Medenî”; “şehirli, şehre ait, şehre özgü


Adalet: Hz. Peygamberin yönetim anlayışının temelini adalet oluşturmaktadır. Ehliyet/Liyakat



Yüklə 0,95 Mb.
səhifə64/229
tarix07.01.2022
ölçüsü0,95 Mb.
#83153
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   229
Adalet: Hz. Peygamberin yönetim anlayışının temelini adalet oluşturmaktadır.

Ehliyet/Liyakat: Ehliyete büyük önem veren Hz. Peygamber, Müslüman olan kabilelere içlerinden birisini tayin ederken onların ehil olmalarına ve ahlakî özelliklerine dikkat etmiştir.

İstişâre: İdare edilenlerin yönetimde söz sahibi olmasına imkân sağlayan istişâre, aynı zamanda yönetime siyasî bir katılımdır. Kur’an’ı Kerim’de Hz. Peygamberin şahsında ona ve bütün Müslümanlara icraatlarında istişare etmeleri emredilmiştir.

Ahlak: İdarecinin başarısı, kendisini ahlakî temeller üzerine oturtması ve istihdam ettiği insanlarda bu ilkeleri gözetmesine bağlıdır. Yani hükmî bir şahsiyet olan idare ile idarecilerin ahlaklı olmaları hem söz konusu medeniyetin başarısını, hem de toplumun barış, huzur ve refahını sağlar.

İnsana Saygı: Hz. Peygamber, idare için ilk başta amaç olarak insana saygıyı daima göz önünde bulundurmuştur. Bu saygı bir taraftan Müslümanları şefkat ve merhametle kucaklarken, diğer taraftan da gayrimüslimlerin de temel hak ve hürriyetlerini gözetmekle tezahür etmiştir.
B. Hilafet:

İslam medeniyetinde merkezî idare, Hz. Peygamber’den sonra hilafet kurumu etrafında şekillenmiştir. “Birinin yerine geçmek, bir kimseden sonra onun yerini almak, yerini doldurmak ve vekâlet etmek gibi anlamlara gelen hilafetin terim anlamı ise; “Hz. peygamber’den sonraki devlet başkanlığı kurumu” anlamına gelmektedir.27

Ancak Kur’an’da ve hadislerde hakka ve adalete bağlı olma, istişare, zulmü önleme, birlik ve bütünlükten ayrılmama gibi kamu yönetimi ilgilendiren genel ilkelerden söz edilmektedir. Devlet başkanlığı, devlet başkanında bulunması gereken şartlar, bu kişinin görev yetki ve sorumlulukları gibi konularda ayrıntılı bilgiler Kur’an’da ve hadislerde yer almaktadır.28

İslam toplumlarında devlet başkanlığına hilafet ve başkana da halife denilmesi, halifenin, peygamberlik görevi hariç, Hz. Muhammed’in yerine geçerek onun dünyevî otoritesini temsil etmesi, yeryüzünde dinî hükümleri uygulamak, dünya işlerini düzenlemek üzere yetkiyi temsil etmesidir.

Genel kabule göre Hz. Peygamber kendisinden sonra kimin halife olacağını belirmemiş, devlet başkanının tespitini halka bırakmıştır.29 Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ebu Bekir’in halife seçilmesiyle hilafet kurumu ortaya çıkmıştır. Hz. Ebu Bekir, Medine’deki Müslümanların büyük çoğunluğunun biatiyle, Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir’in vasiyetiyle halife seçilirken, Hz. Osman, Hz. Ömer’in belirlediği altı kişilik şura tarafından halife seçilmiştir. Hz. Ali de Hz. Osman’ın şehit edilmesi üzerine boşalan halifeliğe seçilmiştir.

Dört halifenin her biri Medine’deki Müslümanlar tarafından tayin ve tespit olunmuş, daha sonra diğer vilayetlerde bulunanların biati alınmıştır. Dört halife döneminde eski çağlardan beri dünyada geçerli olan veraset usulü uygulanmamıştır.




Yüklə 0,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   229




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin