Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.”
Sanık Taner Ünal:”Teşekkür ederim Sayın savcım sağ olun efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yoruldunuz ama benimde size birkaç sorum olacak.”
Sanık Taner Ünal:”Tabi efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Öncelikle Vatanseverler kuvvetler güç birliği hareketi isimli başkanı olduğunuz derneğin Türkiye’de bulunan diğer herhangi bir dernekten farklı nedir, neden bu kadar tartışma konusu oluyor, bunu siz nasıl açıklıyorsunuz?”
Sanık Taner Ünal:”Efendim tartışma konusu olduruldu. Yani biz tartışma konusu falan olmak istemedik olmak içinde hiçbir şey yapmadık yani bizim yaptığımız hiçbir olumsuz bir şey yok zaten derneğimizle ilgili yapılan şikayetler mesela o kadar İçişleri bakanına tamimler imzalattı işte bu dernek kapatılacak dedi bu dernek dedi yasalarımıza inkılap şey pardon aykırı kurulmuş bir dernek filan hepsinden takipsizlik alıyoruz kovuşturma.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şu şekilde, 2005 yılının Ocak ayında kuruldunuz ne zamana kadar faaliyet gösterdiniz?”
Sanık Taner Ünal:”Derneğimizi kendi üyeleri tarafından yani devlet tarafından filan kapatılmamıştır. Kovuşturmaya ilişkin yer olmadığına ilişkin kararda da Sayın mahkemeye arz ettim. Dünkü beyanımda o kovuşturma kararına yer olmadığına ilişkin 11 sayfa kararı da Sayın mahkemeye getirip sunacağım beyan ekimde. Derneğin devamı yönünde yani derneğin kapatılmasına bu nedenle gerek olmadığı deniyor biz üyelerimiz buna rağmen maruz kaldığımız saldırılar ve vatanseverler bir faaliyetin bu günkü koşullar altında yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle derneğin kapatılmasına karar verdik.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hangi tarihte, hangi tarihte oldu o?”
Sanık Taner Ünal:”08.12.2009, 7 ay 6 ay önce.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ama aktif olarak faaliyet gösterdiğiniz süreç zannediyorum kuruldu 2005 yılında kurulduktan sonra.”
Sanık Taner Ünal:”Tutuklandığımız tarihe kadar.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet, bu süreç içerisinde örgütlenmeniz nasıldı? Türkiye’nin kaç vilayetinde kaç ilçesinde örgütlendiniz?”
Sanık Taner Ünal:”Şimdi bu teşkilatlanma faaliyetlerimizi genel sekreterimiz yürütüyordu bu teşkilatlanma faaliyetleri benim tarafımdan yapılmıyordu önce bir 40, 45 civarında teşkilat kuruldu ve hızla teşkilatlanma çoğaldı ama Danıştay hadisesi.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Mahkemeye dönün.”
Sanık Taner Ünal:”Pardon çok özür dilerim. Danıştay hadisesi neticesinde hiçbir ilgi ve alakamız yokken birden manşetlere çıkınca ben derneğin hemen küçülmesi gerektiğine karar verdim. Dedim 3, 5 tane şubemiz kalsın hatta onu bir kararlara falan almakta istedik o dönemde genel kurullarda biz talep ettik. Dedik ki işte en fazla 10 şubemiz olsun diğer şubeleri kapatalım falan gibi ve küçüldük, küçüldük genel merkezimizde kapattık tabi zaten halkın alabildiğine desteğine ulaşmıştık istediğimiz yerde bir toplantı yapabiliyorduk filan bu rahatlığımız vardı bu nedenle şubelerimiz ve şeylerimiz oldukça küçültüldü efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu başarınızı kısa sürede bu kadar çok ilde, ilçede örgütlenme başarınızı neye bağlıyorsunuz?”
Sanık Taner Ünal:”Efendim şimdi bir dernek kurarsınız. 8 kişi oturur sabahtan akşama kadar çay içersiniz yani dernek o kadar basit bir şey değildir yani bir hiç kimse kalkıp ta kimsenin arkasında gitmez yani bir yürüyüş yapacaksınız Rize’den bir şahıs otobüse binecek veyahut da bir otobüs insan binecek bayrak yürüyüşüne gelecek. Bu ancak bu parayla pulla olmaz bu gönülle olur sevgiyle olur bunu hiç kimsede yönlendiremez emir ve talimatla yaşıl Hüseyin amcayı siz otobüse bindirip de Tandoğan meydanına getirtemezsiniz 4 kilometre bayrağın eteğine yapıştırıp da yürütemezsiniz bunlar hepsi bizim telefon kayıtlarımızda ortaya çıkmıştır. Doğrudur biz bu yürüyüşleri yaptık ama bunların hepsini çok samimi duygularla yaptık. Adama 30 seneye yakın gazete göndermişiz 25 sene dergi göndermişiz adam yanımıza gelmiş bir hastası olmuş hastanelere taşımışız. Biz bunu Türk milliyetçiliği adına yaptık, ülkenin birliği vatanın bölünmez bütünlüğü düşüncesine katkı sağlayabilmek amacıyla yaptık.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Çok çalışarak bu başarıyı elde ettiniz.”
Sanık Taner Ünal:”Türkeli gazetesi ve dergisi altyapısı var efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet, evet”
Sanık Taner Ünal:”Biz yani hiçbir kurmasaydık dernek Türkeli dergisi diye bir yürüyüş yapacak olsaydık eminim ki o civarda yine insan bu toplantılarımıza katılırdı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki birçok yerde burda savunmanızda da geçti emekli paşalar, emniyet müdürü, asker istihbaratçı vesaire falan bunların derneğinizle ilgisi, ilişkisi olmuş bu nerden kaynaklanıyor bu normalde çok görülen bir durum değil?”
Sanık Taner Ünal:”Evet, şimdi görülen bir durum değil. Yani şimdi bir sivil toplum kuruluşu kurulmuş. Buna herkes geliyor şimdi siz vatanseverlik tanımını ortaya koymuşsunuz. E bir pek ideolojik demeyeyim de yani bir Atatürkçü düşünceyi anlatan samimi bir hareket oluşturmuşuz. Kendi dergi alt yapımızda var bizimde dergimizi alan insanlar var. Şimdi vatan diyorsunuz millet diyorsunuz tarih anlatıyorsunuz işte milli değerler anlatıyorsunuz. Türk ordusunun yapmış olduğu mücadeleye sahip çıkıyorsunuz. PKK’ya karşı çıkıyorsunuz şimdi adam şehit düşmüş kardeşi dergiyi alıyor veyahut da orda bir astsubay bunu okuyarak emekli olmuş oluyor, sizi tanıyor. Siz bununla dergi süresinde tanışamadık biz bunlarla çok irtibatımız olmadı ama biz dernek kuruyoruz dediğimizde dergiyi kapan kucağına geldi. Yani bunların içerisinde askerler vardı tabi ki. Fakat süreç içerisinde bu tür dernek aleyhinde faaliyetler olduğunu ben görünce Türk ordusuna dernek üzerindeki yapılanma yani dernek üzerindeki derneğin bir takım saldırılara uğrayacağını düşünerek ve bundan da Türk ordusunun yara alacağını düşünerek genelde orduyla ilişkisi olan kişilerin dernekten ayrılmasını düşünmeye başladım ve arkadaşlarıma da bu yönde telkinlerde bulundum. Çok yanlış anlaşıldı. Yani bu sanki ben orduya karşıymışım gibi anlaşıldı. Mesela Hasan Kundakçı paşa genel başkan yapılmak istendi halbuki ben dernek tecrübesi çok fazla olan bir insan değilim ama Hasan Kundakçı paşa dernek başkanı olsaydı o kadar çok bu dernek üzerinde oyun oynanacaktı ki eminim ki ben buna eminim Hasan Kundakçı paşa ile birlikte 500 kişi yargılanacaktı. Ama ben derneğe girecek her kişiyi yani her türlü zararlı olabilecek unsuru veyahut da hareketi tamamıyla dernekten en ufak bir endişe ve vehimde uzaklaştırdım zaten telefon konuşmalarımda bu var. Haksızlık ölçüsünde yaptım ben bunu, bunu yaptığım insanlardan da şimdi özür diliyorum.”
Mahkeme Başkanı:”Hasan Kundakçı paşanın uzaklaştırmayacağını nerden karar veriyorsunuz? Peki, sizden daha titiz davranırdı?”
Sanık Taner Ünal:”Şimdi ben karar vermiyorum efendim şeyde var İçişleri bakanlığı sorgu metinlerinde var. Halit Bozkurt ve Nihat Gürkan, Hasan Kundakçı paşanın etkin bir görev almasını istediler. Ben anladım, neden anladım? Mustafa Alpay geldi Hasan Kundakçı paşaya diyor bir otopark işimiz var diyor bilmem ne. Adam nazik, beyefendi bir adam ordudan gelmiş 67 yaşında veya 65 yaşında şaşırıyor Allah Allah diyor, ne oluyoruz diyor? Yani bir Türk askeri böyle bir şey görmemiş anladım ortada bir takım provokasyonlar yapılmak istendiğini ve ben bu provokasyonları önleyebilecek durumda olduğumu beni bertaraf ettikleri taktirde şimdi Hasan Kundakçı paşaya emredersin paşam deyip 10 kişiyi sıraya geçti mi Hasan Kundakçı paşanın yazık hoşuna gidiyor bu. Çok samimi bir insan dürüst bir insan düzgün bir adam, Türk askeri ama şimdi olay öyle değil insanı omuzlara götürürler taşırlar, taşırlar, taşılar ondan sonra da alırlar uçurumun altına atarlar böyle yapıyorlar zaten. Bizim durumumuzda bundan farklı değil şu anda. E şimdi ben bu noktada Hasan Kundakçı paşaya tavır koydum onun üzerine Halit Bozkurtgil 27 Mayıs bilmem nesi diye bir dernek getirdiler. 27 Mayıs mıydı neydi Sayın Başkanım bir dernek getirdiler derneğe onların yöneticilerini getirdiler ve bunlar bize dediler ki biz 20 tane dernek dediler. Bir yapılanma oluşturuyoruz bu yapılanmanın dediler hepsinin başına da Sayın Hasan Kundakçı paşanın gelmesini istiyoruz dediler Hasan Kundakçı paşayı da buna ikna etmişler. Şimdi Hasan Kundakçı’ya Sayın paşaya şunu desem. Ya paşam bunlar seni dolmuşa bindiriyorlar beni devirip yerime getiremeyince bir konfederasyon falan filan diye bir şey icat ettiler bunun başına getirerek senin başını yakacaklar. Neticede bir işe giriştik benim başımın yanması da muhtemel ama senin başının yanması Türk ordusunun bundan zarar görmesine yol açabilir diye kendisine söylemeyi çok düşündüm. Hatta 1, 2 gün uykum kaçtı ondan sonra da kusura bakmayın dedim ben 27 Mayıs derneğini de kabul etmiyorum konfederasyonda kabul etmiyorum. Hasan paşada buna kırıldı çekti gitti Hasan paşayla ayrılmamız da böyle oldu.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Dernek olarak hiçbir illegal faaliyetinizin işinizin olmadığını savundunuz. Derneğiniz hakkında Ankara’da 11. ağır ceza mahkemesinde görülen davanın mahiyeti nedir kısaca açıklar mısınız?”
Sanık Taner Ünal:”Efendim derneğimizin 11. ağır ceza mahkemesinin ben Sayın savcılığının Sayın Başsavcılığının görüşünü Sayın Başkana sundum. Vatanseverler kuvvetler güç birliği hareketi derneği içerisinde diyor terör örgütüyle ilişkilendirilecek illegal bir yapılanmaya rastlanamamıştır diyor. Şimdi açılan davada derneğimizle ilgili bir dava açılmamıştır efendim bir örgüt olduğu, bir örgüt olduğu şeklinde bir dava açılmıştır. Fakat bir örgüt olmadığı da duruşmanın ilk aşamasında görülmüştür çünkü ben oradaki yani bir suç örgütü menfaate dayalı çıkara dayalı dernekle ilgili değil açılan dava. Çıkara dayalı bir suç örgütü.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Dernek faaliyeti çerçevesinde.”
Sanık Taner Ünal:”Dernek bunun dışında tutulmuştur çünkü dernekle ilgili hiçbir suç unsuruna rastlanamamıştır. Dernekle ilgili soruşturma zaten İçişleri bakanlığı 2 tane soruşturma açıldı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani şunu söyleyeyim dernek başkanı olarak siz ve dernekle ilgili kişiler yani ilk aşamada 12 kişi tutuklanmış şu anda ne aşamada olduğunu bilmiyorum ama dernekle ilgili üyesi, yöneticisi vesaire olan kişiler hakkında açılan bir dava.”
Sanık Taner Ünal:”Efendim zaten şu anda Sayın mahkemelerinde ben hep mükerrer iddialarla sorgulanmaktayım. Yani aynı iddialar aynı şeyler hepsi araştırıldı bir dava yürüyor zaten bu iddialar bunun içerisindedir hepsi o sorgu tutanaklarında o şeyin içerisindedir. Ama Sayın mahkemenin Sayın savcılığının yapmış olduğu tespitte bildirdiği görüşe göre dernek üzerinde bir bu şekilde illegal bir yapılanma veyahut da örgütsel bir yapı olmadığı şeklinde Sayın savcılığın bildirdiği görüş vardır onu da Sayın mahkemeye sundum 19.07.2007 tarihli. Yani derneğimizle ilgili böyle bir yapılanma ha derneğimizle ilgili şahıslar hakkında bir takım iddialar olmuştur. Ama biz bunların gerçek dışı olduğunu oradaki işte mesela saksıda adam efendim Hint keneviri yetiştiriyormuş derneğin eroincisi diye yayın yapıldı, adam sahte mühür yapıyormuş derneğin sahte mühürcüsü diye yayın yapıldı. Efendim işte adam silah tüccarıymış uluslar arası silah tüccarıymış gemilerle silah getiriyormuş. Vatanseverler birliği derneği gemilerle silah getiriyor diye yayın yapıldı. Bunların hiç birini tanımıyorduk biz bu adamların ne sahte mühür yapanı ne bilmem neyi. Nerden bir adam bulmuşlarsa getirmişler efendim 22 kişiyi bir araya getirmişler orda 5, 6 tane dernek mensubu var. Diyarbakır’daki dava da aynıydı gittim 24 kişi var sanık 7 tanesi dernek mensubu bütün suçları işleyenler tahliye olmuşlar 7 tane dernek mensubu örgüt mensubu diye kalmış içerde tabi çok 30 tane dosya var. Sayın heyete oturdum ben bunları o kaldığım küçücük mekanda en ince ayrıntılarına kadar ayrıştırdım. O bütün klasörlerin fotokopilerini tek tek çizdim önce 200 sayfaya indirdim ve ellerimden kan akıyordu bu sahte gibi bir yerdi. Sonra 20 sayfaya indirdim onları da olay 1, olay 2, olay 3 diye Sayın mahkemeye okudum ve Sayın mahkeme dedi ki herkesin tahliyesine dedi. Dedim herkes tahliye olmuş dernek mensupları içerde kalmış efendim dedim olayı da güzelce açık olarak anlattım yani durum bu Ankara’daki o. Dernek mensupları Ahmet Cinali hariç ilk celse tahliye oldular. Ahmet Cinali’de, Sayın Ahmet Cinali’de Mersin’de bir define işi ile ilgili olarak yargılanıyor orda ki kişilerde o defineden dolayı yargılanıyor. Şu anda ki tutuklu şahıslar da odur onun soruşturması sürüyor mahkemede.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu duruşmalar sırasında sizi hakkınızda sizin gıyabınızda konuşmalar oldu iddianameler dahil pek çok yerde sizin isminiz geçiyor. Savunmanızda basında sizin aleyhinize birçok yayın yapıldığından bahsettiniz. Sizde gördünüz ki önceki aşama ifadelerinizde bazı dava sanıklarının aleyhine sizin beyanlarınız var. Aynı şekilde dava sanıklarından bazılarının sizin ve VKGB Derneği aleyhinde ifadeleri var. Bundan sonra soracağım soruların hepsi bir suçlama içermiyor. Bazı sorular iddianamede bahsedilen olaylara dair sürecin daha iyi anlaşılmasına yönelik. Savunmalarınız sırasında avukat Abdülkadir Erdil ismi geçti bu konuda birkaç sorum olacak bu kişi kimdir, VKGB ile ilgisi var mıdır, açıklar mısınız?”
Sanık Taner Ünal:”Abdülkadir Erdil bizim kurucular kurulumuzda yer almıştır derneğimizin kurucular kurulunda ama ondan sonra çekildi Sırrı beyin arkadaşıydı rahmetli Sırrı beyin. Dernek kurulduktan sonra biz aslında bu derneğin kurulmuşu aşamasında bir sıkıntı yaşadık. Bu kuvvet sözcüğünü arkadaşlar Nihat Bey’gil hep ısrar ettiler kendi onun İçişleri bakanlığının sorgusuna verdiği ifadelerinde de var kuvvet sözcüğünün hukukta olmayacağını iddia ettik biz gelin dedik vatanseverler birliği derneği olsun derneğin adı dedik onlarda ısrar ettiler işte bu ısrarlar sırasında önce Sırrı bey çekildi dedi bu işte dedi ben dedi bir maniplasyon olduğu iddiası düşüncesindeyim dedi. Zaten çok hastaydı Sırrı Bey zaten kısa bir süre sonra yatağa düştü.
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizin bağlantınız nedir Abdülkadir Erdil’le yani samimiyet dereceniz?”
Sanık Taner Ünal:”Yani Abdülkadir Erdil şudur ben MHP genel başkanı aday adayıydım. Abdülkadir Erdil Bey geldi bana dedi ki Taner ben dedi sen MHP genel başkan adayı olacak mısın? Aday yani aday adaylığın var mı dedi? Ben dedim tabi Abdülkadir Erdil çok yıllar yıllar öncesinden tanıdığımız bir insan Türkeş beyin de sevdiği bir insan bizden de yaklaşık 18, 20 yaş büyük bir insan. Tabi bizde hani her yapıda bu vardır büyüğü karşı saygı duyulur abi dedim sen aday olacaksan bizim herhalde dedim olmamız yakışmaz dedim hatta bir kendisi adaylıkla ilgili toplantı yapmış muhtemel adayları da çağırmış. Siz dedim aday olacaksanız dedim bizim aday olmamız dedim münasip olmaz dedim size saygısızlık yapmak istemeyiz dedim onunda hoşuna gitti o. O arada dedim ben dedim bir dernek faaliyeti yapmayı filan düşünüyorum dedim. Arkasından yani bir süre sonra e dedi o zaman dedi bende ona dedi destek olayım dedi o şekilde bir şey oluştu ama Sırrı Bey rahatsızlanınca Sırrı bey yatağa mahkum oldu hemen biz derneği kurduktan 1 ay 1 buçuk ay sonra Sırrı bey rahatsızlanınca o da arkadaşıydı onun akranıydı o da avukat arkadaşıydı aynı zamanda Abdülkadir Erdil beyi de bir daha görmedik biz.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Dernek yönetim kurulundaydı haliyle görüşmeleriniz oluyordu.”
Sanık Taner Ünal:”Öyle gelmiyordu efendim yani kuruluş yani şimdi şöyle kurucular kuruluna isim ve imza verdi ama pek katılmadı ben kendisini bir veya iki defa çocukları da çok sevdiğim insanlar onlarda avukat onlarda çok saygı gösterirler benim bir takım davalarıma da katılmak istediler. Abi haksızlığa uğruyorsun çünkü adliyede karşılaşıyoruz sürekli. Ya babamı da dediler bir ziyaret et o da yalnız oluyor filan o vesileyle bir iki defa ziyaret ettim onun dışında da Abdülkadir Erdil beyle hiç görüşmedim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bunu şunun için sordum Yeni Aktüel isimli derginin 55. sayısında avukat Abdülkadir Erdil’in bir röportajı yayınlandı. Dosya içerisinde buna ilişkin bilgiler de var. Erol Şahin isimli Çorumlu bir iş adamımım Danıştay saldırısından önceki bir tarihte avukatlık bürosuna gelerek Adanalı aşiret mensubu olduğunu belirttiği bir kişiden 500 milyon doları tahsil etmek istediğini yüzde 10 komisyon karşılığı avukatlık sözleşmesi imzaladıklarını, yine bu kişinin Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Arslan ile birlikte bürosuna geldiklerini, mahkeme harcının ödenmemesi nedeniyle bu davayı almadığını ifade etti. Ediyor daha doğrusu bu yayında dosya içerisinde de var. Bu gelişmelerden haberiniz oldu mu? Size bu konuda bir beyanı bir bahsi.”
Sanık Taner Ünal:”Ben basından onu bende duydum ama kendisi ile bu konuyu hiç görüşme imkanı olmadı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Önemli bir konu bu hiç karşılaştınız mı?”
Sanık Taner Ünal:”Evet hiç konuşma imkanım olmadı. Hatta birazda üzüldüm yani çünkü benim tanıdığım Abdülkadir Erdil Bey tabi bir MHP içerisinde ağırlığı olan siyasi kişiliği olan bir kişi. Üzüldüm dedim nasıl böyle bir beyan vermiş, nasıl böyle bir şey yapmış, nasıl böyle bir olaya karışmış filan gibi üzüldüm tabi kendisine söylesem de bu şekilde söylerim benim yapım odur niye böyle yaptın abi dedim onun için o konuyu hiç açmadım kendisiyle konuşma imkanım olmadı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Biraz önce size okunan tanık ifadesinde ismi geçen Tarkan Toper bu kişinin Danıştay saldırı olayında da birçok kez geçti ve sorulara konu oldu. Siz nerden tanıyorsunuz kendisini?”
Sanık Taner Ünal:”Şimdi tabi çok detaylara girmiş oluyorum ama nerden tanıyorsun dediğinde anlatmam lazım.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Detayını anlatın, evet.”
Sanık Taner Ünal:”Şimdi bir tabi ben Türkeli gazetesini çıkarıyorum bir anlamda da MHP’de tabanda çok beğenildi hareketin gazetesi gibi oldu Atatürkçü bir yayın yapıyordu. Yani MHP’de o zaman Atatürkçü bir düşünce hakim değildi ben Atatürk konferansları verdim 300’e yakın şeye parti teşkilatına Atatürk geceleri tertipledim Atatürk resimleri filan astık. Neticede Atatürkçü bir yönelim başladı MHP’de böyle bir katkım oldu ve benim hayatta belki yaptığım en düzgün işlerden birisi olduğuna inanıyorum bunun. Geriye baktığımda en mutlu olduğum işlerden birisidir. Bu arada ülkü ocaklarında bir şey hadisesi oldu ülkü ocakları başkanının değişmesi hadisesi oldu. Böyle bir ocakta kavga oldu, gürültü oldu. Efendim şey Türkeş beyin oğlu filanda söz konusu edildi. Küçük bir genç bir oğlu vardı, kimmiş bunu yapan filan dedik? Tarkan Toper adını orda duydum ilk defa, ondan sonra gazetemize ziyarete geldi kendisi, e tabi sordum ben ya dedim niye hani bizde geçmişte ülkücü olduğumuz için ya dedim böyle bir şeye karışmasaydınız sizde dedim hukuk tahsili yapıyormuşsunuz filan dedim işte o da bazı mazeretlerini anlattı dedi yönetimi beğenmiyorum. Ben dedim bu konuları anlamam dedim filan böyle bir diyalogumuz oluştu o dönemde zannedersem gazeteye gelip gidenler arasındaydı Türkiye’nin her tarafından gazeteye binlerce insan geliyordu. Gazete tabi ideolojik bir görünüm kazanmıştı yani Atatürk’ün milli devlet projesi, bir takım şeyleri düşünceleri istiklal savaşı bunları hiç tanımayan Atatürk’e deccal dedirtilen yıllardır. İşte İngilizler bir savaş yapıverdi de.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tarkan Toper tanışmanız.”
Sanık Taner Ünal:”Şeyler kazandı diyebilen insanlar yeni bir şey tanıdılar onun için akın akın böyle bize koştular. O koşmalar sırasında inanın günde belki 500 kişi geliyordu Tarkan Toper’i de arada birkaç kere gördüm ondan sonra da gördüğümü pek hatırlamıyorum efendim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İlişkiniz bununla sınırlı.”
Sanık Taner Ünal:”Bununla sınırlı kesinlikle onun dışında bir ilişkim söz konusu değil.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz de bahsettiniz 2. dava sanıklarından Kemal Aydın ile tanıştığınızı söylediniz.”
Sanık Taner Ünal:”Evet şeyde tanıştım Abdülkadir Erdil’in bürosunda tanıştım. Öyle bir şeyle tartışıyorduk zaten Abdülkadir Erdil beyle. O dernek faaliyetleri ile ilgili tabi kamuoyunda bir şeyler bir takım olumsuz tablolar filin olunca işte bana biraz kızdı ya dedi böyle bir tabloda yer almaman lazımdı sen koskoca dedi MHP genel başkan adayı olmuşsun. Geleceğin siyasi liderlerinden birisisin. Niye dedi bu derneğe filan gerek yoktu hiç kendi kendini dedi şey yaptın mağdur etmiş oldun dedi hiç layık olmayacağın şeyler yaşıyorsun filan dedi e bende tabi büyüğümsünüz dedim. O arada şeyi işte o arada tanıştık şeyle kendisiyle bir samimiyetimiz, bir konuşmamız da söz konusu olmadı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bir telefon irtibatınız var bu gözüküyor.”
Sanık Taner Ünal:”Var evet var.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nedir şeyiniz bağlantınız?”
Sanık Taner Ünal:”İşte konuşmuşuzdur ama benim hatırladığım konuşma Diyarbakır bayrak mitinginde TGRT çok muhteşem bir yayın yaptı yani orda hep karaladılar bizi. Yani yok efendim işte bayrağı arabalar taşıdı da yok kimse katılmadı da falan filan yok çocuklara para verdiler böyle bunların yani ilk başladığında bir görüntü var bir şeyler var onlar söz konusu yapılıyor ve abartılıyor mesela Allah var hiçbir çocuğa filan para vermedik böyle bir şeyde söz konusu olmadı. Hatta davulcu para istedi o arada yanımda bozuk yoktu onu bile veremedim. Böyle bir tablo yaşadık bu TGRT haber yapınca ben gurur duydum yani çok mutlu oldum güzel bir şekilde yapmış olduğumuz hizmeti ve benim konuşmamı da çok güzel bir şekilde verdi orda. Birlik bütünlük mesajı vermiştim biz buraya dostluk, sevgi, barış, kardeşlik getirdik bundan sonra.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kemal Aydın size ne olarak tanıtıldı? Ne şekilde ne sıfatla?”
Sanık Taner Ünal:”Emekli müfettiş denildi bana efendim. Emekli bir yani Kızılay’da müfettiş miymiş filan öyle bir şey olarak tanıttı, tanıttı kendini zannedersem. Öyle yanlış hatırlamıyorsam belki karıştırıyor da olabilirim.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet Mesut Sezer bu kişiyle irtibatı olduğunu biliyor musunuz?”
Sanık Taner Ünal:”O olabilir o bilemiyorum yani.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizin bildiğiniz bir konu değil.”
Sanık Taner Ünal:”Yani olmuş olabilir bana da bildirmişte olabilir yani o kadar bir yoğunluklar ve şeyler vardı ki.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki bu süreçte kendisini VKGB’ye davet etme gibi bir isteğiniz bir eyleminiz oldu mu?”
Sanık Taner Ünal:”Hatırlamıyorum olmadı zannedersem. Yani pek hatırlamıyorum.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Neriman Aydın’ın yine 2. dava sanıklarından Kemal Aydın’ın kız kardeşinin bir mektubu var. Burda sizin isminiz geçiyor şu şekilde. Sayın Metin Aydoğan, Ankara 10.02.2004 yani bu sizin derneği kurmanızdan da önce bir tarih. Değerli Büyüğüm Türkeli dergisi ile ilgili Kemal ağabeyimin yapmış olduğu araştırmada Taner Ünal’ın sizinde bahsettiğiniz üzere MHP kökenli olduğu, kooperatifçilik yapmış olduğu hatta MHP’nin son kongresinde aday olduğu pek düzgün olmayan bir geçmişi ile bilindiği gibi verilere ulaşılmıştır. Değerli büyüğüm Kemal ağabeyimin ve sizlerin her ikinizin de takip edildiği ve telefonlarınız dinlendiğini gerçeğini şeklinde devam ediyor sizinle ilgili bölüm bu şekilde.”
Sanık Taner Ünal:”Olabilir kendi bilgileridir hep zaten benimle ilgili bu tür iftiralar hep yapıldı.”
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bunun için sordum size ne olarak Halit Bozkurt’tan bahsediyorsunuz Mustafa Alpay’dan bahsediyorsunuz sizin hakkınızda bir araştırma yaptığı filan yazılmış bu konu hakkında bir bilginiz var mı?”
Sanık Taner Ünal:”Şimdi, bilgim yok yani bilgim var dediğimde tabi ki gerçek dışı bir şey olur bilgim yok kendi tasarruflarıdır kendi düşünceleridir yani hakkımda o kadar çok dezanfarmasyon yapıldı ki ama gerçekler mahkemelerde ortaya çıkıyor. Biraz önce beraat kararını Sayın mahkemeye sundum 8 asliye cezanın kesinlikle ve kesinlikle hiç kimseyi hayatım boyunca mağduriyete uğratmadım, dolandırmadım böyle bir şey söz konusu olmamıştır buna ihtiyacı olan bir adam değilim ben. Ben şimdi hangi firmayı gitsem 10 bin dolara maaşla işe girerim, Türkiye’nin en büyük projelerini yönettim ben benim parayla ilgili bir sorunum yok. Ben paralarımı zaten kazandığım paraları gazeteye, dergiye harcadım hayatım boyunca. (bir iki kelime anlaşılmadı).”
Dostları ilə paylaş: |