Medya raporu 2016 Nİsan-haziran dönemi


-RTÜK, Özgür Gün TV'nin ekranını kararttı



Yüklə 336,46 Kb.
səhifə4/5
tarix22.01.2018
ölçüsü336,46 Kb.
#39889
1   2   3   4   5

-RTÜK, Özgür Gün TV'nin ekranını kararttı

RTÜK, kameralara da yansıyan Cizre'de güvenlik güçlerince 2 kişinin öldürüldüğü, 12 kişinin de yaralandığı olayla ilgili telefon bağlantısı yaptığı gerekçesiyle Özgür Gün TV ekranını bir gün süreyle kararttı. (10 Haziran 2016)


-"Bir gece ansızın gelebiriz" hâkim karşısında

Agos Gazetesi önüne, 24 Nisan 2015'te siyah çelenk bırakarak, "Bir gece ansızın gelebiliriz" şeklinde tehdit ettikleri iddiasıyla, ayrı ayrı 9 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan sanıklar hâkim karşısına çıktı. Turan Ocakları Genel Başkanı Sanık Ercan Urçar yaptığı savunmasında, "Yapılan açıklamada tehdit içerici ya da hakaret içerici anlam çıkaracak sözler yoktur" dedi; duruşma ertelendi. (10 Haziran 2016)


-Can Dündar’a saldıran kişinin 4 yıldan 11 yıla kadar hapsi istendi

Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a, 6 Mayıs 2016 günü Çağlayan Adliyesi önünde Murat Şahin isimli şahıs tarafından yapılan silahlı saldırıya ilişkin İstanbul Terörle ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Abdullah Yurtsever’in hazırladığı iddianamede, saldırgan Murat Şahin’in, “kasten yaralama”, “silahla tehdit”, “hakaret”, “6136 sayılı Kanunu Muhalefet” suçlarından toplam 4 yıldan 11 yıla kadar hapsi istendi. Diğer iki şüphelinin de 2 yıl 8’er aydan 7’şer yıla kadar hapis talep edildi. (13 Haziran 2016)


-Can Erzincan TV’ye engelleme girişimi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Bugün TV ve Kanaltürk’e kayyım atamasının ardından bazı gazetecileri bünyesine katan Can Erzincan TV’nin, TÜRKSAT ve kablo TV’den çıkarılması istedi. (13 Haziran 2016)


-Kökten dincilerden gazetecilere tehdit

Mardin’in Midyat ilçesinde Emniyet Müdürlüğü’ne yönelik saldırı sonrası haber yapmak için olay yerine giden ve burada bir grubun saldırısına uğrayan gazeteciler Sertaç Kaya, Hatice Kamer, Mahmut Bozarslan ve Veysi İpek, yazarları arasında IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasına yönelik yürütülen operasyonda yakalanan Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk da bulunduğu Tevhidi Gündem adlı internet sitesi üzerinden tehdit edildi. (13 Haziran 2016)


-Şanlıurfa’da Suriyeli gazeteciye IŞİD kurşunu

Şanlıurfa’da haftalık çıkarılan gazetede çalışan, daha önce IŞİD militanlarınca boğazı kesilerek öldürülen İbrahim Abdulkadir’in kardeşi Suriye uyruklu gazeteci Ahmet Abdulkadir, gece motosikletli iki kişinin silahlı saldırısına uğradı; başından vurularak ağır yaralandı. Saldırıyı IŞİD üstlenirken, Şanlıurfa ve Gaziantep’te IŞİD bugüne kadar 4 gazeteciye katletmişti. (13 Haziran 2016)


-Gaziantep’te gazeteci Güreş’e bıçaklı saldırı

Gaziantep’te yerel Güncel gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Murat Güreş, gazetenin bulunduğu iş merkezine girerken bir kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Güreş, sağ bacağından yaralandı. (13 Haziran 2016)


-TRT'de "Namaz kılmayan hayvandır"

TRT’de yayınlanan "Ramazan Sevinci" isimli programa katılan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar, "Ayette de bunu söylüyor, ağır gelmesin, namaz kılmayan hayvandır" dedi. RTÜK konuyla ilgili inceleme başlattı ardından da programın yayınlandığı TRT 1 ve TRT Avaz'a yaptırım uygulama kararı aldı. (13-17 Haziran 2016)


-Hayatın Sesi'ne "Bu ülkede yaşanmaz oldu" cezası

Hayatın Sesi Televizyonu’na 13 Mart’ta Ankara Güvenpark’ta gerçekleştirilen bombalı saldırıya ilişkin yayını nedeniyle, RTÜK’ten uyarı ve idari para cezası verildi. Cezanın gerekçesinde, yayın esnasında "Bu ülkede yaşanmaz oldu" temasının işlendiği, böylece "terör örgütlerini güçlü gösteren, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte yayın icra edildiği" ve "terör eyleminin, faillerinin ve mağdurlarının terörün amaçlarına hizmet eder şekilde sunulduğu" iddia ediliyor. (13 Haziran 2016)


-Ferhat Parlak gözaltına alında, tutuklandı

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde 11 ay önce hakkında yakalama ve tutuklama çıkarılan kararı çıkarılan Silvan Mücadele Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ferhat Parlak, özel harekât timleri tarafından evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Parlak, savcılık ifadesinin ardından, yaptığı haberlerle "örgüt propagandası" yaptığı iddiasıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Parlak, aynı gerekçeyle tutuklandı. (14 Haziran 2016)


-2 gazeteciye, Erdoğan’a hakaret suçlamasından hapis

İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi, Yurt Gazetesi’nin eski çalışanları Başak Günsever ve Orhan Şahin’e, “Tayyip’in cihatçıları Kobane’yi kana buladı” başlıklı haberde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettikleri gerekçesiyle 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. (15 Haziran 2016)


-“Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeliği” soruşturmanda sayı 37'ye çıktı

Özgür Gündem Gazetesi'nin Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan bianet proje danışmanı Nadire Mater, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili Beyza Üstün, gazeteciler Mehmet Güç, Tuğrul Eryılmaz, İMC TV Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı ve yazar Şeyhmus Diken, sanatçı Jülide Kural hakkında "örgüt propagandası" iddiası ile soruşturma açıldı. Kampanya ile hakkında soruşturma açılanların sayısı 37'ye çıktı. (15 Haziran 2016)


-Can Erzincan TV de kablodan çıkartılacak

TÜRKSAT, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda, Kanaltürk ve Bugün televizyonlarına kayyım atanmasından sonra işsiz kalan gazetecilerin ağırlıkla çalışmaya başladığı ve yayınları nedeniyle AKP’nin tepkisini çeken Can Erzincan TV’nin bir ay sonra TÜRKSAT ve Kablo TV’den çıkartılmasına karar verdi. (16 Haziran 2016)


-Erensel yazarı İmrek’in yargılanmasına devam edildi

Evrensel gazetesi yazarı Ender İmrek’in, TBMM’deki 17-25 Aralık Yolsuzluk Komisyonu’nun çalışmalarına yayın yasağı getirilmesi üzerine 29 Kasım 2014’te “Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet gizlenebilir mi?” başlığıyla yazdığı yazı nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “hakaret ve iftira” suçlamasıyla yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Davanın bir sonraki duruşması 1 Temmuz 2016’ya bırakıldı. (16 Haziran 2016)


-BirGün Sorumlu Yazıişleri Müdürü Gültekin’e para cezası

BirGün Sorumlu Yazıişleri Müdürü Berkant Gültekin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla yargılandığı davada 3 bin 270 lira para cezasına çarptırıldı. (16 Haziran 2016)


-Gazeteciler Tatari ve Cemal’e ‘terör’ suçlamasında takipsizlik

Gazeteciler Tuğçe Tatari’nin "Anneanne, Ben Aslında Diyarbakır'da değildim", Hasan Cemal’in de "Delila/Bir Genç Kadın Gerillanın Dağ Günlükleri" ve "Çözüm Sürecinde Kürdistan Günlükleri" isimli ve ilk önce toplatılan ardından toplatma kararı kaldırılarak satış ve dağıtım yasağı konulan kitaplarına ilişkin geçirdikleri terör soruşturmasında takipsizlik kararı verildi. (16 Haziran 2016)


-RTÜK, ceza kesmek isterse kimse engelleyemez!

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 24 Mayıs 2016 günü CHP’nin Meclis Grup Toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret içerikli sloganlar atılırken canlı yayında olan televizyon kanallarına ceza kesti. Halk Tv, Habertürk TV, NTV, Ulusal TV, CNN Türk, Bengütürk ve Can Erzincan kanallarına para cezası verildi. (16 Haziran 2016)


-Cumhuriyet çalışanlarından "prim"e bildiri ile karşılık

Cumhuriyet Gazetesi yönetimi, "başarılı haberi ödüllendirme" gerekçesiyle muhabirlere yönelik "prim sistemi" uygulaması getirdi. Uygulamaya tepki gösteren gazete çalışanları, bir bildiri hazırlayarak Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a gönderdi. Bildiride, prim sisteminin "sömürünün modern adı" olduğu, "prim" uygulamasının adaletsizlik yaratacağı belirtilerek bunun yerine maaşlarına zam yapılmasını talep edildi. (16 Haziran 2016)


-AA muhabirinden polise "yağlı cop" önerisi

Anadolu Ajansı muhabiri İbrahim Öztosun, attığı bir tweetle İstanbul Valiliği’nin 19 ve 26 Haziran’da yapılacak onur yürüyüşlerine izin vermemesini "Eğer mutlaka yürüyeceklerse polisimiz şimdiden joplarını yağlasın" dedi. (17 Haziran 2016)


-Başbakanlık, madenciye tekme fotoğrafını çeken muhabiri kara listeye aldı

Başbakanlık, Soma’da madenciye tekme atan danışman Yusuf Yerkel’in fotoğrafını çeken muhabir Mehmet Emin Al’a ve çalıştığı 9 Eylül gazetesine ambargo uyguladı. Başbakan Binali Yıldırım’ın İzmir programını izlemek için önceki gün başvuruları alan Basın Yayın Enformasyon İl Müdürlüğü, dün öğleden sonra 9 Eylül gazetesini arayarak gazeteye ve muhabire akreditasyon verilmediğini bildirdiler. (20 Haziran 2016)


-‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenleri’ne tutuklama

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeliği’ yapan aralarında Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Türkiye muhabiri ve temsilcisi Erol Önderoğlu ile Evrensel Gazetesi’nde haftalık yazılarda da yazan TİHV Başkanı Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı ile gazeteci-yazar Ahmet Nesin, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. (20 Haziran 2016)


-Dink cinayeti davasının görülmesine devam edildi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi olayında ihmâli olduğu iddiasıyla kamu görevlileri hakkında açılan davanın beşinci duruşması görüldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuksuz sanık Muhitten Zenit’in ifadesinde, Erhan Tuncel’den aldıkları bilgileri istihbarat raporlarına yazdığını belirterek, "Ben Hrant Dink'in öldürüleceğini daha açık hangi ifadelerle yazabilirdim?" dedi. (20 Haziran 2016)


-Gazeteci Çoban gözaltına alındı

Uluslararası haber ajanslarına free lens olarak haber ve fotoğraf geçen gazeteci Mürsel Çoban, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde gözaltına alındı. Hakkında "örgüt propagandası" iddiasıyla soruşturma başlatılan Çoban, Soma faciası, Berkin Elvan cinayeti, Suruç katliamı ve Rojava'da yaşamını yitiren Aziz Güler'e ilişkin yaptığı Facebook paylaşımları nedeniyle sorgulandı. İfadesinde gazeteci ve foto muhabiri olduğunu, hakkında soruşturma başlatılan paylaşımların haber niteliği taşıdığını kaydeden Çoban’ın, soruşturma kapsamında tutuksuz yargılanmasına karar verildi. (20, 21 Haziran 2016)


-Gazeteci Canikligil’e gözaltı

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, geçen yıl @MertceH isimli Twitter hesabından atılan mesajda kendisine hakaret edildiği önü sürüp hakkında şikâyette bulunduğu Hürriyet Gazetesi New York temsilcisi Razi Canikligil, Atatürk Havaalanı’nda gözaltına alındı ve geceyi havaalanı karakolunda geçirdi. İfadesinde söz konusu tweeti kendisinin atmadığını söyleyen Canikligil serbest bırakıldı. (20, 21 Haziran 2016)


-Erdoğan’a Almanya’dan ret

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya ve Avrupa'nın en büyük medya gruplarından Axel Springer'in yöneticisi Mathias Döpfner'e karşı ihtiyati tedbir kararı alınması talebiyle mahkemeye başvurmuştu. Erdoğan'ın talebini alt mahkemenin ardından Alman temyiz mahkemesi de reddetti. Erdoğan, kendisi hakkında Alman televizyonunda hicvedici müstehcen şiir okuyan komedyen Jan Böhmermann’e destek verdiği için Mathias Döpfner hakkında kısıtlama kararı verilmesini istemişti. (21 Haziran 2016)


-‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenleri’ için jet iddianame

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ yapan, 20 Haziran 2016 günü tutuklanan Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Türkiye muhabiri ve temsilcisi Erol Önderoğlu ile Evrensel Gazetesi’nde haftalık yazılarda da yazan TİHV Başkanı Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı ile gazeteci-yazar Ahmet Nesin’in yanı sıra akademisyen Beyza Üstün ve Özgür Gündem gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya hakkında, ‘suçu ve suçluyu övmek, suça tahrik, terör örgütü propagandası’ yapmak suçlamalarıyla hazırlanan iddianamede, 2 yıldan 14 yıla kadar hapsi istendi. (22 Haziran 2016)


- RTÜK'ten "halk röportajı"na uyarı ve para cezası

RTÜK, Hayatın Sesi Televizyonu’na, İstanbul Taksim’de IŞİD’in canlı bombalı saldırısına ilişkin yayınları nedeniyle uyarı, Cizre’de sokağa çıkma yasağının sona ermesinden sonra yapılan halk röportajları nedeniyle de 14 bin 359 lira para cezası verdi. Aynı kararda bir yıl içinde aynı ‘ihlalin’ tekrarı halinde “yayının on günü kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verileceği” ifade edilirken, Hayat TV’den yapılan açıklamada, karara tepki gösterildi ve amacın, muhalif yayın organlarını susturmak, sindirmek olduğu kaydedildi. (22 Haziran 2016)


-DİHA muhabiri Daştan tahliye edildi

Facebook’ta paylaştığı haberler gerekçe gösterilerek “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla Gaziantep’te 10 Şubat 2016 akşamı evine giderken gözaltına alınıp tutuklanan DİHA muhabiri Nazım Daştan, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında tahliye edildi. (23 Haziran 2016)


-Basın-İş Genel Başkanı Eren’e de dayanışma davası

DİSK Basın-İş’ten yapılan açıklamada, Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeliği’ne destek veren Genel Başkanları Faruk Eren’in dava kapsamında yargılanacağı bildirildi. (23 Haziran 2016)


-Dink davasında bir sanık daha tahliye edildi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 3'ü tutuklu 35 sanıklı davada, tutuklu bulunan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir tahliye edildi. (23 Haziran 2016)


-Yazmadığı, atmadığı tweetler için 5 yıl hapsi istendi

Twitter'daki paylaşımları gerekçe gösterilip 30 Nisan 2016 günü evi basılarak gözaltına alınan İMC TV Haber Müdürü Hamza Aktan hakkındaki iddianame tamamlandı. İddianamede, Aktan'ın yazmadığı ve paylaşmadığı Tweet'lere de yer verildi. Aktan hakkında örgüt propagandasından bir yıldan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. (23 Haziran 2016)


-DİHA muhabiri Oktay ve Akgül hâkim karşısındaydı

Sokağa çıkma yasağı ve operasyonların sürdüğü Nusaybin’de kaldıkları evde 12 Nisan 2016 günü gözaltına ve sonrasında tutuklanan DİHA muhabiri Meltem Oktay ile adli kontrol şartıyla bırakılan DİHA muhabiri Uğur Akgül’ün ilk duruşması Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Meltem Oktay’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. (24 Haziran 2016)


-Mehmet Cengiz’den Cumhuriyet’e tehdit

Vergi muafiyetinin olduğu ya da vergiyle ilgili kanunların esnek olduğu yerlerde kurulan offshore hesapları aracılığıyla vergi kaçıran ve kara para aklayan kişilere yönelik bilgilerin yer aldığı ‘Panama Belgeleri’ni açıklamaya hazırlanan Cumhuriyet, belgelerde ismi olan Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz tarafından tehdit edildi. Cumhuriyet’i arayan Mehmet Cengiz’in “Sizinle savaşacağım. O kuleleri sokacağım size” diye ifadeler kullandığı bildirildi. (24 Haziran 2016)


-Taksim’de Özgür Gündem’in dağıtılmasına engel

İstanbul Taksim’de Özgür Gündem gazetesi dağıtmak isteyen aralarında milletvekillerinin de bulunduğu gruba polis engel oldu. (25 Haziran 2016)


-Öldürülen gazeteci Meriç’in soruşturmasında 9 polise tutuklama

Kırklareli’nde yerel gazetecilik yaparken 2011 yılında ortadan kaybolan, sonrasında da cesedi bulunan Haydar Meriç’e ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 9 polis tutuklandı. Haydar Meriç’in, Fethullah Gülen’in cinsel hayatına ilişkin yazmayı planladığı kitap nedeniyle öldürülmüş olacağı iddia edilmişti. (27 Haziran 2016)


-BYEG’den ‘basın kartı sansürü’

Basın Kartı Komisyonu toplantıları sonrası, yeni ve sürekli basın kartı alanların tamamını herkese açık şekilde internet sayfasında duyuran Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, 22-23 Haziran 2016 tarihinde yaptığı toplantında uygulamayı değiştirdi. Basın kartı alanlar, sonucu, TC Kimlik No ile giriş yaparak yalnızca kendisi öğrenebilecek. Yeni düzenleme, gazeteci kökenli olmayanlara basın kartı verilmesi halinde öğrenilmesinin önüne geçmek şeklinde yorumlandı. (27 Haziran 2016)


-Hasan Cemal’e yeni bir soruşturma

t24.com.tr internet haber sitesi yazarı ve Bağımsız Gazetecilik Platformu P24’ün kurucu başkanı gazeteci Hasan Cemal hakkında, 12 Ağustos 2015 tarihinde yayımlanan “Akan kanın bir numaralı sorumlusu Saray’daki Sultan’dır, nokta!” başlıklı yazısı nedeniyle, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten soruşturma başlatıldı. (27 Haziran 2016)


-4 gazeteci daha Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeliği için adliyedeydi

Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için başlatılan ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği’ne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, birer günlük simgesel nöbet tutan gazetecilerden 4’ü daha ifade çağrıldı. Gazeteciler Nadire Mater, Yıldırım, Türker, Tuğrul Eryılmaz ve Faruk Balıkçı’yı ifade almak için adliyeye çağıran savcı, son anda ifade almaktan vazgeçti. (27 Haziran 2016)


-Yürüyüş Dergisi muhabiri Yeşilırmak, polis kurşunuyla yaralandı

Yürüyüş Dergisi muhabiri Ebru Yeşilırmak, İstanbul Gazi Mahallesi’nde polisin açtığı ateş sonucu sırtından vurularak yaralandı. Yaklaşık 1 saat boyunca bir gecekonduda tutulan Yeşilırmak, gelen ambulansla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastanesine kaldırıldı. (27 Haziran 2016)


-Vatandaşın parası TRT üzerinden AKP’lilere

Gelirlerinin büyük kısmı elektrik faturalarından ve elektronik cihazlardaki bandrol satışları üzerinden doğrudan vatandaşın cebinden çıkan TRT’nin, geniş bir kadrosu olmasına karşın dış yapımlara yılda 600 milyondan fazla para harcadığı kaydedildi. CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, AKP’ye yakınlığıyla bilinen spor spikeri Ersin Düzen’e, TRT stüdyolarında çekilen Stadyum için haftada 69 bin 500, ayda 278 bin lira; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanları arasında bulunan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’na TRT’deki programı için bölüm başı 32 bin 500 lira ücret ödendiğini açıkladı. (27 Haziran 2016)


-Polisten, İtalyan gazeteciye "vururum" tehdidi

LGBTİ'nin Onur Yürüyüşünü takip eden İtalyan gazeteci Alberto Tetta, twitter'dan yaptığı açıklamada; "İstiklal girişinde basın kartım gösterince kontrol yapan polis: Türkiye'ye aleyhine haber yapma yoksa vururum" diye yazdı. Tetta'nın bu tweet'ini Guardian muhabiri Constanze Letsch'in de İngilizce'ye çevirerek retweet'ledi. (27 Haziran 2016)


-Atatürk Havalimanı saldırısı sonrası yayın yasağı; BTK’dan tehdit

İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 45 kişinin öldürüldüğü IŞİD militanı üç kişi tarafından gerçekleştirilen silahlı ve canlı bombalı saldırıya ilişkin, Başbakanlığın talebi üzerine RTÜK tarafından geçici yayın yasağı konuldu. Saldırıdan kısa bir süre sonra Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin hızında yavaşlama olurken, akıllı telefonlardan bir süre paylaşım yapılmadı. Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından yapılan açıklamada da vatandaşların saldırıyla ilgili sosyal medyaya paylaşımlarda bulunmaları, bulunmaları halinde yasal işlem başlatılacağı kaydedildi. (28, 29 Haziran 2016)


-Bahçeli soruyu beğenmedi; gazeteciyi azarladı

Meclis'te yaptığı grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Delegelerin bir değişim talebi var. Neden karşılamıyorsunuz?" diye soran basın mensubunu azarladı. Bahçeli, "Peki milletin değişim talebini basın olarak siz neden karşılamıyorsunuz? Çöreklenmiş 30 yıldır zehir saçan basın mensupları var, köşe yazarları var bunlara hiçbir değişim talebi olmuyor mu?"ifadelerini kullandı. (28 Haziran 2016)


-Tutuklu ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenleri’nden 2’sine tahliye

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan ‘Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeliği’ne katıldıkları için ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla 20 Haziran 2016 günü gazeteci-yazar Ahmet Nesin ile birlikte tutuklanan Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Türkiye muhabiri ve temsilcisi Erol Önderoğlu ile Evrensel Gazetesi’nde haftalık yazılarda da yazan TİHV Başkanı Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı serbest bırakıldı. (30 Haziran 2016)


-Erdoğan'a sert çıktı; yazılarına son verildi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İsrail'le yapılan anlaşmanın ardından, Mavi Marmara gemisi için "Yardım götürmek için dönemin başbakanına mı sordunuz" dediği sırada Twitter'dan "Aslan parçası, İHH'ya vurma da sana vurmayalım, sen Gülen ve Altanlar ile liberalizmi sek içerken, İHH Gazze tünellerindeydi.." ifadelerini kullanan Yeni Şafak gazetesi yazarı Cemile Bayraktar'ın Aktüel Dergisi'ndeki yazılarına son verildi. (30 Haziran 2016)
-'HDP mitingine bombalı saldırı' haberine soruşturma

Gazeteci İsmail Avcı'ya, HDP’nin 5 Haziran 2015 tarihli Diyarbakır mitingi sırasında gerçekleşen bombalı saldırı hakkında yaptığı haber nedeniyle soruşturma açıldı. Evine polis baskını düzenlenen Avcı, Twitter'dan yaptığı açıklamada; "Bir yıl önce yazdığım haberim birilerini rahatsız etmiş herhalde. Koskoca Diyarbakır Emniyeti, cep telefonu numarama ulaşamamış. Bu yüzden sabah polisler kapıya dayandı. İfade vermem gerekiyormuş, TEM’e gidecekmişim” dedi. (30 Haziran 2016)

2-) BASIN ÜZERİNDEN İKTİDAR KAVGALARI ve MANİPÜLASYONLAR
-Elibol'dan Zaman'a "kapak"

Türkiye Gazetesi Yazarı Nuri Elibol, Zaman'a kayyum atandıktan sonra yapılan genel yayın yönetmeni değişikliğini köşesinden, "Geçtiğimiz günlerde rahmetli Hasan Karakaya abi için 'İyi ki artık yoksun' diye tweet atan haysiyetsizler! Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ne Akit Gazetesi Haber Müdürü Kenan Kıran getirildi.  Hasan Abi’nin ardından zehir kusan edepsizler, bu da size kapak olsun! Bu kadar isabetli bir görevlendirme olamazdı. Hasan Abi’nin yetiştirdiği bir meslektaşımız olan Kıran’a başarılar diliyorum" diye duyurdu. (1 Nisan 2016)
-Yenişafak'tan "Dündar'a sıfır faizli banka kredisi" haberi

Yenişafak Gazetesi, "Milyonluk kıyak" manşetiyle Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı hedefe koydu. Haberde, "İş Bankası, Çengelköy'de alacağı arazi için kredi isteyen Can Dündar'a bankacılık kurallarını alt üst eden bir kıyak çekerek, 36 ay vadeli, sıfır faizli 4 milyon lira kredi verdi. Dündar, normal prosedür işletilmesi halinde 1 milyon liraya yakın faiz ödeyecekti." denildi. Bu haber daha sonra İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali tarafından yalanlandı. (1 Nisan 2016)
-Altınok'tan Cumhuriyet, Sözcü ve Hürriyet'e: Düpedüz aşağılıksınız

Sabah Yazarı Melih Altınok, "Kompleks değil düpedüz..." başlıklı yazısında, Cumhuriyet, Sözcü ve Hürriyet gazetelerini hedef gösterdi. Altınok, yazısında, "'Türkiye Cumhurbaşkanı ABD'ye gidince tutuklanacakmış!', 'Obama, Biden, hatta vakıflar Erdoğan'la görüşmeyi reddetmiş!', 'Başkan havalimanında Erdoğan'ı karşılamaya dahi gitmemiş!' Bu 'haberlerin' üzerinden 3 gün bile geçmedi ya, yine de unutan Cumhuriyet'e, Sözcü'ye, Hürriyet'e ya da PKK'nın yayın organlarına dönüp bakabilir. Dün söyledikleri yalanlar için okurlarına izahat bile verme gereği duymayan bu arkadaşları ya da ülkelerinin Cumhurbaşkanı kalp krizi geçirsin diye toplu beddua seansları düzenleyenleri gördükçe aklıma 'aşağılık kompleksi' şüphesiyle doktoruna başvuran adamın hazin öyküsü geliyor. Doktor hastasını dinledikten sonra 'Kaygılanmayın, sizde kompleks falan yok..' demiş. Adam derin bir nefes alırken de doktor eklemiş. 'Çünkü yaptıklarınıza bakılırsa siz düpedüz aşağılıksınız'" ifadelerini kullandı. (2 Nisan 2016)
- Güneş'in tutuksuz yargılamaya itirazı var!

Güneş Gazetesi, "Yargıya müdahale" başlıklı 1. sayfa haberinde, yine Can Dündar ve Erdem Gül davasını diline doladı. Haberde, "Önceki duruşmada hukuku kilitleyerek mahkemenin karar vermesine engel olan 'cancık ittifakı' yine sahneye çıktı. Mahkemeye çok önemli 3 yeni delil sunulmasına rağmen, MİT tırlarıyla ilgili ihanet manşetine imza atan Can Dündar'ın tutuksuz yargılanmasına karar verildi" ifadeleri kullanıldı. (2 Nisan 2016)
-Pazarcı'dan Dündar'a: Halk düşmanı

Akşam Yazarı Emin Pazarcı, "Erdoğan kaç kilo başlıklı yazısında, "Daha önce de yazmıştım. Can Dündar’ın mahkemeye çıkmadan önce '25 Mart’ta yargılanmayacağız, yargılayacağız' dediğini hatırlatarak, 'Böyle gazeteci mi olur' diye sormuştum. Haklı çıktım. Kendisi gibi düşünmeyip, soru soran gazetecilere 'tetikçi' diye saldırdı. Onları hedef gösterdi. Bir bayan gazetecinin tartaklanması ile sonuçlanan olayların fitilini ateşledi. Daha önce 'Medya ve düşünce özgürlüğü Adliye Binası’na sığmayacak' demişti. Aynen öyle oldu. Vandallık her tarafı sarınca, medya ve düşünce özgürlüğü kapıdan içeri bile giremedi. Adliye içindeki taşkınlıklara ve atılan sloganlara bakınca, bunların 'basın özgürlüğünden' anladıklarının da halkın oyları ile seçilen Erdoğan düşmanlığı olduğu ortaya çıktı. Sandık sonuçlarına gösterilen tepkiye bakıp, buna 'halk düşmanlığı' da diyebiliriz" dedi. (3 Nisan 2016)
-Güneş Gazetesi'nde yandaşlığın sınırı yok

Güneş Gazetesi, "Erdoğan ağzının payını verdi" manşetiyle çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama'nın fotoğrafının kullanıldığı haberde, "Türkiye'de basın özgürlüğü ile ilgili rahatsız olduğum konular var' diyen Obama'ya Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert bir yanıt geldi. İkili görüşmede Obama'nın söylediğinin aksine basın özgürlüğü konusunun gündeme gelmediğini belirten Erdoğan, 'Sorsaydı, örnekleriyle cevap verirdim' dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Obama sorsaydı söylerdim' dediği örnekleri, akşam yemeğinde ağırladığı ABD'li kanaat önderlerine slayt hazırlatarak tek tek izletti. ABD'li heyetin gözleri açık kaldı. Neye uğradığını şaşıran kanaat önderleri, renkten renge girdi" ifadelerini kullandı. (3 Nisan 2016)
-Sabah: Tetikçi yargıda

Sabah Gazetesi, Cumhuriyet Gazetesi Haber Koordinatörü Murat Sabuncu'nun Dündar ve Gül'ün Mit tırları davasında Sabah Muhabiri Dilek Yaman'ı darp ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturmayı, "Tetikçi yargıda" haberiyle duyurdu. Aynı sayfadaki bir başka haberde de, "Doğan ve FETÖ medyası basına saldırı karşısında yine sessiz" başlığı kullanıldı. (3 Nisan 2016)
-Star'dan komik karşılaştırma

Star Gazetesi, "Obama yanlış yaptı" manşet haberinin altında haberle bağlantılı şaşırtıcı ve tehlikeli bir benzetmeye imza attı. "Hangimiz daha özgür?" başlıklı haberde, Türkiye'de "cumhurbaşkanına hakaret" suçu işlediği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan ve ceza verilen yüzlerce gazeteci görmezden gelinerek, tuhaf karşılaştırmalar yapıldı. Haberde, "ABD'li Brian Dutcher, Facebook'ta 'Obama'yı öldürmek istiyorum' yazınca 3 yıl hapisle cezalandırıldı. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösterip ölümle tehdit eden dergi (Türksolu) yayınını sürdürüyor. Fransa'da 2003'te cumhurbaşkanını solucana benzeten The Sun Gazetesi, 30 bin Pound para cezası ödedi. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı soykırımcı Hitler'e benzeten dergiye (Leman) kimse 'Ne yapıyorsun?' diye sormadı" denildi. (3 Nisan 2016)
-Güneş'ten Azeri karşılaştırmalı "Hain Dündar" manşeti

Güneş Gazetesi, "Gazeteci hain olmak zorunda değil" manşetiyle Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı hedef gösterdi. Dündar'ın fotoğrafıyla, ABD'de Erdoğan'a soru sorarken ağlayan Azeri gazetecinin fotoğrafının yan yana kullanıldığı haberde, "Azeri gazeteci, askerler şehit olduğu için gözyaşlarını tutamazken, Türkiye'dekiler ise gazetelerinde terör örgütünü aklamaya çalışıp, devleti katliam yapmakla suçluyor" denildi. (4 Nisan 2016)
-Güneş bu kez Bağdat'ı hedef gösterdi

Güneş Gazetesi, birinci sayfasından verdiği, "Tekbirleri hazmedemedi" başlıklı haberi ile gazeteci Hayko Bağdat'ı hedef gösterdi. "Rezil yorum" alt başlıklı haberde, "Yüksekova'daki operasyonu tamamlayan kahraman Mehmetçikler Türk bayrağı önünde tekbir getirdi. Tetikçi gazeteci Hayko Bağdat çıldırdı. O anlara ait videoyu, 'tam bir rezillik' diye yorumlayan Bağdat'a tepki yağdı" ifadeleri kullanıldı. (4 Nisan 2016)
-Star yine hedef gösterdi; AFP muhabirine "çanak soru" tepkisi verdi

Star Gazetesi, "O da gazeteci, bunlar da" manşetiyle çıktı. Haberde ABD gezisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ağlayarak soru soran Azeri gazetecinin fotoğrafıyla, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Obama'ya "Erdoğan’ı bir otoriter olarak görüyor musunuz" diye soran AFP'den Andrew Beatty, gazeteciler Adem Yavuz Arslan, Emre Uslu ve Amberin Zaman'ın fotoğrafları kullanıldı. Haberde, "Ülkesindeki şehitlerle ilgili soru sorarken ağlayan Azeri gazeteci Ganire Ataşova, cumhurbaşkanına hakaret edip, PKK, YPG, FETÖ ve Ermeni lobilerinin maşası olmayı gazetecilik sananlara milli duruş dersi verdi" denildi. Haberde Dündar'ın fotoğrafının altına, "Tescilli casus, Erdoğan'ın başarılı ABD ziyaretini karalamaya çalıştı"; Beatty'nin fotoğrafının altına, "Obama'ya çanak soru sorup, aldığı mesajı çarpıtarak dünyaya servis eden AFP muhabiri meğer günler öncesinden Erdoğan'ı aşağılama planı yapmış"; Arslan'ın fotoğrafının altına, "ABD'ye kaçan FETÖ'cü Beyaz Saray'da olay çıkardı"; Uslu'nun fotoğrafının altına, "Türkiye'de aranırken kaçtığı ABD'de YPG bayrağı altında şov yaptı"; Zaman'ın fotoğrafının altına ise, "Paralel medyada PKK elebaşı Bayık'ın propagandasını yaptı" ifadeleri kullanıldı. (4 Nisan 2016)
-Star yazarı Cumhuriyet'i açık hedef yaptı

Star Yazarı Fadime Özkan, "Türkiye'de medya en kadar özgür?" başlıklı yazısı ile Cumhuriyet Gazetesi'ni açıkça hedef gösterdi. Özkan, yazısında, "Türkiye’de medya bence gayet özgür. Hatta biraz fazla özgür! Türkiye’de medya o kadar özgür ki, terör örgütlerinin bile gazetesi televizyonu var ve 7/24 yayındalar! Türkiye’de medya o kadar özgür ki, gazeteciler terör saldırılarını özgürce kamufle edebiliyor, cinayete cinayet demiyor, terör örgütlerinin üstlendiği saldırıları bile devletin üzerine atabiliyor, teröristler için bahaneler üretebiliyor, herkesin gözü önünde cinayet işleyen katillerin röportajlarını tam sayfa yayınlayabiliyor, yayın yasağı olan casusluk faaliyetlerini haberleştirip ucuz kahramanlıklara girişebiliyorlar. Üstelik merkez medya olduğunu iddia eden medyadan kimi isimler, terör örgütleri ve katillerle işbirlikleri nedeniyle marjinal değil kriminal olarak tanımlanmayı hak ederken hem özgürce suç işleyip hem de gazeteci oldukları iddiasıyla imtiyaz talep ediyorlar! Merkezde görünüp terörü özgürce destekleyen medya organlarının eleştirilmesi, kınanması ve merkezden marjinal-kriminal alana itilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu bağlamda Can Dündar’ın yönettiği Cumhuriyet gazetesini mercek altına almak istiyorum. Casusluk davasından yargılanırken bile “Türkiye’de gazeteciliğin yargılandığını, medyanın özgür olmadığını” iddia ettiği için. Amacım -dört haberde bile- Can Dündar yönetimindeki Cumhuriyet’in terörü övmekte ve kollamakta ne kadar özgür olduğunu göstermek" dedi. Özkan, Cumhuriyet Gazetesi'nin görsellerini kullandığı yazısında, "9 MART 2015- Cumhuriyet, Reyhanlı’da 52 kişinin ölümüne neden olan FETÖ savcılarını özgürce akladı! 31 MART 2015- Savcı Kiraz’ı şehit eden katillerin röportajı Cumhuriyet’te özgürce yayınladı!  3 HAZİRAN 2015- Cumhuriyet gazetesi PKK’nın PR’nı özgürce yaptı! 3 MART 2016– Cumhuriyet Çevik Kuvvet’e saldıran teröristleri özgürce gizledi!" ifadelerini kullandı. (5 Nisan 2016)
-Yüksekova ve Nusaybin’de ‘embedded gazetecilik’ örnekleri

Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki bazı illerde uzun süredir devam eden çatışmalar, gazetecilik için de adeta bir sınav oldu. Bölgede yaşananlar, basın yayın organları tarafından, yayın politikalarına göre farklı şekillerde gazete sayfalarına ve ekranlarına yansıtılırken veya hiç yansıtılmazken, bazı basın yayın organları, gazeteciliklerini sorgulattı. Bazı gazeteler ile televizyon kanalları, adeta güvenlik güçlerinin foto film merkezi gibi çalıştı. Bunların en dikkat çekeni Star TV Ana Haber spikeri Nazlı Çelik’ti. Çelik ve ekibi, çatışmalı bölgelerden Yüksekova’ya güvenlik güçlerinin korumasında giderek, tartışmalı haberlere imza attı. Nazlı Çelik ve ekibi, “Gazetecilerin zırhlı araçlar veya helikopterlere konularak istenilen görüntüleri kamuoyuna servis etmesi” olarak tanımlanan ‘embedded gazetecilik’ örneği verdi. İktidara yakın başta Yeni Şafak Gazetesi başta olmak üzere birçok gazetede de aynı yöntemle günlerce yayın yaptı. (6 Nisan 2016)


-Kekeç, Erdem'i tehdit etti

Star Gazetesi Yazarı Ahmet Kekeç, "Eren Erdem'i alın örgüt çözülür" başlıklı yazısında, Karşı Gazetesi ve gazetenin eski genel yayın yönetmeni Eren Erdem'i hedef gösterdi; tehdit etti. Kekeç, yazısında " Konumuz Karşı gazetesi. Bu gazete, biliyorsunuz, 'sol gazete' iddiasıyla yayın hayatına başlamıştı. Ama en solcuları, piyasanın sağcı olarak tanıdığı Serdar Akinan’dı... Ki, bir zamanlar, çalıştığı Akşam gazetesinde, içinde 'kan' geçen yazılar yazıyor, orduyu 'kanlı' bir müdahaleye çağırıyordu. Karşı gazetesinin en önemli misyonu, cemaatin temin ettiği tapeleri ve 'illegal kayıtları' yayınlamaktı. Bu görevle kurulmuştu. Görevini tamamlayınca da kapatılmıştı yahut 'kapanması' sağlanmıştı. Eren Erdem’in cevaplaması gereken ilk soru şuydu: Niçin apaçık bir paralel organizasyonu olan 'Karşı' gazetesi oluşumu içinde yer aldınız? Büyük çoğunluğu suç ihtiva eden kayıtlar (ve ilaveten gizli telefon görüşmeleri) hangi 'mutemet el' tarafından gazetenize ulaştırılıyordu? Bu gazetenin finansörü sadece Turan Ababey midir? Bunlar, bir gazetecinin merakı çerçevesinde kalan sorular. Muhtemeldir ki, paralel yapı soruşturmasını yürüten savcıların da cevabını merak ettiği sorular vardır. Çünkü cari operasyonun en önemli ayağını, Karşı gazetesi oluşumu oluşturuyor. Örgütün çökertilmesi ya da çözülmesi, büyük ölçüde, bu gazeteyle ilgili iddiaların aydınlatılmasına bağlı. En azından savcılar bu görüşte. Eren Erdem 'Karşı' serüvenini sonlandırdıktan sonra CHP’ye katıldı, milletvekili oldu ve 'dokunulmazlık' kazandı. Dolayısıyla, sorulardan kurtuldu. Bunun 'nihai kurtuluş' olmadığını bilmesi gerekiyor. Dolayısıyla, hakkındaki fezleke TBMM’ye ulaşır ulaşmaz, derhal işleme konulmalı, dokunulmazlığı kaldırılmalıdır. Bir durumun vuzuha kavuşturulması için bu şart. (6 Nisan 2016)


-Akit, Madımak'ta insan yakanlar için AKP'li vekillerden yardım istedi

Yeni Akit Gazetesi, "Sivas mazlumlarına vekilleri suskun" manşetiyle, 1993 Madımak Katilamı'nın faillerini, "Sivas mazlumları" olarak tanımladı. Haberde, "1993'te ateist Aziz Nesin'in tahrikleriyle gerçekleşen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Madımak olayları sonrası Sivaslı Müslümanlara yönelik başlatılan kin ve intikam takibi sürüyor" denildi. Gazete, AKP'li vekillerden Madımak sanıkları için yardım istedi. (8 Nisan 2016)
-Türkiye yazarından Arman için çok çirkin yazı

Türkiye Yazarı Fuat Uğur "Ayşe Arman’ın ahlâk eşiği" başlıklı yazısında, Arman ile ilgili çok çirkin ifadelere yer verdi. Uğur, yazısında, "Hani bazılarının ağrı eşiği çok yüksektir ya. Adamı narkozsuz ameliyat edersin bana mısın demez. Ayşe Arman’ın ahlak eşiği de öyle. Çok yüksek. Bu yüzden ne yaparsanız yapın, çirkefin içine düşse de hiçbir zaman rezil olmaz. Çünkü bu konuda çıtayı yerin altında bir yerlere saklamıştır. Son yazısında Kemal Kılıçdaroğlu’nu savunmakla kalmayıp 'önüne yatmak' lafının 'birisine siper olmak' anlamında kullanıldığını anlatıyor. Bunu da herkes bilirmiş üstelik. Ayşe Arman 'önüne yatmak' lafının ne anlama geldiğini hayat tecrübeleri itibariyle en iyi bilen isimlerden biri. Bu yüzden bu lafı aklama çabası kendi hayatını aklama anlamına geliyor olabilir. Onu anlayışla karşılıyorum. Rahat olsun. Kendi tarzında başarılı bir röportajcı. Bu yeteneğini farklı seçenekleri ve fırsatları kullanmadan gösterebilir miydi meçhul. Zira nice kabiliyetli isimler bu yolda harcanıp gitti" ifadelerini kullandı. (9 Nisan 2016)
-AA manipülasyonu abarttı

Karaman'da Ensar Vakfı'na bağlı yasa dışı evlerde çocuklara tecavüz ettiği ortaya çıkan öğretmen M.B. hakkında Anadolu Ajansı tarafından servis edilen haber, devletin basın eliyle yaptığı manipülasyonun sınır tanımadığını gösterdi. Hükümetin her fırsatta sahip çıktığı Ensar Vakfı tecavüzcüsü M.B. için AA'nın haberinde, "Solcu, çok kitap okuyan, namaz kılmayan, aynı zamanda eski MHP'li ve ateist köyden yetişme" ifadeleri kullanıldı. AA'nın tecavüzcü öğretmenin komşusuna dayandırdığını iddia ettiği haberde, "Hiç namaz kıldığını görmedim. Ben siyasete girip, ilçe başkanı olduktan sonra ortadan kayboldu", "Evine gittim. Her taraf kitap dolu. Köşede bir bilgisayar var. Hem Müslümanlık ayağına yatıyor hem de hacılarla hocalarla dalga geçiyor. Benim bildiğim, Marksist, Leninist, solcu bir adam. O zaman da MHP’li gözüküyormuş. O zamanki MHP İlçe Başkanı bana öyle dedi. O zamanlar bunların köyü tüm solcuydu. İçlerinde çok ateist vardı" ifadeleri yer aldı. (10 Nisan 2016)
-Gezi'de ağaçla konuşan Yüksel'den parodi tadında habercilik!

Gezi Direnişi döneminde ağaçla röportaj yapan, TOMA'yı konuşturan Takvim Yazarı Mevlüt Yüksel, A Haber'de Erdoğan hakkında klip yayınlanan Alman ZDF kanalı önünde yaptığı yayınla alay konusu oldu. Güvenlikçilerin kendisine müdahale etmesi için büyük çaba sarf eden muhabir, "Aldığımız bilgilere göre Alman ZDF televizyonu yetkilileri bizim burada çekim yapmamızdan rahatsız olmuşlar güvenlik çağırmışlar. Basın özgürlüğü olduğunu söyleyen ZDF televizyonu, bu güvenlik aracılığıyla sanıyorum bizi buradan göndermek isteyecek. Ama biz basın özgürlüğü olan Avrupa'nın en büyük ülkesinde bu basın özgürlüğünü sonuna kadar kullanmak istiyoruz" anonsunu çekti. Bu sırada beklediği gibi bir karşılık alamayan muhabir, kanalın önünde duran, hiç konuşmayan ve kendisini umursamayan bir kişinin yanına giderek, "Görüyorsunuz, Almanca bizim burada durmamamız gerektiğini söylüyor güvenlik görevlisi, çünkü oradan talimat aldı ve talimat gereği bizi burada tutmak istemiyor. Biz içeriye girmiyoruz öyle söylediği için. Ama burada çekim yapamazsınız, kamerayı buraya doğrultamazsınız diyor. Biz de çalışmamızı yapmak istediğimizi çünkü basın özgürlüğü olduğunu söylüyoruz" dedi. Daha sonra işi abartan muhabir, kanalın önünde duran ve kendi aralarında konuşan 2 kişinin yanına giderek, "Bizim burada olmamızdan Alman ZDF yetkilileri oldukça rahatsız oldular. Bakın görüyorsunuz, elleri cebinde çok kaba bir şekilde duruyor, görüyorsunuz. Bakın bir Alman ZDF görevlisi elleri cebinde ve hareketleri görüyorsunuz. Elleri titriyor, yani o kadar rahatsız oldular ki bizim gelmemizden, yani bir yönetici düşünebiliyor musunuz bir misafirine karşı elleri cebinde ve elleri hakaret eder bir şekilde konuşuyor. Adeta sinirden böyle titriyor, görüyorsunuz. Yani Almanya'daki basın özgürlüğünün geldiği noktayı görüyorsunuz. Türkiye'ye karşı, cumhurbaşkanımıza karşı, Türk halkına karşı olmadık hakaretler eden olmadık laflar, küfürler söyleyen Alman ZDF televizyonunun yetkilileri, bakın nasıl bu şekilde kaba bir şekilde duruyorlar. Bakın görüyorsunuz elleri cebinde. Bu mudur misafirperverlik? Bu mudur misafire karşı tavır? İşte Almanya'daki durum bu. Almanya'daki basın özgürlüğü, Almanya'da kendilerince yaptıkları basın özgürlüğü bu, görüyorsunuz tavırları" ifadelerini kullandı. (11 Nisan 2016)
-Alay konusu olan yayın şimdi de manşet oldu

Takvim Gazetesi, "Jan Türkler" manşetiyle çıktı. Muhabir Mevlüt Yüksel'in Alman ZDF önünde yaptığı alay konusu olan yayın ile ilgili, "Ahlak yok, edep yok, utanma hiç yok ama hepsi özgür" alt başlığı kullanılan haberde, "ZDF Tv ve gazeteci Jan Böhmermann, Cumhurbaşkanına hakaret etti., 'Özgürlük' dedi. Haber Müdürümüz Mevlüt Yüksel de kanala gitti. Almanların iki yüzlülüğünü belgeledi. Bunu hazmedemeyen Jan Türkler, küfür yarışına girdi. Mevlüt Yüksel, sadece habercilik yapmak istedi. ZDF'nin kapısına gitti. Ama sözde özgürlükçü Almanlar tek kare çekim yapmasına izin vermedi" denildi. (12 Nisan 2016)
-Akit: Devlet düşmanı Cumhuriyet

Yeni Akit, "Devlet düşmanı Cumhuriyet" başlıklı 1. sayfa haberiyle, IŞİD'in 103 kişinin yaşamını yitirdiği Ankara Garı saldırısından Emniyet'in haberi olduğunu ancak sadece kendi personeline 'kendinizi koruyun' talimatı verdiğini bildirdiği haberi nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi'ni hedef gösterdi. Haberde, "Genel yayın yönetmeni casusluk suçundan yargılanan devlet düşmanı Cumhuriyet Gazetesi, bu kez verdiği bir haberde polis teşkilatını hedef aldı. 'Canlı bomba var, kendinizi koruyun' başlığını kullanan gazete, polisin Ankara'daki bombalı saldırıya göz yumduğu iftirasını attı" denildi. (15 Nisan 2016)
-Güneş'in manşeti "Türenç'in Erdoğan düşmanlığı"

Güneş Gazetesi, "Allah akıl fikir versin" manşetiyle Hürriyet Yazarı Tufan Türenç'i hedef gösterdi. Haberde, "Aydın Doğan'ın gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yapan Tufan Türenç'in, Erdoğan düşmanlığı 'yok artık' dedirtti. Türenç, Ekvador'da meydana gelen depremi, Erdoğan'ın 2 ay önceki ziyaretine bağlamaya çalıştı" denildi. (18 Nisan 2016)
-Star'ın "Kut'ül Amare" hassasiyeti

Star Gazetesi, "Zaferden rahatsız Cumhuriyet" başlıklı 1. sayfa haberinde, Cumhuriyet Gazetesi'ni ve Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı hedef gösterdi. Ham Cumhuriyet'in hem de Sözcü'nün görsellerinin kullanıldığı haberde, "Türklerin İngilizleri hezimete uğrattığı Kut'ül Amare zaferinin 100. yıldönümünde gençlere yeniden anlatılacak olması, Sözcü'den sonra Cumhuriyet'i de rahatsız etti. MİT tırı ihanetine imza atan Can Dündar'ın gazetesi, Türkiye'nin NATO'ya alınışında İngilizlerin talebiyle tarih kitaplarından çıkarılan zaferi karalamaya çalıştı" ifadeleri kullanıldı. (19 Nisan 2016)
-Akşam, iftira haberi nedeniyle tazminata mahkûm oldu

CHP eski milletvekillerinden Umut Oran, “Sümeyya Erdoğan’a suikast” başlığıyla Akşam gazetesinde 20 Şubat 2015 tarihinde çıkan ve kendisinin de bu suikast planıyla ilgili olduğu kaydedilen manşet habere karşı açtığı davayı kazandı. Akşam gazetesi, yalan haber nedeniyle Umut Oran’a 6 bin lira tazminat ödeyecek. (20 Nisan 2016)
-Takvim, Cumhuriyet'in 23 Nisan resepsiyonuna saldırdı

