İslam aile yapısının İslam medeniyetine katkıları:
1. Değerlerin nesilden nesile geliştirerek aktarılmasını sağlamıştır.
2. sosyal ve siyasî istikrara yardımcı olmuştur.
3. Ekonomik faaliyetlere ve dayanışmaya kaynaklık etmiştir.
4. İçten ve dıştan gelen yıkıcı etkilerin en az zararla atlatılmasını sağlamıştır.
5. Temel eğitim, ahlakî eğitim, sosyalleşme ve sorumluluk kazanma aile içinde olmuştur.
6. İslam toplumlarında kimi aileler medeniyetin banisi ve taşıyıcısı olmuşlardır.
C. GİYİM-KUŞAM
Medeni bur toplumun sosyal ve kültürel hayatını oluşturan temel unsurlardan birisi de giyim-kuşamdır. Bir bireyin ve toplumun giyim-kuşam ihtiyacını ve tarzını/biçimini belirlemede, vücudu koruma duygusu, coğrafya/iklim şartları, dinî inançlar, ekonomik şartlar, hayat şartları ve psikolojik eğilimler ciddi rol oynar.
Hz. Peygamber’in hayatında da giyim-kuşam önemli yer tutar. Hadis kitaplarında Hz. Peygamber’in giyim-kuşam konusundaki söz ve davranışlarına dair rivayetlerin bulunduğu özel bölümler (Kitabu’l-Libâs) mevcuttur. Kıyafet açısından kadının erkeğe, erkeğin kadına benzemesini, elbisenin kibir ve gurur vesilesi yapılmasını hoş karşılamazdı. Müslümanların bedenî (namaz ve hac gibi) ibadetler sırasında giyim-kuşam konusunda uymaları gereken esaslar bulunmaktadır. Bunun dışında İslam, kullanılan malzemelerde bazı istisnalar ve kadınların giyimiyle ilgili bazı düzenlemeler bulunmakla birlikte, giyim-kuşamın şekli konusunda fazla bir müdahalede bulunamamıştır.
İslam’ın doğuşunu takip eden yıllarda, İslam medeniyetinin kurucu unsurları geleneğin ve bölgenin coğrafî şartlarının etkisi altında giyinip kuşanmışlardır.21 Ayaklara iklim şartlarına göre sandal, soğuk günlerde çorap, mest veya curmûk denilen bir tür çizme giyerlerdi.
Abbasiler döneminde giyim-kuşamda Farisîlerden etkilenmeler olmuştur. Emeviler’in beyaz renginin aksine Abbasîler Fars kıyafet kültürünün ürünü olan siyah rengi tercih etmişlerdir. Giyim-kuşam konusunda Türklerin kendilerine has giyim şekilleri vardır. Türkler İslam’ı kabulden sonra, Arap ve Fars geleneğinin etkisinde kalmakla birlikte, genelde geleneksel kıyafetlerini korumuşlardır. Türkler başlarına kalpak veya börk, vücutlarını kaftan (bir çeşit uzun süsül üst giysisi), onun altına hırka (önden açık, kollu genellikle yünden yapılmış üst giysisi), gömlek ve şalvar, ayaklarına da çizme veya çarık giyerlerdi. Ayrıca kuşak, kemer, uçkur, mendil ve eldiven gibi elbiseye yardımcı unsurlar takarlardı. İslam’ı kabulden sonra etkilenme sonucu giyim-kuşamda farklılaşmalar olduğu, kadınların giysilerinin erkeklere nazaran daha kapalı olduğu anlaşılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |