EĞİTİM VE ÖĞRETİM
Her medeniyet, eğitilmiş insanlar tarafından ortaya konur ve kendi insanını öz değerleri çerçevesinde eğitir. İslam medeniyeti, Hz. Peygamber döneminden itibaren, hâkim olduğu kültür havzaları ve coğrafyalardaki farklı insanları kendi değerleri çerçevesinde eğitmiştir.
A. Tarihî Süreç:
Hz. Peygamber Dönemi:33
Dört Halife Dönemi:
Hz. Peygamberle uzun süre beraber kalan sahabiler arasında yer alan Hulefâ-i Râşidîn okuma-yazma biliyorlardı. Onlar aynı zamanda Kur’an ve sünneti iyi bilen, fetva verebilen bire âlim idiler. Bunların döneminde İslam’ı yayma görevinden sonra, dinin esaslarını ve amellerini öğretme konusu gelmekteydi. Bu hususta da en başta yapılması gereken, Kur’an-ı Kerim’in muhtevasının öğretilmesi geliyordu. Hz. Peygamber’in vefatı, sahabeyi Kur’an’I koruma, anlama, yorumlama ve bunun yanında sünneti tespit etme ve öğretmeye sevk etti. Bundan dolayı Dört Halife döneminde Kur’an ve Sünnet etrafında yoğunlaşan bir eğitim ve bu doğrultuda bir anlama ve yorumlama faaliyetinin ön plana çıktığı görülmektedir.
Hz. Ömer ülkenin eğitim-öğretim, ilim ve irfan meselelerine de büyük önem vermiştir. Yeni fethedilen yerlere Kur’ân ve İslam’ı öğretecek âlimler göndermiştir.34 Humus ve Şam’a Kur’an öğretmenleri göndermiştir. Oralarda ayrıca ilim ve ahlak eğitimi verecek kurumlar oluşturulmuş ve eğitim işinde çalışanlara maaş bağlamıştır. Kur’an öğretiminin yanı sıra okuma-yazma öğretimine de önem veriliyordu.
Dört Halife döneminde eğitimin konularından birisi de hadis idi. Bu dönemde hadislerin neşrine çalışılmış, naklinde titizlik gösterilmiştir. Yine bu dönemde fıkhî meselelerin öğretilmesi üzerinde de durulmuştur. Halifeler fıkhî konular üzerinde bizzat kendileri görüş açıklarlardı. Fetihlerle ortaya çıkan yeni problemler ve anlayışlar, Kur’an ve Sünnet merkezli dinî öğreti açısından kontrol edilip çözümleme ihtiyacı doğurmuştur. Fakihler, atandıkları yerin camiinde kendileri için hazırlanan yerde ders verirlerdi.
Dinî bilgileri kuvvetli olan sahabiler ve tabiîler bu dönemde Medine’nin yanı sıra çeşitli ilim merkezlerinde re’y, fetva ve öğretim faaliyetlerini başlatmışlar, zamanın ilerlemesiyle bu çalışmalar bu merkezlerde ilim halkalarının ve hoca-talebe ilişkileri içinde birbirinden farklı ilmî geleneklerin ortaya çıkmasına ortam hazırlamıştır. Yeni meselelerin çözümüyle ilgili olarak Emeviler döneminde ehl-i hadis ve ehl-i re’y ekollerinin yavaş yavaş ortaya çıktığı görülmüştür.
Dostları ilə paylaş: |