Takvim Gazetesi, "Bugün 23 isyan!" manşetiyle, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı hedef gösterdi. Haberde Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara'da verdiği 23 Nisan resepsiyonunun fotoğraflarına yer verilirken, "HDP, CHP, MHP ve paralelciler, Cumhuriyet Gazetesi'nin korsan 23 Nisan resepsiyonunda bir araya geldi. Kol kola girdi, aile fotoğrafı verdi. Vatandaş, hayret etti. Partilerin tabanından bile isyan sesleri yükseldi" denildi. (25 Nisan 2016)
-Akşam'dan Cumhuriyet resepsiyonuna: Kirli ittifak

Akşam Gazetesi, Cumhuriyet Gazetesi'nin 23 Nisan resepsiyonunu, 1. sayfadan "Paralel 23 Nisan" başlığıyla haberleştirdi. Haberde, "CHP'nin 23 Nisan için verdiği alternatif resepsiyon, siyasette asla yan yana gelmeyecek isimleri aynı karede buluşturdu. Paralel yapı güdümündeki Cumhuriyet Gazetesi ve Çankaya Belediyesi'nin alternatif 23 Nisan resepsiyonu, kirli ittifakın buluşma noktası oldu" ifadeleri kullanıldı. (25 Nisan 2016)
- Sabah'tan Yeğinsu'ya: Provokatör

Sabah Gazetesi, "Provokatör yine sahnede" başlıklı 1. sayfa haberinde, New York Times'da çalışan Ceylan Yeğinsu'yu hedef gösterdi. Yeğinsu'nun fotoğrafının da kullanıldığı haberde, "New York Times Gazetesi'nde Türkiye ile ilgili uydurma haberlere imza atan Ceylan Yeğinsu, skandallarına yenisini ekledi. Yeğinsu, şimdi de devletin Ermeni mülklerine el koymaya başladığı iftirasını dile getirdi. (25 Nisan 2016)
-Güneş'in hedefi Hollandalı gazeteci

Güneş Gazetesi, Türk asıllı gazeteci Ebru Umar'ın gözaltına alınması haberini, 1. sayfasından "Küfürbaza CHP sahip çıktı" başlığıyla verdi. Umar'ın fotoğrafının da kullanıldığı haberde, "Hz. Muhammed'e ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ağır hakaretlerle saldıran Ebru Umar adlı kadın, gözaltına alındı. Umar için CHP seferber oldu" ifadeleri kullanıldı. (25 Nisan 2016)
-Güneş'in hedefi bu kez Bayık ile röportaj yapan BBC

Güneş Gazetesi, "BBC'den terör propagandası" başlıklı 1. sayfa haberiyle İngiliz BBC kanalını hedef gösterdi. Haberde, "Her fırsatta terör örgütü PKK'nın propagandasını yapan İngiliz BBC kanalı bu kez de örgütün elebaşı Cemil Bayık ile gerçekleştirdiği röportajı yayımladı. Elebaşı Bayık, röportajda ABD ile doğrudan görüştüklerini söyleyip, PYD'nin kendilerine bağlı olduğunu itiraf etti. BBC, daha önce de teröristlerin dağdaki yaşamını anlatan bir belgesele imza atarak örgütün propagandasını yapmıştı" ifadeleri kullanıldı. (26 Nisan 2016)
-Güneş'ten Dündar-Almanya karşılaştırması

Güneş Gazetesi, "Şaka gibisiniz" başlıklı 1. sayfa haberinde yine Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı hedef gösterdi. "Hans olunca 'ihanet', Can olunca 'gazetecilik'" alt başlığının kullanıldığı haberde, "MİT tırlarıyla ilgili ihanet manşetine imza atan Can Dündar'ı basın özgürlüğü adı altında savunmaya kalkışan Almanya, izinsiz silah satışını haber yapan Alman gazeteciler hakkında soruşturma başlattı. Demek ki gazetecilik değilmiş. Almanların Türkmenlere yardım götüren MİT tırlarıyla ilgili yalan haber yapan Can Dündar'ı savunması iki yüzlülüklerini ortaya koydu" denildi. (28 Nisan 2016)
-‘İftira habere’ 138 bin 500 lira tazminat cezası

Akşam ve Güneş gazetelerinin, CHP ile Fethullah Gülen Cemaati arasında, AKP Hükümeti yetkililerine yönelik ‘gizli dinleme’ yapıldığı yönündeki haberleri ve bu haberleri daha sonra devam ettiren Star, Sabah ve Takvim gazeteleri tazminata mahkûm edildi. Haberlerin yalan olduğunun ortaya çıkması üzerine Star ve Akşam gazetelerinin sahibi Ethem Sancak ve diğer gazete sahipleri, CHP ve dönemin CHP milletvekili Umut Oran’a 138 bin 500 lira tazminat ödeyecek. (30 Nisan 2016)
-Sabah'ın eski yazı işleri müdüründen "Ergenekon" itirafı

Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları sırasında Sabah Gazetesi'nde Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapan Barış Soydan, bu dönemde yapılan gazeteciliğe ilişkin önemli bir yazı kaleme aldı. Soydan, yazısında, "Ergenekon, ilk gündeme geldiğinde, medyada önemli bir destek bulmuştu. O sırada Sabah'ta yazı işleri müdürüydüm. Lafı eğip bükmeye gerek yok: Evet, 'kullanışlı aptallardan' biri de benim. Sabah'tan ayrıldıktan sonra bu zokayı nasıl yuttuğumuzu çok düşündüm" dedi. O dönemde yaptıkları haberlerle ilgili itiraf niteliğinde ifadeler kullanan Soydan, "Bir noktadan sonra zaten Ergenekon ve Balyoz haberleri başlangıçtaki coşkusunu yitirdi. Manşetler 'görev icabı' devam etti. Bunda şaşılacak bir şey yok. Bu dönemde yediğimiz zokaların en büyüğü, bence, Danıştay saldırısı davasının Ergenekon'la birleştirilmesiydi. Böylelikle Ergenekon, terör davası niteliği kazandı. Bu süreçte medya önemli bir rol üstlendi. Medyaya sızdırılan haberlerle, kamuoyu buna hazırlandı. Zaman içinde olgunlaşan kanaatim şu: Ergenekon, aslında bir örgüt davası falan değil, farklı devlet blokları arasında yaşanan iktidar mücadelesinde kullanılan bir araçtı. Ergenekon soruşturmasının başladığı 2007, çok kritik bir yıldı. İktidar mücadelesini kimin kazanacağı daha belli olmamıştı. İki taraf da çok sert hamleler yapıyordu. 27 Nisan 2007’de Genelkurmay’ın sitesinde e-muhtıra yayınlandı. İki ay sonra, haziranda Ümraniye'de bir gecekonduda yapılan aramada el bombaları bulundu ve Ergenekon operasyonları başladı. 14 Mart 2008'de Yargıtay Başsavcısı, Ak Parti'ye kapatma davası açtı. Bir hafta sonra, 21 Mart'ta İlhan Selçuk gözaltına alındı. Bu olaylar arasında ilişki bulunduğunu bugün artık görebiliyoruz. Ama o gün bunu görmek kolay değildi. Bu arada bizim gazeteye, Sabah'a TMSF tarafından el konuldu. Gazete, Ak Parti’ye kapatma davasına karşı cansiperane mücadeleye başladı. Söylemek istediğim şu: Ergenekon Davası, büyük iktidar mücadelesi hesaba katılmadan anlaşılamaz. O zaman her şey toz dumandı, ne olup bittiğini göremiyorduk. Zokayı yememizin bir nedeni de buydu" dedi. (3 Mayıs 2016)
-Güneş, Hürriyet ve Cumhuriyet'i açık hedef yaptı

Güneş Gazetesi, "Nasıl olacak bu iş?" manşetiyle Hürriyet'in sahibi Aydın Doğan ile Cumhuriyet Gazetesi ve gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ı açık hedef yaptı. İki gazetenin görselleri ile Doğan ve Dündar'ın fotoğraflarının kullanıldığı haberde, "Türkiye, tarihinin en zorlu dönemlerinden birinden geçerken, ülke düşmanları yine kol kola girdi. Aydın Doğan medyası PKK'nın Suriye kolu YPG'ye övgüler dizerken, FETÖ'cü Cumhuriyet de PKK'yı aklamaya çalıştı" denildi. Haberde, "Bursa'daki hain intihar saldırısı sonrası 'Tekbirle patlattı' yalanını atarak kamuoyunu aldatmaya çalışan FETÖ'cü Cumhuriyet Gazetesi, saldırıyı PKK'nın uyduruk örgütü TAK üstlenince ne yapacağını şaşırdı. Teröristin üzerindeki bombayı 'kazara patlattığını' söyleyerek PKK'yı aklamaya çalıştı. Her fırsatta milli olduğunu iddia eden Aydın Doğan'ın gazetesi Hürriyet ise birinci sayfasındaki haberinde terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'yi yere göğe sığdıramadı. Ankara'da 28 kişinin öldüğü kanlı saldırıyı düzenleyen YPG'li teröristler için 'savaşçı' ifadesini kullanan gazete, teröristlerin batılı askerlerle aynı mevzide olmasına övgüler dizdi" denildi. (3 Mayıs 2016)
-Can Dündar’a suikast girişimini haklı gösterme çabaları

‘MİT TIRLARI’ davası kapsamında yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a yönelik silahla suikast girişimi sonrası AKP iktidarına yakın medya organları attıkları manşetlerle suikast girişimini haklı göstermeye çalıştı. Sabah, Akşam, Akit gibi gazeteler yaşanan olayın ‘tiyatro’ olduğunu iddia etti. (7, 8 Mayıs 2016)


-Akşam, aklın sınırlarını zorladı

Akşam Gazetesi, "Can'a faizsiz Gezi kredisi" manşetiyle, akıl sınırlarını zorlayan bir karalamaya imza atmaya çalıştı. Haberde, "Casusluk davasının karar duruşmasını organize bir şovla PR çalışmasına dönüştüren Cumhuriyet Yayın Yönetmeni Can Dündar ile ilgili yeni bir soruşturma gündemde. 18 bin TL maaş alan Dündar, aylık taksitleri 110 bin TL olan 4 milyon liralık kredi çekmişti. CHP destekli bankadan alınan faizsiz kredinin tarihi 17 Mayıs 2013. Bundan iki hafta sonra da Can Dündar'ın da başrolünde olduğu Gezi kalkışması başlıyor. Savcılık şimdi, "Banka, krediyi Dündar'a Gezi olaylarında aktif rol alması için mi verdi?' sorusuna cevap arıyor" denildi. (10 Mayıs 2016)
-Akşam manşetinde ısrarlı

Akşam Gazetesi, yine Can Dündar'ı manşet yaptı. "Sen önce bu soruları cevap ver" manşetiyle çıkan gazete, "Akşam'ın 'Ballı gezi kredisi' haberi sonrası kimyası bozulan Can Dündar, "Belgeler masamda" deyip istifa resti çekti. Şimdi o bankanın savcılığa gönderdiği yazıya dayanarak Can'dan şu soruların cevabını bekliyoruz: Bankadan Şubat 2016'da gönderilen yazıda, faiz ve ödeme planıyla ilgili bilgiler neden yok? Milyonlarca liralık arsanın diğer ortağı olan eşin Dilek hanım, krediye nasıl kefil yapılabildi? Sıradan bir vatandaş, aylık 110 bin TL taksitli kredi için en az 400 bin TL gelir istenir. 18 bin TL maaşla bankayı nasıl ikna ettin? Ballı kredinin Gezi'den 2 hafta önce verilmesi tesadüf mü?" denildi. (11 Mayıs 2016)
-"Laiklik" sloganı duyulunca yayını kestiler

A Haber'in, Fenerbahçe'nin Euroleague'de Laboral Kutxa'yı 88 - 77 mağlup ederek finale çıkmasının ardından stad çevresinde yaptığı canlı yayın sırasında yaşanan olay, manipülatif yayınlara yeni bir örnek teşkil etti. Maça ilişkin bilgiler aktardığı sırada arkadan bir grup taraftarın, "Türkiye laiktir laik kalacak" tezahüratları üzerine paniğe kapılan muhabir, canlı yayında yönetmenine, "Yayını kesin" diye seslendi. Reji de tezahüratların devam etmesi üzerine yayına son verdi. (14 Mayıs 2016)
-Sümeyye Erdoğan'n düğünü manşetlerdeydi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın 6 bin 500 davetlinin katıldığı düğünü, ertesi gün iktidara yakın bütün gazetelerin manşeti oldu. Star Gazetesi'nin "Düşman çatlatan düğün", Akşam Gazetesi'nin "Dualarla mutluluğa", Güneş Gazetesi'nin "Her anı anlam yüklü", Yeni Akit Gazetesi'nin "Allah mutlu etsin" ve Zaman Gazetesi'nin "Bir ceylan gibi yuvadan ayrıldı" başlıkları dikkati çekti. (15 Mayıs 2016)
-Sabah, Hürriyet, Sözcü ve Cumhuriyet'i hedef aldı

Sabah Gazetesi, 1. sayfadan verdiği "Teröre destek, orduya köstek" başlıklı haberde, Hürriyet, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerini hedef aldı. Haberde, "Algı operasyonu yürüten Hürriyet, 'TSK tepkiler üzerine açıklama yaptı' diyerek teröre karşı kahramanca mücadele eden Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı karalamaya çalıştı. Doğan ve FETÖ medyası yine terörün yanında saf tuttu", "Doğan Medyası ve FETÖ'nün tetikçiliğine soyunan Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin son hedefi terörün belini kıran TSK oldu", "Doğan ve FETÖ medyasının yıpratma kampanyasıyla terörle mücadele sekteye uğratılmaya çalışıldı", "Tetikçi kalemlerin Sümeyye Erdoğan'ın nikâhına katılan Akar hakkında yürüttüğü linç kampanyası ters tepti" gibi ifadeler kullanıldı. (18 Mayıs 2016)
-Güneş, yine Aydın Doğan'ı hedef gösterdi

Güneş Gazetesi, "Düş bu milletin yakasından" manşeti ile Aydın Doğan'ı hedef gösterdi. "Yeter be Aydın Doğan" alt başlıklı haberde, "Her fırsatta terör örgütlerine açık destek veren Doğan Medyası bu kez de kışkırtıcılığa soyundu. PKK propagandası yaptığı için yurttan atılan bir terör yandaşını 'Kürtçe konuştuğu için kovuldu' yalanıyla sahneye çıkardı" denildi. Haberde, "Güneş soruyor: Bu mu millilik, bu mu bağlılık" diye Doğan'a soru da sordu. (18 Mayıs 2016)
-Takvim de Sözcü ve Cumhuriyet'i hedef gösterdi

Takvim Gazetesi, "Sazcı kardeşler" manşetiyle çıktı. Haberde, "Burak Akbay, gazetesini cemaatin Sözcü'sü, haline getirdi. Casusluktan yargılanan Can Dündar da Cumhuriyet'i paralelin emrine verdi. Hepsi bir araya gelip Akar Paşa'yı vicdansızca eleştirdi", "Terör örgütünün siyasi uzantısına ekranda saz çaldırıp, yıldızını parlatanlar yeniden ortaya çıktı. Cemaat ve Sözcü'süyle el ele verip Orgeneral Akar'ı yıpratmaya kalkıştı" ifadeleri kullanıldı. (18 Mayıs 2016)
-Akit: İtiraf etti, Hayko Bağdat müslüman değilmiş

Yeni Akit Gazetesi, Ermeni asıllı gazeteci Hayko Bağdat'ın Yarına Bakış Gazetesi'ne verdiği bir röportajda "Cemaatçi olmam için önce Kelime-i Şehadet getirip Müslüman olmam gerekiyor" sözlerini, "Hayko Bağdat Müslüman değilmiş!" başlığıyla haberleştirdi. Akit, Bağdat’ın sözlerini "İtiraf etti" üst başlığıyla şeklinde verdi. (19 Mayıs 2016)
-TRT'de program yapan Sunal, Atatürk paylaşımı nedeniyle hedefe konuldu

Yeni Akit Gazetesi, TRT sunucularından şarkıcı Zeliha Sunal'ın, 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkan Atatürk ve arkasında ayak izlerini silmeye çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sembolize eden "izin silinmiyor" karikatürünü instagram'dan paylaşmasını haberleştirdi. "TRT, bu seviyesizliğe göz yummasın" başlıklı haberde, "TRT Kent Radyo'da program yapan Zeliha Sunal'ın şahsi instagram hesabında 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan iğrenç bir karikatürle kutlaması büyük tepki çekti" denildi. Haber gazetenin internet sayfasında da "Zeliha Sunal'dan Erdoğan'a hakaret" başlığıyla verildi. Aynı gün Sunal'ın TRT Kent Radyo İstanbul ile ilişiğinin kesildiği bildirildi. Akit ertesi günkü haberinde, "Akit yazdı, TRT o kadının biletini kesti" başlığını kullandı. (19-20-21 Mayıs 2016)


-Kelkitlioğlu'ndan Dündar saldırısı yorumu

Yüklə 336,46 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin