Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile Üye Hakimler Ercan Fırat ve Nihat Topal’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 15 Mayıs 2012 günü saat 09: 31’de Silivri Cezaevi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda oturum açıldı



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə7/7
tarix08.01.2019
ölçüsü1,03 Mb.
#92865
1   2   3   4   5   6   7

Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Yeniden tanık yoklaması yapıldı.

Tanık Sedat Tatar’ın hazır olduğu görüldü.

Duruşma salonuna alındı.

Kimliğinin tespitine geçildi.

TANIK SEDAT TATAR: “Cevri oğlu, Mahşeker’den doğma, 1959 Ardahan doğumlu olduğunu, Osman Yılmaz mahallesi Bağdat caddesi Gürses Apartmanı 13/8 Gebze adresinde ikamet ettiğini, Emekli jandarma astsubayı olduğunu, Telefon Numarasının 0532 3156082 olduğunu beyan eder.”

Mahkeme Başkanı: “Evet bu dosyada iddianamedeki iddialarla ilgili olarak sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, İsmail Sağır, Tekin İrşi, Veli Küçük, Osman Gürbüz, Doğu Perinçek, İlker Başbuğ, Bedrettin Dalan ve diğer sanıklar iddianamedeki iddianamelerdeki diğer sanıklar yargılanıyor. Onlarla bir dostluğun onlar bir düşmanlığınız husumetiniz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbirisiyle hiçbir husumetim yoktur.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Bu dava konusu suçları iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluları kayırmaktan dolayı veya delilleri yok etmekten dolayı, değiştirmekten dolayı hakkınızda açılmış bir soruşturma veya dava var mıdır?”

Tanık Sedat Tatar: “Yoktur.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, size sorulacak sorulardan sizi ceza kovuşturmasına veya soruşturmasına uğratabilecek sorulara cevap vermekten çekinebilirsiniz. Maddi gerçeği söylemeniz açısından doğru söylemeniz gerekiyor, yani maddi gerçeği bulmamız açısından doğru söyleminiz gerekiyor. Eğer gerçeğe uygun olmayan beyanda bulunduğunuz takdirde hakkınızda yalan tanıklıktan dolayı soruşturma veya dava açılabilir. Birazdan yemin yaptıracaksınız, yemin yapacaksınız, anladınız değil mi söylediklerimi?”

Tanık Sedat Tatar: “Anladım, anladım Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Söylediğim yemin metnini aynen tekrar edin. Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”

Tanık Sedat Tatar: “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime.”

Mahkeme Başkanı: “Namusum ve vicdanım üzerine.”

Tanık Sedat Tatar: “Namusum ve vicdanım üzerine.”

Mahkeme Başkanı: “Yemin ederim.”

Tanık Sedat Tatar: “Yemin ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Evet, bu dava kapsamında iddialarla ilgili olarak sanıklarla ilgili olarak bildiğiniz nedir anlatır mısınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Sanıkların birçoğunu zaten tanımıyorum, önceden tanımıyordum. Sadece, Sayın Veli Küçük Paşayla ast üstlük münasebetiyle tanıyorum. Ben Gebze’de görevliydim Sayın Komutanımızda İl jandarma komutanıydı, onun dışında hiçbir tanışlığım tanışıklımız yoktur hiçbir kimseyle diğer tutuklularla hiçbir yakınlığım yoktur.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Gebze İlçe jandarma komutanlığında mı görev yaptınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Hangi tarihler arasında görev yaptınız?”

Tanık Sedat Tatar: “92, 95.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. O tarihte Veli Küçük hangi görevdeydi?”

Tanık Sedat Tatar: “İl jandarma komutanıydı.”

Mahkeme Başkanı: “Nerenin?”

Tanık Sedat Tatar: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: “Kocaeli mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Kocaeli İl Jandarma Komutanıydı.”

Mahkeme Başkanı: “Komutanıydı. Görüşür müydünüz, devamlı gelir miydi?”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır sadece astlık üstlük münasebetleri dahilinde görev dahillerinde gel çok az gelirdi komutan Gebze’ye o emirler çerçevesinde yasalar çerçevesinde verilen görevleri yapardık. Astlık üstlüğün dışında şahsi kişisel hiçbir şey ilişkimiz olmamıştır.”

Mahkeme Başkanı: “Evet o sizin sicil amiriniz miydi?”

Tanık Sedat Tatar: “Tabi bizim yasa gereğince o bölgedeki en üst sicil amirimiz, ikinci sicil amiri.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Gebze Cezaeviyle ilgili bir sorumluluğunuz var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır efendim yoktu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet anlatacağınız başka bir şey var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yani ben niçin tanık olduğumu dahi bilmiyorum bu davada. Çünkü ben soruşturma safhasında da ifadeye çağırıldığımda bana sorulan soruların hiçbiriyle muhatap değildim ve o konuyla ilgili hiçbir bilgim hiçbir görgüm yoktu. Sadece varsayımla birkaç soru sorulmuştu onun dışında hiçbir şeyle hukuk dışı hiçbir şeyin tanığı değilim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Hukuki olmayan hiçbir görevde de bulunmadım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Bu şu an mahkememizde görülen ana dosyayla birleşen mahkememizin 2008/209 esas sayılı birinci dava olarak nitelendirilen dava klasörlerinden 391. klasörün dizi 208. sayfasında şöyle bir ifadeniz var. Savcılıkta vermiş olduğunuz 13.05.2008 tarihinde vermiş olduğunuz bir ifade bu ifadenin okunmasına geçiyorum.

Tanığa 2008/209 esas sayılı birinci dava olarak nitelendirilen dava klasörlerinden 391. klasörün dizi 208. sayfasında yer alan Savcılıkta vermiş olduğu 13.05.2008 tarihli ifadesi okundu, soruldu.

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur yani o 2007 yılında bir telefon görüşmemiz sadece o günü olmuştu onun dışında yok yani.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Bir de ben o ifadede basından duyduklarım diye bahsetmiştim galiba geçmemiş çünkü ben onları birinci ağızdan veya görmek anlamında söylememiştim. Basından siz ne biliyorsanız ben de onu biliyorum. Bugünlerde basının yazdığı diye ifademe geçirilmesini istemiştim. Onun dışında söylenenler yazılanlar doğrudur.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Yoksa birebir herhangi bir suça yasadışı unsura tanıklık etmiş değilim.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Bu size basından, internetten açık kaynaklardan bilgilerinizi sormuyoruz. O görev yaptığınız dönem içerisinde bildikleriniz neyse onu anlatmanızı istiyoruz. Bu beyanınıza ilave edeceğiniz herhangi bir şey var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Savcı Bey sorunuz varsa alalım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkan izninizle Sedat Tatar’a birkaç soru yöneltmek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sizi niçin tanıklığa çağırıldığınızı bilmediğinizi beyan ettiniz. İfadenizi ben aldım. Sizinle ilgili olarak gizli tanık 15’in beyanları var şöyle diyor. Sedat Tatar isimli tanıdığım bir şahıs vardır. Bu şahıs Veli Küçük Paşayla birlikte Adapazarı’nda çalışmıştır. 1996 yılında Veli Küçük Paşanın elinde 120 adet şantaj amaçlı mikro kaset olduğundan bahsetmişti. Veli Küçük Paşa bu kasetleri kullanarak nüfus elde ettiğini duymuştum. Veli Küçük Paşa Mahmut Yıldırım isimli şahsı çok iyi tanır şeklinde beyanları var. Bu beyanlar üzerine biz sizi tanık olarak çağırıp ifadenize başvurmuştuk. Nedir bu 120 adet mikro kaset, bu konuda ne biliyorsunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Bu konuda o zaman da söylemiştim Sayın Savcım, ben hiçbir şey bilmiyorum dedim. Bu tamamen bir uydurma yani bilemiyorum 15 nolu tanığın bunu nereden çıkardığını nasıl rakamları söylediğini onu kendisi bilir. Benim öyle bir görgüm yok. Çünkü ben birlikte hiç olmadım, çoğu zaman yan yana gelmedim. Gebze’yle Kocaeli’nin arası 60 kilometre, yani her gün bir sürü görev yapan personel varken ben nereden bileceğim öyle bir şeye konuşmadım yani öyle bir beyanatım olmadı hiçbir yerde yoktur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gebze’de 94, 95 yıllarında iki yıl mı çalıştınız 1 yıl mı?”

Tanık Sedat Tatar: “3 yıl çalıştım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “3 yıl, 94, 95, 96 mı?”

Tanık Sedat Tatar: “92, 95.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “92?”

Tanık Sedat Tatar: “95.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “95. Veli Küçük 93’te mi gelmişti Alay Komutanlığına? (bir kelime anlaşılamadı).”

Tanık Sedat Tatar: “Evet zannediyorum bir yıl zannediyorum. Bir, bir yıl kadar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Göreviniz neydi Gebze’deki?”

Tanık Sedat Tatar: “Ben idari işlere bakıyordum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İdari işlere bakan bir astsubaydınız öyle mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Evet idari işlere bakan astsubay.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. Dava sanıklarından Sedat Peker burada Tuncay Özkan'ı tanır mısınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Anlamadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Özkan Ahmet Tuncay Özkan.”

Tanık Sedat Tatar: “Tuncay Özkan'ı basından tanıyorum sadece yazar olduğunu televizyondan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisine herhangi bir şekilde telefonunuzu vesaire verdiniz mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Kime?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Özkan'a.”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka dava sanıklarından tanıdığınız var mı? Sinan Aygün’ü tanır mısınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Evet Sinan Aygün’le meslekle ilgili bir nakliyecilikle ilgili bir şeyimiz vardı. Sorun var 4925 sayılı yasa çıktığı zaman Ankara’da Sayın Başbakan ve hükümetle görüşmeye gittiğimizde bir heyet olarak Türkiye Nakliye Platformu diye bir platform vardı. Heyet olarak Ankara'ya gittiğimizde oda başkanı olarak kendisini ziyaret edip Ankara'daki dernek başkanı arkadaşlarla nakliyecilerin sorunlarını iletmek için Sinan Aygün Bey’e gitmiştik. Oda Başkanıyken”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İknader nakliyeci İknader diye bir dernek var mıdır?”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur İknader Nakliyeciler Derneğinin Başkanıydım sonra onun kongrede değiştirildi ismi Yurtiçi Nakliyeciler Derneği olarak şu anda devam ediyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siyasi bir çalışmanız var mı sizin?”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır yok. Benim kendimin mi?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Evet şu anda ben siyaset yapıyorum. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisinin Gebze İlçe Başkanıyım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ufuk Akkaya’yı tanır mısınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ufuk Akkaya.”

Tanık Sedat Tatar: “Ufuk Akkaya tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dava sanıklarından 500 GB’lık hard disk içerisinde Sedat Tatar diyor, nakliyeci İknader Başkanı Gebze 532 3156082, 0262 6447831, faks 262 6447832.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanıyor musunuz bu şahsı, Ufuk Akkaya’yı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiç karşılaşmadım. Ufuk Akkaya’yı anımsamıyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Numaralarınızı kaydetmiş…”

Tanık Sedat Tatar: “İsmini hatırlamıyorum veyahut da karşı karşılaşmışta olabilirim ama birebir konuşmuşluğum görüşmüşlüğüm yok kendisiyle hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Özkan'ın Keysmart dizüstü bilgisayarında Sedat Tatar 535 4314506 diye bir numara kayıtlı.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok bana ait değil.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Başka bir Sedat Tatar o zaman. Sizin Tuncay Özkan'la tanışmıyorsunuz hiçbir şeklide görüşmediniz. Tuncay Özkan'ın tutmuş olduğu ajandalar var notlar var bunların içerisinde 142. klasör sayfa 307’de bir inceleme tutanağı var. Ajandayla ilgili 26 Mart tarihli sayfa denilmiş bu 26 Mayıs benim gördüğüm. Sedat Tatar diyor 0532 3156082 Jandarma Genel Kom Veli Küçük hakkında çok şey biliyor. Tarık Ümit, Hadi Özcan, Yeşil. Hüseyin Özer’in yakınlarına parayla gönderiyorlar. Parayla mermiyle gönderiyor. Böyle notlar var Radikal Yurdagül’de dosya var falan diye böyle notlar almış. Kendisiyle bir görüşmeniz oldu telefon numarası vermeniz.”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbir şekilde Sayın Tuncay Özkan'la hiçbir irtibatım telefon veya yüz yüze hiçbir görüşmem olmamıştır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Aynı ajandanın sayfasında Yeşil diyor. Hacı Moruk parantez içerisinde, Yeşil’i tanıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Fevzi Berdibek diye bir not almış, DYP Bingöl il başkanı şeklinde not almış bu şahıstan bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yani Bingöl’de görev yaptığım zaman jandarmanın müteahhidiydi o, sonra milletvekili olduğunu biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Jan em demiş Eyüp Tuncay demiş 424 2182962 telefon numarası yazmış.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu şahsı tanıyor musunuz? Tanımıyorsunuz. Yine Tuncay Özkan'ın ajandasında şöyle bir not var. Aydın Öztürk, İzzet Avni Öztürk bu isimleri tanıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İbrahim Uçar olayla ilgili her şeyi biliyor. Uğur Mumcu diye başlık atmış.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok bilmiyorum tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunun altına yazmış. Yaşar Bayrak.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gülbahar Ateş.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Celal Ateş, Mehmet Ateş.”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbirini tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunlardan bilginiz yok. Yine başka bir defterinde 3. iddianame 142. klasör inceleme tutanağında Sedat Tatar demiş 532 3156082 Karslı Gebze CHP İlçe Başkanlığı Sivas’ta jandarmada. Çok zor okuyorum yazıyı. Devamında okuyamadığım bölüm var. Veli Küçük’le ilgili kayıtlar. 120 tane ver şantaj amacıyla kullanıyor. Böyle bir not almış.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani bilemiyorum artık o da iddianameden mi başka bir yerden mi ama ben Sayın Tuncay’la hiçbir ilişkim olmadı biraz önce de arz ettim. Sayın Heyetinize onlarla hiç ilgili benim bir beyanım yoktur, o tür.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mustafa Bayraktar ismini duydunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Mustafa Bayraktar. Bingöl’de zannediyorum, o isimli bir astsubay bir arkadaş vardı ama o olabilir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet astsubay olduğunu bahsediyor.”

Tanık Sedat Tatar: “Evet levazımcı bir arkadaş.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanıyor musunuz bu şahsı Mustafa Bayraktar?”

Tanık Sedat Tatar: “Bingöl’de daha yeni mezun bir arkadaştı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Jandarma Astsubay 1982 demiş Ağrı’dan Malatya’ya geldi. Veli Küçük Ağrı alay komutanı yanında çalıştı. 06 LNP 20 plaka bordo Tempra. Tekin Coşkuner, ülkücü Aydın Öztürk olayla ilgili konuşmalara tanık Aydın Öztürk olayı anlatacağım diye not almış.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani bilemiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu isimlerden tanıdığınız kimse yok öyle mi? Sadece Mustafa Bayraktar’ı astsubay olarak tanıyorsunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Evet. Bingöl’de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım. www.marmaragazetesicomhaber Sedat Tatar hakkında şok iddia, 2698 nokta html adresinde şöyle bir haber var. Kamuoyunda yaygın bilinen adıyla 1996 yılında Yüksekova Çetesini ortaya çıkaran emekli jandarma istihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz Çeteler ve faili meçhul cinayetleri Radikal Gazetesine anlattı. Oğuz’la yapılan söyleşide dönemin jandarma astsubayı Sedat Tatar’ın kendisine bir telefon numarası verdiğini ve çok şeyler bildiğini söyledi. İşte o haber diyor. Başlığın altında şöyle diyor. Bir gün Anıttepe jandarma misafirhanesine geldim. Orada dışarıda otururken 1978 yılında mezun olan jandarma astsubay Sedat Tatar beni tanıyordu ki yanıma yanaşarak cep defterime eliyle 0532 31560 nokta nokta numaralı telefonunu yazdı. Yazmadan önce sen beni önce bulsaydın çok önemli bilgiler verirdim dedi. Bu bilgi neydi diye sordum. Kendisi Gebze’de görevli iken Korkut Eken ile Yeşil’den bahsediyordu. Bu şahısların İzmit’te polisle bir çatışmaya girdiğini, bu açığa çıkmaması için İzmit alayına Veli Küçük’ün yanına uğradıklarını kendisinin bunlara tanık olduğunu güvenilir bir milletvekiliyle tanışması halinde Veli Küçük ile ilgili açıklama yapacağını anlatıyordu. Sen bunları açıkla dedim. Kendisi emekli olunca açıklayacağını söyledi. Peki, neden bana anlatma gereğini duymuştu. Demek ki rahatsızlığı vardı, anlatımına devam ediyordu. Veli Küçük’te 124 adet küçük kaset var diyordu. Bunları da şantaj olarak kullanıyor diyordu. Beni güvendiğin biriyle tanıştır diyordu. Şeklinde bir haber yer almış. Yüksekova Çetesini ortaya çıkaran astsubay istihbarat astsubayı olarak bilinen Hüseyin Oğuz isimli şahsı tanıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Ben kendisiyle bir tek defa karşılaştım, o da söylediği yerde ama onunla hiçbir konuşmamız o.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anıttepe misafirhanesinde karşılaştınız mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Bir tek defa o da hatırlamıyorum süresini zamanını tarihini.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Anladım defterine bir not.”

Tanık Sedat Tatar: “Ben onun yanına gitmedim o benim yanıma geldi fakat hiç böyle bir konuşma geçmedi. Bu arkadaşın söyledikleri yazdıkları tamamen zannediyorum hayal ürünü. Kendisi zaten rahatsızlığı da varmış, benim duyduğum kadarıyla.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne tür bir rahatsızlığı varmış?”

Tanık Sedat Tatar: “Akli denge konusunda da bir zamanlar Yüksekova da falan rapora sevk edilmiş öyle duydum ama onun da şeyi değilim. Ama nereden uydurur nasıl uydurur bilemiyorum onu kendisine sorulmasını istiyorum. Benim kendisiyle öyle bir diyalogum yoktur. Benim telefonum zaten işte Tuncay Bey’in telefon defterinde de çıkmış notlarında da çıkmış. Kamuoyunda tanınan bilinen bir insanım. Yani ben bu davanın mağduru oldum Sayın Başkanım. Bütün gazeteler işte yerel gazeteler işte ulusal basında sanki ben Ergenekon sanığından da daha şey durumlara düştüm, düşürüldüm. Yani benim hiçbir şeyim olmadığı halde. Hatta Sayın Savcıma ben ilk ifadeye gittiğimde çağırıldığımda, dedim ki, Sayın Savcım ben bu davada ifade vermek istemiyorum çünkü bu davanın bir tarafın değilim ben. Ben ifade vermek istemiyorum deyince Sayın Savcımız o zaman dedi ki sizin ifadenizi almak zorundayız biz. Çünkü sizin şeyiniz isminiz bir gizli tanığın beyanında geçiyor. Dolayısıyla ben ifade vermek durumunda kaldım ve çok mağdur oldum, çok mağduriyete uğradım. İşte kimi zaman bu Dilovası kod mu dendi? İşte Gizli Tanık Sedat Tatar mı dendi. Bir sürü basınla her şeyle üzerime geldiler. Yani ben bu tanıklıktan dahi çok büyük zarar gördüm. Tanıklıktan da çıkarılmamı istiyorum, yasalara uygunsa.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz kamu tanığısınız, bildiğiniz gördüğünüz ne varsa onları doğruları mahkemeye anlatmak durumundasınız. Burada vermiş olduğunuz ifadede 13 Mayıs 2008 tarihli ifadenizde. Veli Küçük’ün o dönemde elinde buldurduğu söylenilen şantaj kasetleriyle ilgili olarak herhangi bir bilgim yoktur. Kendisinde de görmedim. Yalnızca özel telefon görüşmelerini dahi kasete kaydettiğini duydum, şeklinde beyanınız var. Nereden duydunuz böyle özel telefonları?”

Tanık Sedat Tatar: “Ben onu orada size de arz etmiştim, Sayın Savcım duydum demedim. Ben siz bildiğiniz sizin bildiklerinizi ben de basından okudum dedim ama orada o o şekilde geçmiş onun da düzeltilmesini istiyorum. Çünkü ben duydum diyebilmem için bir şeyi birinden duymam lazım veyahut da gördüm diyebilmem için gözümle tanık olmam lazım. Ama ben bunların hiçbirinin tanığın değilim ve görmedim, birisinden de duymadım. Benim o günkü beyanım da o şeklindeydi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet Veli Küçük’ten aramalar sırasında ele geçirilen mikro kasetler var. Mini DV kaset olarak adlandırılan bunların içerisinde bazılarının çözümleri yapılmış, görebildiğim kadarıyla X bir erkek şahıs ile başka kişi arasında X2 şahıs arasında denilmiş. 2 nolu kasette yine X1 şahıs X2 şahıs. 3 nolu kasette Veli Küçük Günay Hanım ismiyle birisiyle görüşme yapıyor. Yine bir telefon görüşmesi, Veli Küçük Günay Tamper’in oğlu Osman ile görüşme yapıyor şeklinde birtakım kasetler var, bunların çözümleri yapılmış emniyet tarafından bunlardan bilginiz var mı, yani kimleri ne şekilde dinlediği konusunda bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır kesinlikle öyle bir şeyden yani şeyim yok benim bilgim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Öyle bir şeyin olduğunu görmedim ve bilgim de yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gebze’de görev yaptınız. Sizin Gebze’de bulunduğunuz tarihlerde 28 Nisan 1995 tarihinde Nihat Yazıcı Dilovası Karatarla mevkiinde ölü olarak bulunuyor. Bu konuyla ilgili tahkikatta bir görev aldınız mı biliyor musunuz? (bir kelime anlaşılamadı).”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır hatırlamıyorum. Yani ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hatırlıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Asayişle ilgili olaylarla ilgili bölüme bakmıyordum. İdari işleri yürütüyordum. Olmuşsa bile benim müdahilim olmamıştır, yani olaya müdahil etmemişimdir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Jandarma Cezaevinden sorumlu jandarma komutanı kimdi o tarihte hatırlıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Benim dönemimde Özgür Gültekin diye bir astsubay arkadaşımız karakol komutanıydı zaten orası karakoldu. Orada da bir koğuş siyasi mahkumlar vardı. Diğer koğuşta da normal mahkumlar vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siyasi dediğiniz sağ örgüt, sol örgüt.”

Tanık Sedat Tatar: “Bedri Yagan grubu vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Efendim?”

Tanık Sedat Tatar: “Bendi Yağancılar diye tabir edilen grup vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bedir Yagan grubu vardı evet. O tarihlerde Sedat Peker ve adamları o bölgeye çok sık geliyorlar mıydı o konuda bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Bilmiyorum yani ben orada görevli dışarı dışarıyla ilgili görevim yoktu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duydunuz mu duydu… duyduğunuz bir şey var mı? Duyuma dayalı bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Özgür Astsubayla onun irtibatının olduğunu söyleniyordu, yani gidip gel.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker'le irtibatı olduğu mu söyleniyordu.”

Tanık Sedat Tatar: “Özgür Gürtekin.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kim söylüyordu bunu?”

Tanık Sedat Tatar: “Oradaki vatandaşlar şey gidip geldiği bize geliyordu değişik zamanlarda.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gaffar Karademir diye bir asker var mıydı hatırlıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Gebze Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi var. Bu kooperatif hakkında bilginiz var mı? Yöneticileri kimlerdi? Orada yasadışı örgülerin mafya gruplarının hükümranlığı var mıydı? O konuda bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani, ben direkt asayişle ilgili olmadığım için çok yakın şeyim yoktu. Ama evraklar tekamül edip gelip savcılığa gönderdiğimiz evraklarda zaman zaman orada çıkan olaylardan dolayı gelen sanıklar vardı, adliyeye sevk ediyorduk.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ne tür sanıklar geliyordu nasıl sanıklar?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani o dönemde şey çoktu olay çoktu orada. Belli gruplar vardı işte 12 Eylül’den önce suç işlemiş bir kısmı ülkücü bir kısmı solcu orada gelip kooperatifi kurup nakliye işiyle uğraşıyorlardı. Onun.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “İsim olarak hatırladığınız kimse var mı? Veya örgüt olarak hatırladığınız.”

Tanık Sedat Tatar: “Efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sol örgüt, sağ örgüt. Örgüt olarak hatırladığınız var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Örgüt isimlerini bilmiyorum, ama onlar 12 Eylül’den önceki örgülerden olduğu söyleniyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dev sol veya işte ülkücü vesaire.”

Tanık Sedat Tatar: “Bir kısım ülkücü bir kısmı sol örgütlerden olduğu söyleniyordu. Öyle de.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ahmet Tekin Baykal ismi duydunuz mu mesela orada?”

Tanık Sedat Tatar: “Efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ahmet Tekin Baykal.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok Ahmet Tekin Baykal’ı tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yakup Kürşat Yılmaz.”

Tanık Sedat Tatar: “Kürşat Yılmaz’ın kendisi değil de adamlarının oraya gelip gittiği ve iş yaptıkları söyleniyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dilkop’a gelip gidiyordu öyle mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Dilkop’a veyahut da işte oradaki diğer nakliye firmalar.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Abdullah Çatlı ismini duydunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Sonradan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Veya Mehmet Özbay olarak duydunuz mu bu…”

Tanık Sedat Tatar: “Sonradan yani basından takip ettiğim kadarıyla.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yok siz orada görev yaparken sonradan değil.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok o, o dönem ben hiç öyle bir şey duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mehmet Hadi Özcan.”

Tanık Sedat Tatar: “Hiç duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu Dilkop’un yöneticileri var.”

Tanık Sedat Tatar: “Hadi Özcan vardı. Çünkü Hadi Özcan o zaman yine o Kocaeli bölgesinde faaliyet gösteriyordu. (bir kelime anlaşılamadı).”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kocaeli bölgesindeydi Dilkop’ta değildi diyorsunuz. Mehmet Terzioğlu ismini tanıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Dilkop’un bir ara başkanıydı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunun herhangi bir illegal örgütlerle bağlantısı var mıydı o konuda tespitiniz oldu mu?”

Tanık Sedat Tatar: “İşte o da o sol örgütlerin içinden olduğu söyleniyordu. Ama benim ya...”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Herhangi bir işlem yaptınız mı, adli işlem yaptınız mı hakkında öyle bir soruşturma.”

Tanık Sedat Tatar: “Yapıldı. Bir, bir defasında bir suçtan dolayı adliyeye sevk edildi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ali Ateş.”

Tanık Sedat Tatar: “O sonradan öldürüldü o.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bu neydi yani örgüt mafya vesaire.”

Tanık Sedat Tatar: “Kendi iç hesaplaşmaları dendi, ben o zaman yoktum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yoktunuz.”

Tanık Sedat Tatar: “Orada yoktum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Emin Alkılıç.”

Tanık Sedat Tatar: “O da o zaman Dilkop’un yöneticiliği ve başkanlığını yaptı. Sonradan o da öldürüldü.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bunun bir şeysi var mıydı örgütlerle?”

Tanık Sedat Tatar: “O da aynı 12 Eylül’den önce örgütlerin içerisinde bulunduğu söyleniyordu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dev Sol mu? Dev Yol mu? Nasıl bir örgüt?”

Tanık Sedat Tatar: “Bilmiyorum yani hangi şey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Zeynel Özarslan.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tanımıyorsunuz. Dündar Kılıç’ın herhangi bir etkisi var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok bilemiyorum onu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker'in Dilkop’la bir şeysi var mıydı ilgisi?”

Tanık Sedat Tatar: “Onu da bilmiyorum görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sedat Peker’in Veli Küçük’ün yanına gelip gittiği konusunda bir bilgi aldınız mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yani bilmiyorum ki ben Gebze’de komutan Kocaeli’nde.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Komutandınız. Yani o çevrede konuşuluyor muydu o şeklide bir bilginiz var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok ben duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “DHKP-C’li Faruk Ereren’in kaçırılması olayı olmuş yani bu Dilkop’ta çalışanlar kendisini kaçırmışlar bu konuda size bir ihbar bir şey geldi mi o konuda bilginiz oldu mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok hiç tanımıyorum bilgim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Abdullah Sülük ismini duydunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Anlayamadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Abdullah Sülük.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok tanımıyorum duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Doğan Erşahin.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum duymadım ismini.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Firar eden bir şahıs oldu mu, hiç cezaevinden veya nakil sırasında firar eden sizin orada çalıştığınız dönemde jandarmanın elinden kaçan bir kişi oldu mu? Hatırlıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok o dönem bizden firar eden olmadı. Hatırlamıyorum çünkü öyle bir tahkikat yapılmadı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Erdoğan Emelce isimli astsubayı tanıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım sorularım bu kadar teşekkür ederim.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun Tuncay Bey.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan söz istedi verildi: “Efendim, Sayın Tanık da buradayken biz daha önce tanışmadık ben de kendisini tanımıyorum. Ben Sayın Sedat Tatar’ı tanımıyorum burada tanışmış olduk, keşke dışarıda hayır.”

Mahkeme Başkanı: “Tanıyor musunuz şu anda soru soran şahsı.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum yani televizyonlardan Kanal Türk’teyken tabi (birkaç kelime anlaşılamadı) oradan tanıyorum ama.”

Mahkeme Başkanı: “Evet Tuncay Özkan'ı tanımıyor buyurun.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Benim, benim açıklamamı yapıyım da belki Sayın Savcının ve sizlerin soru...”

Mahkeme Başkanı: “Sorunuz var mı onu alalım efendim.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Ben kendisini tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam o da sizi tanımıyor.”

Sanık Ahmet Tuncay Özkan: “Tamam.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam, tamam başka sorusu olan var mı? Sanıklardan sorusu olan yok. Avukatlardan var mı? Buyurun Avukat Hanım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük söz istedi verildi: “Sedat Bey 92, 95 yılları arasında göre yapmışsınız, Gebze Gebze’de değil mi Kocaeli Gebze?”

Tanık Sedat Tatar: “Evet.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Gizli Tanık 15 sizin Adapazarı’nda görev yaptığınızı söylemiş beyanında orada hiç bulundunuz bu dönem içerisinde?”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır hiç bulunmadım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Gizli Tanık 15’in bu beyanı yanlış o zaman.”

Tanık Sedat Tatar: “Yanlış yani tamamen yanlış.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Tamam. Peki, 92, 95 yılı boyunca hep Gebze’de mi bulundunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Hep Gebze’de bulundum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Gebze’de hep aynı görevde miydiniz?”

Tanık Sedat Tatar: “5 ay son şeye gittim Kocaeli’ye gittim geldim karargah bölüğüne.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “5 ay hangi ilk? İlk 5 ay mı son 5 ay mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Son 5 ay.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani 95’in.”

Tanık Sedat Tatar: “Sonunda.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Sizlerin tayini Haziran ayında Mayıs ayında çıkar Haziran ayı itibariye göreve başlarsınız jandarma personeli.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Haziran’dan Haziran’a da her zaman tayinler nedeniyle hani görev tayininiz çıktı mı Haziran’dan Haziran’adır hep görev yeri değişiklikleriniz.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğru Temmuz’da ilişiğimi kesip gitmiştim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Temmuz ayı başında da yeni görevinize başlarsınız budur değil mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Hı, hı doğru.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “O zaman sizi 92’nin Haziran’ın Temmuz başında 95’in Temmuz başına kadar Gebze’de olduğunuzu kabul edebiliriz.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğru.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Bunun son 6 ayı 95’in ilk başı ilk yarısını da.”

Tanık Sedat Tatar: “Evet.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Kocaeli’ne gidip gelerek.”

Tanık Sedat Tatar: “Evet.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ve alayda bulunarak geçirdiniz.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Niçin gedip geliyordunuz Kocaeli’ne?”

Tanık Sedat Tatar: “Kocaeli’ne tayin olmuştum geçici görevle karargah bölüğündeki üsteğmen bir hastanede yattığı için oraya vekalet ediyordum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hani Kocaeli’de alayda görev yaptınız 6 ay boyunca yani.”

Tanık Sedat Tatar: “Tabi tabi vekalet ettim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Tamam. Şimdi Gebze’deki göreviniz tam olarak idari işlere bakan astsubaydım diyorsunuz.”

Tanık Sedat Tatar: “Evet doğrudur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Bir tanımını yapar mısınız bize idari işlere bakan astsubay ne yapar?”

Tanık Sedat Tatar: “İdari işlere bakan astsubayın o zamanki tanımlı görevi gelen giden bütün evraklardan sorumludur. Gerek adliyeye gidecek evraklar gerekse diğer makamlara askeri makamlara kaymakamlığa mülki makama gidecek evrakların hepsi idari işler astsubayının kontrolünden geçer, komutana imzaya arz edilir”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani sizin görev yaptığınız bölgedeki adli vakıalar sizin elinizden mutlaka geçer bir şekilde jandarmaya intikal etti ise.”

Tanık Sedat Tatar: “Tabi yani çok işim yoksa evrakı açar iç şeyini okuruz, yoksa fezlekenin üstüne bakar bir üst yazı yazıp göndeririz biz komutan imzalar onu zaten.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Tamam. Gebze’nin görev bölgesini sınırlar mısınız bize yani. Gebze İl jandarma bölüğünün görev alanı nereleri kapsardı?”

Tanık Sedat Tatar: “Gebze’nin görev alanı Batısında şey Doğusunda Hereke sınırı. Batısında Tuzla.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hereke’den.”

Tanık Sedat Tatar: “Kuzeydoğusunda Tekeli köyü, aşağıda da deniz.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hereke’ye kadar.”

Tanık Sedat Tatar: “Tabi.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Her…”

Tanık Sedat Tatar: “Hereke.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hereke’yle Tuzla arası diyebilir miyiz İstanbul içinde?”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur Hereke’yle Tuzla arası.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hı, hı.”

Tanık Sedat Tatar: “Kuzeyde de Tekeli Köyü vardır Kargalık köyü orada biter.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani İstanbul’a Tuzla’dan komşunuzun Kocaeli’ne Hereke’den komşusunuz.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Doğru mudur?”

Tanık Sedat Tatar: “Doğru.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Bunun içinde bu Dilkop Yapı Kooperatifi var mıdır bu bölgenin içinde?”

Tanık Sedat Tatar: “Dilovası’nda Dilkop vardı evet.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Dilovası. Kooperatifte bunun içindedir.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Sorularımı kaybettim, bir dakika.”

Mahkeme Başkanı: “Başka sorusu olan varsa oradan devam edelim, daha sonra Avukat Hanım’a döneriz. Tamam, buyurun Avukat Hanım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şimdi sizden önce burada çeşitli tanıklar dinledik bazı sanıklar da dinledik. Gizli Tanık 15’i dinlemedik, ancak henüz dinlemedik. Gizli Tanık 15’in birtakım beyanları üzerine sizin Savcılık tarafından sorguya davet edildiğinizi söylediniz. Siz söylemediniz Savcı bunu bu şekilde açıkladı. Siz sorguya neden gittiğinizi bilmiyordunuz. Siz orada şöyle bir beyanda bulunmuşsunuz, beyanınızdan hareketle oradaki Savcılık beyanınızdan hareketle söylüyorum. Veli Küçük’ün o dönemde elinde bulundurduğu söylenilen şantaj kasetleriyle ilgili olarak herhangi bir bilgim yoktur. Birtakım şantaj kasetleri olduğunu size soru olarak Savcı mı yöneltti?”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur. Yani sorular oydu zaten benim muhatap olduğum sorular onlardı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Efendim Tuncay Özkan’a bir sorabilir miyim? Aynı not Tuncay Özkan'da da olduğu için. Tuncay Bey.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Hanım soruları tamamlayalım en sonunda.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Efendim çapraz ona göre dönüp soracağım. Ama ikisi de ikisi de aynı konuda tanık.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim başkasının, başkasının cevabı huzurdaki tanığın beyanını etkileyebilir.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hayır, hayır ben bir bilgiyi alacağım, ondan sonra huzurdaki tanığa soracağım.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim daha sonra daha sonra sorarsınız Avukat Hanım buyurun. En sonunda sorarsanız yani soracağınız soru baki buyurun.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Tamam. Bu birtakım şantaj kasetleri olduğu hususunu Savcı size söyledi dediniz. Siz bundan herhangi bir bilgim kendisini görmedim dediniz ve bildiğiniz konuları basından duyarak öğrendiğiniz konusunu Savcıya belirttiniz mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Tabi tabi ben demin biraz önce söyledim. Yani ben onu basından çünkü böyle bir şeyin muhatabı ilk defa o soruyla karşılaşıyorum ve ilk defa öyle bir şeyin olduğunu öğreniyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani zaten o 15 nolu tanık söylendi yani, o soruyla o anda muhatap oldum ben zaten.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Evet bu Savcının okuduğu şeyler içerisinde Hüseyin Oğuz’un beyanı var ayrıca. Hüseyin Oğuz’un size atfen yaptığı birtakım açıklamalar var. Siz yanınıza yanına gittiğiniz işte bu şantaj kasetlerinin de burada sizin tarafınızdan dillendirildiğini Hüseyin Oğuz söylemiş. Şimdi Hüseyin Oğuz yalan mı söyledi söylemiş, yani bu beyanı doğru değil mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Bence doğru değil benim söylediğime dair beyanı doğru değil.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ha.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani bir başkasından duymuştur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ha.”

Tanık Sedat Tatar: “Bir başkasıyla zaten son yayınladığı kitabını da okursanız hep yayınladığı kitabında miş mişlerle yani falandan duydum, filandan duydum. Duyduklarla tanıklık olur mu? Duyduklarla bu Yüce Mahkeme aldatılır mı? Duyduklarla bu Türk Ulusunun insanları aldatılır mı? Yani evet eğer bir suçun tanığıysanız altına imzanızı atarsınız adınızı yazarsınız Türk Ulusunun aleyhinde bir şey varsa çıkarsınız. Ulusa açıklarsınız ama Türk Ulusunun duyduklarınızla insanları karalama Türk Ulusunu mahkemeyi yanıltmak bence çok doğru bir şey değil. Onu Yüce Mahkemenin takdirine bırakıyorum, sizlerin takdirine bırakıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ü görev yaptığınız dönem içerisinde Veli Küçük’ün sizin bölgenize gelmesi karakolunuza gelmesi, karakol bölük binası özür diliyorum. Bölük binasına gel kaç kere gelmiştir?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani bizde şeyler tarihleri bellidir, mutattır komutanların hangi tarihlerde gelip denetlemeler yapacağı. O kısa süre içerisinde çok net hatırlamıyorum, ama çok az sayıdadır yani denetleme görevine en az gelen komutanlardan bir tanesidir Sayın Veli Küçük. Bazı komutanlar daha çok sık sık gelir. Daha çok gider gelirdi, ama Sayın Veli Paşam o ka… o zamanlar çok gelip gitmedi denetlemesi de çok azdır. Yani bunlar kayıtlar incelendiğinde görülür. Yani plansız denetlemede hemen hemen hiç gelmemiştir gibi.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Peki Veli Küçük’ün sizin bölgenize yapacağı ziyaretlerden sizin şeyinize değil bölüğünüzü geçiyorum. Gebze bölgesinde bir yere ziyarete gidiyor, resmi olarak resmi üniformasıyla ve resmi makam aracıyla. Bundan bölüğün bölük yetkilerinin bölükte görevli personelin haberi olur mu?”

Tanık Sedat Tatar: “E tabi ki, yani bir komutan bir ilçeye hudutlarına giriyorsa hem emniyet açısından hem tertip düzen açısından hazırlık açısından herkesin haberi olur ondan. Komutan uğrayabilir çay içebilir, onun için herkesin haberi olur. Olmama eğer o gün ordaysa herkes bütün personelin görevlilerin haberi olur. Komutan tarafından uyarılır o ilçe jandarma komutanı tarafından, komutan geliyor tertipli düzenli olalım denir yani.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün Yapı Kooper… Dilkop’taki kooperatife gittiği konusunda size orada görev yaptığınız dönem içerisinde hiç bilgi geldi mi? O kooperatife ziyarete gittiği konusunda.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yani bilmiyorum öyle bir bilgi gelmedi.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani bölgeye girmiş olsa ve kooperatife gitmiş olsa sizin bölgenize girdiği için haberiniz bölüğün haberi olur. Sizin kulağınıza böyle bir şey çalındı mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok ben duymadım yani kooperatife gittiğine dair duymadım ama Dilovası’na geldiğini karakola uğradığını o zaman hepimiz biliyorduk yani planlı…”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Dilovası’na gelip karakolunuza bölük binasına uğradığını da biliyorsunuz ama kooperatife gitme.”

Tanık Sedat Tatar: “Karakoldu zaten Dilovası’ndaki karakol ilçe jandarmaya bağlı bir karakoldur orası.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şimdi, şimdi burada daha önce dinlediğimiz Gizli Tanık Dilovası adı altında dinlediğimiz bir tanık var. Bu gizli tanık der ki: Veli Küçük sürekli olarak sıklıkla Dilovası Yapı Kooperatifine geliyordu, çoğu zaman resmi üniformasıyla geliyordu. Yanında rütbeliler oluyordu. Bu rütbeliler isim net olarak vermiyor, yani hangi rütbelilerin olduğu konusunda bir açıklama alamadık kendisinden maalesef, rütbeliler oluyordu. Saatlerce süren yapı kooperatifinin yönetim binasında toplantılar yapıyorlardı, bu kişiler de oluyordu. Bu rütbeli kişilerle beraber saatlerce o toplantılara katılınıyordu ve yapı kooperatifine ortaktı diyor. Bu konuda bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbir bilgim yok. Ne öyle bir toplantıya katıldım. Ne de orada bulundum. Çünkü benim görevim de ona müsait değil, ama bizim ilçe jandarma komutanının da öyle bir toplantıya katıldığı bilmiyorum, zannetmiyorum, yani duymadım ben.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’e böyle bir ziyareti olsa ilçe jandarma çünkü yetkili görevli rütbeliler Gebze’deki görevli rütbeliler geliyordu diyor. İlçe bölük komutanı mı gelip gider böyle bir durumda Veli Küçük ziyaret ettiğinde.”

Tanık Sedat Tatar: “E tabi komutanla muhatap ilçe jandarma komutanıdır. Yani il jandarma komutanının muhatabı ilçe jandarma komutanıdır. Karşılayacaksa o karşılar, gideceği yer varsa birlikte giderler.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şimdi Dilovası bir adım daha ileri gidiyor. Veli Küçük’ün bu kooperatiften pay aldığını ve bu payın diğer rütbeliler tarafından da paylaşıldığını yani sadece Veli Küçük’ün değil orada beraberinde getirdiği diğer rütbeliler tarafından da kendi aralarında kırışıldığını bu Dilovası iddia ediyor. Sizin görev yaptığınız döneme ilişkin olarak bu şekilde bir bilginiz bir duyumunuz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok, çok çirkince bir iftira, öyle bir şey olmamıştır. Bizim dönemimizde kesinlikle altına imzamı atarım. Usulsüzlük, yolsuzluk, rüşvet, irtipak, irtikap gibi bir konu olmamıştır.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Sizin olmadığı gibi sizin döneminizde orada görev yapan kişilerin Veli Küçük’le ortak hareket ettiği şeklinde bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok hiçbir bilgim yoktur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yüzbaşı Hasan Avşar bölük komutanınız mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur, ilçe jandarma komutanıydı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Binbaşı Adnan.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum o Adnan diye biri görev yapmadı, orada benim dönemimde.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yamadı ama Gizli Tanık Dilovası’na göre yapmış Binbaşı Adnan diye birinde. Yüzbaşı Hasan Avşar ve bu kişilerin birtakım astsubayların da böyle heyet halinde gelindiğini söylüyor, yapı kooperatifine. Siz Emin Alkılıç’ı şahsen tanıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Tanıyorum, kendisi öldürüldü, oğluyla birlikte kayınbiraderi vurdu.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Adli bir olay mı yani nasıl?”

Tanık Sedat Tatar: “Adli adli bir vakıa, kendi aralarındaki anlaşmazlıktan dolayı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Siyasi bir içeriği var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “7, 8 yıl önce öldürüldü.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Siyasi bir içeriği var mıydı bu (bir kelime anlaşılamadı)”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbir siyasi içeriği yok sadece aile içi bir hesaplaşma.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Peki Mehmet Terzioğlu.”

Tanık Sedat Tatar: “Onunla çok şeyim yok yani ismini biliyorum duymuşum ama kendisiyle bir irtibatım yok.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şu anda nerede olduğunu biliyor musunuz Mehmet Terzioğlu’nun?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok bilmiyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Zeynel Özarslan.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Nurettin Ata.”

Tanık Sedat Tatar: “Nurettin Ata emekli.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Emekli bir asker.”

Tanık Sedat Tatar: “Emekli asker.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Nereden tanıyorsunuz Nurettin Ata’yı?”

Tanık Sedat Tatar: “Biz teşkilat hepimiz birbirimizi tanırız jandarma teşkilatı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Küçük bir teşkilat çok küçük olduğu için. Peki, Nurettin Ata’nın Dilovası Yapı Kooperatifiyle ne bağlantısı var?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbir bağlantısı yok ama kardeşi Cemil Ata orada kooperatif yöneticisiydi.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Cemil Ata koop… Peki, Nurettin Ata’nın bir bağlantısı var mıydı görevi?”

Tanık Sedat Tatar: “Bilmiyorum onu ortaklığı var mı kardeşiyle.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Siz orada Nurettin Ata’yla hiç muhatap oldunuz mu? Yapı kooperatifiyle ilgili olarak.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok, yok hiç olmadım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Siz O emekli olduktan sonra Yapı Kooperatifinde görev yaptınız mı çalıştınız mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yok.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “O hani bir şeyle ilgili. Yok, orada değildi işiniz.”

Tanık Sedat Tatar: “Kendime ait nakliyeciler garajında benim yazıhanem vardı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ha.”

Tanık Sedat Tatar: “Onun dışında yok.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Peki Veli Küçük’ün bu ismini saydığım kişilerle herhangi bir irtibatının tanışıklığının olup olmadığı konusunda bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok bilmiyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Emin Alkılıç’ın Veli Küçük’ün çok yakını olduğu ve ailecek görüşüldüğü şeklinde Gizli Tanık Dilovası’nın beyanı var. Bu konuyu duydunuz mu hiç?”

Tanık Sedat Tatar: “İfadeler açıklandıktan sonra basından okumuştum, çünkü aynı benimle ilgili haber çıkmıştı orada okumuştum. Sayın şey öldüğü için bilemiyorum, ama eşi sağ eşine sorulabilir, yani eşi Gebze’de oturuyor Tuzla’da.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Gebze’de mi yaşıyor eşi?”

Tanık Sedat Tatar: “Tabi Tuzla’da yaşıyor.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ve hatta çünkü şöyle beyanlar var, onun için hani eşiyle görüş tanıyor musunuz siz?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok ben görüşmüyorum eşini tanıyorum ama.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Çünkü eşinin de Veli Küçük’ün eşiyle görüştüğü yani ailecek görüştüğü şeklinde.”

Tanık Sedat Tatar: “Onu bilemiyorum o kendileri.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hadi Özcan bu kişi hakkında bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbir bilgim yok tanımıyorum yani o dönemlerde ismi geçerdi, olaylarda sık sık basında gazetede ama Gebze’de olayı olmamıştır. Tanımıyorum bilmiyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Gebze’yle bir bağlantısı yani Dilovası Yapı Kooperatifiyle bir bağlantısı.”

Tanık Sedat Tatar: “Bilmiyorum çünkü hiç adli olay olmadı, onun Gebze’de.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Kürşat Yılmaz.”

Tanık Sedat Tatar: “Görmedim kendisini ama adamlarının Dilovası’nda olduğu söyleniyordu. Onların da bir adli vakıası intikal ettiğini hatırlamıyorum bilmiyorum yani.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ahmet Tekin Baykal.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Tanımıyorsunuz. Bu kişilere ilişkin Gebze’de adli bir vakıa bir süreç Dilovası’nda çünkü şöyle bir iddia var sizden bunun teyidini almaya çalışıyorum. Veli Küçük’ün Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı yaptığı sırada Gebze’de yasadışı işlerin tamamına göz yumduğu, bu kişilerin Gebze’yi ele geçiren yani bu adı geçen kişilerin orada yasadışı eylemlerine göz yumduğu, örgütsel birtakım bağlantılar yüzünden sesini çıkarmadığı gibi bir iddiası var Gizli Tanık Dilovası’nın. Sizin Gebze’de görev yaptığınız dönem içerisinde Veli Küçük’ün bu kişilerle alakalı olarak jandarmaya herhangi bir şekilde iltimasta bulunduğu yani hani bir sizin bir duyumunuz var mı bu kişilerin kayırılması ya da işte birtakım adli vakıaların yansıtılmaması konusunda bir şeyiniz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbir adli vakıaya müdahil olmamıştır komutanlık döneminde benim şahsım bildiğim. Yani Sayın Veli Küçük böyle adli vakıalarla ilgili işte şunu arayayım bunu arayayım gibi bir şey duymadım. Bize de müdahil olmamıştır suç işleyen herkes ifadesi alınıp adliyeye intikal ettirilmiştir arkadaşları tarafından haklarında tahkikat yapılmıştır. Birçoğu tutuklanmıştır birçoğu serbest kalmıştır onun için kesinlikle ben böyle bir şey duymadım bana da böyle bir emir verilmedi görmedim de yani komutan kendi bilir.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Evet şimdi beyanınızda dediniz ki, Mehmet Terzioğlu bu Veli Küçük’ün gene yakın ilişkisi olduğu irtibatta olduğu kişi olarak isim… isimleniyor. İşlem yapıldığını biliyorum dediniz. Bu sizin de görev yaptığınız dönemde jandarmaya intikal etmiş bir olay üzerine Mehmet Terzioğlu adliyeye mi sevk edildi?”

Tanık Sedat Tatar: “O zaman şey görevde değildi komutan zannediyorum, tam tarihini hatırlamıyorum. Dilkop’un usulsüz bir şekilde kamyonculara makbuz keserek para topladığını iddia edilmişti. O iddia üzerine, karakol komutanı tahkikat yapmış kooperatif yöneticileriyle birlikte mevcutlu olarak göndermişti, içlerinden de Salim Kaygusuz tutuklanmıştı. Yani ben onu hatırlıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Tarih olarak hatırlıyor musunuz bunu?”

Tanık Sedat Tatar: “Tarih olarak hatırlayamıyorum, ama öyle bir tahkikat olmuştu.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani Veli Küçük.”

Tanık Sedat Tatar: “O bir birçok defa onların hakkında tahkikat yapıldı, bir defa değil ki.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Öyle mi?”

Tanık Sedat Tatar: “E tabi bizden sonra orada birçok çatışmalar olmuştu bizim tayin olduktan sonra hepsinin hakkında tahkikat yapılmış kimi tutuklanmış zannediyorum şimdi Terzioğlu yok piyasada bir cezasından dolayı da aranıyor zannediyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Öyle mi? Yani bu kişilerin yani ne zaman adliyeye şeye jandarmaya yansıyacak bir olay olsa kolluğa yansıyacak bir olay olsa hakkında gerekli işlemler yapılıyordu diyorsunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani yapıyordular karakol komutanları ben direkt orada görevli değildim. O görevli olan arkadaşlar gereğini yapıyordu.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün bu kişilerle herhangi bir yerde herhangi bir şekilde bir toplantı yap Yapı Kooperatifi olmasın başka bir yerde görüşmelerinin olduğunu duydunuz mu? Hiç kimse bunu size bu şekilde bir bilgi verdi mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok duymadım Sayın Mahkemeye arz ettim ben yani o konuda toplantısını veya şeyini takip etmedim bir yani astlar üstlerinin ne yaptığını takip etmez ki.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün yasadışı olduğunu düşündüğünüz görev yaptığınız onunla birlikte görev yaptığınız dönem içerisinde yasalara aykırı birini kayırmak kollamak veya bir şekilde çıkar temin etmek kendisine menfaat temin etmek adına herhangi bir işlem yaptığını gördünüz mü duydunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok görmedim, duymadım, bilmiyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük jandarma teşkilatın yani jandarma teşkilatı demin dediğiniz gibi küçük bir teşkilattır. Rüşvetçi olarak mı bilinir?”

Tanık Sedat Tatar: “Ben duymadım yani inanmıyorum da olsaydı herhalde paşa yapmazdılar, yani adı birçok olaya bulaşıp ismi dahi geçse jandarma subayının onu general yaparlar mı sizce?”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şimdi bir gizli tanığımız daha var, onun da Dilova şey Gebze’yle ilgili çeşitli beyanları var. Bu Gizli Tanık’ta adını söyleyeceğim, şimdi size. Yavuz, doğru mu Savcım, Yavuz’du değil mi o? Gizli Tanık Yavuz Dilovası’nda faili meçhuller olduğuna ilişkin bir beyanda bulundu. Dilovası bölgesinde çeşitli faili meçhuller olduğu konusunda. Geçen hafta dinlediğimiz bir gizli tanıktı bu. Ondan önce. Sizin görevli yani görev yaptığınız dönem içerisinde Dilovası bölgesinde hani böyle şey içerikli siyasi ya da işte böyle hani mafyatik bir faili meçhul vakıa hatırlıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Bir tane hatırlıyorum. Bir ceset bulunmuştu, ama nerede bulunduğunu hatırlamıyorum. İstanbul Adli Tıp'a gönderilmişti. Adli Tıp'tan tırnaklarının alınmasıyla birlikte DNA’sının alınmasıyla birlikte kimliği tespit edilmişti, bir onu anımsıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Kim olduğunu biliyor musunuz bunun?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok Kadıköy de oturan bir vatandaş.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Sıradan biri mi yani?”

Tanık Sedat Tatar: “Olduğu söylenmişti öyle kimliği de tespit edilmişti, ama faili meçhul olarak kalmış veyahut da aydınlanmış işte mafya türü bir örgütlenmeden herhangi birinin olduğunu bilmiyorum hatırlamıyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Sizin görev yaptığınız dönem içerisinde.”

Tanık Sedat Tatar: “Benim yaptığım dönemde olmadı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şimdi bir de Poyraz var. Gizli Tanık Poyraz var o da Gebze’de bulunan cezaeviyle ilgili olarak cezaevi bölgesindeki Özgür Başçavuş ile ilgili olarak ve dolayısıyla Veli Küçük’le ilgili olarak birtakım iddiaları var. Cezaevinin başında bulunan Özgür Başçavuşun görevi neydi orada?”

Tanık Sedat Tatar: “Karakol komutanı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Peki, onun bir mıntıkası var mıydı? Cezaevi karakolu.”

Tanık Sedat Tatar: “Onun mıntıkası cezaevinin içi. Mahkumların adliyeye çıkarılıp getirilmesi.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Cezaevinin çevresi oranın güvenliği yani hani arazisiyle ilgili oradaki adli olaylarla ilgili bir görevi olur mu? Yani Karakol cezaevi karakol komutanının?”

Tanık Sedat Tatar: “Olmaz yoktur zaten yasalarla belirlenmiş yoktur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şimdi Gizli Tanık Poyraz burada verdiği beyanında Sedat Peker'le çok yakın olduğunu ve her içtiklerin yediklerinin içtiklerinin ayrı gitmediğini, o derece yakın olduklarını haftada 3 veya 4 kere Sedat Peker’le Kocaeli İl Jandarma alay komutanlığına gittiklerini. Ve orada çantayla Veli Küçük’e para taşıdıklarını, Veli Küçük’ün odasına para çıkarttıklarını iddia ediyor. Paraların Sedat Peker tarafından verildiğini iddia ediyor. Bu konuda herhangi bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok hiç ilk defa duyuyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün siz 6 ay mı Kocaeli’nde görev yaptınız alay binasında?”

Tanık Sedat Tatar: “5 ay evet gittim, geldim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “5 ay 96 yılında.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün odasının.”

Tanık Sedat Tatar: “96 değil 95 yılında.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Pardon 95’in ilk 6 ayında.”

Tanık Sedat Tatar: “Evet.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “İlk 5 ayında.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok son 5 yani doğru 5 ayı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “İlk ilk 5 ayı.”

Tanık Sedat Tatar: “İlk 5 ayı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün odasına girip çıkmışsınızdır değil mi, yani odasını fiziki olarak bilirsiniz yani?”

Tanık Sedat Tatar: “Çok nadir girmedim, çünkü kırgındım kendisine.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Öyle mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Evet.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’e mi kırgındınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Gidip gelmekten dolayı kırgındım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ha sizi Kocaeli’ne alındığınız için.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur. Çokta olma… emir verdiği zaman sadece ben giderdim emri alırdım, zaten askerlerle ilgili bir emirdi, asayişle ilgili görevim yoktu.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Tamam, yani fiziki olarak Veli Küçük’ün kapısının girişine, bize hani fiziki olarak burada biz biliyoruz, bir de siz hani orada bulunduğunuz için size tarif ettirmek istiyorum. Çünkü, Gizli Tanık’ın bu şekilde bir fiziki ortamla ilgili bir iddiası var, ona ilişkin sizden bilgi almak istiyorum. Şimdi Veli Küçük’ün odasının dışında.”

Tanık Sedat Tatar: “İki kapı vardır.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “İki kapı vardır.”

Tanık Sedat Tatar: “Bir, bir girişte postaların olduğu kapı vardır. Bir de içeride çift kapılı döşemeli ses geçirmeyen bir kapı vardır.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani, Veli Küçük’ün odasına girmeden önce postaların olduğu odadan girmeniz gerekir doğru mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur, doğru.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Postaların olduğu odada başka kim vardır?”

Tanık Sedat Tatar: “Postalar vardır.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün sekreteri.”

Tanık Sedat Tatar: “Sekreter o dönem var mıydı, hatırlamıyorum ama.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Var, yazı geldi var.”

Tanık Sedat Tatar: “Var mıydı, doğrudur yani sekreter bizde hiç olmazdı da.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ya o konuda sekreteri olduğu konusunda.”

Tanık Sedat Tatar: “Bazen bazı dönemlerde oldu demek ki o son dönemde varmış ben çok şey değilim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ha görev dönemine ilişkin bir yazı geldi sekreterin o dönemi kapsıyor görev dönemi. Yani benim size sorduğum şu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım yönlendirici soruları lütfen, yönlendirici soruları.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hayır ben yönlendiricisi bir şey sormadım ki efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sekreter var mıydı yok muydu yani net olarak soralım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün sekreteri nerede otururdu?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hayır var mıydı, sekreteri erkek veya bayan herhangi bir sekreteri var mı?”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Var mıydı?”

Mahkeme Başkanı: “Avukat Hanım bir dakika.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani çok net anımsamıyorum, çünkü.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani çok kısa işte 5 ay gittim geldim. Çok da bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tamam 5 ay içerisinde başkanım, erkek veya bayan herhangi bir sekreter kullandı mı?”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Efendim bir.”

Tanık Sedat Tatar: “Efendim Savcı Bey.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Erkek veya bayan bir sekreter kullandı mı yani yazı geldi vesaire diyor da.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Efendim benim sorgumu neden izin veriyorsunuz Savcının almasına.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Siz gördünüz mü yani?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani ben anımsamıyorum şu anda uzun yıllar geçti, ama sekreter var mıydı yok muydu, ama 3 tane posta olduğunu biliyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey Avukat Hanım devam edecek buyurun.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Efendim devam edeceğim ancak biz söz almak için sizden izin alıyoruz, mikrofonumuzun düğmesine basıp sorgunun ortasına katılmıyoruz bunu yaparsak da sizden çok sert tepki alıyoruz. Benim sorgum devam ederken itiraz ettiğini belirtirse ve siz söz verirseniz, Savcı Bey konuşsun lütfen.”

Mahkeme Başkanı: “Evet Savcı Bey bu konuya bu konuya dikkat edelim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Lütfen biz.”

Mahkeme Başkanı: “Bir dakika.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet başkanım, itiraz ediyorum, bu şekilde soru sorulmaz dedim öncelikle ve ondan sonra da.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Ama söz almadınız.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve ondan sonra da düzelterek şu şekilde sorulabilir şeklinde soruyorum yani.”

Mahkeme Başkanı: “Onu itiraz olarak algıladı efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani şöyle yazı geldi böyle çizi geldi böyle oldu filan deyim tanığa soru sorulmaz bu yönlendirici bir sorudur dedim. Ondan sonra da itirazım üzerine erkek veya bayan olup olmadığını açıklatmasını istedim yoksa.”

Mahkeme Başkanı: “Savcı Bey’in itirazı olarak değerlendirdik.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kamu adına itirazımızı sunuyoruz.”

Mahkeme Başkanı: “İtirazlar zaten siz de kabul ediyorsunuz. Burada tanık ne biliyorsa onu tespite çalışıyoruz efendim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Evet. Veli Küçük’ün kapısının girişindeki o giriş odasında sekreterya masası var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Masa var tabi masa var.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Orada bir sekreterya masası vardı.”

Tanık Sedat Tatar: “Tabi var.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Giriş çıkışlarda sadece o kapıdan yapılabiliyordu.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Teşekkür ederim. Şimdi Veli Küçük’ün bu dönem içerisinde Gizli Tanık’ın Poyraz’ın ifadesinden gene gidiyorum. Kocaeli Cezaevi bölgesinde Kocaeli Cezaevinin o Gebze Cezaevinin olduğu yere bir ces… birinin öldürülmesine göz yumduğu, o bölgede öldürülmesine göz yumduğu ve cesedinin oraya atılması suretiyle Özgür Başçavuşun kontrolüne bırakıldığı bu işin tahkikatının. Yani bu cesede ilişkin tahkikatın Özgür Başçavuşun kontrolüne ihbarlanın ona yapıldığı, Özgür Başçavuşun kontrolünde karakolda oturulurken ihbar telefonunun beklendiği, çünkü ihbarın gelineceğinin geleceğinin bilindiğim sonra işte bilinen o cesedin Özgür Başçavuşun kontrolünde tahkikatın yapıldığı şekilde bir iddiası var. Özgür Başçavuşun böyle bir yetkisi var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani onu öyle bir yetkisi yok herkes bilir. Birde eğer Özgür Başçavuş eğer yaşıyorsa ona sorulsun, ben bilemem yani ne yaptığı yani.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hayır siz hayır oradaki onu şöyle sorayım o zaman orası sizin mıntıkanız mıydı? Yani o karakolun etrafın.”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır orası emniyet bölgesidir. Asayişi tamamen emniyete aittir ama duvarların içi oradaki jandarmanın sorumluluğundadır. Orada da herhangi bir olay olduğunda Adli bir vakıa olduğunda yine oranın tahkikatını emniyet yapar.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani karakolun.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani cezaevinin içinde Savcı Bey yapar.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Karakolun bulunduğu bölge emniyet mıntıkası mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Karakol duvarlarının içinde değil.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hayır hayır ha hayır etrafını diyorum yani.”

Tanık Sedat Tatar: “Değil etrafı yani duvarların dışı.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Karakolun etrafı.”

Tanık Sedat Tatar: “İlçe emniyet müdürlüğünün kontrolünde onlar orada tahkikatını yapar ama içerideki olaylar Cezaevi Savcısının ve oradaki görevlilerini işi.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Jandarmanın görev alanında olmayan bir yerden bahsediyoruz, o halde biz. Ve oralarda herhangi bir cesedin oraya atılmış olması halinde olaya el koyacak yer ilçe ilçe emniyet midir? Polistir.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur, yani dışarıda bir herhangi bir asayişe müfessir bir fiil işlenmişse suç oluşmuşsa ona orada Emniyet Müdürlüğü o cezaevinin dışındaki olaya Emniyet Müdürlüğü mıntıkası olduğundan Emniyet Müdürlüğü olayla ilgilenir, tahkikatını yapar veya Cumhuriyet Savcısı kendisi resen tahkikatını yapar.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “6 ay boyunca 5 ay boyunca Kocaeli jandarmasında görev yaptınız, oraya yasadışı hukuka hukuk dışı kanun kaçağı birinin gelip gittiğini gördünüz mü?”

Tanık Sedat Tatar: “Bilemem ki kim kanun kaçağı kim değil benim orada.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Siz gördünüz mü haa bu adam kanun kaçağı burada ne işi var.”

Tanık Sedat Tatar: “Ben tanımıyorum kanun kaçaklarının hepsini ben nasıl tanıyacağım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hayır mesela medyaya yansımış tanınan.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yok ben ilgili değildim zaten.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani hani televizyonlarda gördüğünüz.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani ilgili değildim çünkü kayıtlar benim kontrolümde değil giriş çıkış benim kontrolümde değil.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hayır.”

Tanık Sedat Tatar: “Ben askerlerle ilgili sorumluluğum vardı ve eğitimiyle ilgili oradaki görev alanıyla ilgili sorumluluğum vardı. Benim giriş çıkışlar kim girmiş kim çıkmış gibi bir sorumluluğum yoktu. Yani kimin gelip gittiğini komutanın kiminle görüştüğünü takip edecek durumda değildim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Rastlamış olabilirsizin giriş çıkışlarda falan.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok ben rastlamadım bilmiyorum çünkü kimin sanık.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Peki bir kayıt tutuluyor muydu?”

Tanık Sedat Tatar: “Kimin tanık, kimin suç işlemiş, kimin kanun kaçağı olduğunu bilemem ki ben.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Peki, kayıt tutuluyor muydu? Biliyor musunuz onu.”

Tanık Sedat Tatar: “Her kışlanın girişinde ziyaretçi kayıt defteri vardır giren çıkanlar oraya kayıt edilir.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Özgür Başçavuşla Veli Küçük’ün arasında bir irtibat yasadışı kurulmuş bir irtibat olduğu ve talimatların Veli Küçük tarafından verildiği iddiası var, Özgür Başçavuşa bizzat telefonla. Sizin Özgür Başçavuşla Veli Küçük arasında böyle bir samimi örgütsel talimat yasadışı birtakım talimatlar alıyor, Özgür Başçavuş telefona hiç duydunuz mu? Özgür Başçavuşla Veli Küçük arasındaki irtibatı biliyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Bilmem mümkün değil, zaten yani iki kişinin arasında olan ki ast üst ilişkisi içerisinde olan, hele bir de telefonlaysa hiç bilinmez ama ne duydum ne gördüm bilmiyorum çünkü öyle bir şey intikal edilmedi etmedi de konuşulmamıştır dahi.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Hayır.”

Tanık Sedat Tatar: “O bizim görev süremiz içerisinde böyle bir konu geçmemiştir.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Yani şöyle bir ihbarda olabilir size gelmiş. Veli, Özgür Başçavuş işte yasadışı olarak Veli Küçük’le işte şu cinayeti gizledi. Veli Küçük’ün hatta işte şu mafyatik harekete işte Veli Küçük’ün talimatıyla göz yumdu. Böyle bir şeye tanık oldunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Ben öyle bir şeyin tanığı olsam, gider onu ilgili makama söyler altına da imzamı atarım. Ben hiçbir hukuk dışı olayı saklamam, bu ülkenin aleyhine babam da suç işliyorsa giderim, onun gereğini söylerim yaparım. Ben ülkesini seven bir insanım, ulusunu seven bir insanım. Ben hiçbir hukuk dışı yasadışı bir olayın gizli kalmasını istemem, öyle bir şey bilseydim giderdim imza atardım onu niye bana soruyorsunuz ki. Ben bir olayı saklayacak konumda bir insan değilim.”

Mahkeme Başkanı: “Efendim, tanık olarak şu anda sorgulanan durumdasınız, yani bilginizi tespit etmeye çalışıyoruz.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Mahkeme Başkanı: “Siz Avukat Hanım’a soru sorma durumunda değilsin. Avukat Hanım buyurun.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Şimdi o bölgede Nihat Yazıcı diye bir cinayet işlendiği iddia ediliyor. Duydunuz mu bu?”

Tanık Sedat Tatar: “Duymadım bilmiyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Gene bu Özgür Başçavuşun da yani bir şekilde dahilinin olduğu çeşitli iddialar var ve hepsi birbirine karışmış, Zarif İlhan diye biri.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum bilmiyorum.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Gerçi bu galiba bir dakika failler Musa Özgür hayır Zarif İlhan değil, o İstanbul'da özür diliyorum düzeltiyorum. Sizin o bölgede o şeyde karakol bölgesinde işte bu Nihat Yazıcıya ilişkin cesedinin atıldığı o bölgeye atıldığı jandarmanın ihbarının Özgür Başçavuşa yapıldığı, Özgür Başçavuşun gidip ceset hakkında olayı örtbas ettiği şeklide bir bilginiz duyumunuz oldu mu, Nihat Yazıcı cinayeti.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok, yok duymadım yani ben ilk defa duyuyorum böyle bir cinayeti.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün yasadışı olduğunu düşündünüz herhangi bir eylemine şahit oldunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani olsaydım, sorulan sorulara cevap verirdim, derdim ki, ben bu olayın tanığıyım ben yasadışı herhangi bir olay olsaydı, tanık olsaydım, bunu rahatlıkla ifade ederdim bugün de burada söyledim. Ama ben hiçbir yasadışı hukuk dışı bir olayın tanığı değilim. Veli Küçük paşanın böyle bir şey yaptığını görmedim görseydim zaten bunu burada ifade rahatlıkla ifade ederdim hiç çekinmeden ifade ederdim.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Veli Küçük’ün Dilkop Yapı Kooperatifinden ortak olmak suretiyle adına ortak diyorlar, ama o rüşvet, yani bir asker yapı kooperatifine ortak olmaz. Rüşvet aldığı yönünde bir duyumunuz oldu mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok hiç duymadım.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Oradaki insanlarla çıkar ilişkisine girdiği ve o insanları oradaki suçları ve suçluları kollayıp koruduğu şeklinde bir duyumunuz oldu mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok.”

Sanık Veli Küçük müdafi Av. Zeynep Küçük: “Teşekkür ediyorum, sorularım bu kadar.”

Mahkeme Başkanı: “Buyurun.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa söz istedi verildi: “Ben de izninizle birçoğunu zaten Zeynep Hanım söylediği için ben tekrar etmeyeceğim onları, benimle ilgili konular ama müvekkilimle ilgili konular ama ben söylemeyeceğim. Zaten zabıtlara geçti. Şimdi ben idari işlere bakan Sayın Tanıktan cezaeviyle cezaevi komutanlığının bize bir projesini anlatmasını istiyorum. Yani komutanlık cezaevi binası içinde midir, duvarlarının dışında mıdır?”

Tanık Sedat Tatar: “Gebze’deki cezaevi hemen koğuşların idari binanın bitişiğindedir. Yani cezaevinin müdürlerinin vesairenin son kısmında cezaevine ayrılmış bir bölüm vardır cezaevinin içerisinde. Koğuşlarla da koğuşların hemen yanı başındadır. Cezaevinin içerisindedir yani. Bütün görev alanı koğuşları karakol komutanının odası diğer yetkililerin odası cezaevinin içerisindedir. Yani cezaevi görevlileriyle jandarma orada iç içedir. Dışarıda nöbeti vardır kulelerde nöbeti vardır, görevlilerin karakol komutanı da içeride onları sev ve idare eder. Cezaevi yönetimiyle yakın ilişkide bulunur. Adliyeye çıkarılması gerekenler işte Kartal Adliyesine gitmesi gerekenler.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Hayır efendim ben tamam anladım o kadar uzun değil.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Ben sadece fiziki olarak yani şunu sorayım o zaman cezaevinde tutuklu olarak bulunan bir tutukluyu cezaevindeki komutan böyle elinden tutup kendi odasına götürebilir mi, fiziki ortam buna müsait midir?”

Tanık Sedat Tatar: “Onu bilemiyorum ben hiç cezaevinde görev yapmadım.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Hayır işte efendim işte yani birisinin görmesi lazım yani mümkün müdür değil midir, yani fiziki olarak mümkün müdür? Yani ben şimdi şuradaki tutukluyu alıp odama götürebilir miyim, yani bir kapıdan mı çıkmam lazım?”

Tanık Sedat Tatar: “Cezaevinin içerisindeki gardiyan müsaade etmediği sürece karakol komutanı onu oradan alıp çıkaramaz bir kere. Yani cezaevinin gardiyan veyahut da müdürü müdür yardımcısı müsaade etmese karakol komutanı cezaevinin içerisine girip mahkumu çıkarıp kendi odasına götüremez ki?”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Tamam, tamam sorum bu kadardı bu tamam. Kapı altı denilen yer ile bu jandarma komutanının bulunduğu yani jandarmanın bulunduğu yer arasında bir mesafe var mıdır?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani, giriş kapısıyla cezaevinin giriş kapısıyla jandarmanın giriş kapısı arasındaki yer en fazla 20 metredir.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “20 metre yani birisinin görmesi lazım birisi öyle gizliden falan giremez içeriye. 20 metre mesafede diğer idarecilerin de görmesi gerekir değil mi efendim?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani bilemiyorum görür, görür mutlaka.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Tamam peki. Bu Özgür Başçavuşun artık Sedat Peker babalar üstü bir konuma gelecek, çünkü arkasında Veli Paşa var diye bir duyum duydunuz mu bir söylenti duydunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok ben duymadım öyle bir şey.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Peki efendim. Gebze’de Üçel Ekmek Fabrikasının sahibi Mehmet Azmış, bu vurulmuş bir şahıs ayaklarından bu konuyla ilgili bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok tanımıyorum, bilmiyorum, bizim dönemimizde olmamıştır. Olmuşsa da emniyet bölgesiyse bilmeyiz.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Bu Gebze içerisinde olmuş. Ama işte jandarma (bir kelime anlaşılamadı).”

Tanık Sedat Tatar: “Yani emniyet bölgesidir bölgesiyse onu biz bilemeyiz.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Tamam anladım efendim anladım efendim anladım. Bu Metin Kaya Sedat Peker'in şoförü silahla bir uzman çavuş tarafından kazara vurulmuş, bu konuda bir bilginiz var mı bir duyumunuz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok öyle bir tahkikat bilmiyorum, yapıldı mı benim dönemimde yapılmadı?”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Peki bu cezaevinde bulunan karakolda, tutuklu olamayan hükümlü olamayan 2 kişiyi saklamak mümkün müdür, sizce mümkün olabilir mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Anlayamadım.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Hükümlü ve tutuklu olmayan dışarıdan 2 kişinin cezaevi içerisindeki bu jandarmada saklanması mümkün müdür sizce?”

Mahkeme Başkanı: “Efendim böyle bir olaya şahit oldunuz mu diye sordu?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok ben öyle bir tanı çünkü orada değildim yoktum bilemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Tamam.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Hayır ben şunu sormak istiyorum yani.”

Mahkeme Başkanı: “Avukat, Avukat Bey düşünce olarak sorduğunuz için uygun değil.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Şimdi Sayın Başkanım hayır ben şunu söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Sizin sorunuzu yani görev yaptığınız süre içerisinde böyle bir olaya şahit oldunuz mu?”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Yani fiziki olarak yeri bildiği için. Sayın Başkanım fiziki olarak kendisi de bir jandarma astsubayı. Şimdi bu bina jandarmanın binası cezaevinin içinde. Şimdi hükümlü veya tutuklu olmayan dışarıdan iki kişiyi getirip orada saklamak mümkün olabilir mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Bakın Sayın Avukatım ben orada görevli olduğum halde. Karakol komutanının odasına bir veya iki defa gitmişim. Çünkü girerken orada cezaevi yönetimi var. Onun dışında Savcı Bey bazen beni çağırırdı, aramalarda refakat etmemi isterdi gider gelirdik. Onun dışında karakol komutanının odasına veyahut da oraya kolay kolay siviller gidip gelmez yani orası cezaevi halkla ilişkileri olan bir yer değil ki.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Sorum bu kadar efendim. Bundan da anlaşılıyor ki efendim. Bu Poyraz’ın bizim aleyhimizde söylediği bütün her şey duyuma dayalı çünkü içindeki bir asker bunu söylüyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet tamam daha sonra beyanlarınızı alırız.”

Sanık Sedat Peker müdafi Av. Mehmet Doğurğa: “Ben teşekkür ediyorum. Tabi efendim daha sonra beyanda bulunacağım sağ olun efendim. “

Mahkeme Başkanı: “Özgür Başçavuşla ilişkiniz nasıldı görev yaptığınız süre içerisinde.”

Tanık Sedat Tatar: “Normal o da hepsi hepsi gibi işte aynı lojmanda oturuyorduk altlı üstlü. Astlık üstlük benim astımdı, o zaten benden kıdemsizdi. Görevi çerçevesinde bana bağımlılığı yoktu zaten ilçe jandarma komutanına direkt bağlıdır. Sicil amiri ilçe jandarma komutanıdır. Saygılı bir çocuktu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Herhangi bir itaatsizliği olmadı görevini de yapardı yani. Görevinden dolayı herhangi bir soruşturma kovuşturma geçirmedi o dönemde. Tayini de oradan Bingöl’e çıktı gitti.”

Mahkeme Başkanı: “Her gün görüşür müydünüz Özgür Başçavuşla?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yani lojmanda girip çıkarken karşılaşırsak karşılaşırdık. Bir de görevli olup ilçe jandarmaya geldiği zaman görüşürdük, ama ben çok nadir gitmişidir. Birde işte demin arz ettim, Cezaevi Savcısı aramalara giderken özellikle benim bulunmamı isterdi, gider refakat ederdim o da orada olurdu. İlişkilerimiz ondan ibaret yani çok özel ilişkilerim olmamıştır.”

Mahkeme Başkanı: “Peki Özgür Başçavuş hangi tarihler arasında görev yaptı Gebze Cezaeviyle ilgili olarak?”

Tanık Sedat Tatar: “Kesin tarihini anımsamıyorum ama.”

Mahkeme Başkanı: “Veya Gebze’de ne kadar?”

Tanık Sedat Tatar: “O da 93, 95 miydi? 92, 95 miydi yani aynı tarihlerde hemen hemen görev yaptık.”

Mahkeme Başkanı: “Siz oradayken ayrıldı mı Özgür Başçavuş?”

Tanık Sedat Tatar: “Ayrıldı o da Bingöl’e tayini çıktı gitti.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, Özgür Başçavuş cezaevinin sorunlarıyla ilgili sıkıntılarıyla ilgili veya cezaevinde yaşanan olaylarla ilgili size bilgi aktarır mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok benim zaten öyle bir görevim yoktu. Ama personel istediği zaman yani gelen askerleri dağıtım yaparken onun ara sıra işte bana okuryazar, yazıcılık yapacak vesaire asker verirseniz diye o tür ilişkilerimiz olurdu. Biraz da fazla asker isterdi, benim görev yoğunluğum çok görev bölgem çok onun dışında bir cezaevinin içiyle ilgili bir talebi olmamıştır.”

Mahkeme Başkanı: “Gizli Tanık Poyraz’ın Savcılıkta vermiş olduğu ifadesi var. Soruşturma sırasında vermiş olduğu ifade var. 03.08.2008 tarihli bu ifadesinde şöyle bir beyanı var. Nihat Yazıcının öldürüldüğünü ay içerisinde Mecnun Odyakmaz’ın düğünü vardı. Yaklaşık arasını 10, 15 gün kadar kısa süre vardı. Nihat Yazıcı’nın ailesi polis ifadesinde ilk mahkemede Nihat Yazıcı’nın Sedat Peker’in talimatıyla Avcılar’dan alınıp kaldırıldığını, Bayramoğlu’nda sorgulandığını ve daha sonra öldürüldüğünü beyan etmiştir. Bu konuda bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiç bilgim yok hiç böyle bir olaya tanık olmadım duymadım yani.”

Mahkeme Başkanı: “Şöyle bir beyan devam ediyor. Sedat Peker, Özgür Başçavuş ve yanında iki askerler birlikte düğüne geldiler bu Mecnun Odyakmaz’ın düğününden bahsediyor. Özgür Başçavuş da askerlerde sivil kıyafetliydi, fakat ellerinde beyaz beze sarılı vaziyette G3 silahlar vardı. Bir de Özgür Başçavuşun elinde düzmence bir tutuklama kararı vardı. Zaten Sedat Peker’i düğüne bu kişiler getirmişti. Polis Sedat Peker'i almaya teşebbüs ettiğinde ellerindeki tutuklama karanını göstererek kendilerinin alıp götüreceğini söyleyeceklerdi. Polis de Sedat Peker’i almak için düğün mahalline gelmişti. Fakat Veli Küçük’ün kesin kesin talimatı vardı. Ne olursa olsun Sedat Peker kesinlikle polise teslim edilmeyecekti. Polisler de tüm girişimlerine rağmen Sedat’ı alamadılar ve Sedat Peker'e tüm olanlara rağmen Özgür Başçavuşun koruması altında elini kolunu sallayarak Mecnun Odyakmaz’ın hem Kadıköy Evlendirme dairesindeki nikah törenine, hem de Kadıköy rıhtımındaki Aden oteldeki düğününe geldi. Hatta düğün sırasında Nihat Yazıcı’nın cesedinin resimlerini çevresindeki şahıslara göstererek kendisi hakkında ileri geri konuşan ve kalemini kıran kişinin halinin bu şekilde olduğunu söylüyordu. Bu konuda bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiç yok, Sayın Hakimim, ilk defa duyuyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker’in Bayramoğlu’nda villası var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Bilmiyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Sami Hoştan’ı tanır mısınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum yok. Kocaeli’nde olduğu söyleniyordu, ama tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Önder Ercan, Şenol Turan, Ali Suavin, Erdal Aksakal, bunları tanır mısınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Hiçbirini tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Mecnun Odyakmaz’ı tanır mısınız?”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Sedat Peker hakkında yakalama kararı veya gıyabi tevkif çıkartılmış o dönemlerde. Bundan haberiniz var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Bizde öyle bir şey olduğunu hiç görmedim, gelmedi bize, öyle bir tutanak veyahut da yakalama kararı müzekkere bizde yoktu.”

Mahkeme Başkanı: “Evet. Size bazı fotoğraflar göstereceğiz, bakar mısınız ekranına? Monitörü çevirelim.”

Tanık Sedat Tatar: “Geleyim mi oraya?”

Mahkeme Başkanı: “Bakın orada ekranda gözüküyor. Sedat Bey, şu anda ekranda gördüğünüz şahsı tanıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Tanıyorum komutanım, o dönemde Veli Küçük.”

Mahkeme Başkanı: “İsmini söyler misiniz?”

Tanık Sedat Tatar: “Veli Küçük Albay.”

Mahkeme Başkanı: “Mikrofona konuşun.”

Tanık Sedat Tatar: “Veli Küçük Albay.”

Mahkeme Başkanı: “Evet, şu anda ekranda gördüğünüz Veli Küçük. Devam edelim.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum. Sonradan basından şeyden gördüğüm kadarıyla Sedat Peker’e benziyor.”

Mahkeme Başkanı: “Evet şu anda ekranda gördüğünüz Sedat Peker, görev yaptığınız süre içerisinde tanımıyordunuz öyle mi?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok tanımıyordum ben hiç karşılaşmadım şahsen kendisiyle.”

Mahkeme Başkanı: “Evet tamam buyurun devam edelim.”

Tanık Sedat Tatar: “Tuncay Bey.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Tuncay Özkan Bey”

Mahkeme Başkanı: “Evet şu anda ekranda görülen Tuncay Özkan.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum bu şahsı.”

Mahkeme Başkanı: “Evet şu anda ekranda gördüğünüz Semih Tufan Gülaltay.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum, tanımıyorum.”

Mahkeme Başkanı: “Şu anda ekranda gördüğünüz Sami Hoştan. Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum kendisini.”

Mahkeme Başkanı: “Peki.”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum kendisini.”

Mahkeme Başkanı: “Beyanlara ilave edeceğiniz başka bir şey var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Benim herhangi bir şeyim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım İddia Makamı.”

Tanık Sedat Tatar: “Yani bu tanıklıktan eğer yasa mümkünse ben be davadaki tanıklığımdan çıkartılmamı talep ediyorum Sayın Heyetinizden.”

Mahkeme Başkanı: “Peki, buyurun Savcı Bey.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sayın Başkanım daha önce ifadesinde 5 ay Kocaeli’nde çalıştığı konusunda bir şey geçmediği için soru yöneltmemiştim. 95 yılının başından ortasına kadar 5 ay çalıştığınızı söylediniz öyle mi? Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanlığında.”

Tanık Sedat Tatar: “Gittim, gittim geldim Sayın Savcım evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orada çalıştığınız dönemde, Veli Küçük’ün kaç tane arabası vardı?”

Tanık Sedat Tatar: “Efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kaç tane arabası vardı kullandığı.”

Tanık Sedat Tatar: “Komutanın bir tane arabası vardı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Bir makam arabası vardı başka, başka kullandığı araç var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Makam arabası. Yok, başka aracı yoktu.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Şahsına ait araba var mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Görmedim bilmiyorum hiç şahsi arabasına bindiğini görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Biliyorsunuz, askeriyede nizamiyeden her giren çıkan insanın kaydı tutulur.”

Tanık Sedat Tatar: “Doğrudur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kimi ziyaret edecek ne yapacak filan şeklinde. Veli Küçük’ün arkadaşları yakınları geldiği zaman da bu kayıt tutulur muydu, buna şahit oldunuz mu? Veya ben Veli Küçük’e geldim deyip direkt geçenler olur muydu nizamiyeden?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok ben görmedim, nizamiyede hiç nöbet tutmadım çünkü yani giriş nizamiye deriz biz giriş nizamiyesine.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”

Tanık Sedat Tatar: “Orada hiç nöbet tutmadım ama herkes il merkez bölüğünce orada kayıt edilirdi yani giren çıkan.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yani aradan geçenler oluyor muydu işte Veli Küçük’ün arkadaşıyım deyip veya işte başka türlü?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok yani işte Vali Bey veyahut devlet büyükleri.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Değil değil sivil şahıslardan bahsediyorum.”

Tanık Sedat Tatar: “Sivil şahıs görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Mesela Sami Hoştan biraz önce gösterildi size gelip gittiğini duydunuz mu Veli Küçük’ün yanına?”

Tanık Sedat Tatar: “Hayır hiç duymadım.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Rahmi Seymen diye bir şahıs duydunuz mu?”

Tanık Sedat Tatar: “Tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Rahmi Seymen.”

Tanık Sedat Tatar: “Yok tanımıyorum hiç görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Duymadınız. Veli Küçük’ün Kefke veya Kandıra tarafında İranlı Azeri gençlere ders verdiğini Türkçülük konusunda ders verdiğini kurs verdiğini veya sohbet ettiğini duydunuz mu o dönemde, böyle bir bilginiz var mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok duymadım yok duymadım bilgim yok.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Sekreteri konusunu biraz önce sordum, var mıydı yok muydu şeklinde siz yoktu dediniz doğru mudur?”

Tanık Sedat Tatar: “Hatırlamıyorum dedim yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Hatırlamıyorum diyorsunuz.”

Tanık Sedat Tatar: “Çok girip çıkmadığım için hatırlamıyorum. Yani ilgili değildim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ersel isminde, Ersel isminde bir bayan sekreteri var mıydı? Böyle bir şey hatırlıyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Zannediyorum Ester Hanım başka bir yerde görevliydi.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Nerede görevliydi Ersel Hanım?”

Tanık Sedat Tatar: “Yani maliye şube miydi oralarda birisinde görevli olup bir ara sekreterlik yaptı evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Normalde sekreter olarak atanmadı mı?”

Tanık Sedat Tatar: “Zannediyorum öyleydi. Çünkü sekri… komutanlıklarda sekreterlik kadrosu yoktu, o zamanlar öyle hatırlıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yoktu değil mi? Veli Küçük’ün o tarihlerde kullandığı cep telefonlarını biliyor musunuz?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok bilmiyorum. O tarihlerde cep telefonu yaygın değildi, öyle yoktu ki.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kriptolu telefon kullanırlar mıydı?”

Tanık Sedat Tatar: “Yok bilmiyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kriptolu görüşme yapılabilecek bir imkan var mıydı alayda veya Veli Küçük’te?”

Tanık Sedat Tatar: “Onu bilmiyorum, yani o komutanlığın kendi makamında özel Ankara’yla veya başka yerle irtibatlı olduğu telefon var mı, yok mu bilmiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: “Evet.”

Saatin 18:36 olduğu görüldü.



Duruşmaya kısa bir ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Saatin 19:02 olduğu görüldü.

Oturuma bugüne mahsus olmak üzere son verildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Oturuma 17 Mayıs 2012 günü saat 08:45’te kaldığı yerden devam edilmek üzere ara verilmesine oybirliğiyle karar verildi.15.05.2012




BAŞKAN 28298 ÜYE 39995 ÜYE 41981 KATİP 139152



Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin