Medenî”; “şehirli, şehre ait, şehre özgü



Yüklə 0,95 Mb.
səhifə98/229
tarix07.01.2022
ölçüsü0,95 Mb.
#83153
1   ...   94   95   96   97   98   99   100   101   ...   229
C. Fıkıh: Hz. Peygamber’in vefatı, Müslümanları yeni fıkhî problemleri Kur’an ve sünnetteki ilke ve açıklamalar ışığında çözme zaruretini ortaya çıkarmıştır. Dört Halife döneminde Kur’an ve Sünnet’in sınırlı ifade ve hükümleriyle, hayatın sınırsız ihtiyaçları ve olaylar arasında bağ kurmayı sağlayacak yorum metotları geliştirme ihtiyacı doğmuştur.

İslam’ın getirdiği esaslara göre hüküm verme konumunda olanlar, karşılaştıkları meseleler için Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber’in sözlerinde ve hareketlerinde delil arıyor, bu temel kaynaklardan ve ittifakla kabul edilmiş meselelerden (icma) hüccet çıkarılamıyorsa, kıyas ile kendi kanaatlerine göre ve görüşlerine (re’y) başvuruyorlardı. Bundan dolayı fıkıh ve fıkıh usulü çok erken dönemde Müslümanlar arasında ortaya çıktı.

Dört Halife dönemindeki çalışmalar, daha sonraki dönemlerin içtihat faaliyetlerine örnek teşkil etmiş ve sahabenin dinî hükümler ile ilgili görüşleri, yorumları ve uygulamaları ileriki dönemlerde sahabe kavli olarak adlandırılmıştır. Dört Halife döneminde gerçekleşen fetihler sonucunda, yeni sosyal yapı ve kültürlerin İslam dünyasına girmesi, yeni problem ve anlayışların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bunların Kur’an ve Sünnet ışığında çözüme kavuşturulması gerekiyordu. İleride kıyas, istihsan, ıstıslah ve örf gibi terimlerle ifade edilecek metotlar bu dönemde re’y adıyla kullanılmıştır.

Genç sahabe ve tabiinin yaşadığı Emeviler döneminde, fıkıh ayrı bir bilim dalı halinde kurulmaya başlamıştır. Tabiin, büyük şehirlerde sahabelerin etrafında ilim halkaları oluşturarak onlardan aldıkları bilgileri gelecek nesillere geliştirerek aktarmışlardır. Bu sırada tabiin fakihleri bulundukları bölgelerde ayrı bir ilmî gelenek ve çevre oluşturmuşlardır. Bunlar; Önderliğini Saîd b. Müseyyib’in yaptığı “Hicaz ekolü”, önderliğini İbrahim en-Nehaî’nin yaptığı “Irak ekolü” ortaya çıkmaya başlamıştır. Emeviler döneminde nazarî fıkıh da gelişmiştir. Konularına göre ilk fıkıh kitapları bu dönemde yazılmış, ancak bunların büyük kısmı bize kadar intikal etmemiştir.

Abbasiler dönemi fıkhın olgunluk çağıdır. Bu dönemin ilk iki yılında fıkıh tedvin edilmiş daha sonra gelişerek mezhepler ortaya çıkmıştır. Emevilerin İslam dinini ve hukukunu ihmal ettikleri, kendilerinin ise İslamî hükümleri hayata geçirecekleri iddiasıyla işbaşına gelen Abbasiler, biraz da bu vaatlerini getirmek düşüncesiyle İslamî ilimleri ve fıkhı desteklemek zaruretini duymuşlardır. Bu dönemde ortaya çıkan mezhepler, müçtehitlerin farklı yorumlarına dayanıyordu. Sonuçta, Irak’ta, hadise yer vermekle birlikte re’yi de etkin bir şekilde kullanan Ebû Hanife ile Ebû Yusuf ve Muhammed başta olmak üzere talebelerinin öncülüğünde Hanefi mezhebi ortaya çıkmıştır. Hicaz’da hadîse ve Medinelilerin hukuk tatbikatına özel bir önem veren Maliki mezhebi ortaya çıkarken, bu iki mezhep arasında telifçi bir yol izleyen Şafiî mezhebi ile daha çok muhaddis olarak tanınan ve hadis ekolünün kuvvetli bir taraftarı olan Ahmed b. Hanbel’in görüşleri etrafında oluşan Hanbelî mezhebi ortaya çıktı.


Yüklə 0,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   94   95   96   97   98   99   100   101   ...   229




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin