Mart Dünya Kadınlar Günü Konuşması Ankara, Mart 2014



Yüklə 43,01 Kb.
tarix27.10.2017
ölçüsü43,01 Kb.
#15760


8 Mart Dünya Kadınlar Günü Konuşması

Ankara, 8 Mart 2014

Mahmut ARSLAN - HAK-İŞ Genel Başkanı
Konfederasyonumuzun değerli Onursal Başkanı ve TBMM İdare Amirim,
AB Komisyonu Türkiye Delegasyonunu Kıymetli Yöneticileri,
HAK-İŞ’e bağlı Sendikalarımızın kıymetli yöneticileri,
81 ilimizden gelen HAK-İŞ ve sendikalarımızın değerli Kadın Komite Başkanları ve Yöneticileri,
Saygıdeğer Konuklar,
Değerli Medya Mensupları,
Tüm kadınlarımız için böylesine anlamlı ve önemli bir günde, HAK-İŞ’in düzenlediği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerimize katılımınızdan dolayı şahsım ve HAK-İŞ topluluğu adına hoş geldiniz diyor, teşekkür ediyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Dünya Kadınlar günü etkinliklerimize değer kattınız, onur verdiniz.

Bu gün; kadınların, özellikle de EMEKÇİ KADINLARIN seslerini yükseltecekleri, emeğinin onuruyla duruş gösterecekleri bir gün…

Emeğin vicdanı olan kadınlarımızın, bu onurlu gününü yürekten kutluyorum.

Bu anlamlı günde, HAK-İŞ’in bu günlere gelmesi için mücadele veren, emeği geçen kadınlarımıza teşekkür ediyor, ahirete göçenlere Allah’tan rahmet diliyorum.
HAK-İŞ olarak; emekçi kadınlarımızın, geleceğin erdemli sendikal inşasında önemli katkıları olacağına inanıyoruz. O’nun için buradayız, onun için hep birlikteyiz.
Bugün 81 ilden kadın emekçiler olarak katılımınız ile sorunlarınızın tartışılacağı, çözüm yollarının aranacağı ve HAK-İŞ Kadın Stratejimizin sizler tarafından son haline getirileceği, sonuç bildirimiz ile kamuoyuna mesajlarımızın verileceği önemli bir gündeyiz.
Biz HAK-İş olarak, gerek ulusal gerekse uluslararası emek hareketinin KADIN BOYUTUndaki varoluşumuzu, şartların itmesiyle değil, bizatihi kendi irademizle yer alarak ve katkı vererek sürdürüyoruz.
HAK-İŞ olarak kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesinin mümkün olmadığına inanıyoruz.
Biz kadınların sendikal harekette ETKİN ROLLER üstlenmesini istiyoruz.

Bunun için HAK-İŞ ve bağlı sendikalarımızda alt örgütlenmelerle onlara faaliyet alanı açıyoruz.
Biz, Sendikal hareketi ve kadınlarımızın onurlu mücadelesini, ideolojik bir sapma ile tarihimizden koparma çalışmalarına rağmen, ısrarla tarihsel genlerimizden yeni sendikal değerler çıkarmaya çalışıyor, geleceğimizi tarihi birikimimizle inşa ediyoruz.
Değerli Konuklar,

8 Mart Dünya Kadınlar Gününe adını veren mücadeleden 98 yıl sonra yâni 1955’te yaşanan Rosa Parks olayını biliyorsunuz. Tekstil işçisi bir kadın emekçinin anlamsız bir yasağa karşı verdiği mücadele, Amerika’da zenci-beyaz ayrımını ortadan kaldırmıştır.
Bu kadın emekçinin verdiği “insan hakları mücadelesi”nde nasıl sonuç aldığı hepimizin hafızalarındadır.
Evet, bu günde birbirimize borcumuz olduğunu ve birlikte mücadele etmemiz gerektiğini yeniden hatırlamak zorundayız…
Kendi iklimimizin bilgelerinden büyük Velî Hz. Mevlâna, dünyasında “kadın”a özel bir konum verir.
Kadın “Önce İnsan”dır. İnsan gerçeğinin, erkek ve kadında tecelli eden hakikati, Hz. Mevlâna’da çok derin anlamlara bürünür. Mevlâna: “O güzel sevgili, kalpleri cezbeden bir pınarın nurudur. Kadın hakk’ın nurudur…” diyor.
Hz. Mevlâna bugünün dünyasında yaşanan “kadına şiddet” konusunda 8 yüz yıl önce şunları söylüyor: Bilgisizlere gelince onlar kadına üstün olduğunu zannederler. Çünkü onlar sert ve kaba adamlardır. Onlarda acıma, lütuf, sevgi azdır. Zira yaradılışlarında, tabiatlarında hırçınlık üstündür. Bilmezler ki; sevgi ve şefkat insanlık vasıflarıdır. “
Değerli Konuklar,

Ülkemiz, yakın siyasî tarihinde de ne yazık ki kadınların özgürlüklerine yönelik çağdışı dayatmalar, baskılar ve kısıtlamaları yaşamıştır. Bugün bu sorunların aşılmış olması nedeniyle büyük memnuniyet duyuyoruz.

Toplumsal bir mutabakatın sağlandığı bu konuda, ülkemizin uzun yıllardır yaşadığı yasak ve utanç son bulmuştur.

Eğitim ve çalışma hakkı, seçme ve seçilme hakkkının hiçbir sebeple bir daha engellenemeyeceğine inanıyorum. Çünkü bu haklarını kadınlar korku duvarlarının arkasına sığınarak değil, mücadele ederek, sabrederek tekrar elde etmişlerdir. Onların mücadelesinin, gelecek kuşaklara örnek olacağını düşünüyorum.
Değerli Konuklar,

Bildiğiniz üzere HAK-İŞ; Kadın Komitelerini kurumsal hale getirmiş, izlediği kadın politikalarıyla doğru bir yol haritası oluşturmuş, projeleriyle mesafe alarak, bu konudaki kararlılığını devam ettirmektedir.

Bu bağlamda;Uluslararası başarılarımızdan 3’üne vurgu yapmak istiyorum.

Pan Avrupa Bölgesel Konseyi (PERC)’nin Gençlik Komitesi Başkanlığı’na HAK-İŞ’i ve ülkemizi temsil etmek üzere HAK-İŞ Gençlik Komitesi Başkanı Tuba Aydın seçilerek görev yapmıştır.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC)’un Kadın Komitesi üyeliğine HAK-İŞ Kadın Komitesi üyesi Pınar ÖZCAN yeniden seçilerek görevine devam etmektedir.

Ve Gene PERC’ün Kadın Komitesi Yönetiminde Hizmet-İş Sendikası Kadın Komitesi Başkanı Yüsra ERİLLİ görevini sürdürmektedir.
HAK-İŞ, son genel kurulunda da kadın odakları 4 önemli karar almıştır.

Bunlar;

Hak-İş Kadın Komitesi Çalışmalarını Artan Bir Etkinlikle Sürdürecektir.

Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Sağlanması İçin Tüm Kesimler Zihinsel Dönüşüm Sürecinin Geliştirilmesine Katkı Vermelidir.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Çok Boyutlu Olarak Kararlılıkla Devam Etmelidir.

İşyerlerinde Psikolojik Taciz (Mobbing)’e Karşı Gerekli Düzenlemeler Yapılmalıdır.
Ana Tüzüğe İlkeler başlığı altında da ;

HAK-İŞ; kadının çalışma yaşamına etkin olarak katılmasına, toplumdaki ve sendikal hareketteki rol ve statüsünün yükseltilmesine yönelik çalışmalar yapmayı sendikal öncelikleri arasında görür.” maddesi ayrıca eklenmiştir.



Aynı şekilde üye sendikalarımızda da çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

HAK-İŞ ve bağlı sendikalarına üye kadın oranı 2009 yılında %2,6, 2010 %7,2, 2011yılında %10,2, 2012 yılında %10,5 iken 2013 yılında %11,1’e yükselmiştir.

2009 yılında %3 olan Sendika Genel Kurullarında delege olan kadın oranı 2013 yılında %8.9’a ; Şube genel kurullarında 111 olan kadın delege sayısı 2013 yılında 634’e yükselmiştir.

HAK-İŞ’e üye sendikalarda 2009 yılında kadın şube başkanı bulunmazken 2013 yılında 2 kadın şube başkanı bulunmaktadır.

2013 itibariyle 28 il ve ilçe temsilcisinin 19’u kadındır. 2013 yılında seçilen İşyeri baş temsilci kadın sayısı 132’ye yükselmiştir. Ayrıca 3 HAK-İŞ İl temsilcisi kadındır. 5
HAK-İŞ ve üye sendikalarında çalışan kadın sayısı 2009 yılında oldukça sınırlı sayıdayken 2013 yılında 62’ye yükselmiştir. Kadın çalışanların 8’i engelli kadındır.

HAK-İŞ’e bağlı sendikaların genel merkez zorunlu yönetim organlarındaki kadın sayısı 21’e, şube ve bölge zorunlu yönetim organlarındaki kadın sayısı 42’ye yükselmiştir.

HAK-İŞ ve bağlı sendikalarının tamamına yakını en son gelen kurullarında ana tüzüklerinde kadın odaklı düzenleme yapmış olup, kadın üye oranı %5’in üzerinde olan tüm üye sendikalar merkezi ve yerel düzeyde kadın komitelerini kurmuşlardır.

Yaptığımız çalışmalar sonucunda rakamsal olarak önemli iyileşmeler sağladık. Ancak yeterli bulmuyoruz. Önümüzdeki dönemde daha fazla ilerleme sağlamak istiyoruz.

Bu nedenle kadın örgütlenmesini önceleyeceğimiz bir çalışma dönemine yönelik hazırlıklarımızı yapıyoruz.

HAK-İŞ Kadın Stratejisini güçlendirerek, kararlılıkla hayata geçirmeye devam ediyoruz.

Ayrıca Adana, Ankara, Elazığ, Denizli, Şanlıurfa, Sinop, İstanbul, Trabzon, Kayseri, İzmir illerinde eğitimlerin verileceği, broşür ve afişlerle örgütlenme kampanyasının yapılacağı Sendikal Harekete Kadın Katılımını Artırma Projesini bu yıl içerisinde uygulayacağız.
Bu projeye sahiplenmenizi istiyoruz. Sahipleneceğinize inanıyoruz.

Çünkü ancak siz sahiplenir ve azimle çalışırsanız başarıya ulaşabiliriz.

Çalışmalarımızda Üyesi olduğumuz, Kadın Komitesinde temsil edildiğimiz;

ITUC’un bu yıl 8 Mart dolayısıyla “Fazla söze gerek, zaman aksiyon zamanıdır” sloganıyla iş yerlerinde cinsiyet temelli her türlü şiddetin; fiziksel saldırı, sözlü taciz, mobbing ve ekonomik şiddetin engellenmesine yönelik üyelerine yapmış olduğu çağrıyı; 6
ETUC’un eşit işe eşit ücret, iş ve aile yaşamının uyumlaştırılması, yetki ve karar mekanizmalarındaki kadın sayısını artırmaya yönelik çalışmaları dikkate almaya devam edeceğiz.
Değerli Konuklar,

Bugün, Türkiye çok hızlı bir değişim yaşamaktadır ve kadınları yakından ilgilendiren birçok alanda yasal açıdan çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

Kadına yönelik politikalarda yaşanan değişimin en önemli yansımasını Anayasa’da yapılan değişiklikler oluşturmaktadır.

Anayasadaki dikkate değer gelişmelerin yanı sıra uzun yıllardan sonra ilk kez temel yasalarda bütünsel bir değişime gidilmiş, en önemli gelişmeler kadını doğrudan ilgilendiren maddelerde yaşanmıştır.

İş Kanunu’nda, Türk Ceza Kanununda, Medeni Kanunda çok önemli düzenlemeler yapılmıştır.

Yaş sınırı aranmaksızın tüm kadınlarımızın istihdamını teşvik etmek amacıyla önemli bir düzenleme hayata geçirilmiştir.

Yapılan tüm düzenlemelere rağmen sağlanan ilerlemeler beklentilerin altındadır. Kadın istihdamı konusunda yapılması gerekenler olduğunu düşünüyoruz.

Kadınların çalışma hayatında daha fazla yer alması, ayrımcılığın ortadan kaldırılması önemli bir hedef olarak önümüzde durmaktadır.

Yapılan tüm düzenlemelere ve kadınların iş gücüne katılımında yasal açıdan herhangi bir ayrım olmamasına rağmen bu durum hâlâ rakamlara tam olarak yansımamaktadır.
Kadınların hak ettiği yere gelebilmesi için tüm kesimler olarak bu süreci desteklemeli, üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz.

Eşitlik ilkesi çerçevesinde, kadınlarımızın işgücüne katılımlarını artırıcı, geleneksel çalışma alanları dışında farklı sektörlerde istihdama katılım düzeylerini yükseltici, eğitim imkanlarından fırsat eşitliği çerçevesinde daha fazla yararlanmalarını sağlayıcı, sosyal güvenlik göstergelerini iyileştirici ve sağlık sorunlarını azaltmayı hedefleyen, “insan ve kadın odaklı” yeni politika ve stratejilere ihtiyacımız bulunmaktadır.
Ayrıca kadınların çözüm bekleyen;

- Fırsat eşitsizliği ve ayrımcılık,

- Çocuk bakımı ve çocuk yardımları,

- Asgari gelir desteğinin uygulanması,

- Aile yardımının modern bir sosyal güvenlik politikası olarak uygulamaya konulması,

- Kadın istihdamını artırmaya yönelik teşvik mekanizmalarının etkinleştirilmesi,

- Ebeveyn izni düzenlemeleri, doğum sonrası izinler gibi konuların önümüzdeki dönemde sosyal taraflarla tartışılarak bir an önce yeni uygulamaların hayata geçirilmesini ümit ediyoruz.
Değerli Konuklar,

Türkiye demokratikleştikçe, özgürlük alanları genişledikçe, zihinler korku ve vehimlerden kurtuldukça, birbirimizi ötekileştirmekten vazgeçtikçe kadın sorunlarının çözümünün kolaylaşacağına inanıyorum.

Özellikle, eğitim düzeyinin yükselmesi ile kadının iş hayatındaki yeri ve konumunu güçlenecektir.

Üreten kadının örgütlenme ve siyaset yapma kabiliyeti gelişecektir. Bu gelişmeler, kadınlarımızı sorunlarının çözümü için ihtiyaçları olan güce de kavuşturacaktır.

Kendi medeniyet değerlerimize yabancılaşmadan, kadınlık onur ve erdemini her alanda ortaya koymanın mutlak bir gereklilik olduğunu düşüncesiyle, KADINI YOK SAYAN TOPLUM KENDİNİ YOK SAYAN TOPLUMDUR” sloganımızı tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu çerçevede bu yıl üzerinde durduğumuz konuyu “Sendikalı Kadın, Güçlü Kadın” ve “Hepbirlikte sendikal örgütlenmeye” olarak sloganlaştırdık.

Bütün bu çalışma, gayret ve politikalarımız sonucu aktif olarak sendikal örgütlenme içerisinde yer almanızı istiyorum.
Kadınlarımızın, yeniden yazılan tarihin, yeniden hazırlanan coğrafyaların hazırlayıcıları olacağına inanıyor; Etkinliklerimizin, yeni ufuklar açmasını diliyor, HAK-İŞ adına tekrar en kalbî sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Yüklə 43,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin