ENSAR: Muhacirlere yardım eden Medineli Müslümanlar
ÎSAR: “Kardeşlerinin nefislerini kendi nefsine tercih etmek”. Ensar önce Muhaciri düşünmüştür.
MESCİD-İ NEBEVİ: Hicretten sonra Medinede inşa edilen ilk cemi, mescid, mabed
EBU EYYÜB EL ENSARİ: Peygamber efendimize 1 seneye yakın ev sahipliği yapan sahabi.
MİHMANDAR-I NEBEVİ: “Hz. Peygamberin ev sahibi” anlamında Ebu Eyyüb El Ensarinin ünvanı
MUAHAT: Peygamberimizin, Medineye hicret ettikten sonra Muhacir ve Ensar arasında KARDEŞLİK ilan etmesine denir
SEHL - SÜHEYL: Mescid-i Nebevinin arsasının sahibi olan iki Müslüman kardeş.
ENES BİN MALİK: Hz. Peygambere, “fakir olduğu için takdim edeceği bir şeyi olmadığını” söyleyerek annesi Ümmü Süleym tarafından Hz. Peygambere hizmet etmesi için hediye olarak bırakılan ve 10 sene hizmet eden sahabi.
SUFFA: Mescid-i Nebinin kenarında ilim tahsili için yapılan yer, İslamın ilk eğitim kurumu
ASHAB-I SUFFA: Suffada eğitim öğretim gören sahabilere verilen isim, Suffa talebeleri.
ABDULLAH B. ZEYD: Ezan sözlerini rüyasında görüp peygamberimize bildiren sahabi.
BİLAL-İ HABEŞİ: İlk ezan okuyan sahabi. İlk müezzin
MUS’AB B. UMEYR: Hicretten önce İslamı anlatması için Medineye gönderilen sahabi, ilk öğretmen. Mus’ab b. Umeyr fıtraten oldukça nâzik ve medenî, aynı zamanda güzel bir simaya sahip, Kureyş’in eşrafından genç bir sahabe idi.
GAZVE: Peygamber efendimizin katıldığı bütün seferlere gazve denir.
SERİYYE: Peygamber efendimizin katılmadığı, bir sahabinin komutasında gönderdiği askeri birliklere seriye denir
MEDİNE SÖZLEŞMESİ: Peygamberimizin, Medinede barış ve güvenliği sağlamak için müşrik ve Yahudilerle yaptığı anlaşmaya denir. Bu anlaşma Enes bin Malik(ra)’in evinde yapılmıştır
MESCİD-İ AKSA: Müslümanların ilk kıblesi. 624 yılına kadar namazlarda bu mescide doğru dönülüyordu. Kudüste’dir
KIBLETEYN(MESCİDİ): 624te Selemeoğulları Mescidinde namaz kılınırken Peygamberimize gelen vahiy neticesinde Efendimiz yönünü Kabeye doğru dönmüş, bunu gören sahabe de aynı şeyi yapmıştır. Namazınilk kısmı Mescid-i Aksaya doğru, son kısmı da Kabeye doğru kılındığı için Çift Kıbleli Mescid anlamında Kıbleteyn Mescidi denmiştir.
BEDİR: Mekkeli müşriklerle Müslümanlar arasındaki ilk büyük savaş. Müslümanlar kazandı.
UHUD: 2. büyük savaş.Başta Müslümanlar galipti, okçular, tepeyi terk ettikleri için savaş sonunda Müslümanlar mağlup oldu. Hz. Mus’ab b. Umeyr,Hz. Hamza gibi beşhur sahabiler bu savaşta şehid oldu.
AYNEYN (TEPESİ): Uhud savaşında “görevli okçuların” yerleştirildiği tepe. Hz. Peygamber her ne olursa olsun burayı asla terk etmeyin, diye kesin emir vermesine rağmen savaşı kazandık düşüncesiyle bu tepe terk edildi, düşman arkadan saldırdı ve Uhud’da büyük kayıplar verildi.
Bİ’R-İ MAUNE: Necid bölgesinde oturan Âmiroğulları kabilesinin reisi Ebû Berâ, Peygamberimize gelerek, kavmine İslamiyet’i anlatmaları için birkaç sahabi göndermesini istedi. Ashab-ı Suffeden 70 sahabi gönderildi fakat bunlar Bİ’R-İ MAUNE denilen mevkide şehid edildi,Bu olay Bİ’R-İ MAUNE faciası olarak adlandırılır
RECİ (OLAYI): Yine İslamı anlatmak için görevlendirilen irşad heyetinin RECİ isimli su kuyusunun orda şehid edilmesi olayı.
İFK (HADİSESİ): Benî Müstalık Gazvesi’nde Hz. Âişe (r.a.) validemize, münafıkların reisi Abdullah b. Übey tarafından yapılan iftira hadisesidir.
HENDEK (SAVAŞI): Müslümanlarla Mekkeli müşriklerin yapmış olduğu son savaştır. Bu savaş hicretin beşinci yılında, 627 senesinde yapılmıştır. Müslümanların hendek kazarak yaptıkları savaş stratejisi, savaşın bu isimle anılmasına sebep olmuştur. Yahudi ve müşriklerin birleşimiyle kurulan bir orduyla yapılan bu savaşa Anzab Savaşı da denmektedir.
RIDVAN BİATI: Müşriklerle anlaşmaya giden Hz. Osmanın şehit edildiğine dair yanlış bir bilgi gelmişti. Bunun üzerine Hâtemü’l-Enbiya Efendimiz,Semüre(bîattan sonra “Rıdvân Ağacı” olarak adlandırılmıştır)Ağacı altında durdu. Müslümanlar da teker teker, çarpışmaktan yüz çevirmeyeceklerine, Allah ve Resûlü yolunda canlarına feda edinceye kadar savaşacaklarına dair bîat ettiler.(söz verdiler)
HUDEYBİYE (ANLAŞMASI): 628 yılında(hicretin 6. ayı)Peygamber Efendimiz ve Ashabının umre ziyareti yapmak için Medine'den Hudeybi'ye hareket etmesi sonucu, Kureyşlilerin Müslümanları Mekke'ye almama kararı ile sağlanan ve Müslümanların aleyhine kurallar içeren bir antlaşmadır.
HAYBER SAVAŞI: Bu savaş Yahudilerle hicretin 7. Yılında yapılmıştır. Müslümanlar kazandı
MUTE SAVAŞI: Hz. Peygamberin elçisinin Gassaniler tarafından şehid edilmesi üzerine Hristiyanlarla Müslümanlar arasında yapılan ilk savaştır.
MEKKENİN FETHİ:Müslümanların Kureyşlilerin elinde bulunan Mekke'yi 11 Ocak 630 senesinde alması ile gerçekleşmiştir. Müslüman ordu 11 Ocak günü Hz Muhammed'in komutasında savaş için hazırlandı. Hz Muhammed orduyu dört kola ayırarak, şu emri vermiştir. "Size karşı koyulup, saldırılmadıkça, kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz. Hiç kimseyi öldürmeye yeltenmeyeceksiniz." Hz Muhammed'in hareket emriyle, Fetih suresi okunarak, Mekke'ye girilmiştir. Halid bin Velid'in komuta ettiği 4. kolun dışında, diğer kollar herhangi bir direnişle karşılaşmamıştır. Mekke’nin fethiyle böylece, hem Mekke’nin içi dışı putlardan temizlendi, hem de Kureyş’in gönlü şirkten kurtarılıp tevhid nuruyla tertemiz hale geldi.
HUNEYN (SAVAŞI): Mekke'nin fethinden sonra Müslümanlarla Havazin Müşrikleri arasında meydana gelen savaş
TEBÜK (SEFERİ): Hz. Peygamber'in Hicretin dokuzuncu yılında, Şam'da toplanan kırkbin kişilik Bizans ordusuna karşı çarpışmak üzere Medine'den Tebük'e kadar sevkettiği en son ve en güçlü askerî hareket. Tebük arap yarımadasının kuzeyinde Medine ile Şam'ın ortasında bir yerin adıdır. Suyu ve hurmalığı olan bir yerdir. Bu savaş yolculuğunun son ucu burası olduğu için "Tebük Gazası" adı ile anılmıştır. Bu seferde savaş olmamış fakat en güçlü bir İslâm ordusu techiz edilmiş, böylece askerî ve siyasî açıdan önemli bir zafer kazanılmıştır.
SENET-ÜL VÜFUD: Arabistanın her tarafında Müslümanlık sür'atle yayılıyordu. Arabistanın çeşitli bölgelerinde yaşayan kabîleler, Müslüman olmak veya Müslüman olduklarını bildirmek ve kabûl ettikleri İslâm Dini'nin esâslarını öğrenmek üzere, Hz. Peygambere heyetler gönderdiler. Bunların sayısı 70'i aşmaktadır. İlk hey'et, Hevâzin Kabilesi'nden Hicreti 8'inci yılında gelmişti. Son heyet ise, Yemen'deki Neha Kabilesi'nden, Hicretin 11'inci yılı Şevval ayında gelen hey'ettir. Söz konusu sefâret hey'etlerinin çoğu, hicretin 9'uncu yılında gelmiştir. Bu yüzden hicretin 9'uncu yılına "Senetü'l-vüfûd" (Elçiler yılı) denilmiştir.
VEDA HACCI: Peygamber Efendimiz, Arafat'ta irâd ettiği hutbesinde, dünya hayâtından ayrılmasının yaklaştığına işâret ederek, ashabıyla vedâlaştığı için, bu haccına "Vedâ Haccı" denilmiştir. Henüz farz kılınmadan, Hicretten önce Rasûlüllah (s.a.s.) bir çokdefa haccetmişti. Medine'ye hicretinden sonra Vedâ Haccı ilk ve son haccı odu.
VEDA HUTBESİ: Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce Cuma günü öğleden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında 124 bin Müsslümanın şahsında bütün insanlığa yaptığı son hitabe
CENNET-ÜL BAKİ: Medinede, Mescid-i Nebevinin yakınında bulunan kabristanın ismi
HZ. AİŞE: Hz. Peygamberin hanımlarından. Hz. Ebubekirin kızı. Peygamberimiz Hz.Aişenin odasında ve onun dizinde vefat etmiştir.
CENAZE NAMAZI: Hz. Peygamberi damadı Hz. Ali yıkadı. Cenaze namazını vefat ettiği odada önce erkekler,sonra kadınlar sonra da çocuklar imamsız olarak kıdılar. (Çünkü hiç kimse orada imamlık liyakatini kendinde görmemişti.)Peygamberler vefat ettikleri yere defnedildiğinden Peygamberimiz de vefat ettiği Hz. Aişenin odasına defnedilmiştir.Bu gün Medinede Mescid-i Nebevinin içinde, yeşil kubbenin altında “ravza-i mutahhara” isimli kabirde medfundur