Sizler kadim Özbek halkısınız, asıl insan ırkısınız,
Mısır tapınaklarının tarihi daha yaşlı.
Özbekler, Türk halkları ailesine mensup bir millettir. Turan ve Türkistan adı verilen devasa bir bölgede yaşayan ve buradan farklı halk ve milletlere ayrılarak dünyanın dört bir yanına yayılan halklara eski çağlarda Türk deniyordu. Türk halkları arasında Özbeklerin yanı sıra Kazak, Kırgız, Karakalpak, Türkmen, Azerbaycan, Uygur, Tatar, Başkurt, Karaçay, Kalmık, Yakut, Türk, Gagavuz (Ko`ko`guz) milletleri de bulunmaktadır.
Bilim adamlarımıza göre "Özbek " terimi, kendine güvenen, bağımsız düşünen ve çalışan, cesur, yiğit, yiğit, boyun eğmez anlamına gelir. Bu özellikleri benimsemiş kişiler için "Özbek" kelimesi kullanılmaktadır . Buradan atalarımızın çok eski çağlardan beri özgür ve bağımsız yaşadıklarını, kimseye bağımlı olmadıklarını anlayabiliriz.
Birinci Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un "Özbek halkı hiçbir zaman kimseye bağımlı olmayacaktır" sözlerini duymuşsunuzdur. Bu sözler aynı zamanda Özbek tabirinin manasını da doğrulamaktadır, yani yerli halkımızın yiğit ve yiğit olduğu, kimseye hakkını vermeyen, mağrur ve mükemmel olduğu anlamına gelmektedir.
Özbek halkı dünyanın en eski yerleşik halklarından biridir.
Hareketsiz bir yaşam için belirli koşullar gereklidir .
Öncelikle toprak sevgisi, milli karakteri, yaşam tarzı, mesleği, değerleri ve gelenekleri buranın doğasına uygun olarak oluşturulmalıdır.
Ayrıca yerleşik hayat, dış düşmana ve her türlü zorluğa karşı birlik olup bunların üstesinden gelebilmek için ideolojik ve devlet temellerinin varlığını gerektirir.İşte milletimiz eski çağlardan beri bu tür temellere sahiptir.
Birinci Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un pek çok eserinde, özellikle "Tarihsel hafıza olmadan gelecek olmaz" röportajında bu konuda pek çok bilgi verilmektedir .
Milletimizin adını yücelten, şerefini artıran bir özelliği daha vardır ki, o da daima yüksek maneviyat, ilim ve irfan için çabalamasıdır. Bu sayede insanlarımız dünya kültür hazinesine büyük katkı sağladı.
Atalarımızın yarattığı zengin ve paha biçilemez kültürel mirası tüm dünya tanıyor . Milletimiz, eski çağlardan beri dünyaya pek çok alim, aziz, şair ve düşünür kazandırmıştır. Her biri sadece büyük ilmi, edebî ve dinî miraslarıyla değil, aynı zamanda eşsiz vasıflarıyla da milletimizin adını ve insanlık onurunu yüceltmiştir.
Ülkemiz, bağımsızlığını kazandıktan sonra, yalnızca büyük ve benzersiz olaylarla dolu uzak tarihimizle değil, aynı zamanda halkımızın 130 yıllık sömürge döneminde yaşadığı zor ve karmaşık dönemi, ders ve sonuçlarıyla birlikte kalkınma yoluna işaret ediyor. oradan alınmıştır. dikkate alınacaktır.
Elbette her millet kendi milli tarihini diğer milletlerin tarihinden aşağı görmez. Ancak her milletin tarihinin kadimliğini ve büyüklüğünü belirlemede, onun yaptığı değerlendirmenin değil , dünyada evrensel olarak kabul edilen bir takım faktörlerin özel bir yeri vardır. Bunlar, o milletin yaşadığı topraklarda insanoğlunun ortaya çıkışıyla ilgili en eski yerleşim yerlerinin varlığı; bu toprakların ilk uygarlığın ortaya çıkışıyla, yani kültürel gelişimiyle, ulusal devlet geleneklerinin zenginliğiyle ve yüksek uygarlığıyla ilgili anıtların varlığı; Dünya tarihinin bütün bir dönemini oluşturan büyük olaylar, büyük şahsiyetler, eşsiz sanat eserleri, kutsal türbeler vb. dünya gelişimi üzerinde eşsiz bir etkiye sahiptir, sadece ulusal değil, aynı zamanda evrensel öneme sahiptir.
Dostları ilə paylaş: |