İslam Felsefesinin Oluşum ve Gelişim Süreci: Müslümanlar fetihlerle birlikte Helen, Fars, Hint ve diğer kültürler ile karşılaşınca aşağıdaki hususlarda felsefe ile meşgul olmaya başlamışlardır:
1. Salt ilmî ve fikrî Saiklerle,
2. Hâkimiyetlerini pekiştirmek için,
3. Farklı kültürler ile aralarında ortaya çıkan bazı teolojik sürtüşme ve tartışmalarda kendi inançlarını savunmak için,
4. İslam’ın üstünlüğünü ispat etmek için.
İslam dünyasında felsefî düşünceyi harekete geçiren en önemli etken Yunan fesle klasiklerinin Arapçaya tercümesidir. Özellikle Suriye bölgesindeki Hıristiyan ve Ya’kûbî manastırlarında Eflatun, Aristo, Neoplatonizm Hıristiyanlıkla mezcedilerek yeni bir muhtevaya büründürülmesiyle o bölgede bulunan Urfa, Nusaybin, Harran, Cundişapur ve Antakya önemli kültür, bilim ve felsefe merkezleri olmuştur. Çoğu İslam coğrafyasında bululan bu merkezlerdeki eski düşünce sistemleri, tercümeler yoluyla İslam düşüncesini etkilemiş ve İslam düşünürleri bunlara cevap vermek için felsefî çalışmalara başlamışlardır. Bunun üzerin Abbasi hükümdarı Me’mun, bir bakıma İslam felsefesi akademisi mahiyetinde olan Beytü’l-Hikme’yi kurmuştur. İslam felsefesi Doğu (Türkistan’dan Mısır’a kadar) ve Batı (Endülüs) İslam dünyası çizgileri olma üzere iki kolda gelişti. Doğu kolunda ortaya çıkan düşünce İslam medeniyetinin muharrik gücü olurken, Batı (Endülüs) kolu Hıristiyan Ortaçağ Avrupa’sına çok etki etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |