Tablo 26 üzerinde yapılan Ki–Kare (χ²) analizi, Haşim Akten’in programını dinleme oranları ile cinsiyet arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Buna göre, Haşim Akten’in programlarını erkeklerin kadınlara oranla daha az dinledikleri tespit edilmiştir. Bu sonuç, Tablo 2’nin sonuçlarıyla birlikte değerlendirilirse, özellikle kadınların Haşim Akten’i dinlemek için Gözyaşı FM’i dinledikleri sonucunu çıkarabiliriz.
-
Tablo 27 : “Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevaplar ile Öğrenim Düzeyi Arasındaki İlişki
|
Öğrenim Düzeyi
|
Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?
|
Evet
|
Hayır
|
Toplam
|
N
|
%
|
n
|
%
|
N
|
%
|
İlköğrenim
|
634
|
98.4
|
10
|
1.6
|
644
|
100.0
|
Ortaöğrenim
|
255
|
93.8
|
17
|
6.3
|
272
|
100.0
|
Yükseköğrenim
|
187
|
88.2
|
25
|
11.8 *
|
212 ª
|
100.0
|
Toplam
|
1076
|
95.4
|
52
|
4.6
|
1128
|
100.0
|
ª Yükseköğrenim ve Lisansüstü birleştirilmiştir.
* χ² : 40.222, s.d. : 2, P : 0.000.
|
Yapılan Ki–Kare (χ²) analizi neticesinde, Haşim Akten’in programını dinleme oranları ile öğrenim seviyesi arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir. Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” sorusuna “hayır” deme oranı, % 11.8 ile yükseköğrenimli dinleyiciler arasında en yüksek seviyededir. Tablo 10 ve15’in verileriyle karşılaştırıldığında, Gözyaşı FM’i dinleme öğrenim düzeyi ters yönde etkili olurken, Haşim Akten’i dinleme söz konusu olduğunda öğrenim düzeyi etkisinin çok keskin olmadığı görülmektedir.
-
Tablo 28 : “Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevaplar ile Medeni Durum Arasındaki İlişki
|
Medeni Durum
|
Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?
|
Evet
|
Hayır
|
Toplam
|
n
|
%
|
n
|
%
|
N
|
%
|
Evli
|
646
|
97.4
|
17
|
2.6
|
663
|
100.0
|
Bekar
|
415
|
92.6
|
33
|
7.4 *
|
448
|
100.0
|
Boşanmış / Ayrı Yaşıyor
|
41
|
93.2
|
3
|
6.8
|
44
|
100.0
|
Toplam
|
1102
|
95.4
|
53
|
4.6
|
1155
|
100.0
|
* χ² : 14.600, s.d. : 2, P : 0.001.
|
Tablo 28 üzerinde yapılan Ki–Kare (χ²) analizi, Haşim Akten’in programını dinleme oranları ile medeni durum arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Buna göre, Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” sorusuna “hayır” deme oranı, evli ve boşanmışlardan farklı olarak bekar dinleyiciler arasında % 7.4 ile en yüksek seviyededir.
-
Tablo 29 : “Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevaplar ile Gelir Durumu Arasındaki İlişki
|
Gelir Durumu
|
Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?
|
Evet
|
Hayır
|
Toplam
|
N
|
%
|
N
|
%
|
n
|
%
|
0 – 200 Milyon
|
311
|
96.0
|
13
|
4.0
|
324
|
100.0
|
201 – 400 Milyon
|
287
|
97.6
|
7
|
2.4
|
294
|
|
401 – 800 Milyon
|
202
|
97.6
|
5
|
2.4
|
207
|
100.0
|
801 Milyon ve Yukarısı
|
105
|
87.5
|
15
|
12.5 *
|
120
|
100.0
|
Toplam
|
905
|
95.8
|
40
|
4.2
|
945
|
100.0
|
* χ² : 25.445, s.d. : 3, P : 0.000.
|
Yapılan Ki–Kare (χ²) analizi, Haşim Akten’in programını dinleme oranları ile gelir durumu arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Buna göre, Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” sorusuna “hayır” deme oranı, % 12.5 ile 801 milyon ve yukarısı aylık gelire sahip dinleyicilerde en yüksek seviyededir.
-
Tablo 30 : Gözyaşı FM ile Tanıştıktan Sonra Dinleyicilerin Dini Hayatında Bir Değişiklik Olup Olmamasıyla Haşim Akten’in Programlarını Dinleme Arasındaki İlişki
|
Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?
|
Gözyaşı FM ile Tanıştıktan Sonra Dini Hayatınızda Bir Değişiklik Oldu mu?
|
Evet
|
Hayır
|
Toplam
|
N
|
%
|
N
|
%
|
n
|
%
|
Evet
|
1026
|
94.1
|
64
|
5.9
|
1090
|
100.0
|
Hayır
|
20
|
44.4
|
25
|
55.6
|
45
|
100.0
|
Toplam
|
1046
|
92.2
|
89
|
7.8
|
1135
|
100.0
|
Χ² : 147.620, s.d. : 1, P : 0.000.
|
Yapılan Ki–Kare (χ²) analizi, Gözyaşı FM ile tanıştıktan sonra dinleyicilerin dini hayatında bir değişiklik olup olmamasıyla Haşim Akten’in programlarını dinleme arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Buna göre, Gözyaşı FM ile tanıştıktan sonra dini hayatlarında herhangi bir değişiklik olmadığını belirtenlerin oranı % 55.6 ile, Haşim Akten’in programlarını dinlemediğini söyleyen dinleyiciler arasında en yüksek seviyededir.
-
Tablo 31 : “Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?” Sorusuna Verilen Cevaplar ile Dinleyicilerin Kendilerini Gözyaşı FM’in Bir Ferdi Olarak Görmeleri Arasındaki İlişki
|
Kendinizi Gözyaşı FM Ailesinin Bir Ferdi Olarak Görüyor musunuz?
|
Haşim Akten’in Programlarını Dinliyor musunuz?
|
Evet
|
Hayır
|
Toplam
|
N
|
%
|
N
|
%
|
n
|
%
|
Evet
|
1029
|
97.9
|
22
|
2.1
|
1051
|
100.0
|
Hayır
|
69
|
71.9
|
27
|
28.1
|
96
|
100.0
|
Toplam
|
1098
|
95.7
|
49
|
4.3
|
1147
|
100.0
|
Χ² : 145.763, s.d. : 1, P : 0.000.
|
Tablo 31 üzerinde yapılan Ki–Kare (χ²) analizi, Haşim Akten’in programını dinleme ile dinleyicilerin kendilerini Gözyaşı FM ailesinin bir ferdi olarak görmeleri arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Haşim Akten’in programlarını dinlemeyenlerin kendilerini, dinleyenlere kıyasla ve daha büyük oranda “Gözyaşı ailesinin bir ferdi” olarak görmedikleri anlaşılmaktadır.
SONUÇ VE TARTIŞMALAR
Medya ve din ilişkisini radyo iletişimi ve Gözyaşı FM örneği üzerinden ele alan bu deskriptif çalışmanın ortaya koyduğu bulgular, Türk dini kültürü içinde dinin yeri ve önemini vurgulaması bir yana, iletişim sektöründeki gelişmelerle eş zamanlı olarak hızlı bir değişim süreci içinde olduğunu da göstermektedir. Din fenomeni, hizmete sunulan medya araçlarıyla modern dönemde yeniden biçimlenmekte olan toplumsal kültürün etkili ve belirleyici bir yapıcısı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Geleneksel dini kurumlar aracılığıyla varlığını sürdüren ve modern süreçlerle toplumsal merkezin dışına itildiği farz olunan dini yaşantı ve ilgiler, medya araçlarında ‘prime time’ da en çok izlenen programlar haline gelmekle birlikte, bizatihi dini yayın yapan iletişim organları da aracılık ettikleri ‘dini mesaj’larla etki alanlarını toplum kültürü içinde yaygınlaştırma çabası içinde görülmektedir. Diğer bir ifade ile, iletişim araçlarında geçerli format stratejileri, radyo ve televizyonlarda dini program yapımcıları tarafından yeni kitlelere ulaşmak ve etki alanlarını genişletmek için ‘ödünç’ alınmaktadır.
Bu meyanda dini medya organları olarak nitelenen istasyonlarda popülerleşen ve şöhret bulan iletişimciler, modern anlamda radyo ve televizyon stüdyolarını adeta bir mabede dönüştürerek ya da mabet ortamını medya formatıyla ve sanal bir atmosfer içinde alıcılara taşıyarak günün her saatinde evlere, işyerlerine, ulaşım vasıtalarına dini mesaj aktarımı için konuk olmaktadır. Böylelikle yeni bir iletişim türü ve sektörü oluşturmaya aday görünmektedirler.
Medyanın modern toplumda üstlendiği bilgilendirici, eğitici işlevi bir yana, eğlence ve tüketim kültürünün ürettiği ve gündelik hayatın vazgeçilmez öğeleri haline gelen formatı içinde şiddet ve can sıkıcı davranışlar içeren, bedene ve hazlara vurgu yapan sahne ve diyaloglar, dinleyici veya izleyici oranını gittikçe düşürmektedir. Bildik medya formatından uzaklaşarak, onlar için ideal olan ahlak, adalet, kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma ve ailevi değerleri önceleyen ve insan ruhuna hitap eden programları tercih eden dinleyiciler, dini medya organları tarafından farklı bir duygu ve ilgi alanına sevk edilmektedir. Bir başka ifade biçimiyle, genel geçer medya formatında egemen olan ve evlilik öncesi ilişkiler, menfaate dayalı toplumsal ilişki sistemi, sorunlu iş, aile ve çalışma hayatı, kamuoyuna yansıyan adaletsizlik, önyargı, insan, kadın ve hayvan hakları tartışmaları, ekonomik ve sosyal hayatın ortaya çıkardığı eşitsizlik ve dengesizlikler, bitimsiz tartışma ve çatışma içeren konuların işlendiği programların yerine, ele alınan konuların ‘tatmin edici’ tanımlarının yapıldığı ve insanlar için dini-ahlaki düzlemde ve ideal normlarda çözümler sunan programlar dinleyici ve izleyici ilgisini daha çok çekmektedir. Zaten dini yayın yapan istasyonları kamuoyunda meşrulaştıran ve haklılaştıran neden de budur denebilir. Çünkü dini medya organları büyük oranda, reel olandan ziyade, ideal norm ve değerlerin, yani ‘kutunun içindeki Tanrı’nın -God in a box- ve O’nun mesajının ‘aracısı’ olduklarını iddia etmektedir.
Dini medya organlarında yer alan programlar, en az reddedilen konu ve ilgileri içerdiği için dinleyiciler tarafından çok az değiştirilmekte/reddedilmekte ve dinlenmektedir. Medya mantığı açısından da önemli olan programların izlenebilirliğini arttırmak ve ‘izlenme oranı’nı yüksek tutmaktır.
Medya ve din ilişkisi bağlamında Konya’da en çok izlenme oranına sahip Gözyaşı FM araştırmasında elde edilen veriler, yukarıda zikredilen ana çerçeveyi doğrulayacak bulgulara ulaşmıştır.
Dini yayın yapan bir radyo olan Gözyaşı FM dinleyici profili, ilgili tabloların(1-9) verilerine göre ve klasik beklentilere uygun olarak, sadece yaşlılar, köylüler, eğitim düzeyi düşük olanlar, alt toplumsal kesimler ve ev hanımlarından müteşekkil değildir. Her ne kadar Gözyaşı FM’i dinleyenlerin ekseriyetini yüzde olarak yetişkin ve yaşlılar, evli olanlar, öğrenim ve gelir düzeyi düşük olanlar oluşturuyor gözükse de, Gözyaşı FM genel dağılıma bakıldığında bütün toplumsal kesimlerin dinlemekte olduğu bir radyo izlenimi vermektedir. Ayrıca dini yayın yapan medya organlarının tarihinin henüz yeni ve toplumsal ilgi ve duyarlılıkların farklılaşma sürecinin medya alanındaki yansımalarının başlangıç düzeyinde olması göz önüne alınırsa, Gözyaşı FM veya diğer dini yayın organlarının uzun vadede farklı toplumsal kesimler üzerinde etkili olması ve yaygınlaşması beklenebilir. Ülkemize oranla, Batılı ülkelerde dini yayın yapan radyoların tarihi gelişim çizgisi ve etki alanlarının genişleme düzeyi, bu çıkarımı destekleyecek niteliktedir.
Radyo dinleme alışkanlığı ve Gözyaşı FM ile ilgili bulgulara gelince; Türkiye’de 1980’li yıllardan sonra, televizyonun radyoya karşı, yani ‘görüntü’nün ‘ses’e oranla cazibesi ve etki gücü karşısında radyonun önemini kaybedeceği varsayılıyordu. Ama 1990’lı yıllara gelindiğinde, bütün dünya ile birlikte ülkemizde de radyo dinleme yeniden popüler hale geldi. Toplumsal gelişme ve değişmenin yarattığı yeni şartlar gereğince merkezi ve devlet kontrolündeki yayın monopolünün kırılmaya uğraması neticesinde, özel radyo istasyonlarının kurulmasına izin verildi. Toplumdaki demokratikleşme süreciyle birlikte çoğalan enformasyon etkinliği, farklı toplumsal talep ve ilgilerin kendini ifade edebileceği ve geliştirebileceği farklı etkileşim ortamlarına, bir anlamda yeni iletişim etkinliklerinin oluşmasına zemin hazırladı. Böylece merkezin dışında, çeşitli kentlerde çok değişik ilgi ve talepleri- etnik, dini,kültürel- karşılamaya yönelik radyo ve televizyon istasyonlarının kurulmaya başladığı dönemde, Gözyaşı FM dini yayın yapan bir radyo imajıyla, radyo formatına uygun olarak yirmi dört saat kesintisiz yayın yapan bir radyo hüviyeti kazanmıştır.
Kesintisiz radyo yayını yapma özelliği, dinleyici çeşitliliğini gözetme ve ilgisini canlı tutmayı esas aldığından, dinleyici alışkanlığı açısından son derece önemlidir. Bu yüzden dinleyiciyi radyoda tutmak için mesaj aktarımının ‘eğlence’ formatı içinde yapılması iletişimin temel kuralıdır. Bu bağlamda eğlence formatına en uygun yayın türü ‘müzik yayını’ olmaktadır. Popüler kültürün bir ürünü olarak diğer medya organlarında yaygınlaşan ‘arabesk müzik’ türüne karşılık, dini müzik adı altında içeriğinde hem mesaj aktarımını, hem de eğlenceyi barındıran yeni bir müzik türünün, popüler dini müzik türü olarak dini radyolarda yaygınlaşması tesadüfi değildir. Bu durum yeni ve farklı bir radyo alışkanlığı düzeyine işaret etmektedir. Hem enstrüman çeşitliliğindeki artış, hem de sözel içerikte yıllara göre izlenebilen farklılaşma, klasik din ve müzik algısının boyutlarının değişmeye başladığını göstermektedir. Moda tabiriyle, radyo kendi piyasasını ve dinleyici kitlesini oluşturmaktadır. Gözyaşı FM’in dinleyici alışkanlığıyla ilgili bulgular da bu gözlemimizi desteklemektedir.
Gözyaşı FM’in günlük olarak dinlenme süresinin 1-2 ile 10 ve daha yukarı saatler arasında değişen dağılımı ve yıllara göre dinleme oranlarının ifade ettiği dinleyici davranışı eğilimleri (bkz:Tablo 9,10,11,12), radyonun istikrarlı bir büyüme çizgi tutturduğunun göstergesidir. Gözyaşı FM’in mevcut istikrar çizgisini yakalanmasına katkıda bulunan yan faktörlerin olduğunu da unutmamak gerekmektedir. Şu an Gözyaşı Sanat Merkezi adı altında bir kompleks yapı ve organizasyon içinde devam eden radyo yayınlarına kitle duyarlılığı açısından bir canlılık ve bağlılık kazandıran etkinlikler yapılmaktadır. Gözyaşı Geceleri ismiyle periyodik olarak izleyiciyle buluşan görsel/tiyatral etkinlikler -orta oyunu, hacivat-karagöz oyunu, sema gösterileri, çocuk programları vs-, kermesler ve Gözyaşı Sanat Merkezi’nde satışa sunulan sanat, medya ve ticaret ürünleri, Sevgi Pınarı isimli yardımlaşma derneği ve İklim Tur Hac Organizasyon Şubesi mevcut istikrarlı dinleyici alışkanlıklarının oluşmasında oldukça etkili olan yan faktörler olarak zikredilebilir. Çok yönlü iletişim ve etkileşim etkinlikleriyle kendini iktisadi olarak da üreten ve devam ettiren yapı içerisinde Gözyaşı FM, kitlelere ilettiği dini mesaj aracılığıyla toplum üzerinde önemli bir iletişim etkinliği kurarak –imaj-reklam- bir müşteri/grup dayanışması örneği sergilemektedir. Bir başka ifade ile Gözyaşı ismi altında varolan yapı, bir grup dayanışmasını, sıcak ve samimi ilişkilerin egemen olduğu bir aileyi, dini-mistik öğretinin etrafında oluşan ‘yarı dini bir cemaati’ olduğu kadar, aynı zamanda bir ‘işletme’ ve ‘marka’yı temsil etmektedir.
Araştırmada elde edilen ‘radyo kişiliği’ ile ilgili bulgulara göre, kendine özgü bir grup dayanışması üreten ve ilettiği mesajlarla ‘yarı dini bir cemaati’ oluşumunu hazırlayan Gözyaşı FM’i, Konya’da en popüler ve ilgi ile dinlenen bir radyo haline getiren ‘aktör’ ve ‘radyo kişiliği’ Haşim Akten’dir. Radyo iletişimi ve etkileşiminin gerektirdiği ideal DJ/sunucu, program yapımcısı özelliklerine sahip olan, dini duyarlılık, hassasiyet ve nezaketin işlendiği programlarda adeta dinleyicinin ‘kendisiyle konuşulduğunu hissettiği’ bir radyo ortamı oluşturan Haşim Akten, Gözyaşı FM’in ‘olmazsa olmaz’ şartıdır. Çünkü, yapmakta olduğu canlı radyo programlarla günün çeşitli saatlerinde konuk olduğu ev, otomobil ve işyerinde dinleyicilerle kurduğu sıcak gönül bağı sayesinde radyo, adeta ‘aracı’ olmaktan çıkmakta ve saygı duyulan ve hürmet edilen bir din adamının ‘büyülü kutusuna/mabedine’ dönüşmektedir. Böylelikle iletişimci ve ‘vaiz-din adamı’ rölünü birlikte deruhte eden Haşim Akten, medyatik anlamda, ‘popüler’, dini anlamda ‘hürmet edilen’ saygın bir kişilik, dolayısıyla ‘başkaları için önemli ve anlamlı bir kişi olma’ hüviyeti kazanmaktadır.
Esasen Gözyaşı FM’de ‘radyo imamlığı’ rolünü üstlenen Haşim Akten, mesaj aktarımına sesi ve ifade gücünü katarak, dinleyicileri radyo aracılığıyla bir mabette toplanan mümin grubu haline dönüştürmekte, dinleyiciler arasında bir grup dinamiği yaratmanın temel unsuru olan ‘biz duygusu’ etrafında bir dini aidiyet/kimlik ve yapı taşı olmaktadır. Çünkü radyo kişiliğinden beklenen dinleyicinin ihtiyaç ve beklentilerini önceden görebilmesi ve karşılayabilmesi olduğu için, modern dünyanın somut ve rasyonel bir gündelik hayat kurgusundan dolayı tatmini ertelenen ‘duygusal boşluk’, radyo ve din evliliğinin sağladığı, kutsallığı içkin iletişim etkinliği sayesinde doldurulmaktadır. Böylece dinin duygu boyutu ile piyasanın insani arzu ve istek temelli kurulumu arasında duygusal bir ‘geçişlilik’ sağlanmakta, üretilen mesaj ‘metalaşmakta’dır. Ayrıca mesaj üzerinden modern dünyada bireyin ‘toplumsal bağlılık ve dayanışma’ gereksinimi, radyo aracılığıyla oluşturulan paylaşma/oydaşma ortamıyla karşılanmakta; dinleyici Gözyaşı ailesinin/grubunun bir ‘üye’si olmaktadır. Radyoda dini mesaj etkinliği üzerinden yapılan yayınlar, dini bir dünya görüşü ve hayat perspektifi kazandırma işlevini yerine getirdiğinden, bir program yapımcısı ve ‘medya idolü’ olan Haşim Akten’i radyo kişiliğini aşan bir boyuta taşıyarak, dinleyici grubu için önemli ve etkili bir ‘dini lider’ rolü üstlenmeye zorlamaktadır. Kendisi ile yaptığımız görüşmeler esnasında anlatılanlara bakılırsa, ‘daha mutlu bir hayat nasıl yaşanır’, ‘daha iyi bir mümin nasıl olunur’ gibi sorular yanında, bireysel ve ailevi sorunlardan iktisadi sorunlara, toplumsal sorunlardan siyasal ve uluslararası sorunlara kadar kendisine sorular yöneltildiğini, kendisinin bile yetersiz kaldığını, insanların mutlu bir hayat sürmek için tatminkar cevaplar aradığını söylemektedir. Ayrıca Haşim Akten kendisinin herhangi bir resmi dini eğitim ve öğretim kurumundan ‘din eğitimi’ almadığını ve teknik bilimler eğitimi aldığını, hatta kendisinin esas mesleğinin ‘marangozluk’ olduğunu ısrarla ifade etmesine, ‘sorularınızı bir ‘ilahiyat uzmanı’na sormanız gerekir’ demesine rağmen, dinleyicilerin kendisine ‘Haşim Hoca’ diye hitap ettiklerini söylemektedir. Bize de ‘sizler görevinizi layıkıyla yerine getir(e)mediğiniz için, sizlerin vazifelerini yapmak bize düşmektedir’ diyerek, toplumdaki ‘dini bilgi ve anlayış’ konusundaki ‘meşruiyet’ ve ‘haklılaştırma’ sıkıntısına işaret etmiştir.
Diğer taraftan, örneğin resmi kurum ve ilgililerin olanca gayret ve çabasına karşılık bir türlü başarılı olunamayan ‘kan verme’ gibi toplumsal duyarlılık, yardımlaşma ve dayanışma anlayışının gereğini, günün hangi saatinde olursa olsun, Haşim Akten’in mikrofondan yaptığı bir anonsu ile hastanelere koşan yüzlerce insanın davranışında müşahede etmek mümkündür. Çünkü insanların ihtiyaç tanımlamasına iktisadi ve sosyal ölçütlerin yanında, dini, insani ve ahlaki bir boyutun ilave edilmesinin ‘insan eylem’ çözümlemesinde ne kadar önemli olduğu bilinmektedir. İnsanlar en çok eksikliğini hissettikleri ‘insani huzur’u, radyo ve radyo kişiliğinin temsil ettiği ‘mesaj’a katılarak bulmaktadır. Nitekim Gözyaşı FM’in ve Haşim Akten’in dinlenme oranı, sıklığı ve dinleyici üzerindeki etki düzeyi Tablo 15-16 ve 17 deki verilerden de çok iyi anlaşılmaktadır. Ayrıca istatistiksel bulgulara göre:
Yaş grubu itibariyle, Haşim Akten’i en az dinleyen ve etkilenenler 18-21 yaş grubuna giren dinleyicilerdir.(bkz:Tablo 25)
Cinsiyet açısından, Haşim Akten’i en fazla dinleyen ve programlarından en çok etkilenen kadınlardır.(bkz: Tablo 26)
Öğrenim düzeyi açısından, Haşim Akten’i en az dinleyenler yüksek öğrenim düzeyine sahip dinleyicilerden oluşmaktadır.(bkz: Tablo 27)
Medeni duruma göre, Haşim Akten’in en fazla dinleyen ve programlarından en çok etkilenen evli olan dinleyicilerdir.(bkz: Tablo 28)
Ekonomik düzey itibariyle, Haşim Akten’ i en az dinleyenler en yüksek gelir düzeyine sahip olan kesimdir. (bkz: Tablo 29)
Dini medya ve dini iletişim ile ilgili bulgulara gelince, dini medya teorisi ve tartışmalarının ilgilenmesi gereken esas noktanın dini medya kullanımını yaygınlaştıran faktörler ile bunları azaltan ve arttıran etmenleri belirlemek olduğu ifade edilmişti. Bu konu çalışmada elde edilen bulgularla birlikte değerlendirildiğinde, bütün dünyada olduğu gibi, dini medya kullanımının teknolojik gelişmelerin eşlik ettiği toplumsal değişim süreci ve genel bir insani yöneliş ve ihtiyaçtan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Değişim sürecinden kastımız, modern dünyanın öne çıkardığı demokratik bir toplum anlayışının zorunlu kıldığı ‘çoğulculuk’ ve ‘kültürel farklılaşma’ durumunun ortaya çıkardığı sonuçların yansımalarıdır. İnsani yöneliş ve ihtiyaçtan kastımız ise, son birkaç yüzyıl içerisinde yaşanan değişim süreçlerinin ortaya çıkardığı ‘toplumsal düzen-bağlılık’ ve ‘dayanışma’ ihtiyacını karşılamak üzere önerilen kurum ve değerlerin, insanların dini-duygusal ve metafizik ilgi ve ihtiyaçlarına cevap vermede yetersiz kalışıdır. Nitekim bütün dünyada yaşanmakta olan ‘yeniden dindarlaşma’ ve buna bağlı olarak ‘dini hareketler’de yaşanan artış, bahsedilen insani-toplumsal ilgi ve ihtiyaçların karşılanamamasının yarattığı ‘manevi boşluk’ları doldurmak üzere ortaya çıkan, geleneksel dini hareketlerden farklı ‘yeni’ dini gelişme ve oluşumlara işaret etmektedir.
Bu bağlamda çalışmanın ele aldığı dini medya kullanımı sorunu, süreklilikleri kırılmış yapıların, modern olanla etkileşim içinde değişime uğramış geleneksel dini anlayış ve öğretilerin kendilerini yeniden üreterek, insanların daha ‘güvenli bilgi’ ihtiyacını karşılayan, dolayısıyla onlara entelektüel destek ve moral/duygusal tatmin sağlayan yapısal gelişmelerle alakalıdır. Yeni ve farklı bir biçimde karşımıza çıkan bu tip medya yapılarının, günümüzde insanlar tarafından ‘özel’ olarak tercih edildiği araştırmanın bulgularından da anlaşılmaktadır.
Medya araçlarının sunduğu ürünlerin izleyici/dinleyici nezdinde oluşturduğu etki reyting oranları ile ölçüldüğüne göre, dini medya araçlarının sunduğu ürünlerin de serbest ve demokratik toplum özellikleri itibariyle bir ‘alıcısı’nın bulunması gayet doğal bir gelişmedir. Özellikle yeni dini hareket ve akımlar, diğer toplumsal organizasyon ve faaliyetlerini –ticari, sosyal ve kültürel- medya organları aracılığıyla meydana getirdikleri ortak inanç, değer ve davranışlarla destekleme imkanlarını, hem medya organı, hem de kitle olarak birbirini besleyerek ve teşvik ederek oluşturmaktadır. Son tahlilde ortaya çıkan yapının ‘homojen bir topluluk’ hüviyeti kazanmaya çalışması kaçınılmaz bir durumdur. Gözyaşı FM’in, Gözyaşı A.Ş’nin faaliyet alanlarından biri olduğu düşünüldüğünde, mevcut piyasa şartlarında yapılan değerlendirmenin yanlış olamadığı kanıtlanmış olmaktadır. Dinin toplumsallaştırıcı ve toplumsal bağlılığı arttırıcı rolü göz önüne alındığında bu durum daha açık hale gelmektedir.
Dini medya kullanımını ortaya çıkaran faktörler, dinleyicinin demokratik bir toplum içinde bireysel-toplumsal ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda belirlenirken; yaşanılan çağ içinde kitle iletişiminin sağladığı etki de bu ihtiyaçları azaltan ve arttıran etkenleri oluşturduğu söylenebilir. Çünkü medya organlarında yer alan her program türü gibi, dini yayın ve programlar da piyasa şartlarında dinleyicinin ilgisini çekmekte ve tercih edilmektedir. Böylece bireylerin tercihlerini pekiştirici ve kuvvetlendirici etkisi sebebiyle, dini medyanın ‘özel’ bir medya alanını temsil eder duruma gelmekte olduğunu ileri sürebiliriz.
Din ve değişim bağlamında elde edilen bulgulara göre (bkz: Tablo 18,19 ve 20), dinleyicilerin dini hayatlarında, dolayısıyla dindarlık düzeylerinde önemli değişim ve farklılaşmalar yaşadıkları; diğer medya organlarının ‘beden’ ve ‘haz’ merkezli eğlence ve tüketim alışkanlıklarının insani duygular üzerinde ‘kışkırtıcı’ ve ‘daha fazla’ tüketimi körükleyici bir etki yaratması sebebiyle yaşanılan ‘duygusal tatminsizlikler’e nisbetle, dini medya organlarının ilettiği mesajlarla izleyici/dinleyicilerin hayatlarında duygusal bir ‘rahatlama’ yaşadıkları ve kendilerini daha ‘huzur’lu hissettikleri tespit edilmiştir.(Bkz:Tablo 23-24)
Yukarıda da bahsedildiği gibi, dini medya kullanımı ve dini değişim olgusunun ortaya çıkardığı en önemli sonuçlardan biri şudur: Dini medya kullanımı, radyo kişiliği ve dini mesaj etkinliğinin yarattığı dini değişim ve farklılaşma yeni bir dini söylem, yeni bir liderlik ve yeni bir dini cemaat yapısı üretmektedir. Bu durum da, modern dünyanın geleneksel cemaat yapısı, bağlılık ve grup aidiyetini parçalayarak atomize hale getirdiği bireylerin kendilerini içinde huzurlu ve rahat hissedebilecekleri, ‘ben’ yerine ‘biz duygusu’nun egemen olduğu yeni dini yapılara olan ihtiyacını dile getirmektedir. Dini medya kullanımı ile bireylerin değişen ve farklılaşan dini tecrübe alanı, yeni dini anlayış, yapı ve liderliklerin oluşumuna önemli ölçüde zemin hazırladığı söylenebilir. Aşağıda verilen istatistiksel bulgular da bu tezi desteklemektedir:
Haşim Akten’in programlarını dinleme oranı ile dini hayatın değişimi arasındaki ilişkiye göre, Haşim Akten’in programlarını, dolayısıyla Gözyaşı FM’i dinleyenlerin dini hayatlarında önemli değişimler yaşadığı tespit edilmiştir.(bkz:Tablo 30)
Haşim Akten’in programlarını dinlemeyenler kendilerini Gözyaşı FM’in bir üyesi olarak görmezken, dinleyenler kendilerini Gözyaşı FM’in bir üyesi olarak görmektedirler. (bkz: Tablo 31)
Bu alanda yerli çalışmalar olmadığı için, ulaşılan bulguların diğer araştırma bulgularıyla karşılaştırması yapılamamıştır. Bu itibarla bu çalışmanın alanında bir ilki temsil ettiği söylenebilir.
Dostları ilə paylaş: |