K. Tıp ve Eczacılık:
Tıp, İslam medeniyetinde en çok rağbet gören ve en fazla gelişen ilimler arasında yer alır. Müslüman âlimlerin çoğu aynı zamanda bire tabip idiler. Tarihî seyrî içinde İslam tıbbı, eski Yunan ve Hint kitaplarının tercümeleri ve ilk Abbasî hastanelerinde yabancı doktorların çalışmalarıyla çevre kültürlerden etkilenmiş, ancak kısa sürede yepyeni buluş ve görüşlerle yeni çığırlar açarak gelişmiştir.
VIII. ve IX. yy.larda yetişen tabiplerin başında Ali b. Rabben et-Taberî gelmektedir. O, 850 yılında tıp ve eczacılık alanında hastalıkların teşhisinin yanında tedavi metotlarını gösterdiği, tıp ilmini dallara ayırdığı ve hekimlik ahlakına dair bilgi ve öğütler verdiği Firdevsü’l-Hikme adlı bir kitap yazmıştır.
Ebû Bekir er-Râzî (ö. 313/925) ile İslam tıbbı büyük gelişme sağlamıştır. Onun bu konudaki en önemli eseri nazarî incelemeler ve klinik gözlemlerden oluşan Kitabu’l-Hâvî’dir. Razi, dizanteri, menejit, üriner sistem hastalıkları, apandisit, epilepsi, çiçek, kızamık, siyatik gibi hastalıkların tarihini ve çözüm yollarını eserinde zikretmiştir.
Endülüslü hekim ve tıp tarihçisi İbn Cülcül (ö. 994) tıp tarihine dair Tabakâtü’l-Etıbbâ ve’l-Hükemâ adlı eseri, panzehirler ve ağrı kesici ilaçlara dair Makale fî Edviyyeti’t-Tiryak adlı eseri yazmıştır.
Kayrevanlı hekim ve eczacı İbn Cezzâr’ın (ö. 369/979) kırktan fazla eseri arasında, böbrek ve böbrek taşlarını konu alan Kitabu’l-Kulâ ve’l-Hasâ kitabı meşhurdur.
Ali b. Abbas el-Mecûsî (ö. 391/994), Kamilü’s-Sınaati’t-Tıbbıyye adlı eseriyle İbn Sinâ’dan önce tıp dünyasında büyük yankılar uyandırmıştır.
Ali b. İsa el-Kehhâl (ö. 430/1038), göz hastalıkları üzerine yaptığı çalışmalarla ün kazanmış, göz ve göz hastalıkları konusunda yazılmış ve günümüze kadar gelmiş Arapça kitapların en geniş ve eskisi olan Tezkiretü’l-Kehhâlîn fi’l-Ayn ve Emrâdihâ’yı yazmıştır.
İbn sinâ (ö. 428/1037), dünya tıp tarihinin övündüğü ve kendisiyle İslam tıbbının zirveye ulaştığı bir şahsiyettir. Tıp alanında Galenci tıp sistemini yeninde inşa ettiği el-Kânûn fi’t-Tıb ve Aristocu biyolojiyi izlediği eş-Şifâ eserleri çok iyi bilinmektedir. İbn Sinâ, el-Kanun fi’t-Tıb adlı eserinde anatomi, patolojik belirtiler, hıfzıssıhha, tedavi şekiller, hastalıkların çeşitleri (ateşli hastalıklar, apseler, ortopedik problemler, zehirlenmeler, yaralanmalar) ve ilaçlar üzerinde durmuştur. İbn Sinâ’nın etkisi Doğuda ve Batıda XVII. yy.a kadar devam etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |