Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 18 Mayıs 2010 tarihli oturum açıldı

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Başka bir soruya geçiyorum. Dava sanıklarından Hüseyin Görüm ilk duruşmalarda her şeyi anlatacağından bahsediyordu bir duruşmada bir takım isimler sayarak bu kişilerin duruşmaya getirilmesi durumunda yakın tarihteki yani konuyla ilgili olayların aydınlatılabileceğinden bahsetti. Sözünü ettiği kişilerden birisi de sizdiniz bu kişilerin birebir görüştüğü kişiler olduğunu söyleyerek bu ulusal güç birliği yeniden Kuvai Milliye’den itibaren Profesör Anıl Çeçen, Tayyip Yeren, Şakir Keçeli, Arif İskender Köndel, Sırrı Erkuş, Büyük Ortadoğu projesi Ermenistan eş başkanı olarak bahsettiği Kan Soyak, Nuri Vardarbaşı, Suriye-Türkiye ilişkilerinin yönlendirilmesinin başı Vahit Özkaya, siz, Hasan Kundakçı ve çok önemli vurgusu ile Nihat Gürkan ve ona yardımcılık yaptığını söylediği Mustafa Alpay bu isimleri saydı bunlardan bir.”

Sanık Taner Ünal:”O isimlerden Mustafa Alpay’ı, Nihat Gürkan’ı, Sırrı Erkuş’u tanıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İlk önce sorum şu şekilde çünkü buna yeterli açıklık getirmediniz. Bunlar Ulusal güç birliği yeniden Kuvai Milliye hareketinin başlangıcında yer alan kişiler bir kısmı daha doğrusu. Öncelikle ulusal güç birliği yeniden Kuvai Milliye hareketi, sizin bundan haberiniz var mı?”

Sanık Taner Ünal:”Ne zaman yapılmış Sayın.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu 2000 yılından itibaren başlayan bir.”

Sanık Taner Ünal:”Hiç o dönemlerde hiçbir şekilde bu tür faaliyetlerle ilgim olmadı bunların içerisinde tanıdığım Sırrı Erkuş var biraz önce söyledim Nihat Gürkan var Mustafa Alpay var.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Abdülkadir Köndel.”

Sanık Taner Ünal:”Yok tanımıyorum diğerlerini tanımıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şakir Keçeli.”

Sanık Taner Ünal:”Şakir Keçeli’yi tanımıyorum, Tayyip Yeren’i tanımıyorum, şeyle hiç şahsen tanışmadım Anıl Çeçen’le.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Basın yayın hayatında da varsınız. Yeniden Kuvai Milliye isimli bir yayından dergiden haberiniz oldu mu?”

Sanık Taner Ünal:”2000’li yıllarda mı olmuş efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”2000 yılından itibaren başlayıp devam eden.”

Sanık Taner Ünal:”İşte bu 2000, 2003 yılları arasında ben kendim yeniden ekonomik olarak toparlamaya çalışıyordum o ara pek yani dergi faaliyeti vesaire böyle çok o da fazla bir konumda değil hiçbir şeyden fazla haberim olmadı yani. Kendi derdimize düşmüş durumdaydık. Eşim vefat etmişti yeniden evlendim işte kendimi toparlamaya yeni baştan motive olmaya koral bulmaya çalışıyordum filan işte 2 tane çocuğum oldu 1 tane kızım oldu bir tane oğlum oldu yeni baştan işte hayata tutunmaya çalışıyordum öyle bir dönemdi yani hiç bir şeyle fazla takip etme imkanım filan olmadı o arada Bozkurt dergisine yazı yazdım Yörtük diye bir dergi vardı onun çıkarılmasına yardım ettim filan bunları da şey olarak yaptım yani acım hafiflesin işte motive olayım moral bulayım yeni baştan diye böyle çok pasif diyebileceğimiz faaliyetler yaptım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İsmi çok geçen Halit Bozkurt bu kişiyle nerde tanıştınız ve vesile ile tanıştınız?”

Sanık Taner Ünal:”O kişiyle 1995 yılında benim kooperatifime üye olarak girmişler bunlar birkaç kişi ve kooperatifle ilgili bir takım menfi durumlar ortaya çıkmaya başladı. Çok güzel bir şekilde projelerini yaptık Esenboğa’da çok muhteşem bir proje oluştu. Fakat olay sarsılmaya başladı sarsılınca Allah Allah dedim yani neler dönüyor, kimler bunu karıştırıyor filan derken şu ondan bundan şüphelenmeye başladım. Bu şüphelendiğim şahıslardan bir tanesi de Halit Bozkurt’tu bunu kendisine de ifade ettim sonradan şey kooperatif biz dedi paraları ödeyemeyeceğiz dedi siz ödeyin dedi, bende adım karıştı işin içine ben müteahhitliğini almıştım müteahhit firma olarak. Bütün üyelerin paralarını ben ödedim kooperatifi fesih edildi efendim tabi ondan dolayı Halit Bozkurt’a karşı da içimde olumsuz bir duygu uyandı. Dernek kuruluş çalışmaları sırasında geldiğinde de ilk önce tepki gösterdim burayı da mı karıştırmaya geldin diye durum bu. Yani bir 9, 10 sene Halit Bozkurt ile pek bir görüşmem söz konusu olmadı. Pek derken yani bir kere 96’da belki görüşümdür de ondan sonra hiç görmedim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Dernek üyeniz olan Derviş Kemal Nurel bu kişinin dosya arasında bir ifadesi var bu konuya ilişkin bölümünü okuyup size soracağım sadece bunu soracağım çünkü ismi çok geçti. Hasan Kundakçı paşanın onursal başkan olması MİT müsteşar yardımcısının derneğe geldiğinin söylenmesi Alettin Parmaksız paşanın olması Fikri Karadağ, Tuncer Sevinç albayların olması bizim derneğe girmemizde etkin oldu. Çünkü bu kişiler Saygın kişilerdi Halit Bozkurt’u derneğe girdikten sonra tanıdım Halit Bozkurt derneğe üye değildir sürekli derneğe eşi olduğunu tanıttığı bir hanımefendi ile geliyordu. Biz kendinize derneğe niçin üye olmadığını sorduğumuzda biz konseyiz ben derneği dışarıdan idare ediyorum derneğe üye olmam doğru olmaz diye cevap veriyordu. Kanaatimce Halit Bozkurt Derneği kurduran, organize eden ve Taner Ünal’ı da başkan yapan kişidir yine tahminimce Halit Bozkurt’un istihbaratla irtibatı var. Her ne kadar kendisi kültür bakanlığında müfettiş olarak görülüyorsa da bu kişi istihbarat bir alt elemanı olarak kullanmış ve kullanmaya da devam ediyor şeklinde devam ediyor. Burda Halit Bozkurt’un dernekle derneğe dışardan etki ettiğini hatta sizin.”

Sanık Taner Ünal:”Etmeye çalıştı ben bunları ifade ettim kendi ifadelerimde de. Etmeye çalıştı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır yani kendisi dernek üyesi değil.”

Sanık Taner Ünal:”Dernek üyesiydi efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ayrıldı dernekten ilişkisi kesildi.”

Sanık Taner Ünal:”İstifa etti istifa gönderdi istifa dilekçesi verdi ve ayrıldı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet.”

Sanık Taner Ünal:”Ben ayrılmasını istedim ihraç ettim ben.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz bu şekilde bir şey duydunuz mu? Bu kişi Derviş Kemal Nurel tanıyor musunuz bu kişiyi?”

Sanık Taner Ünal:”Derviş Kemal Nurel bizim üyemizdi şimdi tabi bu ifadeler kısmen baskı altında kaldı bütün üyeler. Bu İçişleri bakanlığında bunun sorgusu pardon basın Cumhuriyet savcılığında 2006/873 numara ile bunun soruşturması halen sürüyor efendim. İnşallah onunla ilgili kararı da Sayın mahkemeye arz edeceğim orda baskı ile ifade veren şahıslar muhbir yapılan muhbir Mustafa Alpay ben İçişleri bakanlığı raporunun tamamıyla bir komplo olduğu düşüncesindeyim o zamanda onu söyledim. Sırf yıpratılmam için hakkımda bir takım dedikodular çıkarılması için hazırlanmış bir rapordur orda hiçbir şey olmayan şahıs bile verdiği ifadede genel kurul. Halbuki ben genel kurul yapmadım ki ben defterle ilgim olmadı ki. Ben bir hareket var bir dernek var onun genel başkanıyım herkesin bir görevi var genel sekreter defter kayıtla ilgileniyor, muhasip başka şeyle ilgileniyor. Şimdi bu Halit Bozkurt hadisesi de şudur. İşte dernek üzerinde bir takım tasarruflar ve etkiler oluşturmaya çalışmıştır. Bütün üyeleri tek tek aramıştır bunun asli başkanı benim diye bunun arkasındaki güç benim diye ve Tuncer Sevinç isminde bir emekli albay derneğimizde 2. başkan olarak seçilmişti. Kendisi şeyi arıyor Tuncer Şevinç’i. İşte diyor sana oda tahsis ettik şuydu, buydu vesaireydi. Bana diyor gel bir görüşelim diyor Tuncer Sevinç yanına gidiyor şeyin Halit Bozkurt’un, Halit Bozkurt kendisine diyor Taner Ünal dolandırıcı, sahtekar olduğu için diyor. Biz onu görevden atacağız yerine ben kendim geleceğim diyor siz benimle çalışacaksınız merak etmeyin diyor biz diyor devletiz diyor. Biz bir yapılanmayız bu adam bizim devlet olarak bu derneği idare etmemize diyor mani oluyor onun için bunu cezalandıracağız diyor. Şimdi beni de davet etti Tuncer Bey dedi burda dedi beni aradı. Şimdi ben tabi Tuncer Bey orda deyince şoka uğradım. Şimdi Tuncer Bey çok muhterem bir adam. Belli konumda görev yapmış bir insan çok düzgün bir adam. Ne hali var onu ne hali var orda diye hemen oraya koşarak gittim. İşte orda gene bana biz devletiz bu da bizim adamımız filan gibi laf edince Tuncer Bey dedim siz bir gidin ben konuşacaklarım var dedim kendisine çok ağır şekilde kızdım dedim kardeşim yeter artık dedim. Bu dernek üzerinde dedim tasarruf ve tasallut etmeyiniz dedim, lütfen dedim. İşte biz devletiz mevletiz çok kötü kavga ettik yani iyi ki o gün bir yaşlı başlı adam ama elimden bir şey çıkmadığına hala şükrediyorum çünkü kafamda başka şeyler geçti yani insanın birisine şöyle vurduğunu filan hisseder ya öylesine bir şey bile geçti. Şunu dedim alayım pencereden atayım yeter artık dedim bu ne biçim iş böyle bir şey olur mu, bu ne biçim paranoya? Kendisiyle ilgili çok menfi düşüncelerim oldu hatta o da elini beline attı ben dedim sen devlet filan değilsin dedim. Olsan olsan Amerikan derin devleti olursun filan kavga ettik baya bağırdık filan insanlar araya girdi bende çektim gittim bir daha dedim sakın dedim bu derneğe adımını attığını görmeyeyim burayla ilgili bir tasarrufu. Sen görürsün dedi, görürüz başladık ondan sonra da işte zaten derneğimize operasyonlar başladı olayın bütün aslı esası budur.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nihat Gürkan.”

Sanık Taner Ünal:”Yani benim asıl suçum derneğe devletim diyen derin devletim diyen dernek üzerinde tasallut oluşturmaya çalışan insanları derneğe sokmamaktadır hatta biraz ateşle hatta şeye vardır büroya vardım ondan sonra Tuncer Sevinç’in kendi ifadesinde de vardır. Tuncer Sevinç bana dedi ki eşimde buna şahittir, kardeşim dedi ben dedi devletin içinden gelen bir insanım ben emekli askerim dedi ben kurmay subayım dedi. Ne demek dedi? Bir insan çağırıyor beri dengesiz bir adam biz devletiz de şuyuz da buyuz da ben devlet görmedim mi dedi, nedir bu dedi, bu ne biçim komedidir dedi? Dedim Sayın Sevinç çok özür dilerim ben zaten gerekeni konuştum hayır dedi gerekeni konuşsan da ben böyle saçma sapan bir olayın olduğu yerde artık duramam dedi istifa ediyorum dedi ve istifa dilekçesi verdi çekti gitti. Ondan sonra zaten ona aradı ben devletim ona çekti mesaj e şimdi madem her şey inceleniyor her şey şey yapıyor bunların da incelenmesi gerekirdi bu belgelerin de ben dinleme kayıtları içerisinde olduğu kanaatindeyim bunların da ortaya çıkması lazım olduğu kanaatindeyim. Bunu Saygıyla arz ediyorum Yüksek heyetinize.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nihat Gürkan ile Mehmet isimli kişi arasında yapılan telefon görüşmesinde sizin isminiz geçiyor bu telefon görüşmesi Danıştay davası dosyası içerisinde var. 18.05.2006 günü saldırıdan bir gün sonrası. Mehmet isimli kişinin Mehmet Kalın olduğu anlaşılıyor kimdir Mehmet Kalın?

Sanık Taner Ünal:”Mehmet Kalın, derneğimizde üye olarak bulunan arkadaşlarımızdan bir tanesiydi Urfa’da kendisi tabi muhtelif bölgelerden kişiler aldık yönetim kuruluna da o da o bölgeden gelmişti o şekilde işte süreç içerisinde gazetelerinde filan tanıdığımız bir insan.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ya ne oldu yani ne şekilde duymuş. Gelmiş temsilcilik istemiş sizden?”

Sanık Taner Ünal:”Hayır bunlar çok uzun yıllardır tanıdığım bir insan Mehmet Kalın benim 95’lerden beri gazete döneminden itibaren tanıdığım bir insan. Yani bir günde dernekle filan tanıdığım bir insan değil zaman zaman Ankara’ya geldiğinde ziyaretime gelmiştir, ordan tabi ben münevver ve orda belediye mi nerde çalışıyordu herhalde yani bunun gibi bize binlerce insan geliyor efendim onlardan birisi olarak tanıdım kendisini.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nihat gazeteleri okudun mu? Mehmet, gazetelere baktım hangi gazetelerde var, televizyondan izledim. Nihat, neyi? Mehmet, bu şeyi Taner’i aradım. Nihat, he televizyonlarda mı söyledi? Mehmet, televizyonlar hepsi söyledi. Nihat, yapma ya. Mehmet, tabi, tabi. Nihat, Taner ne diyor? Mehmet, Taner diyor ki basın açıklaması yapacağım diyor. Nihat, ne diyor? Mehmet, basın açıklaması yapacağım diyor. Bizle ilgisi olmadığına acaba bu son kongrede bunlar var mıydı? Acaba bu son kongrede bunlar var mıydı? Nihat, ben bilmiyorum ki abi o adam ne zaman genel başkan yardımcısı olmuş? Mehmet, efendim? Nihat, ne zaman genel başkan yardımcısı olmuş? Mehmet, abi belki Taner demiş sen genel başkan ol diye hiç belli etmez sağı solu yok Taner’in. Nihat, e hüviyet var diyorlar ya üstünde. Mehmet, ya işte Taner’in sağı solu yok. Nihat, bizim hüviyetimiz yokta onun nasıl var anlamadım. Mehmet, resmiyette yok bence resmiyette olsa sıkıntı yaratır yani iyi değil. Mehmet, televizyonları izle de hepsi tüm kanallar ben 4-5 kanalı izledim hepsi Vatanseverler kuvvetler diye geçiyor. Nihat, Taner ne diyor? Mehmet, Taner’le görüştüm Taner diyor bir basın açıklaması yap bir basın açıklaması falan yap dedim bizim bunla ilgimiz olmadığını açıkla dedim. Nihat,”

Sanık Taner Ünal:”Kim diyor açıkla dedim Sayın savcım, Mehmet mi diyor?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Mehmet size diyor.”

Sanık Taner Ünal:”Hı.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nihat, e ama Taner kim bilir, ah ah önüne geleni tabi önüne gelene sen genel başkansın diyor veriyor abi. Mehmet, Taner burada resmi olarak Taner’e fazla güvenilmez. Nihat, evet, evet, Mehmet, bu bizim resmi adamımız olabilir, olduğu zaman Taner’de gider burada. Nihat, bilemiyorum hayırlısı olsun abi. Mehmet, Taner, Taner’in ordan bir an önce gitmesi lazım. Nihat, yani. Mehmet, telefon kesildi de Taner’in ordan götürülmesi lazım da götürülemiyor işte şeklinde bir telefon görüşmesi.”

Sanık Taner Ünal:”İşte benim varlığımdan rahatsızlar efendim yani bir başka genel başkan getirmeye çalıştılar o dönem.

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Benim burda soracağım konu şu. Burda tam olarak anlaşılmıyor tabi sizin resmi adamınız olup olmadığından bahsediliyor. Zannediyorum Alparslan Arslan’ın üzerinde.”

Sanık Taner Ünal:”Onun olduğunu tahmin etmiyorum efendim öyle bir adamla bizim alakamız yok kesinlikle olmamıştır hüviyeti filan çıkması gibi o zaman gazetelerde iddia vardı yani biz Alparslan Arslan’ın şey kimlik filan diye yayınlandı gazetelerde böyle bir şey yoktu. Neticede Nihat Gürkan’ın kartviziti çıktı tabi şimdi şunu anladım buradan Nihat Gürkan, Halit Bozkurt efendim işte Mehmet Kalın muhtelif kişiler böyle bir etrafımızda yapılanma olduğu düşüncesi, bende haklıymışım yani bunlar hepsi doğru. Ben hiçbir şekilde Alparslan Arslan’ı tanımadım. Gazetelerde o şekilde yayınlar yapıldı işte Vatanseverler kuvvetler derneği filan bunun aslının astarına uymadığı da ortaya çıktı. Böyle bir şey olacağını sanmıyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Peki birçok kez ismi geçen Halit Bozkurt’un bu dava sanıklarından Mehmet Fikri Karadağ, Hüseyin Görüm, Muzaffer Tekin ile bir ilişkisi Veli Küçük ile bir ilişkisi olduğuna dair sizin bir bilginiz var mı?”

Sanık Taner Ünal:”Yok efendim yani şimdi şu var olduğunu tahmin edip araştırmak için bazı arkadaşlara konuştum bu kişiler dedim bunlarla mı hareket ediyor veya bunlarla hareket ediyor zemin yoklamak için araştırmak için ama gerçeği söylemek gerekirse kesinlikle ve kesinlikle Halit Bozkurt’la bu şahısların ilişkisi olduğuna dair herhangi bir bilgim yok yani şu anda geçmişe biraz daha net bakıyorum. Böyle bir ilişkilerin olabileceğini de pek tahmin etmiyorum. Zaten Veli Küçük’ü tanımıyorum Muzaffer Tekin’le de öyle bir gerçek anlamda tanışıklığımız söz konusu olmadı, Fikri Karadağ’da zaten biraz önce arz ettiğim gibi dernekte çok kısa bir süre görev yaptı, gitti. Şimdi Halit Bozkurt bence bir simge. Bakın şimdi Nihat Gürkan çıkıyor öbür taraftan Mehmet çıkıyor yani birileri sürekli yani bir operasyon yapılmak isteniyor. Salih Bozkurt’un mesajlarında da bu var işte bazıları 2. Ergenekon iddianamesinde çıktı. Taner Ünal diyor kontrol edilemez tehlikeli. Hatta benim işte anayurt gazetesinde yani ben çok ciddi anlamda yazılarım talep edilirken işte hangi gazeteye yazı için müracaat etsem engellendi ve Halit Bozkurt denildi o arada biz ye şey Anayurt gazetesi biz senin yazılarını yayınlayabiliriz dediler. Bende işte bir yerden yazı yazayım diyorum alışkanlık yani 18-20 yaşından beri köşe yazısı yazmışız orda yazılar yazmaya başladım ve şey benim yazıları yayınlamayı kesti. Kesmesi üzerine gazetede çalışan bir arkadaş vardı ismi hatırıma gelebilir ona gittim. Şey gazete sahibiyle görüşmeye gittim o karşıladı beni dedi Halit Bozkurt buraya geldi yazılarınızın yayınlanmamasını burda söyledi dedi. Bundan sonra dedi yazılarınızı basmayacaklar dedi ve bu şahıs Hasan Hüseyin birazdan ismi Hasan Hüseyin, Hasan Hüseyin ismi hatırıma gelir yani adı Hasan Hüseyin’di soyadı hatırıma gelir. Bir yazı yazdı diyor ki Halit Bozkurt’u kastederek biz herkese her yere sözümüzü geçiriyoruz Taner bizim için çok tehlikelidir diyor onu yazmış Taner neden diyor VKGB genel başkanına bu kadar yükleniliyor diyor. İşte kendini diyor bu şekilde lanse eden bir kişi geldi diyor Taner bizim için çok tehlikelidir bu da soruyor neden tehlikesi vardır? Bunu köşe yazısında yazmış aynen yazdığı şekilde söylüyorum. Taner’i diyor kontrol etmek mümkün değildir diyor ne yaptığını kendisi karar verir ve yapar halbuki diyor bu kadar sivil toplum büyük bir sivil toplum kuruluşunun başında diyor biz diyor dediğimi yapan adam olmasını istiyoruz olmadığı takdirde götürürüz dediğimizi yapan adamı getiririz diyor.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hüseyin Görüm’ün duruşma sırasında şu şekilde bir beyanı oldu. Muzaffer Tekin ile Fenerbahçe semtindeki Tesadüf cafede tanıştırıldığını Muzaffer Tekin’in buraya Mehmet Fikri Karadağ ile geldiğini kendisinin de yanında İbrahim Cingi ve Binbaşı Abdurrahman Öz’ün olduğunu bahsetti. Burda ismi geçen Abdurrahman Öz sizin ifadenizde de ismi geçiyor. Siz nerden tanıyorsunuz bu kişiyi? İrtibatınız nedir?”

Sanık Taner Ünal:”İşte böyle etrafımıza gelince tanımışızdır Sayın savcım.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Öyle değil yani siz bahsediyorsunuz eşinizin ifadesinde de var Polatlı semtinde bir akaryakıt kaçakçılığı.”

Sanık Taner Ünal:”Hı evet orda bir kazı yaparken yakalandı bir şeyler oldu falan bahsetmişimdir yani İçişleri bakanlığında soruları alelacele sordular.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani şimdi hayır normal bir şey değil, yani Hüseyin Görüm’ün tanıdığı şey yani sizin ne şekilde tanıdınız yani? Durduk yere bu isim çıkmıyor herhalde? “

Sanık Taner Ünal:”Sayın savcım şimdi şöyle biz bir sivil toplum kuruluşuyuz biz bir gizil örgüt değiliz gizli bir yapılanma değiliz her şey aleni insanlar şimdi mekanınızı açmışsınız zile basıyor veyahut da kapı açık zaten insanlar içeri girip geliyor ve orda da geliyor konuşuyor. Sizinle bir kere merhaba dediyse sürekli olarak konuşmak durumundasınız. İçeri gelmiş görüyorsunuz, tanıyorsunuz zamanında binbaşılık yaptım diyor. Şimdi bu yani asker olmak biraz suç gibi filan oldu da emekli asker olmak şimdi bizim saygı duyduğumuz bir şey. Benim amcamın oğlu da emekli albay aileden bir kişi dedik albay olsun dedik halbuki amca çocuklarım Türkiye’nin en büyük şirketlerinden bir tanesine sahip bir kardeşimiz de asker olsun dediler aileden gelen bir terbiye bu herkes askere saygı duyar. Yani hepimizin bir tarafında Türk askerliği vardır biz asker bir milletiz zaten onun için askere hep saygı gösteririz neticede saygı göstermek de lazım bu insanlar neticede kurşun yiyorlar cephelerde yani bir insanın en değerli varlığı canıdır. Canını ortaya koyup bugün hürriyetimizi borçlu olduğumuz insanlara karşı emekli de olsa muvazzaf da olsa saygı göstermek zorundayız ve bizde saygı gösterdik hep. Geldilerse ağırladık şey yaptık ama bu şahsın böyle karışık işlerini gördüm ben onları da ifade ettim yani rahatsızlığımı filan ifade ettim hadise budur yoksa görüşmem de bundan ibarettir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Eşiniz Melek Ünal’ın yine bu Ankara’daki idari tahkikat kapsamında dernek konusundaki verdiği ifade var. Haberiniz var mı bu ifadeden?”

Sanık Taner Ünal:”Var efendim bunun soruşturması da devam ediyor dünde tekrar edildi Sayın savcımda sordu Sayın Başkanımda sordu.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Nedir orda da geçiyor bu kişini ismi?”

Sanık Taner Ünal:”Efendim”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ne diyorsunuz bu ifadeye o da mı baskı altında?”

Sanık Taner Ünal:”Hatırlamıyorum şu anda baskı filan olduğunu sanmıyorum da hatırlamıyorum nedir.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Uzun yani şimdi sayfalar dolusu yani bu eşiniz herhalde size söylemiştir kendisine baskı yapılıp, yapılmadığını?”

Sanık Taner Ünal:”Hayır baskı ile ilgili bir şey söylemedim bu ifade ile ilgili. Saygı duyarım ifadesine yani bir şey demiyorum nedir?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şimdi bir kısmını size okuyacağım soruma ilişkin kısmını size okuyacağım.”

Sanık Taner Ünal:”Benim yalnız, Sayın savcım benim ifade etmek istediğim şey yalnız yani müsaadenize sığınarak. Şimdi orda bir ortada bir İçişleri bakanlığının sorgusu var. Bir sürü komplolarla karşılaşmışız, bir sürü taarruzlarla karşılaşmışız. Alelacele ifademiz alınmış, bizde gerilime girmişiz bir takım şeyler yanlış doğru anlatılmış o günkü psikoloji ile. Hep önümüze bütün mahkemelerde, bütün davalarda aynı soruşturma ile ilgili yani aynı İçişleri bakanlığı soruşturması ile ilgili bir savcılık soruşturması yürüdüğü halde aynı soruşturmayla ilgili 11 ağır ceza mahkemesi kapsamında tutuklandım ben. Tutuklandım da işte sahtecilik mahtecilik yazıyordu bir de porno yazıyordu başka bir şey bulamadılar. yoktu. Şimdi yani ondan sonra tutuklandım ve ilk celse tahliye oldum. Arkasından aynı soruşturma sürüyor halbuki yani nöbetçi mahkeme tutukladı tabi 11 ağır ceza mahkemesi tutuklamadı. Arkasından 3 asliye ceza mahkemesinde 210 Euro denildi. İddianamesinde tamamıyla bu gene bu İçişleri bakanlığı sorgusu vardı ve dosyada İçişleri bakanlığı vardı yani bir mahkemede soruşturma sürerken yani çok affınıza sığınarak söylüyorum ben hukuk bilgim fazla yok ama şöyle düşünüyorum arkadan dolaşılıyor bir başka dava daha açılıyor. Halbuki bir soruşturma yürürken yeni bir dava açılmaması gerekir. O soruşturma bir neticelenecek ben çaldıysam çırptıysam hırsızlık yaptıysam ortaya çıkacak ondan sonra o parayı akladım diye dava açılması lazım dava açılıyor öbür tarafta defter kayıtlarım kayboldu diyorum şikayette bulunuyorum bana teslim edilmedi diyorum hop İçleri bakanlığı sorgusu o dosyaya da konuyor vaydı işte efendim bunun sorumlusu Taner Ünal’dır deniyor. 14 asliye ceza mahkemesine bir dava açılıyor benim şikayetimle ilgili 14 asliye ceza mahkemesi karar verirken sanıklar çıkıyorlar diğer sanıklar bizim defterler teslim edilmediği dediğimiz biz diyorlar Mustafa Alpay bizi örgüt şey yaptı Taner Ünal aleyhinde zorla ifade verdirdi işin doğrusu bu diyorlar ifadeyi veriyorlar defterlerde taşınma sırasında kayboldu Taner Ünal’a teslim edemediği için şikayet ediyorlar.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Benim sorumla hiç ilgisi yok anlattıklarınızın ben soruma.”

Sanık Taner Ünal:”Yani ama Sayın savcım aynı şeyler. Aynı şeylerden sürekli ifade veriyorum Sayın mahkemelerde onu arz etmek istiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Eşinizin konuyla ilgili anlatımı şu şekilde; Halit Bozkurt’un dernek hakkındaki yapmak istediği şeylerden bahsettikten sonra Taner Bey buna itiraz ederek Nihat Gürkan’ın o ana kadar geçici olarak teşkilat kurma görevi verdiği kişilerin dolandırıcı, sahtekar, eroin satıcısı ve tarihi eser kaçakçılığı gibi yanlış işler yapan kişiler olduğunu eğer bu şekilde olursa bunun derneğe ve derneğin amaçlarına zarar vereceğini belirtti. Bunu üzerine Halit Bozkurt Taner beyin eline vurarak Hasan paşam ne derse biz ne dersek o olacak. Bu konu burada kapanmıştır sen fikirlerini yazacaksın Nihat beyde teşkilat başkanı olacak dedi. Taner Bey kabullenmek zorunda kaldı. Hatta bu kişilerin yanlış yaptığına dair bende şunu da belirtmek istiyorum. Polatlı yakınlarında bir köyde Halit Bozkurt’un kontrolünde Abdurrahman Öz’ün de katıldığı bir organizasyon kurulduğu bu tarihi eser kaçakçılığı sırasında Abdurrahman Öz’ün yakalandığı ve Abdurrahman Öz’ü Halit Bozkurt’un karakoldan çıkardığını bizzat Halit Bozkurt bana söyledi. Hatta ben Halit Bozkurt’a paşam bu işlere neden müsaade ediyorsunuz? Bu adamları neden yanınızda barındırıyorsunuz dediğimde o da bana hanım kızım bırak bu garibanlarda yolarını bu şekilde bulsunlar demişti. Sormak istediğim kısım buydu sizin bu gelişen olaylardan haberiniz var mı?”

Sanık Taner Ünal:”Şimdi tabi herkesin olaya bakış gözü farklı eşimdir verdiği beyana Saygı duyarım büyük ölçüde.”