben bilmiyorum ki paşamın bu niyetle bu niyetle çalıştığını bilmiyordum ki”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Nasıl öğrendiniz tutuklanınca mı bunu niye (bir kelime anlaşılamadı) üç buçuk yıl sürdü bu süreç.”

Tanık Müslüm Öztürk: “E tabi yani e tabi ki yani ben paşamla her gün görüşen bir insan değildim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Evet üç buçuk yıl sonra idrak etmeniz şaşırtıcı. Şimdi Şehit Alim Yılmaz’ın cenaze töreninde hükümet aleyhine slogan atıldığını, hatta Cemil Çiçek’in halkı taşladığı yoğun tepki verdiğini söylediniz doğru mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Taşladığı değil de yani sıkıntıya düştüğünü gördük biz.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Cemil Çiçek zor kaçtı gibi bir şey söylediniz hatırladığım kadarıyla.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O Abdüllatif Şener.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Cenaze törenlerini karıştırıyor olabilir misiniz? Alim Yılmaz’ın cenaze töreni miydi bu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben öyle hatırlıyorum tabi ki’

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Oysa biz bütün gazete haberlerini aldık mahkemeye de takdim ediyoruz. Cemil Çiçek Şehit Alim Yılmaz’ın cenaze törenine katılan kişiler arasında yer almıyor.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O zaman Abdüllatif Şener olabilir mi?”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Bu, bu isterseniz çoktan seçmeli hiçbirine diyebiliriz. Ben size soru olarak.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır değil.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Cemil Çiçek diye sordum sizde doğruladınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Cemil Çiçek’in çeşitli hükümet aleyhinde çeşitli tepkilere maruz kaldığı cenaze töreni Kocatepe Camiinde yapılan Mustafa Yücel Özbilgin Danıştay saldırısında hayatını yitiren Mustafa Yücel Özbilgin’in törenidir anladığım kadarıyla siz biraz karıştırıyorsunuz olayları. Şu sorum var şimdi. Şehit Alim Yılmaz’ın cenaze töreni başta TRT olmak üzere pek çok televizyonda canlı olarak yayınlandı ve bu gazetelerde de yayınlandı. Ve bu haberlerin hiçbirinde hükümet aleyhine slogan atıldığına hükümetin protesto edildiğine dair en küçük bir itham dahi yer almadı. Aynı şekilde iftira suçundan dolayı yargılandığınız davada dinlenen koruma astsubayı Necdet Yılmaz da General Selahattin Dinçer de bu törenin başından sonuna kadar hazır bulunmalarına rağmen hükümet aleyhine bir provokasyonun sloganlar atıldığına şahit olmadıklarını, böyle bir olayın yaşanmadığını söylüyorlar. 3. olarak iddianamenin ekleri arasında da bu cenaze töreninde söylenen sloganların şehitler ölmez vatan bölünmez ve kahrolsun PKK olduğunu beyan ediyor. Yani hükümet aleyhinde slogan atıldığına dair sizin soyut iddianız dışında hiçbir şey yok, bu garip değil mi? Böyle bir sloganı sadece siz mi duydunuz cenaze töreninde bu konuda ne diyorsunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır canım yani sadece ben duydum değil. Oradaki bütün insanlar özelikle belli bir bölgedeki insanlar bağırıp çağırmaları vardı. Yani görüntü.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ne.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Televizyon görüntülerinde çıkar bunlar mutlaka ya.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Çıkartın burada tanık olarak dinleneceğinizi biliyordunuz ama.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır yani siz yani.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ama hiçbirinde hiçbir gazete kuruluşu hiçbir kamu kuruluşu TRT dahil bunu tespit etmemiş, iddianamede böyle bir iddia yok. Cenaze törenine katılanlar böyle bir sloganın atılmadığını söylüyorlar, sadece siz bu iddiada bulunuyorsunuz. Ben size bunu nasıl açıklıyorsunuz sadece siz mi duydunuz, bu protestoları diye.

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır sadece ben duymadım yani oradaki bütün insanlar gördü.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Bunu ispatlamanızı gerekir bunu da ispatlamadığınız için iftira suçundan dolayı yargılıyorsunuz.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Hanım tanığı itham eder şekilde değil de beyanlarını değerlendirir şekilde değil de.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Bildiklerini tespite yönelik sorular soralım buyurun.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ama efendim çelişkileri de vurgulama zorundayım o yüzden (bir kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bu beyanlarınız daha sonra alırız.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki efendim şimdi şu var. Olağanüstü Hal Gazileri Derneği Başkanısınız. Bu dernek 2003 yılında kuruldu. Bu dernek kişi veya kurumlardan bağış alır mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Mesela biraz önce Çankaya Bele…”

Tanık Müslüm Öztürk: “Makbuz, makbuz karşılığı tabi ki alır.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ne gibi bağışlar alır?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani şöyle normal 5253 sayılı dernekler kanununa göre üye aidatları vardır. Üye aidatları vardır. İşte ne bileyim, yani vesaire bağışlar falan olur tabi ki.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ayni yardımlarda olabilir mesela.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Çankaya Belediyesi size tahsis ettiğini söylediniz biraz önce.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki, bu tamamen yasal bir faaliyetse niçin şehit aileleri Diyarbakır şubesine yapılan bir araç bağışını bir suç gibi göstermeye çalışıyorsunuz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır ben suç olarak göstermiyorum. Ben diyorum ki bakın. Diyarbakır Dernek Başkanı Bursa’ya davet edildi. Hurşit Tolon Paşam vardı. Mustafa Özbek Paşam vardı orada kürsüde konuşmalar yapıldı ve Bursa plakalı bir araç Başkanımıza verildi geldi.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Evet ama yani burada siz onu söyleme söylem tarzınızda Hurşit Tolon aracılığıyla sanki illegal bir şey yapılmış gibi (bir kelime anlaşılamadı) yaratıyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur, doğrudur Hurşit Tolon Paşam (bir kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Hanım aracın niçin verildiğini bilmediğini söyledi.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Efendim büro bürosüt bürosüt tarafından biz araştırdık bu konuda.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun tamam niçin verildiğini bilmediğini söyledi.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Hurşit Tolon’la da bir bağlantısı yok. Kendileri için olduğu zaman bir suç unsuru yok burada varmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Geçiminizi neyle sağlıyorsunuz Müslüm Bey?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim tanığı yargılamıyoruz burada.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Efendim (birkaç kelime anlaşılamadı). Efendim (2–3 kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Tanığı yargılamıyoruz başka soru sorun lütfen efendim böyle soru olmaz.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Efendim başka bir soruya geleceğim.”

Mahkeme Başkanı: “Olmaz efendim bu tanığın tanıklığıyla ilişkin bir soru değil kabul etmiyorum efendim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki Sayın Başkanım bu soruyu soruyorum o zaman. Armada Otelinin orada bir büfeye ortak mıydınız ya da ortaklığınız oldu mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Anlayamadım.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Ankara’da Armada Oteli yakınlarında veya bir başka yerde bir büfeniz var mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Hiçbir zaman bir büfeye ortak olmadınız mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok şahsım olarak mı?”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Hanım tanığı tanığı yargılar duruma düştük, lütfen bu tür sorular sormayın lütfen.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Bir şey (birkaç kelime anlaşılamadı). Bir şey ekleyeceğim efendim. Soruya geçeceğim.”

Mahkeme Başkanı: “Tanığın bahsettiği olaylarla ilgili doğruluk derecesini araştırabilirsiniz doğrudan soru sormak kaydıyla lütfen.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki efendim. Burada.”

Mahkeme Başkanı: “Tanığı, tanığı yargılamıyoruz burada.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki efendim, derneğin amacı nedir?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Derneğin amacı.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Sizin derneğinizin başkanlığının?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Derneğimizin amacı tüzükte de belirttiği gibi kendi aramızdaki gazi ve şehit aileleri askerlik anılarımızı yaşatmak, gazi ve şehit ailelerimizin sosyal kültürel haklarını savunmak ona benzer vesaire şeyler yani.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Gerektiği zaman hükümetlerle görüşmeler yapmak, kanun taslağı hazırlamak, çıkarmakta yardımcı olmak buna benzer.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki yani şehit aileleri için mücadele veriyorsunuz onlar için onların faydası için ve ülke için hizmet verdiğiniz öyle bir uhrevi görev için aynı zamanda bu derneğin başkanlığını yürüttüğünüz anlaşılıyor derneğin amaçları doğrultusunda değil mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Elimizden geldiğince tabi.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Peki buna rağmen internete girdiğimde şehit aileleri veya Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul Yetimler Derneğinin sitelerinde.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Sizinle ilgili olarak mesela şu tabirler kullanılıyor. Demokrasi adı altında siyasi emellerine şehit ailelerini alet eden, terörist ailelerini ziyaret eden iktidarın uşağı Müslüm Öztürk’ü kınıyorum. Artık iktidardan da bir büfe ya da dükkan daha alırsın. Yazıklar olsun onun gaziliğine ne de olsa Apo’nun hemşerisi.”

Mahkeme Başkanı: “Bu soruyu da kabul etmiyoruz, Avukat Hanım, lütfen tanığın yargılamıyoruz.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Bu internette var.”

Mahkeme Başkanı: “Başkalarının düşüncelerini yargılamıyoruz lütfen efendim.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Hayır şimdi efendim bu kadar niçin (birkaç kelime anlaşılmadı)”

Mahkeme Başkanı: O şeklide o şekilde yorum yapmış olabilir. Başka soru sorun lütfen.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafi Av. Dilek Helvacı: “Sorularım bu kadar efendim teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun İlkay Bey.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer söz istedi verildi: “Öncelikle bu cenaze töreniyle ilgili olarak bir gün sonraki Zaman Gazetesinde cenaze törenine kimlerin katıldığını katılanlar arasında Abdüllatif Şener’in ya da Cemil Çiçek’in olmadığına dair aynı zamanda burada cenaze töreniyle ilgili asayişi bozan düzeni bozan bir olayın olmadığını gösterir bir gazete kupürünü Zaman Gazetesinin bir gün sonraki kupürünü internet çıktısını göndermek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Alalım.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Şimdi sorularıma geçeceğim, müsaade ederseniz. Cenaze evet o cenaze öncesi daha doğrusu Sayın Başkanım bu aşamaya kadar tanığın bu şekilde huzurda bulunmamasının gerçi bizim bir müdafi arkadaşımız şu anda tanığın bulunduğu odada hazır bulunuyor. Ancak bunun usul hukukunda da gösterilen bir yöntem olmadığını düşünüyorum. Madem bu şekilde açık olarak ifadelerini verebiliyor. Bir duruşmada da, Ankara'da iftira suçlamasıyla yargılandığı davada da biz karşı karşıya da geldik kendisiyle. Huzura gelmeyi düşünüyor mu, şu anda fikri değişti mi acaba.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey o itirazınızı yaptınız reddettik buyurun devam edelim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bunun silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim görüyorsunuz rahatlıkla soru soruyorsunuz. Bir avukat arkadaşınız orada.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ama.”

Mahkeme Başkanı: “Silahlar eşit efendim buyurun buyurun lütfen efendim Avukat Bey.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ama ben onun.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Efendim değerlendirme yapamıyorum ben sonra beyanda bulunmamı isteyeceksiniz benden. Şimdi bu malum cenaze töreninde cenaze töreni öncesinde avlu girişinde sağ tarafta Hurşit Tolon’u görüp tek başınıza onun yanına gittiğinizi söylediniz doğru mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet, evet efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey mükerrer soru kaçıncı defa soruyor. Yanındaki meslektaşınız da sordu aynı şeyi.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki. Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen efendim mükerrer sorulardan şey yapalım. Daha önce verdiğiniz cevaplar da dikkate alınarak o şekilde soru soralım lütfen.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki, mükerrer olmadığını göstereceğim size. Sayın Başkanım mükerrer olmadığını.”

Mahkeme Başkanı: “Bakın başka, başka tanıklarımız var, onlar da dinlenecek, zamanı tasarruflu kullanalım.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Sayın Başkanım soruyorum bakın.”

Mahkeme Başkanı: “Daha önceden bu sorduğunuz sorunun cevabını verdi.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bu öyle değil efendim. Devam ediyorum bakın siz biraz önce bu söylediğiniz cümleyi tekrar ettiniz ancak 26 Ocak 2001 tarihinde Ankara Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğunuz ifadenin ikinci sayfasında şöyle söylüyorsunuz. Benim de dahil olduğum grup.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Başsağlığı dilemek için camii avlusunda bulunan Hurşit Tolon’un yanına gittik.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ancak bu durum yazıda yanlış yazılmıştı, Hurşit Tolon bizim yanımıza gelmedi diyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Şimdi burada da diyorsunuz ki. Ben tek gittim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Savcıya verdiğiniz ifadede grup olarak gittiğinizi söylüyorsunuz hangisi doğru?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın grup olarak, grup olarak biz camiye gittik Sayın Paşamı görünce ben ve bir arkadaşım arkamda kaldı o arkadaşımızla. Ondan sonra arkadaşım durdu ben Sayın Paşamı başsağlığı dilemek için yanına gittim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki, Sayın Başkanım şimdi tanığın bu beyanının doğru olmadığını Cumhuriyet Savcısına vermiş olduğu ifadenin ilgili bölümünü işaretleyerek gönderiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam onu alalım. Hasan Bey.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bunu dosyaya celp ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Verdiği belgeyi alalım.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ayrıca ayrıca son kez cenazede gördüğünüzü söylediniz. Biraz önce Hurşit Bey de bunu size sorduğunda son kelimesini kullanmadım dediniz oysa duruşma tutanağı çıkacak hepimiz göreceğiz ki bende el yazması olarak hemen sizin arkanızda oturuyordum o anda son kez olarak dediniz. Bu son kez cenazede gördüyseniz, Merkez Orduevinde ve Gazi Orduevinde gerçekleştiğini söylediğiniz bu görüşmelerin tarihlerini sıralama olarak en azından verebilir misiniz bize?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi İlkay Bey Sayın Hocam, bakın ben tarih konusunda.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Öncelikle Sayın Başkanım Sayın Başkanım ben hoca değilim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet Avukat Bey diyebilirsiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Avukat Bey.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “İlkay Bey diyebilirsiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Tanık Müslüm Öztürk: “İlkay Bey ben tarihler konusunda Sayın Paşamla görüşürken bunları bir yere not etmedim. Yani ben bu tarihte paşamla görüştüm şu tarihte paşamla görüştüm diye bir şey söylemiyorum. Şimdi bizim bahsettiğimiz konular 3, 4 yıl önce konular hangi gün hangi tarih inan ki hatırlamıyorum yoksa ben açık açık her şeyi konuşurum ben yani.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Son kez son kez cenazede karşılaştığınızı söylediniz. Bu peki doğru mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya şimdi şöyle o belki son kez ağzımdan çıkmış olabilir ama cenazeden sonra görüştüm mü görüşmedim mi onu tam emin değilim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki, hemen sorayım. Cenaze töreninde de böyle bir taleple karşılaşmışsınız Hurşit Bey’den ve rahatsız da olmuşsunuz. O zaman cenaze töreninden 6 ay sonra Hurşit Tolon’u niye telefonla aradınız HTS kayıtlarında bu kayıt var.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Niye aradığımı tam hatırlamıyorum ama mutlaka bir konu için aramışımdır. Yani ne konuştuğumu da zaten vardır, telefon kayıtlarında mutlaka vardır.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Şimdi o tarih itibariyle en azından şimdiki bilgimiz bu telefon (birkaç kelime anlaşılamadı)”

Tanık Müslüm Öztürk: “Veya hal hatırını sormak için de aramış olabilirim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ama benim cümlemi bitirmemi beklerseniz memnun olurum. Siz bu görüşmeyle ilgili olarak rahatsız olduğunuzu beyan ettiniz.

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ondan sonra 6 ay sonra arıyorsunuz ve görüşmenin içeriği vardır diyorsunuz. Biz şu an ki dosya bilgisi itibariyle bu görüşmenin yasal bir dinleme çerçevesinde kayda alınıp alınmadığını bilmiyoruz. Siz de diyoruz ki hal hatır sormak için aramış olabilirim. Öyle mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki. Gazi Orduevinde bir kez görüştüğünüzü söylediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Gazi Orduevinde görüştüğünüzde yanınızda Ahmet Büyükburç var mıydı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yoktu efendim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Tek mi gittiniz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bu görüşmenin talebi sizden mi geldi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sanırım benden gelmişti. Hangisi? Merkez Orduevi veya Gazi Orduevi ikisinden birisinde, Sayın Paşamla gelmişti ama Gazi mi benden veya Merkez Ordu mu benden tam emin değilim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki, Cinnah Caddesinde bahsettiğiniz yazıhaneyle ilgili konu konuşuldu onu geçiyorum. Haber vaktimde Ankara'da yargılanmanıza konu olan internet sitesindeki bu yayında yanımıza geldi demişsiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Yayından sonra bunun bir düzeltmesi ile ilgili bir girişmede bulundunuz mu, madem yanlış yazıldığını gördünüz biz şikayette bulununcaya kadar.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bununla ilgili bir talepte bulundunuz mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ama şimdi.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Tekzip yaptınız mı tekzip talebinde bulundunuz mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok yok yok herhangi bir tekzip talebinde bulunmadım. Ama her gün açıp da gazeteleri veya şeyi kontrol etmedim yani. Siz davayı açtıktan sonra ben farkına vardım. Siz davayı açtıktan sonra mahkemede ben farkına vardım. Çünkü o cümle hiç aklıma gelmemişti.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Yine biraz önce bu cenaze töreniyle ilgili siz dediniz ki o gün orayı görseydiniz sanıklardan birisi soru sorduğunda sanıyorum Durmuş Ali Bey sorduğunda o gün orayı görseydiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Hani çok olay olmuş gibi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bir sanıyorum ifade etmek istediniz. Onu ifade etmek için herhalde o cümleyi kullandınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “O gün orayı görseydiniz diye.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Sayın Başkanım ben arada bilgisayara görüntüleri yükledim fotolar olarak 5, 6 tane fotoğraf gösterebilir miyiz orada hızlı hızlı.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bu cenaze töreninde bir şey olmuş mu, doğrulayacak mı?”

Mahkeme Başkanı: “Şu anda bir şehit cenazesine ilişkin görüntüler var görebiliyor musunuz Müslüm Bey?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet şu anda görüyorum efendim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Sayın Başkanım Alim Yılmaz’ın cenaze töreni. Devam edelim hızlı hızlı geçelim efendim. Bakın şehit ailesi. Devam edelim devam edelim. Evet, hızlı hızlı geçelim lütfen. Protokol, aile, akrabaları, taziye sunanlar, emniyet görevlileri dahil olmak üzere sivil ve askeri erkanın bulunduğu Şehit Yarbay Alim Yılmaz’ın cenaze töreninin fotoğraflarını görüyoruz. Şimdi ismini de göreceğiz bayan polis memuru sivil olarak orada. Burada devlet erkanından bahsedildiği gibi Abdüllatif Şener ya da Cemil Çiçek Bey’ler yok efendim. Şehidimizin fotoğrafı ve camiden çıkarılıp top arabasına götürülüşü ve şimdi kabir için yine Cebeci Şehitliğindeki bölüm. Şimdi Sayın Başkanım ben bu fotoğrafları burada bırakıyorum 65 tane fotoğraf. Bunların hiçbirisinde iddia edildiği gibi birisinin kovalandığına dair bir görüntü bile yok. Bunu kayıtlara girmesi açısından sonra bu fotoğraflar.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bunlar.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Evet.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Avukat Bey bunlar tören alanının içerisindeki olan şeyler. Benim bahsettiğim konu. Bu, hayır biraz önce onlar protokol tarafı, protokol tarafı benim arz ettiğim diğer konulardı. Arka taraftaki sivil vatandaşların olduğu bölümdü.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Şimdi bu fotoğrafların içerisinde onlar da var, o bölüm de dahil olmak üzere.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ailenin yakınları olabilir doğrudur.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Geniş açıdan, geniş açıdan çekilmiş olan fotoğraflar var.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ailenin yakınları da olabilir doğrudur.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Burada böyle bir şey yok. Gazete haberleri de bu bizim beyanımızı doğruluyor efendim. Derneğinize yapılan bağış ve yardımlar ile şehit ailesi veya gazi ailesine resmi olarak yardım yaptınız mı derneğinizin amaçları doğrultusunda?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yapmışızdır.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bir kaydı var mı efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bunun bir örneğini talep etsek bana verebilir misiniz daha sonra?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şu an için, tabi ki daha sonra verebilirim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki, sizin derneğiniz kamu yararına dernek statüsünde mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Değil.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Değil, Ahmet Büyükburç’un Derneği Diyarbakır’daki dernek kamu yaranına dernek statüsünde mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Değil.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ahmet Büyükburç derneğinin kamu yararına tabi bir dernek olması ve protokolde yer almak amacıyla girişimde bulunan biri mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hiç duymadım, ilk defa sizden duyuyorum.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Çünkü neden bizim derneklerimiz her, o kanuna girebilmesi için bakanlar kurulu kararı gerekiyor.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki, cenaze düzeltiyorum. Böyle resmi bayramlarda özel günlerde Atatürk heykeline oraya bir resmi merasimle çelenk bırakılması esnasında bu bazı derneklere de yer veriliyor. Ahmet Büyükburç’un Derneği bu statüde Diyarbakır’da çelenk koyan bir dernekti de sonradan oradan çıkarılan bir dernek miydi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bir, bir iki yıla kadar evet orada Ahmet’in tek derneği vardı ve hiçbir sıkıntısı yoktu, ama ne zaman ki Türkiye Harp Malulleri Derneği kurulduktan sonra Genelkurmayın, Genelkurmayın resmi olarak resmi olarak yazısından sonra Anka… şey Diyarbakır Valiliği resmi olarak tanımamaya başladı.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki, siz sözlerinizde vicdanen hareket ettiğinizi”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Vicdanınızı dinlediğinizi söylediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Buna da çok değer verdiğinizi ben anladım.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Sizin sabıkanız var mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bizim biraz önce söylediğimiz suçtan herhangi bir şekilde yargılandınız mı, yargılanıyor musunuz? Hakkınızda hükmün açıklanmasının ertelenmesi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok, yok sadece Doğu Perinçek Bey tarafından mahkemeye yine verilme şeyim var ama ondan başka yok.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Yani bunun haricinde hiçbir şekilde yargılanmadınız. Hiçbir şeklide hakkınızda soruşturma yapılmadı ve.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani soruşturma derken hangi anlamda soruşturma.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Yani çağırılıp ifadeniz alındı dava açıldı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hangi konuda?”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ben konusunu bilmiyorum merak ediyorum sadece.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya şimdi bakın öyle şey olmuştur ki ben çoluk çocuğumla sıkıntı yaşadığım zamanlar da olmuştur. Ama bu davalarla ilgili bir şeyim olmamıştır, sicilimde bir sıkıntı yoktur.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Yani şunu sormak istiyorum. Karakola gitmek değil Cumhuriyet Savcılığı tarafından ifadenizin alınması.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ifade verilmiş olan şeyler olmuştur.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Suçlama neydi. Yani şahısları söylemek durumunda değilsiniz de konusu hakkında?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Konusu, dernekle ilgiliydi diye hatırlıyorum.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Yani Türk Ceza Kanunu anlamında bir suç bunlar yok muydu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok eğer varsa söylerseniz teyit ederim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ben bildiğimi söylemedim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır hayır.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Ben sadece bu kadar vicdanıyla hareket eden bir şahsın.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, bakın ben de size şunu şunu şunu şunu.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Bu konuya da doğru bir cevap verebileceğini düşündüğüm için beyanınızı sadece dinleyin ama beni dinlemiyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “İlkay Bey şunu şunu bir şey arz edeyim.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Beni dinlemiyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Beni dinlemiyorsunuz Sayın Başkanım.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben sabahtan beri sabahtan beri dinliyorum hocam.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Sorumun bitirilmesine buna izin verilmesini talep ediyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Buyurun dinliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Dinliyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Avukat Bey.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Şimdi sizin hakkınızda Cumhuriyet Başsavcılığı sizi huzuruna alıp da ifadeniz aldı mı bu konuyla ilgili polise sevk edip karakolda ifadeniz alındı mı hakkınızda dava açıldı mı yargılandınız mı? Hakkınızda hükmün açıklanmasının ertelenmesine şeklinde kararlar verildi mi ve mahkeme huzuruna çıkıp da ifade verdiniz mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bir tane ertelenmiş davam var?”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Hangisidir? Yani konusu suçu nedir?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Konusu eşimle ilgiliydi.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Onun haricinde başka bir şey yok.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok.”

