Dövizli alacakların değerlemesi kambiyo karları hesabı ile karşılaştırılmalıdır. Bu husus 8 numaralı bilanço dipnotunda belirtilmektedir.
Kredili satışlar artmış ise alınan vade farkı tutarları satışlar ve diğer gelirler hesabı ile gözden geçirilmelidir.
Pasifte ticari borçlar ile mali borçlara ödenen faizler ile vade farkları; finansman giderleri hesabı ile gözden geçirilmelidir.
19 numaralı bilanço dipnotunda bağlı ortaklık ile iştiraklerden olan ticari alacak ve ticari borçların payları belirtilmektedir. Brüt satış karı ve finansman giderleri, Diğer gelirler açısından değerlendirilmelidir.
Alacak senetleri üzerinden reeskont hesaplanmışsa borç senetleri üzerinden de reeskont hesaplanmalıdır. Ayrılan reeskontlar reeskont faiz giderleri ve gelirleri hesabı ile karşılaştırılmalıdır. Önceki dönem ayrılan reeskontların bu hesaplara ters kayıtla kapatılmış olması gerekir.
•Alacakların bakiye mutabakatının yapılması gerekir. Bu yazılı olarak, mümkünse ıslak imzalı olarak gerçekleştirilmelidir.
•Borçların bakiye mutabakatlarının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekir.
•Alacaklarda oluşan mutabakatsızlıkların sebebi araştırılmalı. Araştırma sonucu tespit yapılırsa gerekli düzeltme yapılmalıdır.
Tespit yapılamıyor ise fark gelir veya gider olarak kayıtlara alınarak düzeltme tamamlanır. Gider yazılan tutar KV beyannamesinde KKEG olarak dikkate alınır.
•Söz konusu mutabakatsızlıkların ilişkili kişi ve kuruluşlarla yaşanması halinde ise, atılacak fark kayıtları TF yönünden önemli olabilir.
KKEG olarak dikkate alınsa dahi, atılacak fark kaydı ortaklara sağlanmış örtülü kazanç olarak nitelendirilebilir.
Dövizli veya dövize endeksli olarak düzenlenen faturalar dolayısıyla 31.12.2014 tarihi itibariyle oluşan kur farkları gelir veya gider yazılır.
Fatura bedelleri tahsil edildiğinde tahsilat tarihi itibariyle kesinleşen kur farkı tutarı için KDV’li fatura düzenlenmesi gerekir. Maliye Bakanlığı «Vade Farkı Mahiyetinde» görmektedir. (105/1 seri nolu KDV GT)
KDV iç yüzde mi ile mi bulunacak? Maliye matrah değerlendirmesi yapıyor.
«Teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır.»
Dövize endeksli toplam bedel içinde KDV’nin de bulunması halinde, bir başka ifadeyle toplam bedelin mal bedeli + KDV toplamını içermesi halinde kur farklarına ait KDV’nin kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanarak,
Dövize endeksli toplam bedel içinde KDV’nin de bulunması halinde, bir başka ifadeyle toplam bedelin mal bedeli + KDV toplamını içermesi halinde kur farklarına ait KDV’nin kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanarak,
Dövize endeksli toplam bedele KDV’nin dahil edilmemesi durumunda kur farkı üzerinden KDV hesaplanarak genel esaslara göre işlem yapılır.
Sözleşmede taşınmaz tüm vergiler dahil 1.000.000-Euro’ya satılıyorsa, tahsilat sırasında çıkan kur farkına iç yüzde uygulanacaktır. Vergiler hariç ise ilaveten vergi çıkacaktır.
Bilanço esasında defter tutulması ve ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
•Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar, şüpheli alacak sayılır.
•Şüpheli alacağın teminatsız kısmı için pasifte karşılık ayrılabilir. Teminatlı alacaklar şüpheli alacak uygulamasına konu olmazlar.
•Kamudan olan alacağın tahsil edilememesi ve bu yüzden bir zararın oluşması ihtimali olmadığından bu tür alacaklar için prensip olarak şüphelilikten bahsedilemez ?
•Şüpheli Alacağın Reeskont uygulamasının aksine senetli ya da senetsiz olmasının bir önemi bulunmamaktadır.
İhtiyaridir.
İhtiyaridir.
Adi ortaklıklardan olan alacaklarda «ortakların da» takibi gerekmektedir.
Döviz cinsinden olan alacaklarda şüpheli alacak karşılığına kur farkı dahil edilir. (MB Özelgeleri)
Grup ve holding şirketlerde karşılık ayrılması mümkündür.
Şüpheli alacak karşılığı ayırmanın yükümlünün ihtiyarine bırakılamayacağı, onları en çok kar sağlayacağı yılda şüpheli alacak karşılığı ayırma yoluna iteceği kararı (Danıştay VDDG Kurulu 8.12.2006 tarih K:2006/334 sayılı Kararı)
•Şüpheli alacağın sonradan tahsil edilen miktarı tahsil edildiği dönemde gelir olarak dikkate alınır.
•Şüpheli hale gelen verilen avanslar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz. (Aksi görüşler de mevcuttur)