Bismillâhir rahmânir rahîm.
إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ ﴿١﴾
(1)İzâ câe nasrullâhi vel fethu.
(1)Allah'ın yardımı ve fethi geldiğinde
وَ رَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا ﴿٢﴾
(2)Ve raeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ.
(2)İnsanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde,
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَ اسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا ﴿٣﴾
(3)Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirhu, innehu kâne tevvâbâ.
(3)Rabbini överek tesbih et, O'ndan mağfiret dile. Çünkü O tevbeleri kabul edendir.
Sözlük
izâ câe : geldiği zaman
nasru allâhi : Allah'ın yardımı
ve el fethu : ve fetih
ve raeyte : ve sen gördün
en nâse : insanlar
yedhulûne : girerler
fî : ... e
dîni allâhi : Allah'ın dîni
efvâcen : grup grup, bölük bölük
fe : o zaman, artık
sebbih : tespih et
bi : ile
hamdi : hamd
rabbi-ke : senin Rabbin, Rabbin
ve istagfir-hu : ve ondan mağfiret dile
inne-hu : muhakkak o
kâne : oldu, idi, dır
tevvâben : tövbeleri kabul eden
Dostları ilə paylaş: |