Sanıklar Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet İlker Başbuğ müdafi Av. İlkay Sezer: “Peki teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani her Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bu gerçi özel hayata giriyor, ama daha önce eşimle bir.”

Mahkeme Başkanı: “Yok açıklamak durumunda değilsiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ha yok yok bunla bir sıkıntı sıkıntı görmüyorum eşimle yaşamış olduğum bir problem vardı. Ondan sonra.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam tamam o konu dışı zaten.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O oydu yani yoksa herhangi bir.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Avukat Bey.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ha.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa söz istedi verildi: “Sayın Başkanım tanık Başbakanlık Müsteşarı yazıcı ve diğer üst düzey bürokratlarının yeni bir oluşum bir parti kurma çalışması yaptıklarından bahsetti. Ben kendisine müvekkilim Sedat Peker'in adını böyle bir oluşumun içerisinde duyup duymadığını sormak istiyorum evet veya hayır.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır duymadım Sayın Başkanım.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa söz istedi verildi: “Teşekkür ederim efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Rica ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam. Buyurun, buyurun tabi.”

Sanık Oktay Yıldırım söz istedi verildi: “Az önce bir şey söyledi Sayın Tanık dedi ki Sayın Avukat kamu yararına dernek statüsü taşıyor musunuz sorusunu sorduğunda o sorusuna cevaben dedi ki? Büyükburç kimse o ne Büyükburç o Aydın Büyükburç mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ahmet Büyükburç efendim.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Ha Ahmet Büyükburç’un derneği, kamu yararına dernek statüsü alacaktı fakat Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği kuruluncaya kadar bunu yaptı ama o kurulunca onlar aldı biz alamadık dedi doğru mu anlamışım?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır Sayın Başkanım.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Nasıl?”

Tanık Müslüm Öztürk: “O şekilde ben söylemedim. Dediğim şu.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Bir açıklar mısınız?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi bizim Ahmet veya bizim derneklerimiz 5253 sayılı dernekler kanununa göre kurulmuş bir dernek.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Hı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Daha önce Diyarbakır’da sadece şehit ve gazi olarak faaliyeti kendisi yürüttüğü için yürüttüğü için.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Hı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Diyarbakır Valiliği işte büyükşehir neyse Ahmet yalnız olduğu için Ahmet’i muhatap olarak kabul ediyorlardı. Ne zaman ki o zaman şeye bakmıyorlardı. Kamu yararı statüsüne bakmıyorlardı. Ne zaman ki, Türkiye Harp Malulleri çünkü Türkiye Harp Malullerini Genelkurmayın kararıyla kurulmuş olan dernekler. Ona o Diyarbakır’da kurulduktan sonra kurulduktan sonra ve Genelkurmayın valiliklere göndermiş olduğu yazıdan sonra yani bizim derneklerimizi muhatap kabul edeceksiniz işte protokolde yer vereceksiniz dedikten sonra Ahmet dışarıda kalmıştır.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Ne zaman bu? Kaç yılı bu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bu sanırım herhalde bir 2, 3 yıl odu.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Ha yani Türkiye Harp Malulü Gazileri Şehit Dul ve Yetimleri dernekleri Genelkurmayın emriyle 2, 3 yıl önce kuruluncaya kadar sizi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır şubesini diyorum ben.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Ha.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yoksa genel merkez genel merkez herhalde sanıyorum, Kenan Evren döneminde kurulmuş bir dernek veya çok eski dernekte olabilir.”

Mahkeme Başkanı: “Oktay Bey doğrudan ilgisi olan bir konu değil. Buyurun başka soru sorun.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Tamam düzeltti, 1911 yılında kurulmuştur Sayın Başkanım.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur doğrudur doğrudur.”

Sanık Oktay Yıldırım: “Teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Bir iki soru Doğu Bey buyurun.”

Sanık Doğu Perinçek söz istedi verildi: “Biraz evvel beyanınızda bu bizim partiye yaptığınız ziyaret sırasında Şehit Ve Gazi Aileleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Kenan Özbey’in de o görüşmede bulunduğunu söylemiştiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır yoktu, Sayın Perinçek.”

Sanık Doğu Perinçek: “Biraz evvel söylediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır ben Kenan diye bir şey söylemedim.”

Sanık Doğu Perinçek: “Kimin ismini verdiniz?”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey bu zabıtlarda belli olur söyledikleri söylemediğini söylüyor.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, Taner, Taner Uran.”

Sanık Doğu Perinçek: “Ha şimdi efendim belgesi geldi.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam alalım onu alalım.”

Sanık Doğu Perinçek: “Arz edeceğim hem Savcılığa verelim, hem Mahkemeye verelim.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam tamam.”

Sanık Doğu Perinçek: “Şunu arz edeyim bu görüşme 2006 yılı Ağustos ayında yapılmış ve basına yansımış o tarihte ne Cumhuriyet mitingleri var, ne başka mitingiler var ve orada (bir kelime anlaşılamadı).”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey sorunuz var mı daha sonra o konudaki beyanlarınızı alırız. Sorunuz varsa alalım.”

Sanık Doğu Perinçek: “Yani .”

Mahkeme Başkanı: “Lütfen başka tanıklar var dinlenecek.”

Sanık Doğu Perinçek: “Gerçeği söylemiyor. Hayır, şunu saptamak istiyorsanız; Doğu Perinçek o mitingleri destekledi mi katıldı mı? Evet, Cumhuriyet mitinglerine katıldım. Bir daha yapılırsa gene katılırım. Hatta tarihlerini söyleyeyim. 14 Nisan 2007 Ankara mitingine Paris’te Talat Paşa komitesinin Ermeni soykırımı eylemi olduğu için katılamadım, ama İstanbul Çağlayan’da ve İzmir.”

Mahkeme Başkanı: “Doğu Bey beyanlarınızı alırız daha sonra.”

Sanık Doğu Perinçek: “Gündoğdu’daki mitinglere katıldım Diyarbakır’daki mitingi de İşçi Partisi tek başına yapmıştır, onu size arz ettik.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam.”

Sanık Doğu Perinçek: “Diyarbakır’da binlerce Türk Bayrağıyla mitingi yapabilen tek partiyiz onu da arz ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam buyurun buyurun. Hurşit Bey bir soru alalım lütfen.”

Sanık Doğu Perinçek: “Yani gerçeği söylemiyor onu görüyorsunuz. Bu ispatlandı gerçeği söylemiyor.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim tamam bunu daha sonra söylersiniz değerlendiririz.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon söz istedi verildi: “Sayın Başkanım sorular bittiği için izninizle bir cümleyle sorulan ve tereddüt yaratan bir konuya açıklık getirmek lüzumu hissediyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim soru, soru sorun. Tanığa şu anda bakın.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Siz, siz lütfettiniz.”

Mahkeme Başkanı: “Şu anda.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Sonunda söyleyin dediniz.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim onu daha sonra beyanda bulunursunuz. Talep ve beyanda bulanacağınız.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Şimdi müsaade buyurun bir cümle bir cümle.”

Mahkeme Başkanı: “Süreler oluyor veriyoruz zaten lütfen efendim. Şu an sorunuz var mı? Hurşit Bey sorunuz var mı?”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Ben size.”

Mahkeme Başkanı: “Yok anladığım yok anladığım kadarıyla buyurun.”

Sanık Ahmet Hurşit Tolon: “Kamu yararına dernekle ilgili Ahmet Büyükburç’un Diyarbakır’dan Ankara’ya gelişinde kamu yararına dernek olmadığı sebeple Diyarbakır Valiliğinin kendilerine çelenk koymada davetlerde yer vermediğini belirterek randevu alışlarında bir iki kere zannediyorum Bay Tanık refakat etti. Konu onların şu kamu yararına dernek statüsünde olmaları konusundan benden fikir almalarıdır. Ben de kendilerine Ahmet Büyükburç’a bunun çözümü ancak Savunma Bakanlığı Milli Savunma Bakanlığı ya da Genelkurmay Başkanlığı Şehit ve Gaziler şubesinde olur dedim. Size teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Peki bunu daha sonra söyleyebilirsiniz. Başka, buyurun Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz söz istedi verildi: “Değerli Başkanım, ben Değerli Avukatlarımızın zamanını almayım diye ondan beyanda bulunmadım, ilk etapta da o yüzden özür diliyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim önce sanıklardan başlayıp sonra avukatlara geçiyoruz.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O bir mazeret bildirdiklerinden ötürü.”

Mahkeme Başkanı: “Daha önce sorulan sorular olmasın lütfen zamandan tasarruf edelim buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tabi efendim tabi efendim. Kısa ve net cevaplar alırsak zaten o konuda sizlere de yardımcı oluruz. Sayın Müslüm Öztürk siz bir gazisiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Aynı zamanda şehit ailelerini de temsil eden bir derneğin de başkanlığını yapıyorsunuz. Siz gazi ve şehitlerimize bu toplumun gerçekten büyük bir minnet borcu vardır. Bu minnet borcunun şahsıma da yüklediği sorumluluk çerçevesinde, birkaç sual sormayı düşünüyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Buyurun efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu suallerimden de sakın ola ki rencide olmayınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Estağfurullah.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu konuda da zaten hassas davranacağıma emin olabilirsiniz. Sayın Savcımızın sorusu üzerine ve monitörde gösterilen resimde beni tanımadığınızı tarafımdan size herhangi bir yönlendirmede telkinde bulunmadığımı iddia ettiniz doğru mudur efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sayın Başkanım kiminle görüşüyorum ben isim anlamadım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kemal Keri...”

Mahkeme Başkanı: “Şu anda Sanık Kemal Kerinçsiz soru soruyor size.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kemal Kerinçsiz efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ben de sizi tanımıyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Daha önce hiç karşılaşmamıştık hiç tanımıyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Doğrudur efendim. Efendim beni Pakize Akbaba ile herhangi bir şehit cenazesinde ya da herhangi bir etkinlikte birlikte bizzat gördünüz mü efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim. Efendim Sayın Savcımız şöyle bir beyanda bulundu sizlere bir sual tevcih ederken Avukat Kemal Kerinçsiz hakkında şehit ailelerini yönlendirdiği konusunda iddianamede iddialar var dedi. Siz de gayri ihtiyari olarak her soruya söylenebilecek bir tarzda doğrudur dediniz, oysa beni tanımıyorsunuz görmediniz. Bu doğrudur sözcüğün ağzınızdan gayri ihtiyari olarak çıktığını zannediyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın gayri ihtiyari çıkmıştır kesinlikle ben sizi ne tanıyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ne de Pakize Hanım’ın yanında görmüşüm.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Zaten fotoğrafınızı da ilk defa görüyorum ben.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim. Efendim sizlerin derneğinizin veya diğer illerde kurulan şubelerin avukatlığını yapan avukatlarınız var mı veya sizlerin hukuki konuları danıştığınız avukatlarınız?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani tabi ki birebir tanıdığımız avukatlar vardır.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani hukuki sorunlarınızda ve işlemlerinizle dernek ile üyeler ile ilgili.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani hiçbir zaman derneğimizin derneğimizin hukuki sorunları olduğu zaman da kendimiz savunmaya çalışıyoruz. Ama gazilerimizin veya şehit ailelerimizin sıkıntıları olduğu zaman avukat büyüklerimize yönlendirmeye çalışıyoruz, ama resmi anlamda.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Derneğimizin avukatı yoktur.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim. Müslüm Bey bu sizin ifadenizin ekinde bir inceleme tutanağı var. Bu inceleme tutanağında, tarihi 30.10.2008 tarihi saat 18:30 yazıyor. Emniyet makamları söz konusu sizin de katıldığınız cenaze töreninin bizzat çekimlerini yapmışlar veya çekimlerini temin etmişler.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve yapmış oldukları çözümlemede, sadece buradaki yargılanan sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk’ün isminin geçeceği şekilde şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganının atıldığı ve bunun dışında başkaca bir slogan kullanılmadığı. Ayrıca herhangi bir olay olmağı efendim asayişi bozan sizlerinde bahsettiği gibi sıkıntı verici hadiselerin gerçekleşmediğini tespit etmiş yani bu emniyetin yapmış olduğu bir tespit.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hangi?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Az önceki avukat arkadaşlarımızın yapmış olduğu o beyanlardaki gazete kupürlerindeki haberleri de doğruluyor. Emniyetin tutanağı efendim inceleme tutanağı tarihi 30.10.2008.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi cenaze töreninden bahsediyorsunuz Kemal Bey? Hangi cenaze töreninden bahsediyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hangi cenaze töreninde.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Aynı katıldığı törende.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Alim Yılmaz şehidimizin.”

Mahkeme Başkanı: “Şehit Alim Yılmaz cenazeden bahsediyorsunuz buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Alim tabi tabi. Ne deresiniz efendim yani kesin olarak bir tespit var emniyetin tespiti bu cenaze töreninde herhangi bir olayın gerçekleştiği veya sizin söylediğiniz gibi hükümet istifa diye sloganların atıldığı bir cenaze töreni gerçekleşmemiş, ne dersiniz buna?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani Kemal Bey ben orada gördüklerimi konuşuyorum ben. Ha emniyetin görüşünü bilmiyorum ama yani ben orada paşamla yaşadıklarımı ve toplumda gördüklerimi ben söylemeye çalışıyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ve DVD’de şu anda Mahkememizin emanetinde delil olarak da var.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Doğrudur.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, Sayın Müslüm Bey, ifadenizde Turhan Çömez’le 2004.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yılında görüştüğünüzü ve Turhan Çömez’in size şehide kelle katil başına Sayın diyen bir kişiye ödül verilmez şeklinde beyanda bulunduğunuzu ifade etmişsiniz doğru mudur efendim bu beyanınız?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi bakın. Bakın tarih konusunda.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ben ifade tutanağından okuyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Bey Avukat Bey Sanık Kemal Bey bu mükerrer bir soru. Başka soru sorun.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben buna defalarca Sayın Başkanım cevap verdim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Mükerrer değil efendim benimle alakalı bak.”

Mahkeme Başkanı: “Soruldu soruldu efendim başka soru sorun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim Sayın Başkanım bir dinleyin isterseniz.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim o beyanı soruldu zaten.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bir sorumu dinleyin yine sormam yine vazgeçerim takdir tabi sizindir. Şimdi efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim soruldu bu soru soruldu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır, hayır efendim benimle alakalı bir hadise de o bakımdan.”

Mahkeme Başkanı: “Sizi tanımadığını söyledi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Hayır onunla alakalı değil. Bakın devam edeyim yine sormayın yine efendim cevabı almayalım. Efendim bu beyanlar Başbakan tarafından Avustralya’da SBS Radyosuna 2000 yılında verilen röportajda söylendi ve Türkiye’de intikali 2006 yılı sonlarında gerçekleşti ve 2007 yılında ben vekilliğini temsil etmiş olduğum şehit aileleri adına 24 adet dava açtım, bu beyanlardan ötürü ve hepsi de Yargıtay onamasıyla beraber kabul edildi. Yani demek istediğim bu 2004 yılında ısrarlı mısınız? Çünkü benim bizzat yazmış olduğum davalar ve resmi kayıtlarla sabit bu husus.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bakın Kemal Bey ben ben sözlerimin Kemal Bey ben sözlerimin başında da arz etmeye çalıştım. İnan ki tarih konusunda sıkıntım var.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki efendim.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani ben tarihleri hiçbir zaman tutmadım o anlamda diyorum ben.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki yani 2006 yılının.”

Mahkeme Başkanı: “Siz bir dakika siz Turhan Çömez’le görüştüğünüz zaman milletvekili miydi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki milletvekiliydi efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet, yani 2006’nın sonunda zaten danışmanlık yapmıyordu.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, hayır ben görüştüğüm zaman Sayın Başkanım, milletvekiliydi Turan Bey.”

Mahkeme Başkanı: “Evet tamam.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim siz ifadeye vermeye nasıl çağrıldınız. Siz mi ifade vermek istediniz yoksa emniyet mi sizi çağırdı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Buraya mı efendim? Buraya mı?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yok efendim ilk ifade verdiğiniz tarih 2008 yılında.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Sanırım İstanbul Cumhuriyet Savcılığından Ankara’ya ifade vermem istenmişti.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani Savcılık.”

Mahkeme Başkanı: “Siz mi siz mi başvurdunuz Savcılığa ifade vermek için veya emniyete ifade vermek için?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır, hayır, hayır efendim hayır.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kendisi.”

Tanık Müslüm Öztürk: “(bir kelime anlaşılamadı). Şey Savcı Bey’in daveti üzerine emniyete ifade verdim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sizi Savcı Bey bizzat aradı mı efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Efendim?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sizi Sayın Savcı Bey bizzat aradı mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır emniyet aradı.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Emniyet aradı.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Emniyet kanalıyla. Ama İstanbul Savcılığından gelen yazıyı bana gösterdiler tabi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet. Peki, siz efendim bu arada işiniz ve yaşam alanınız Ankara’da.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet efendim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama ifadeyi zannediyorum yanılmıyorsam İstanbul'da vermişsiniz doğru mu efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ankara'da mı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ankara’da verdim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ankara’da verdiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki ifadenizi herhangi bir Savcı iştirak etti mi veya siz ben Savcıya ifade vereceğim dediniz mi?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Doğrudan doğruya emniyette polisler tarafından ifadeniz alındı değil mi efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki, tabi ki.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Efendim bu ülkenin vatandaşı ve şehit aileleri olarak her gün artan şehitler karşısında uygulanan terör politikalarından ötürü yasa ve Anayasa ile siyasetten sorumlu olan terör politikalarını üreten ve uygulayan Bakanlar kurulunu ve hükümeti sorumlu tutan düşünceyi ve tavrı ifadenizde adeta suç gibi gösterme gayretindesiniz, ben öyle izlenim edindim. Oysa şehit sayısının artması ve ülkemizde teröre karşı uygulanan politika ve siyasetin ki başarılı olduğu da söylenemez ve bundan da sorumlu olması gereken elbette ki muhalefet olmayacaktır. Elbette ki, bu politikaları üreten ve uygulayan hükümet olacaktır. Bu anlamda şehit ailelerinin vatandaşların hükümete demokratik tavrını ve tepkisini göstermelerin neresinden suç vardır efendim, ben öyle bir izlenim edindim ne derseniz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani o.”

Mahkeme Başkanı: “Bir görüş görüş sorusu.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Görüş bu yani.”

Mahkeme Başkanı: “Kemal Bey başka soru sorun buyurun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki. Efendim yine ifadenizde bağıran bir gruptan bahsediyorsunuz, ama bu grup ne somut olarak ne dediğini ifade etmediniz neler dedi bu grup?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hayır hükümet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Çünkü oradasınız.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Hükümet istifa yuhalamalar yani ona benzer sloganlar atılıyordu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki, az önce benim size söylediğim mahkeme emanetinde bulunan DVD’ye rağmen.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “İnceleme tutanaklarına rağmen siz yine bu grubun hükümeti.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben yine halen iddia ediyorum Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “İstifa ettiğine istifa etmesini istediğine ilişkin.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben çünkü ben çünkü oradaydım. Ben çünkü oradaydım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki. Yani (bir kelime anlaşılamadı).”

Tanık Müslüm Öztürk: “Merdivenlerin yanı başındaydım.”

Mahkeme Başkanı: “Kemal Bey mükerrer, mükerrer bir soru başka soru sorun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim. Efendim bu bağırdığını iddia ettiğiniz grubun içerisinde şehit aileleri var mıydı efendim?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yoktu.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tanıyor musunuz oraya gelen bütün şehit ailelerini?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Görseydim görse… görseydim, görseydim mutlaka tanıdım çünkü yani Ankara.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bütün şehit ailelerini tanır mısınız?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ankara'daki şehit aileleri mi?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bütün tabi yurt şeyden de Ankara’nın dışında da gelmiş olabilirler.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani şöyle ki yani yönetim anlamında olan insanlar mutlaka tanırım.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama onun dışındaki herkesi tanıyorum diyemezsiniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Tabi ki yani.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yani o grubun içerisinde şehit aileleri de olabilir değil mi efendim? Bir ihtimal olarak.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani ola da bilir olmaya da bilir tabi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Evet. Peki, vatandaşlardan mı oluşuyordu bu grup?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki. Peki, bu kişilerin ellerinde suç teşkil edebilecek sopa bıçak silah gördünüz mü?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Onu o kadar dikkat etmedim. O kadar dikkat etmedim Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki.”

Tanık Müslüm Öztürk: “O kadar dikkat etmedim ben.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki bu kişilerin mahalde bulunan polislere veya görevlilere saldırdığını vurduğunu gördünüz mü?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ben saldırdığını vurduğunu vurduğunu söylemedim ben. (bir kelime anlaşılamadı).”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yok zaten söylemediniz de ben gördünüz mü diyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ha yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam efendim. Herhangi bir kişiye gruba taş attığını gördünüz mü?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok ben sadece slogan anlamında söylüyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki bu kişilerin şiddet kullandığını tanık oldunuz mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani itiş kakışmalar oluyordu tabi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şiddet diyorum.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Peki. Bu, bu.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şiddet derken hangi şiddet derken vurma.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Şiddet vurma kırma dökme.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok, yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Bu grubun herhangi bir suç işlediğini orada söyleyebilir misiniz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani sloganlarla evet diyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Slogan atmak suç mudur?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani slogan (birkaç kelime anlaşılamadı)”

Mahkeme Başkanı: “Efendim bir görüş sorusu başka soru sorun.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “(birkaç kelime anlaşılamadı). Tamam. Peki, efendim bu grubun içinde burada yargılanan sanıklar arasında herhangi biri var mıydı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yok.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Yoktu.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Herhangi biri derken tören alanında mı bağıran grubun içerisinde mi?”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Efendim, efendim zaten Sayın Ahmet Hurşit Tolon’u söylediniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Onun dışında burada yargılanan kişilerden herhangi biri o cenaze töreninde var mıydı?”

Mahkeme Başkanı: “Tören alanında var mıydı?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Varsa varsa da bilmiyorum görmedim.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Önemli olan sizin görüp görmemeniz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani tabi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam. Efendim artan şehitlerden ötürü hükümetin sorumlu olduğunu kabul eden kişilerin Anayasa’da ve yasada böyle düşünen diyelim. Anayasa’da ve Yasa’da korunmuş protesto hakkını kullanmak slogan atmak açıklamada bulunmak hukuk devletinin de demokrasinin de olmazsa olmaz şartıdır. Siz gazetedeki açıklamanızda ve verdiğiniz ifadenizde, bu tür tepkileri kışkırtıcı davranış olarak görmüşsünüz. İfadelerinizde belirttiğiniz kışkırtıcı davranışlar bunlar mıdır? Bağırdığını iddia ettiğinizin bir grubun kışkırtıcı olarak kabul ettiğiniz başkaca bir davranışını gördünüz mü?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Şimdi.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “O söylediklerinizin dışında slogan diyorsunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Bağırmadan evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Sloganın dışında başkaca bir kışkırtıcı davranışına tanık oldunuz mu?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya şimdi tam grubun içerisinde ortasında olmadığım için sadece merdivenlerden gruba baktığım için yani iç içlerinde neler oluyor neler olmuyor tabi bilmiyorum yani.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Siz ne gördüyseniz efendim onu söyleyin.”

Tanık Müslüm Öztürk: “E tabi ki yani o şekil kışkırtmalar vardı yani öyle şeyde.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Neydi efendim o kışkırtmalar somut olarak söyler misiniz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Yani şimdi şöyle düşünüyorum oraya grup grup şeklinde insanlar gelmişti. Yani bu grupları temsil eden insanlar vardı diye düşünüyorum.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam insanlar vardı ama kışkırtıcı somut bir davranış söyleyebilir misiniz bizzat gördüğünüz?”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kulağınızla duyduğunuz.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Ya, ya şimdi şöyle ben isminizi unuttum ama çok özür diliyorum. Yani vardı orada bir şeyler vardı ama tam şimdi 2000 küsur yılından itibaren öyle pek her gün bunu düşünerek yaşamadım yani vardı olaylar vardı ki ben söyledim yoksa öyle olmayan bir şeyi söylemedim şey pardon Kemal Bey.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Ama Müslüm Bey ifadeniz de somut.”

Tanık Müslüm Öztürk: “Olmayan bir şeyi söylemedim yani.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Kışkırtıcı herhangi bir açıklamanız olmamış. 2008 yılında.”

Mahkeme Başkanı: “İfadenizde anlattıklarınız dışında başka bir şey gördünüz mü?”

Tanık Müslüm Öztürk: “İfadem hayır görmedim efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Sanık Kemal Kerinçsiz: “Tamam.”

Saatin 15:30 olduğu görüldü.


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin