+
|
Deyrulzafaran Manastırı
|
|
Medrese Mahallesi’nin kuzeyinde yer almaktadır. 1385 yılında Melik Necmeddin İsa tarafından yaptırılmıştır. “Sultan İsa Medresesi” adı ile de tanınır. Timur ve ordusuyla mücadele etmiş olan Melik İsa bir süre bu medresede hapsedilmiştir.
Girişindeki taş işlemeler ve dilimli kubbeleriyle dikkat çeken medrese iki avlulu ve iki katlı olup, avluların dışında kalan mekanlar iyice yayılmıştır. Medresede Sultan İsa Türbesi ve birçok eski kitabe mevcuttur. Medrese aynı zamanda rasathane olarak kullanılması dolayısıyla yüksekte kurulmuştur. Bu yapı, geçmişte müze olarak da kullanılmıştır.
Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi
|
|
|
5. yüzyılda yapılmıştır. Şar Mahallesi’ndedir. Kilise üç giriş kapısı, ince taş işçiliğine sahip mihrapları, dört yüz yıllık ahşap mihrap kapıları, 1500 yıllık kök boyası baskılı perdeleri, geniş avlusu içinde çan kulesi evi ve adeta dantel gibi işlenmiş taş oymacılığı örneklerinin yer aldığı divan ile dikkat çekmektedir. 1170 yılında kırk şehitlere ait kemikler bu kiliseye getirilmiştir. Bugün Mardin Metropolitlik Kilisesi’dir.
Mardin ilinin 3 km. doğusunda bulunmaktadır. Yukarı Mezopotamya’nın tarihi yapıtlarından ve en tanınmış olanlarından biridir. Süryani Kadim cemaatinin dini merkezidir. Manastır, 4. yüzyılda kurulmuştur. O dönemden kalma mozaikler bugün de görülebilmektedir. Çeşitli devirlere ait üç ibadethane mevcuttur. Canlı bir tarih görünümünde olan manastırın en büyük özelliklerinden biri de içinde 52 Süryani Patriğinin mezarlarının bulunmasıdır.
Mardin kentinin güneybatısındaki tepelerin altında yer alan yapının inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Yapının mimari tarzından, Artuklu devrinde yapımına başlandığı ve Akkoyunlular döneminde tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri, devir özelliklerine uygun olmasa da, bu anıtsal yapının Mardin’deki Artuklu devrinin son eserlerinden birisi olduğunu söylemek mümkündür. İki teras üzerine iki katlı olarak inşa edilmiş medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye şeklindedir.
Müze Binası, Mardin Merkez Şar Mahallesi, 1. Cadde Cumhuriyet Meydanı’nın kuzeyinde bir gurup Süryani evinin arasında bulunmaktadır. 1895 yılında Antakya Patriği Behnam Bani tarafından Süryani Katolik Patrikhanesi olarak yaptırılan bina, restore edilerek 1995 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. Uzun süre dini amaçlı hizmet veren yapı, askeri garnizon, çeşitli siyasi parti merkezi, kooperatif binası, sağlık ocağı ve polis karakolu olarak da kullanılmıştır. Binayı Süryani Katolik Vakfı'ndan satın alan Kültür Bakanlığı, Mardin Müzesini Zinciriye Medresesinden alarak bu binaya taşımıştır.
Sarımtırak renkli kalker taşından yapılan çift girişli, üç katlı müze, iç ve dıştaki tonoz, kemer ve sütun başlıklarındaki eşsiz taş süslemeleri ve koleksiyonundaki eserleriyle Türkiye’nin önemli müzelerinden biridir. Binada örtü sistemi olarak çapraz tonoz, yuvarlak beşik tonoz, sivri beşik tonoz ve aynalı çapraz tonoz örneklerini ön plana çıkmaktadır.
Birinci katta idari bölümler, danışma, konferans salonu, laboratuar, yemekhane; ikinci katta etnografya sergi salonu, kütüphane ve eser depoları; üçüncü katta arkeolojik eserlerin sergilendiği salonlar ve uzman odaları bulunmaktadır.
Girnevaz Höyük kazılarında elde edilen tablet, silindir mühür, seramik, figürin ve takılar, Kuzey Mezopotamya ve Güneydoğu Anadolu kültürlerinin Eski Tunç, Asur, Urartu, Grek, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı dönemlerine ait seramik, mühür, kandil, sikke ve cam şişe örnekleri Arkeoloji Salonu’nda sergilenmektedir.
Etnografya Salonu’nda sergilenen eserler arasında özellikle Midyat İlçesi’nde köklü bir geçmişi olan gümüş işçiliğinden örnekler, yöresel giysiler, kılıçlar, kahve (mırra) takımları, hamam takımları, tespihler, bakır eşyalar yer almaktadır.
Müze Binası, Mardin Merkez Şar Mahallesi, 1. Cadde Cumhuriyet Meydanı’nın kuzeyinde bir gurup Süryani evinin arasında bulunmaktadır. 1895 yılında Antakya Patriği Behnam Bani tarafından Süryani Katolik Patrikhanesi olarak yaptırılan bina, restore edilerek 1995 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. Uzun süre dini amaçlı hizmet veren yapı, askeri garnizon, çeşitli siyasi parti merkezi, kooperatif binası, sağlık ocağı ve polis karakolu olarak da kullanılmıştır. Binayı Süryani Katolik Vakfı'ndan satın alan Kültür Bakanlığı, Mardin Müzesini Zinciriye Medresesinden alarak bu binaya taşımıştır.Sarımtırak renkli kalker taşından yapılan çift girişli, üç katlı müze, iç ve dıştaki tonoz, kemer ve sütun başlıklarındaki eşsiz taş süslemeleri ve koleksiyonundaki eserleriyle Türkiye’nin önemli müzelerinden biridir. Binada örtü sistemi olarak çapraz tonoz, yuvarlak beşik tonoz, sivri beşik tonoz ve aynalı çapraz tonoz örneklerini ön plana çıkmaktadır.Birinci katta idari bölümler, danışma, konferans salonu, laboratuar, yemekhane; ikinci katta etnografya sergi salonu, kütüphane ve eser depoları; üçüncü katta arkeolojik eserlerin sergilendiği salonlar ve uzman odaları bulunmaktadır.
Girnevaz Höyük kazılarında elde edilen tablet, silindir mühür, seramik, figürin ve takılar, Kuzey Mezopotamya ve Güneydoğu Anadolu kültürlerinin Eski Tunç, Asur, Urartu, Grek, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı dönemlerine ait seramik, mühür, kandil, sikke ve cam şişe örnekleri Arkeoloji Salonu’nda sergilenmektedir.
Etnografya Salonu’nda sergilenen eserler arasında özellikle Midyat İlçesi’nde köklü bir geçmişi olan gümüş işçiliğinden örnekler, yöresel giysiler, kılıçlar, kahve (mırra) takımları, hamam takımları, tespihler, bakır eşyalar yer almaktadır.
|
Ekonomi
Geleneksel ekonomi yapısı tarım, çiftçilik, hayvancılık ve ticarete dayalıdır. 2001 yılına göre ildeki iktisadi faaliyetlerin %66,8'i tarım, çiftçilik ve hayvancılık alanlarında gerçekleşmiştir.[3] Suriye sınırındaki organik tarıma elverişli topraklar mayınlı olması nedeniyle Mardin ekonomisine katkı sağlamamaktadır.[4] Tarımdan sonraki en önemli sektörü devlet hizmetleri oluşturmaktadır.[3] 2001 yılına göre ilde kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla 983 Dolardır.
İlde "Mardin Serbest Bölgesi" ve "Mardin Organize Sanayi Bölgesi" adlarında üretim ve sanayi bölgeleri bulunmaktadır. Bölgenin en önemli projesi olan Güneydoğu Anadolu Projesi'nin tamamlanamaması nedeniyle tarım ürünlerine dayalı sanayi gelişmemiştir. Sanayinin toplam gelir içindeki payı %5,5'tir.[3]İlde kültür turizmi, inanç turizmi imkânları olmasına karşın Mardin ekonomisinde önemli bir yere sahip değildir.
Nüfus
1960'lı yıllarda şehre göç başlamış ve kır nüfusu oran olarak azalmaya başlamıştır. 1990 yılında dört ilçenin komşu illere bağlanmasıyla nüfus %14,4 oranında azalmıştır. 2000 nüfus sayımında ilk defa kır nüfusu, kent nüfusunun gerisinde kalmıştır. Bunda en önemli etkenler ekonomik kaygılar ve 90'lı yıllarda başlayan terör faaliyetleridir. Güvenlik kaygıları nedeniyle hem ildeki kırsal kesimlerden, hem de diğer illerden Mardin şehrine göç hereketleri başlamıştır.Şehir nüfusu oranı %57, kırsal nüfus oranı %43'tür. Nüfusu en yüksek ilçeler sırasıyla Kızıltepe, Merkez, Nusaybin ve Midyat'tır. Genç bir nüfus yapısına sahiptir. 2000 yılına göre 15 yaşın altındaki nüfusun oranı %44,8'dir.
Türkiye'deki en farklılaşmış nüfusa sahip illerinden biridir. İlde Kürtler,Hıristiyan Süryaniler, Sünni Araplar,Türkler, Yezidiler ve Ermeniler yaşamaktadır.[6] Zaman içinde Süryani ve Yezidi nüfusu göçler sebebiyle azalmıştır. Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Mardin ve Midyat bölgesinde az sayıda Süryani yaşamaktadır. Bölgede birçok Süryani Manastırı ve Kilisesi vardır: Deyrulzafarân Manastırı, Mor Gabriel, Mor Yakub ve Meryem ana Kilisesi.
MARDİN SANAYİSİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Mardin’in ekonomik yapısı içerisindeki sanayisinin geçmişe dayanan uzunca bir geçmişi bulunmaktadır. Esasen şehrin ekonomisine ilişkin ilk bilgiler İslam uygarlıkları dönemine netleşmeye başlar. Halife Ömer döneminde İyaz b. Ganm tarafından fethedilen (640) şehrin sanayisine ilişkin olarak Ergani Bakır ocaklarından çıkarılan madenin o dönemin sanayi şehri olan Mardin, Diyarbakır ve Siirt’teki bakır atölyelerine gönderildiği kaynaklardan anlaşılmaktadır. Selçuklular döneminde (1084) dokuma sanayisi hayli gelişmiş olan Mardin’de kaliteli pamuk üretilerek, bu pamuktan üretilen dokumaların iç ve dış ticarette pazar buldukları bilinmektedir. Tarımsal üretimde de iyi bir konumda olan şehrin “buhari ” türü kumaş üretiminde uzmanlaştığı ve İlhanlılara verilen vergiler arasında yıllık 3000 kıta sof, 1000 kıta murabba ve 1000 kıta adiye ödemek zorunda olduğu anlaşılmaktadır. İbn Batuta da Mardin, Muş, Musul ve Bağdat, brokar (Altın ya da gümüş işlemeli, çiçekler yapraklar ve diğer süslerle bezenmiş ipek kumaş) ve pamuklu kumaşlarının her yerde tanındığını ve meşhur olduklarını belirtir.
Başta Artuklu (1108–1406) olmak üzere beylikler döneminde de sof (yün yapağı) ve pamuklu dokumaları ile Mardin bir önceki durumunu korumuştur. Özellikle, Kalat ül-İmra Köyü’nde dokunan sof çok ünlüydü. 14. yüzyılın ikinci yarısında sofun ticari önemi azaldığından, Kalat ül-İmra Köyü halkı bu kumaşı dokumaktan vazgeçerek “börg” (Kadife, çuha ve hayvan postundan yapılan, başlık, külah gibi baş giyeceklerine verilen genel ad)işlemeye başladı.
1471 yılında Akkoyunlu Hükümdarı (1453–1478) Uzun Hasan’ı ziyarete gelen bu arada Mardin’e de uğrayan Venedik Elçisi Josaphat Barbaro, şehirdeki ipek dokumacılığından ve ayrıca madenden küçük kulplu bardakların da yapıldığını ifade eder. 16. yüzyıl tapu defterlerinden elde edinilen bilgilere göre, şehirde darphane, tabakhane(debbağhane), başhane, mumhane, buzhane, dokuma tezgahları gibi işyerlerinin olduğu bunların içinde de dokuma sanayine bağlı olarak, iş hacmi en geniş olarak boyahanelerin yer aldığı görülür.
Mardin ve Karadere Köyü’nde birer boyahane, Mardin’de darphane, debbağhane, mumhane, buzhane, bozahane, susamyağı imalathanesi ve dokuma tezgahları vardı. Bunlar içinde en yoğun iş hacmi olanlar boyahanelerdi. Mardin’deki boyahanenin yıllık geliri 1518’de 85.000, 1526’da 60.000, 1540’da Karadere Köyü’ndeki boyahane ile birlikte 113.000 akçeydi. Boyahanenin iş gücünün böyle yüksek olması, yerel dokuma sanayinin çok gelişmiş olması ile ilgilidir. Debbağhanenin aynı tarihlerdeki geliri ise 8.000, 6.000 ve 13.000 akçe olarak görülmektedir. Mardin’deki darphanenin 1526’daki geliri 50.000 akçeydi. Meyhanenin 1540’daki geliri ise 52.000 akçeyi buluyordu.1540’da kentte bir de silahhane vardı.
Ekonomik çöküntünün başladığı daha sonraki yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu, bir gerileyişin içine girmiştir.Bu çöküşün bütün alanlarda etkisi ortaya çıkmaya başlar.18. yüzyılda, artık ihraç edilen sanayi malı olmayan Osmanlı Anadolu’sunda, ancak bazı ham ve yarı mamul maddeler ile dokumaların dış ticarette yer aldığı görülür. Bu sıralarda Mardin’de, ülkenin genel ekonomisinde yerini almakla beraber dokumacılık, cam üretimi gibi bazı iş kolları devam etmektedir.18. yüzyılın ortalarında Mardin’e gelen Niebuhr, şehirde yünün öneminden ve iyi bir cam üretiminin varlığından söz eder. 19. yüzyıl başlarında bir başka gezgin Dupré az sayıda nüfus ve zengin için yapılan dış alımın yeterli olduğunu, buna karşılık özellikle pamuğa dayalı dış satımın bir hayli önemli olduğunu belirtir.
Mardin, ağırlıklı olarak dokuma sanayisinin yanında 19 yüzyılda meslek grupları açısından zengin bir yapı sergilemektedir. Bu meslek gruplarından bazıları şunlardır: Bezzazan(Bezci-Kumaşçı), gönciyan(derici) haffafan (ayakkabıcı), sipahiyan, helvacıyan, dekkak, kasaban, tütünciyan, katırcı, abacıyan, basmacı, terziyan, çulfacıyan(çulha), lüleciyan, mutafan-muytaban, pine-duzen(dikici-eskici), attaran, kevkebciyan(ayakkabı çivicisi), mimaran, çirkçiyan-çeyrekçiyan(muhtemelen sakatatçı), kazancıyan, kılıççıyan, serracan(eyerci), iplikçiyan, neccar (marangoz) ve çubukçu, boğça gezduran (bohçacı), hamamcı ve berber ve hekim, palancıyan, kahveciyan, debbağan, kazzazan (ipekçi), nalband, baş bakkalan, demirci ve çilingir, etmekçi-ekmekçi, keçeciyan, dingciyan (değirmenci), kürekçiyan, kavvaf (ayakkabıcı). Abdulgani Efendi bu mesleklere eklenebilecek birçok meslek sayar. Dava vekili, dellal, düğmeci (veya dökümcü), hancı, kuyumcu, nasırcı, saatçi, tenekeci, testi yapanlar gibi. Bu mesleklerin bazılarının kendilerine ait çarşıları bulunmaktaydı. Kazancılar, saraçlar, atarlar, neccarlar, yemeniciler çarşıları Mardin’de Ulu Cami çevresinde yer alan çarşılardı.
Cuinet, 19. yüzyıl sonlarında Mardin Sancağı’nın başlıca sanayi dallarının dokumacılık, deri işleme, çorap yapımı ve sabunculuk olduğunu belirtmektedir. Ayrıca 1890 başlarında toplam 280.000 çubuk lülesi, 22.000 kıyye işlenmiş manda derisi ve 80.000 çift kundura üretildiğini, Yörenin bu dönemdeki toplam 2.200 kıyyeyi bulan sabun üretiminin 600 kıyyesi dışarı satıldığını ve kırmızı iplik (6.000 kıyye), beyaz iplik (8.000 kıyye), şal (10.000 top), mendil (10.000 adet), kırmızı bez (80.000 top), beyaz bez (16.000 top) ve ipekli kumaş (20.000 top) üretilmekte olduğunu ifade etmektedir.
1869-1905 yılları Diyarbakır Vilayet Salnamelerine göre Mardin sancağının işlenmiş sanayi malları sıralanmakta olup bunların başlıcaları şunlardır: kılkıytan, işlenmiş camus derisi, işlenmiş demir, işlenmiş gümüş, iplik, demir tel, sabun, keçe, döşeme, işlenmiş boyalı deri, kundura, şal, keçe, külah, ipekli kumaş.
1.Dünya Savaşı öncesi sayıları 3.000’e ulaşan dokuma tezgâhlarının ürünleri kaliteli olarak bilinmektedir. Bu tezgâhlar Midyat ve Hasankeyf’te yoğunlaşmışlardır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında “Milli Sanayi” kurmayı hedefleyen “Teşvik’i Sanayi Kanunu” sayesinde teşviklerden yararlananlar 3 un fabrikası ve 1 elektrik santrali kurmuştur. Mardin İlinde 1927 yılı sanayi sayımına göre 881 sanayi işletmesi bulunmaktadır.1968’de kalkınmada birinci derecede öncelikli iller arasına alınan Mardin’de 1970’lere kadar ilin altyapı hizmetlerinin yetersizliği sebebiyle sanayi yeterince gelişememiştir. 1980 yılı sanayi ve işyeri sayımında 885 sanayi kuruluşu bulunmakta olup, 1927 sanayi ve işyeri sonuçları ile karşılaştırıldığında gelişme olmadığı ve benzer olduğu anlaşılmaktadır. GAP yatırımları kapsamında Küçük Sanayi Sitesi (1984) Organize Sanayi bölgesi(1992),
Serbest Bölge(1994) faaliyete girmiştir. 1999 yılında yapılan GAP İlleri Sanayi Envanterine göre Mardin GAP kapsamına giren iller arasında yapılan genel değerlendirmede l999 yılı itibariyle 224 adet olan imalat firmalarının faaliyet alanlarının sırası ile motorlu taşıt onarımı, gıda ürünleri, makine teçhizat hariç diğer imalat sanayi, tekstil ve mobilya hariç ağaç ürünleri olduğu ve tespit edilmiştir.
Bununla birlikte istenen düzeyde olmasa da sanayinin gelişmesine başlangıçta İl Özel İdaresi, Kalkınma Bankası ve Kamu İktisadi Kuruluşlarının önderliğinde kurulan sanayi tesisleri öncülük etmişlerdir. Bu tesislerden en önemlileri: Mardin Çimento Fabrikası, KİDAŞ İplik Fabrikası, Güneydoğu Anadolu Fosfat İşletmeleri, Yem Fabrikası, Boru ve Kireç Fabrikasıdır.
GÜNÜMÜZDE MARDİN SANAYİ
Mardin, ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalı olup, sanayileşmemiş bir ildir. İlde büyük, orta ve küçük ölçekli sanayi işletmeleri bulunmaktadır.
Mardin ilinin geleneksel ekonomik yapısı tarım ve ticarete dayalı olduğundan sermaye sahibi insanlar daha çok batıda sanayinin yoğun olduğu illerde yatırım yapmayı tercih etmişlerdir. İlde sanayileşme faaliyetleri öncelikle İl Özel İdaresi, Türkiye Kalkınma Bankası ve Kamu İktisadi Kuruluşlarının önderliğinde kurulan sanayi tesisleri ile başlamıştır. Bu tesislerin en önemlileri Mardin Çimento Fabrikası, Güneydoğu Anadolu Fosfatları Mazıdağı İşletmeleri, Kızıltepe Yem Fabrikası, Mardin Boru Fabrikası ve Mardin Kireç Fabrikasıdır.
MARDİN BORU SANAYİ ve TİC.A.Ş.
Üretimden İhracata
İlin sanayisinin gelişmesine katkı sağlamak ve düzenli bir yapılaşma sağlamak amacıyla 1976 yılında inşaatına başlanan Mardin Organize Sanayi Bölgesi (M-OSB) 1992 yılında hizmete girmiştir. Üç yüz hektar alan üzerinde kurulu bulunan OSB 142 sanayi parselinden oluşmaktadır. 1976 yılında inşaat faaliyetlerine başlanan Organize Sanayi Bölgesi, 1992 yılında 3 milyon m²’lik alan üzerinde hizmete sunulmuştur. Bölgenin 160 sanayi parselinin 92 adedi tahsislidir. Bugün Organize Sanayi Bölgesinde üretimde 51 adet, üretimi durdurulan 24 adet tesis vardır. Ayrıca inşaatı devam eden 4, proje safhasında ise 5 tesis bulunmaktadır. 17 parsel (kayalık parseller) halen boş bulunmaktadır. Üretime geçen tesislerde çalışan kişi sayısı 3500 olup, yarım kalan tesislerin faaliyete geçmesi halinde çalışacak kişi sayısı 5.000 olacaktır. OSB’nin kurulması, teşvik ve tedbirlerinin getirdiği olanaklar, özelleştirme programı ve ilde kalıp riski göze alan yatırımcılar Mardin’de sanayinin gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. Ayrıca GAP’taki gelişmeler, Mardin ilindeki genç yatırımcıların faaliyetleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki tek serbest bölgenin Mardin’de kurulmuş olması yöre dışı yatırımcıların da Mardin’e yönelmesini sağlamıştır. İldeki sanayi tesisleri daha çok Mardin-Kızıltepe yolu üzerindeki OSB’de yoğunlaşmıştır. Çimento, boru, gaz beton, makarna, bisküvi, gofret, çikolata, boya, tarım alet ve makineleri, kablo, un, bulgur, temizlik mamulleri (deterjan, labse vb.), boya, makarna, plastik eşya, otomotiv yan sanayi ürünleri, tekstil ürünleri ilde belli başlı imalat sanayi üretim konularıdır.
İlde çeşitli iş kollarında faaliyet gösteren küçük sanayicilerin girişimiyle, ilk Küçük Sanayi Sitesi (KSS) olan Mardin Merkez Sanayi Sitesi 1984 yılında tamamlanarak 190 işyeri ile faaliyete geçmiştir. Ayrıca ilde Kızıltepe ve Nusaybin KSS’lerinin inşaatları tamamlanmıştır. İlde bulunan KSS’leri ve işyerleri sayıları şöyledir:
Mardin KSS’ de 190, Kızıltepe KSS’ de 200 işyeri faal durumda ve Nusaybin KSS’ de 154 işyeri inşaatı bitirilmiş ve kısmen faaliyete geçmiştir.
Mardin ili 15. yüzyıldan başlayan ve uzun yüzyıllar ticaret güzergâhında olması sebebiyle ticaret merkezliği yapmış, son yüzyılda ise bu giderek azalmıştır. Ancak, ildeki ticarete yatkınlığın kullanılması, mevcut ticaret potansiyelin değerlendirilmesi amacıyla 1995 yılında 515.000 m²’lik bir alan üzerinde Mardin Serbest Bölgesi kurulmuştur. Serbest bölge 178 adet parselden oluşmaktadır. Bu parsellerin 60 adedi tahsis edilmiştir. Tahsis edilen parsellerden şu anda üretime geçen tesis bulunmamakta, biri üretime hazır halde ve 4 adedi ise inşaat aşamasındadır. Halen serbest bölgede 6 kişi istihdam edilmektedir. Mardin Serbest Bölgesinde gıda maddeleri, tavuk yemi, tekstil ürünleri ve kimyasal ürünlerin Irak, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Hong Kong, İtalya, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerle; gıda maddeleri, tekstil ürünleri, kimyasal ürünler, hırdavat malzemeleri (labsa) ticareti yapılmaktadır.
TARIM-HAYVANCILIK ve ORMANCILIK
Tarım, Mardin ekonomisinde ilk sırayı almaktadır. Yaklaşık toplam 8.891.000 dekarlık arazinin 3.854.790 dekarı tarımda kullanılmaktadır. Tarım alanlarının hemen hemen tamamına yakın bir bölümü tarla tarımında kullanılmaktadır. Sebze ve çiçek bahçeleri ile meyve tarımında kullanılan alanlar ise, tarla tarım alanlarına göre daha küçüktür.
İlin güneyindeki Mezopotamya Ovası geniş fakat susuz bir yapıya sahiptir. Bölgedeki en verimli toprakları Şanlıurfa’da (%38,1) bulunmakta olup onu sırasıyla Diyarbakır ve Mardin illeri izlemektedir. 889.100 hektar olan il arazisinin %43’ü (385.479 ha) tarım arazisi, %13’ü (113.341 ha) orman ve fundalık, %13’ü (115.447 ha.) çayır ve mera, %31’i ise (274.833 ha) yerleşim alanı ve kullanılmayan alanlardan oluşmaktadır. Toplam tarım alanlarının %76,10 gibi çok büyük bir bölümü tarla alanı, %5.46‘sı bağ-bahçe, %2.17’si sebzelik, %1.43’ü kavaklık, % 0,50’si zeytinlik ve geriye kalan %14,34’lik kısmı da nadas olarak kullanılmaktadır.
Mardin il arazisinden en fazla pay alan ilçeler Derik (%16.2), Savur (%16) ve Kızıltepe’dir (%15.8). İl toplam tarım alanı içinde en büyük payı alan ilçe ise Kızıltepe (%34,22) olup, toplam arazinin %94.11’i tarım alanı olarak kullanılabilmektedir. İl ormanlık alanında en büyük payı alan ilçe ise Savur (%28.8)dur.
Genel olarak tüm ilçelerde tarım alanlarının çok büyük bir bölümü tarla alanı olarak kullanılmaktadır. Tarla alanı açısından Kızıltepe (120.211 ha), sebze alanı açısından merkez ilçe (2.414 ha), meyvelik alan açısından Dargeçit (440 ha) ve bağlık alan açısından da Savur ilçesi (3.490 ha) il genelinde ilk sırada yer almaktadır.
İl toplam tarım arazisinin (385.479 Ha.) % 36,09’u (139.156 ha.) sulanmaya elverişli olup, bunun da yaklaşık olarak % 46,9 ‘u (toplam tarım arazisinin ise % 16,93’ü, yani 65.266 ha) sulanabilmektedir. Tarım arazisi sulamalarının küçük bir kısmı devlet sulaması, geriye kalan ise halk sulaması şeklinde gerçekleşmektedir. GAP kapsamındaki sulama projelerinin tamamlanmasından sonra il genelinde sulama yapılan tarım arazisinin yaklaşık olarak 204.000 hektara ulaşması beklenmektedir.
İl genelinde yaklaşık olarak ekilen toplam 293.359 hektarlık tarla alanının %75,33 gibi büyük bir kısmında (221,000 ha) tahıl üretimi, % 14,52’lik kısmında (42,585 ha) baklagil üretimi, % 7,19’luk kısmında endüstriyel bitkiler ve geri kalan alanda da yağlı tohumlar ve yem bitkileri üretimi yapılmaktadır.
Mardin ili tahıl ürünlerinde ekilen alan itibariyle en önemli ürünler buğday ve arpadır. Yaklaşık olarak tahıl ekilen alanların % 73,51’i buğdaya, % 26,49’u arpaya aittir. Diğer tahıl ürünlerinin ekim alanları ise önemsenmeyecek kadar azdır. Ekilen alan itibariyle baklagillerden kırmızı mercimek (% 91,91), endüstriyel bitkilerden kütlü pamuk ( % 99,22) önemli paylar almaktadır. Mısır II. Ürün olarak yaklaşık 40.430 ha alanda ekilmekte ve 444.730 ton ürün elde edilmektedir. Söz konusu ürünler üretim açısından da önde gelen ürünlerdir.
Değişim, bir önceki nüfus sayımına göre artış veya azalış yüzdesidir. Sıra, Mardin il nüfusunun Türkiye illeri arasındaki sıralamasıdır. Oran, Mardin il nüfusunun, Türkiye nüfusuna oranıdır.
Dostları ilə paylaş: |