Мцндярижат


Doğu İle Batı Gelenek İle Modernlik Arasında Bir Köprü İhtiyacı: Modern Türk Düşüncesinin Oluşumu Kaçınılmaz Bir Kader



Yüklə 4,15 Mb.
səhifə22/105
tarix10.01.2022
ölçüsü4,15 Mb.
#110698
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   105
Doğu İle Batı Gelenek İle Modernlik Arasında Bir Köprü İhtiyacı: Modern Türk Düşüncesinin Oluşumu Kaçınılmaz Bir Kader

Genel olarak bakıldığında Türk Modernleşme Hareketi, bir tür kendi mirasını reddetme ve Batı mekanizmaları içinde, Batı algısı içinde yeniden kendini inşa etme hareketiydi. Bu durum zaman içerisinde Türk toplumunda iki boyutlu, iki ruhlu bir kimlik yaratmıştır: Batılı fakat doğulu, modern ama gelenekçi. Türkiye açısından geçen yüzyıl, bu iki kimliğin bir bedende çatışmasıyla geçmiştir. Hatta hâlen Türkiye’de belli bir düzeyde bu çatış­ma­nın yaşandığı görülmektedir. Bu çatışmanın hâlen bazı sorunlara cevap üre­ti­lememesinin ana sebeplerinden birisi olduğu da söylenebilir. Dünyanın bu­gün karşı karşıya kaldığı dönüşüm sorunları, modernliğin post-mo­dern­lik­le ve modernleşme dönemi sonrası dinamikleriyle aldığı yeni biçim, yeni al­gı ve okumalara ihtiyaç duymaktadır. Bu okumanın sadece bizler tarafından de­ğil Batı tarafından da insanlığa yapılan tahribat boyutunda yapılıyor ol­ma­sı (Popper 1997: 94) da yeni düşünce iklimi için yeni bir fırsattır. ‘Küresel Dün­ya’ başlığı altında dünyada bugün, çoklu yapının doğusuyla batısıyla bü­tün­leşebilmesine fırsat sunan teknolojik imkânlar, yeryüzünde uygar­lık­la­rın ve kültürlerin daha yakın temas kurması, daha yeni birliktelikler ya­rat­ma­sı, birbirleriyle olmasa bile, kendi orijinalliklerini ya da kendi dina­mik­le­ri­nin, başka tecrübeler ışığında kendilerini yeniden inşa edebilme ka­bi­li­yet­lerini dün olduğundan daha fazla mümkün kılmaktadır.

Yukarıdaki gibi bakıldığı zaman, bugün imkânları ve zaafları ortada olan Batı ile, büyük imkân ve zenginliklere sahip olduğu yeniden keş­fe­dil­mek­te olan Doğunun imkânları Türkiye’de Çağdaş bir Türk Düşüncesi’nin olu­şabilmesine önemli bir altyapı sunmaktadır. Türkiye yeni süreçte kendi me­deniyet alanına dönüşün bugün ilginç örneklerini vermektedir(Bilge 2009:136). Geçen yüzyıldan günümüze önemli gelişmeler kat etmiş Tür­ki­ye’­de, bu iki zemini eklemleyerek yeni bir yapı ve algı yaratabilmek müm­kün görünmektedir. Yeni dönemin imkânları Türklere yeni ve güçlü bir dü­şün­ce hayatı yaratma imkânlarını aralamak üzeredir. Böyle bakıldığı zaman yıp­ranan ve yaşlı Batıyla, kendi imkânları, enerjisi, kendi kültür kodlarının ka­dim ve yaratıcı taraflarını öne çıkaran Türklerin, modern ötesi Batıyla, ge­le­neksel ve modernleşmekte olan Doğu arasında yeni bir sentez yaratabilme imkânlarını küçümsememek gerekir. Bu bağlamda başarılabilecek bir sen­te­zin insanlık için yeni bir çıkış noktası olması mümkündür. Bunun için bu­gün Türkiye’de bir zihni durulma ve zihniyet dönüşümü başlamıştır ( Bay­rak­tar 2007: 71). Süreç genel olarak pozitif bir istikameti göstermektedir.

Yukarıda bahsedilen sentezin başarılması yıpranan uygarlık algısına yeni bir aşı anlamına gelebilir. Örneğin Batı kültürü için bugün rekabet, bi­rey, bireysel özgürlükler, verimlilik önemli olgulardır. Bu ilişki düzenek­le­ri­ne karşılık Müslüman doğu kültürünün kültür kodlarında toplumsal da­ya­nış­ma, cemaat, iş bölümü, güven gibi olgular söz konusudur. Bütün bu olgulara tek tek bakıldığında, aslında insanlık için bunların bir arada, bütünü ile ge­rek­li olgular olduğu görülür. Fakat günümüzde bu olguların yarısı doğuda, yarısı batıdadır. Bugün yeryüzünde Türkler, 21. yüzyılda güven kavramıyla re­kabeti, dayanışma kavramıyla bireysel özgürlükleri yan yana getirip sen­tez­leyebilme kabiliyetine ve tecrübesine sahip yegâne toplum olarak gö­rün­mek­tedir. Fakat bütün bunları kim yapacak? İşte yeni bir Türk filozof ku­şa­ğı, yeni bir Türk sosyal bilimci kuşağı, yeni bir Türk aydın kuşağına ihtiyaç tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır.

Bugün Türkiye’de varolan ve asla hafife alınmaması gereken düşünsel bi­rikim üzerine bir çağdaş Türk düşüncesi inşa etmek, insanlığa ve uy­gar­lı­ğa yeni kapılar aralamanın da gerektirdiği bir ihtiyaç olarak öne çık­mak­ta­dır. Bu sorumluluk bugün Türk aydınlarının, Türk düşünürlerinin, Türk fel­se­fecilerinin, Türk sosyal bilimcilerinin önündedir ve yarın yeni kuşaklarla bir­likte Türkiye’nin, insanlık için gerekli olan bu büyük inşayı yapabilme gücüne, bugünden daha fazla sahip olacağı kuşkusuz öngörülebilir.


Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   105




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin