KİTAP VE KÜTÜPHANELER
Müslümanlarda kitaba karşı oluşan sevgi ve saygı, yazılı eser alanında İslam medeniyetinin dünya medeniyetleri içinde önemli yer tutmasını sağlamıştır. Müslümanlar, kitabı bilgi edinme ve nakletme aracı olarak görmenin yanı sıra, cilt, süsleme ve yazı sanatlarındaki mükemmel hünerlerini kitaplara yansıtarak onlara birer sanat vasfı kazandırmışlardır.
İslam toplumunun kitaba karşı tutumuyla, antik çağlarda İskenderiye kütüphanesinin Romalılar, Ortaçağda Bağdat başta olmak üzere İslam dünyasındaki çok sayıda kütüphanenin Moğollar, Endülüs kütüphaneleri ile Mayaların yazılı eserlerinin İspanyollar tarafından yakılması ve yok edilmesi karşılaştırılmalıdır.
İlk dönem İslam tarihinde, yani Hz. Peygamber ve dört halife dönemlerinde Kur’an nüshaları, Hadis metinleri ve İslam devletinin diğer devletlerle yaptığı antlaşmalar dışında pek fazla yazılı malzeme mevcut olmadığından kütüphaneye ihtiyaç duyulmamıştır.
Emeviler dönemi İslam kütüphaneciliğinin başlangıç devre olarak kabul edilebilir. Çünkü bu dönem Kur’an ve Hadis etrafında yoğun bir telifin başladığı görülmektedir. Bu dönemde ilk kütüphaneler, hem kitapların saklandığı hem de birer eğitim kurumu olarak işlev yapmıştır. Muaviye döneminde Şam’da bir kütüphanelin kurulduğu ve Halid b. Yezid’in (ö. 85/704) de bunu kitap bakımından zenginleştirdiği nakledilmektedir. Daha sonra Abdülmelik b. Mervan tarafından daha da geliştirilerek “sahibü’l-Mesahif” unvanıyla Sa’d adında birisini kütüphaneci olarak görevlendirdiği bilinmektedir.
Abbasiler döneminde papirüsün yanında kâğıt imalatının çoğalmasıyla kitap yazımı da kolaylaşmış ve bollaşmıştır. Dinî ilimlerin yanında müspet ilimlere gösterilen ilgi, kitap sayısının artmasında rol oynamıştır. Bu dönemin ilerleyen zamanlarında Bağdat, Şam, Kahire ve Basra gibi şehirlerde “Sûku’l-Verrâkîn” diye adlandırılan kitapçı çarşıları ortaya çıkmıştır.
Abbasiler döneminde hem kâğıdın bollaşması, hem kitap yazımının artması hem de komşu medeniyetlerden elde edilen kitapların tercüme edilmesi üzerine başta halifeler olmak üzere vezirler, ilim adamları ve bazı zenginler de kütüphane oluşturmuşlardır. Özellikle İran kökenli Bermekîler ailesi Farsça ve Grekçe yazmalardan oluşan bir kütüphane kurmuşlardır. Mu’tasım, Mütevekkil ve Vâsık dönemlerinde vezirlik yapan Muhammed b. Abdülmelik b. Zeyyat, o sırada başkent olan Samarra’da zengin bir kütüphane kurdurmuştur.
İslam dünyasında âlimler ve zenginler de kütüphaneler kurmuşlardır. Yedi kıraat imamından birisi olan, Emevilerin son yılları ile Abbasilerin ilk yıllarında yaşayan Arap dili ve edebiyatı âlimlerinden Ebû Amr b. Âlâ’nın (ö. 154/771) bir oda dolusu kitabı bulunduğu kaynaklarda belirtilmiştir. Bunun dışında çok sayıda kişinin kitap toplayarak kütüphane oluşturdukları bilinmektedir.
Dostları ilə paylaş: |