"TAMMY, ONU İÇME!" Ağzınızı tatlı su akıntılanna, musluklara ya da parktaki havuzun fıskiyesine dayadığınızda, anneniz bundan hiçbir zaman hoşlanmadı, değil mi? Temiz su içmenizi istedi. Size göl suyu içmemenizi söylemek kolay olmakla birlikte, musluk suyu kullanımınızı da tekrar düşünmenizi istiyoruz. Birçok kişi, yerel .su kaynaklannda bulunan bakteriler yüzünden düşük seviyede enfeksiyon kapabilmektedir, bu da vücutta şişliklere, kızarmış gözlere, kann ağrılarına ve yorgunluğa yol açabilmektedir. Üstelik sorunun neden
MitmL&erpek mi? Sizin ipin en güvenli yer hastanedir
kaynaklandığı konusunda hiçbir fikriniz ola-mayabilir. İçtiğiniz suyla ilgili olarak bir filtre kullanmanızı öneririz. Sudaki bakterileri ve / veya yabancı maddeleri temizlemek için tasarlanmış bu filtrelerin çok çeşitli modelleri var. Evet, herhangi bir hastalığınızın ryileştirilme-Siz musluk suyunu sürahiye doldururken, fil- sine ihtiyacınız varsa... Amo enfeksiyon treden geçene kadar çok çeşitli bakteri ve mik- bulaştırmaya neden oldukça, hastane en kötü roplardan arınır. yerdjr So(je{e hflStQ insQn|ar(jan enfelcsjyon
_ ., . kapmazsınız, üstelik antibiyotiklere karşı
"TOMMY, BUTUN İLACINI BİTİR!* dire|)Ç|. ve süpfir agresjf bQkferj|er kflr?|Sffldfl
Tipik senaryo: Hastasınız. Doktoru an- da tehlikedesinizdir. Eğer tedavi görmeyeceks-
yorsunuz. İlaç alıyorsunuz, tki gün içinde ken- . r . ¦ • . ı. . - ı -
7 * ' " v eniz enfeksiyon kapma riskim mumkun
dinizi iyi hissediyorsunuz ve ilacı birakıvorsu- ,. , , .. , ¦ „ . . .
olduğunca azaltmak ıctn sık sık ellerinizi nuz. Bu bir hata. Antibiyotikler size kendinizi .
... ... , , yıkamolı ve hastanede kalma sürenizi en aza
ıyt hissettirmek için ta sari anmamıştır ama böyle güzel bir etkisi de vardır. Aslında, düşmanı öldürmek ya da etkisiz hale getirmek için ta-
¦ sarlanmışlardır. Dolayısıyla iki-üç gün içinde kendinizi daha iyi hissetseniz bile, bütün düşmanları öldürdüğünüzden emin olmak için antibiyotiklerin tamamını bitirmek önemlidir; on gün ya da iki hafta sürse bile. İlacı sadece yarısına kadar kullanırsanız, tek yaptığınız geri kalan bakteriyi zayıflatmak olur. Zayıflayan bakteri genellikle öncekinden daha güçlü bir şekilde döner, enfeksiyonu kötüleştirir ve vücudunuza daha derin yayar; bu da kardi-yovasküler ve diğer sistemleriniz için daha büyük bir
Mİt SâVâf *4 tchlike yaratır. Knfeksiyon hastalıktan üzerine odaklanmış yeni doktorla karşılaşmayı sabırsızlıkla beklemiyorsanız, bütün ilaçlarınızı bitirin. Bakteriler ve virüsler gibi küçük ısrarcı kan emicilerle savaştığınızda, nakavt yumruğunu patlatana kadar darbeleri üst üste indirmeniz gerekir. Bu arada, antibiyotikler sadece kötü ve zararlı bakterileri değil, iyi olanları da öldürebilir.
284 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
Savunma Kalkanları; Bağışıklık Sisteminiz * 285
Mit mi, Gerpek mi?
Echînacca (kirpi Otu), 2. Adım: Besin Müttefiklerinizi Çağır
soğuk algınlığı semptomlarını azaltır
Echinacea tabletleri, soğuk algınlığıyla savaşma becerisi nedeniyle bir hayli dikkat çekti. Soğuk algınlığını iyileştirmek ve semptomları azaltmak konusunda bir yol olarak tavsiye edilmekle birlikte, yakın zamanda yapılan rasgele araştırmalar, bu tabletlerin semptomları azaltmak veya hastalık süresini kısaltmak konusunda herhangi bir etkisi olmadığını göstermiştir.
T hücreleri, B hücreleri ve akyuvarlar, büyük ölçüde işleri kontrol altında tutar ve evinizi güvenceye alırlar. Ama fazladan desteğin asla zararı olmaz; özellikle de bağışıklık sistemini belirgin bir şekilde güçlendiren eğitilmiş besinler söz konusu olursa. Sisteminizi güvence altında tutmak için en iyi besinler:
C VİTAMİNİ Bağışıklık sisteminizi desteklemek için günde iki kez 500 miligram alın (böylece istilacıları öldürmek için daha fazla mermi üretebilirsiniz). Tablet biçiminde alabileceğiniz gibi, portakal ve diğer turunçgiller gibi yiyeceklerden, yüzde 100 doğal portakal suyu, domates ve dolmalık biberden de alabilirsiniz. Bağışıklık sisteminizi ve damarlarınızı genç tutmanın yanı sıra, C Vitamini aynı zamanda sizi bir yaşa kadar gençleştirir.
YOĞURT Pastörize edilmemiş yoğurtta, sütü yoğurda çeviren ve mantarla ilgili rahatsızlıklara karşı etkili Lactobacillus acidophilus adında sağlıklı bir bakteri bulunur. Ya da günde iki kez 20 miligramlık tabletler halinde de alabilirsiniz. Vücudunuzda büyümemesi gereken mantarların aşırı gelişmesini engeller. Mantara karşı etkili bir şey daha: Sarımsak.
FLAVANOİDLER Bu vitamin benzeri maddelerin (vitamin gibi iş görürler ama yaşamsal olarak şart değillerdir) damar ve bağışıklık sistemi yaşlanmalarını yavaşlattığı gözlemlenmiştir. Eski düşmanların anılarını daha uzun ve daha yoğun bir şekilde korumayı sağlarlar. Flavanoid açısından zengin yiyecekler yerseniz - günde 31 gram - kendinizi 3.2 yaşa kadar gençleştirebilirsiniz.
286 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
Bu ihtiyacınızı karşılamak için neler yiyebilirsiniz:
Soğan (bir küçükte 4 miligram)
Frambuaz (250 gramında 8 miligram)
Brokoli (1 fincanda 4.2 miligram)
Domates (bir küçükte 2.6 miligram)
Elma (bir orta boyda 4.2 miligram)
Çilek (bir fincanda 4.2 miligram)
Yulaf (bir fincanda 3 miligram)
Kırmızı şarap (bir kadehte 3 miligram)
Frambuaz suyu (250 mi. bardakta 11.2 miligram)
Domates suyu veya çay (250 mi. domates suyunda ya da
bitkisel olmayan demlenmiş çayda 7.2 miligram)
Greyfurt suyu (150 mi. bardakta 3 miligram)
KABAK ÇEKİRDEĞİ Çinko içerirler; soğuk algınlığı süresinin kısalmasında
yararlı olduğu gözlemlenmiştir.
3. Adım: Uç Büyüğü Bilin
Bu dünyada yaşıyorsanız, mutlaka soğuk algınlığına yakalanacaksınız. Bu, insanlarla birlikte olmanın bir getirişidir: Onlarla konuşmanın, tokalaşmanın, aynı metro demirlerini paylaşmanın bedeli. Mikroplar yayılacaktır. Dolayısıyla, eğer amacınız soğuk algınlığını engellemekse, o halde tek gerçek çözümünüz pilinizi pırtınızı toplayıp ailenizle vedalaşmanız ve gidip ormanda yaşamanız-dır. Eğer başka insanlarla temas halindeyseniz, öksü-rerek, hapşırarak, burnunuzu çekerek ortalıkta dolaşacağınız zamanlar da olacaktır. Aslında, çoğu Ameri-
Savunma Kalkanları: Bağışıklık Sisteminiz * 287
Mit ml Gerpek mi?
İZ Yâ da POİC
kah yetişkin, yılda iki ila dört kez soğuk algın- lığına yakalanmakladır. Sırf bu yüzden bile, soğuk algınlığına yakalandığınızda sonuçlara tamamen katlanmanız gerekmez. Bu konuda herkesin bir tedavi fikri var gibi görünmektedir ama gerçek şu ki aslında soğuk algınlığının Soğukta başmıza şapka giymeden dolaşırsanız tcdavisi Voklur: sadece süred hızlandırabilirsi-soğuk algınlığına yakalanacağımı fikri sadece niz- Süred hızland.rmakta gerçekten etkili ol-kocakarı masaldır. Araştırmalar göstermiştir ki duSu bilinen ü< W varchr: Tavuk Ç°rbası- <ın~
havanın soğuk ya da yağmurlu olmasının soğuk ko Pastilleri ve C vitamini (neden ^ >'amdık-ı i- ı L-L--I-- iı lannı bilmiyoruz ama araştırmalar etkili olduk-
algınlığıyla hiçbir ilgisi yoktur. ¦
hırını göstermiştir). Semptomları fark ettiğiniz
anda herhangi birinden düzenli miktarda almaya başlayın; semptomlar başlar başlamaz günde dört kez bol suyla birlikte 500 miligram C vitamini, altı saatte bir çinko pastili veya günde dört kez bir kâse tavuk çorbası. Ortalama beş gün süren hastalık sürecini üç güne indirebilirler.
4. Adım: İnsan Müttefiklerinizi Çağırın
Ne tür bir mücadele içinde olduğunuz fark etmeksizin - bir bar kavgası, tamirciyle kavga, aile içinde yemek kavgası - daima birinin sizin tarafınızda olmasını istersiniz. Basit matematik bile, yanınızda ne kadar çok sayıda insan olursa, şansınızın o kadar yüksek olduğunu göstermiştir, aynı ilke sağlığınız için de geçerlidir: Güçlü bir sosyal ağ yaratmak, bağışıklık sisteminizi güçlendirmekte önemlidir. Nasıl mı? Depresyonun enfeksiyonla bağlantısı vardır ve muhtemelen bunun nedeni depresyonun T hücrelerinin savaşma yetisini kır-masıdır. Siz depresyondayken T hücreleriniz sadece alarm vermeyi unutmakla kalmaz, aynı zamanda savaşmakla da ilgilenmez. Grup çalışması da işe yarar; dini gruplara, sosyal gruplara ve çalışma gruplarına katılmak sizin için her açıdan yararlıdır.
288 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
5. Adım: Stresle Başa (ıkın
Mit mi. Oerpek mi? Soğuk algınlığında apliktan öl ateşin yüksekken yemek ye Yoksa tam tersi
miydi?
Elimizde stresle yaşlanmayı birbirine bağlayan çok fazla veri bulunmasa da, stresin enfeksiyonlarla ilişkisi olduğunu düşünüyoruz. Aslında, stres bütün yaşlandıncılar içinde en etkilisidir. Ne kadar stresli olursanız, kaza, enfeksiyon ve damar yaşlanması riskiniz de o kadar artar. Asıl endişelendiğimiz konu stres değil, çünkü herkes stresli; bizi daha çok ilgilendiren, strese verdiğiniz tepki. Yoğun stres al-
unda olduğunuzda - örneğin bir işi yetiştirme- kkia ^fark etmeL So9uk al9'nlı9lnlz 1° d° ye çalıştığınızda - gayet iyi gidersiniz. Ama o *** olsu"' normo1 olarak
stres kaybolduğunda, enfeksiyonlara açık bir etmel™2 {mml kavromı"lz W »* W
, , ,,.-.. i_ r ı ¦ - j cekferi içermediği sürece). İkisinde de önemli
hale geldiğiniz tuhar bir gen tepme durumu * ,
„ , .. ........ . olan. yeterli miktarda su içmektir; özellikle de
vaşarsınız O ve B hücreleriniz dövüşten kaç- . '.
' ', , , , ateşiniz yüksekse. Bol miktarda sıvı, bütün
mak için saklanırlar ve yardımınıza gelmekte ..' , . . ¦ , , , ., ,. . .
vücut enteksıyonlanndo yararlıdır. Ve dinlenin,
yavaş davranırlar). Stres azaltma teknikleri açı- .. . . ,. , . T „ l- i • ¦ 7 v * dinlenin, dinlenin... T ve B hücrelerinin sovaşa
sından konuşursak, bir kişi üzerindeki baskıyı hazır|orım(K|no yordım[| o]ür
atmak için basketbol oynamayı seviyor olabilir; bir diğeri ise belki oturmayı seviyordur. Bazıları Mozart dinler; bazıları Metallica dinler. Ama herkesin böyle bir zamanda stresle yüzleşmek için yapabileceği en azından bir şey vardır: Kendinizi stresli bir durumdan bir an önce kurtarın; ya mahallede bir yürüyüşe çıkın ya da yan odada bir süre otunın. O kısa mola, size nefes alma ve gerçekçi davranma şansı verir. Konu ne olursa olsun, bir tür destek planınız olmalıdır; bazı teknikler sizi stresli bir durumun duygularından kurtarabilir. Belki on derin nefes almak, belki on beş saniye süreyle yüzünüzü buruşturmak olabilir. Her ne olursa olsun, ilk savunma duvarlarınız düşmeye başladığında stresi azaltmak için bir destek planı geliştirmelisiniz.
Savunma Kalkanları: Bağışıklık Sisteminiz * 289
GERÇEK KUTUSU
Eğer kaykayınızla bir kaza geçirdiys-eniz ya da şeytantırnağınızı kopardıysanız, doğanın yara bantlarını bilirsiniz. Biri, neredeyse hemen yarayı kaplayan kabuktur. Akyuvarlar yarayı korumak için geldiklerinde oluşan pıhtı yara kabuğuna dönüşür; ve iyileşme sürecini gerçekten hızlandırır. Diğer yandan İrin, bakterinin biriktiği ve çoğaldığı bölgede biriken bir akyuvar yığınıdır. İrinin varlığı, akyuvarların varlığını ve enfeksiyonu sindirmeye çalıştığını gösterir. Bunu yeterince hıztı yapmazlarsa, bölgeye giderek daha fazla akyuvar toplanır ve bu do irini çoğaltır. İrin aynı zamanda savaşın devam ettiğini ve henüz iyileşmediğinizi de gösterir.
Yapılması gereken diğer bir önemli şey. hayatınızdaki sürekli streslerle ilgili düşünce tarzınızı değiştirmektir; zorlayıcı bir patron, kırılmış bir kapı, faturayı asla doğru hazırlamayan bir kablolu televizyon şirketi. Bakın, kasıtlı olarak serseri ya da baş ağrısı olmaya çalışan çok az kişi var. Stresi asıl yaratan şey, sizin duruma ya da eyleme verdiğiniz tepkidir. Bu, kapınızın daha hızlı onarılmasını sağlamaz ya da kablolu yayın faturanızı düzeltmez ama stresin kötü niyetten değil, durum ve eylemden geldiğini hatırladığınızda, başka türlü stres verici olabilecek durumlarla da daha rahat başa çıkarsınız; ve bu da daha sağlıklı bir yoldur.
Hormonlarla İlgili Yaygın Mitler
Hormon Miti »1 Zihin-Beden arosmdaki boğlontı "somut" bilimle kanırianmamıştı Hormon Miti »2 i40/90'ın altındaki tansiyon sorun değildir. Hormon Miti »3 Duygularımızı hormonlar kontrol eder.
.,„ -.i-u .«
290 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
Ooğumuz evlerimizin cansız nesneler olduğunu düşünürüz. Kiriş kolonları, bir kova çivi ve bir parça sıvadan sonra rüzgâr çanını asıp bir plastik geyik atarsınız ve her şey yerleşmiştir. Evlerin en kaba hali ve tanımı budur; bizi yağmurdan, rüzgârdan, güneşten ve dedikoducu, meraklı komşulardan koruyan bir barınak sağlar.
Evinizin içindeki hava, su ve elektrik, içerideki herkes için yaşamsal kan gibidir. Ama belli bir şekilde düzenlemediğiniz sürece bu ihtiyaçlar düzgün çalışmaz. Termostat, havanın sıcak ya da soğuk olmasına karar verir. Musluklar duşunuzun yatıştırıcı ve ılık mı, yoksa eriyen lavlardan daha mı kızgın olacağına karar verir. Şimdi size evinizdeki tüm sistemleri kontrol etme gücü veren bütün kadranları, anahtarları ve kontrolleri düşünün. Bir de şunu düşünün: Mobilyaya, sanat eserlerine ve duvardaki resimlere lezzet veren aynı duygu, sistemlerinizin de çalışmasını sağlıyor (bunu siz düzenliyorsunuz, çünkü evinizi umursuyorsunuz). Çoğu zaman, her şey düzgün bir şekilde çalışır ve evinizin nasıl çalıştığını zor fark edersiniz. Peki kontroller ve düzen bozulursa ne olur; ya da onları ilımal ederseniz? Her türde sorun yaşarsınız. En iyi durumda. Temmuz ortasında sıcaktan ölür, musluğunuz olmadığı halde su faturası öder, fırında sıcaklık kontrolü olmadığı için somonu yakarsınız ve evinize bir fast-food restoranındaki tabure kadar ilgi gösterirsiniz. Evinizde, bütün bu sistemler evinizin düzgün bir şekilde çalışması ve rahatça yaşamanız için gereken temel elementleri - sıcaklık, su veya elektrik gibi - sağlar.
Endokrin sisteminizin yaptığı şey de budur: Vücudunuzun iyi - ve rahat - çalışmasını sağlamak için belli hormonların salgılanmasını düzenleyen bir salgı sistemi. Bu hormonların çoğu, büyükannenizin yaptıklarını yapar; kimse fark etmeden güzel şeyler yapar ve bütün bunlar yapıldığı için güzel bir hayat yaşarsınız. Bu salgı bezleri kendi kendilerini düzenlerler, böylece herhangi bir şeyi açıp kapamak veya bir düğmeyi çevirmek konusunda nadiren endişelenirsiniz (kendi yatak odanızın mahremiyeti dışında). Bu, hormonlarınıza aldırmamanız gerektiği anlamına gelmez; aslında, vücudunuzdaki hormonları düzenlemek için yapmanız gereken bir sürü şey vardır.
Çoğumuz gençlerin hormonlarıyla Farrah Fawcett posterlerini bağdaştır-
Mit mi, Gerpek mi?
Ağlamamızı hormonlar kontrol eder
Terin aşırı tuzu kaldırması, sidiğin toksinleri vücuttan atması ve sümüğün bakterileri hapsetmesi gibi, gözyaşlarının da bir amacı vardır. Bazal gözyaşları gözlerimizi nemli tutar ki bu da hava akımlarının ve havadaki tozların oluşturabileceği zararı önler. Rüzgâr ya da kum taneleri {böcekler yo do toslar} çarptığında, gözlerimizde tahriş yaşlan oluşur. Hepsinin amacı aynıdır: Gözleri korumak. Yoğun duygu anlarında duygusal yaşlar salgılanır; bo-zen mutluluktan, bazen de kederden. Bazal ya da tahriş yaşlarından daha fazlasını içerirler; kurtulmanız gereken stres hormonunu beraberlerinde dışarı atarlar. Peki stres hormonuno yol açan, gözyaşlarının kendisi midir? Bunu bilmiyoruz ama stresle artan bir hormon, ağlamakta da ilgilidir: Prolaktin. Vücuttaki prolaktin seviyeleri, duygusal ağlama miktarıyla doğru orantılıdır; bir bütün olarak, kadınlar erkeklerden daha sık ağlarlar (belki dört kot daha sık, bir araştırmaya göre) ve ayrıca çok daha fazla proloktin (yüzde 60 daha fazla) içerirler. Ağlamakla ilgili bir şey daha: Duygusal yaşlar diğer türlerde ender görülür ya da hiç görülmez. Ağlayan goriller ve fillerle ilgili kanıtlanmamış birkaç hikâyeyi saymazsak (yine de bir gün doğru oldukları kanıtlanabilir), insanların dünya üzerinde ağlayabilen tek canlı türü oldukları ortaya çıkmaktadır. Belki daha gelişmiş duygusal mekanizmalara sahibiz ve duygusal yaşlar güçlü duyguların bir ifadesi olarak ortaya çıkıyor. Ağlamak sizi utandırsa bile, sağlığınıza zararlı olacak bir stres seviyesine ulaştığınızı ve dışarı atmak zorunda olduğunuzu gösterir. Dolayısıyla ağlamak kötü veya utanılacak bir sev değildir.
sak bile, hormonlar aslında yaptığımız her şeyde rol oynarlar; stresle başa çıkma, yağı eritme ve üreme tarzımızı onlar belirler. Doğrusunu söylemek gerekirse, hormonlarımız ve salgı bezlerimiz oldukça karmaşık bir sürecin parçalarıdır. (Bu bir tıp kitabı olsaydı, bölüm devlet telefon rehberinde kinden daha fazla sayıda dön harfli kısaltmalarla dolu olurdu.) Bu hormonlar sapıttığında, işler kontrolden çıkar ve korkutucu bir hal alır.
Olimpiyat koşucusu Gail Devers'ın durumunu göz önüne alın. 1980'le-
292 • Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
Tetikleyiciler Hormonlarınız * 293
Mit mi, Gerçek mi?
Duygularımızı hormonlarımız kontrol eder
Aslında tam tersidir; duygularımız beyinde oluşan kimyasal değişimler sayesinde hormonlarımızı kontrol eder. Örneğin korku, beynimizde bizi uyanık tutan ve kaçmaya hazır hale getiren kimyasalların salgılanmasına bağlantılıdır; buna karşılık mutluluk ve huzur, bizi yatıştıran ve sakinleştiren başka kimyasallar salgılanmasına neden olur. Burada yine hayvanlar âleminden bir şeyler öğrenebiliriz. Stresli anne babunlar, sağlıklı yavrular doğurmakta zorluklarla karşılaşmaktadırlar ve bunun nedeni muhtemelen stres yüzünden salgılanan hormonların hipokampusa zarar vermesidir. Hipokam- fj{\* pustaki bu hasar, öğrenme ve hafıza yetilerine zarar vermektedir. Dolayısıyla, babunlar her gün evle iş arasında mekik dokumasalar, patronlarının kuru temizleme işleriyle uğraşmasalar ya da trafik sıkışıklığıyla boğuşmasalar bile, stresin yıkıcı etkisini benzer bir şekilde yaşamaktadırlar.
mal faaliyetlerinize devam edebileceğinizi göstermektedir; hatta o faaliyetler dünyanın en hızlı kadını olmakla ilgili olsa bile.
Bütün hormon sorunları farklı olmakla birlikte, birçok hormonun çeşitli ortak özellikleri vardır. Bir kere, net fizyolojik açıklaması olmayan duyguları düzenlerler; yorgunluk, seks dürtüsü ve soğuk ya da sıcak havayı tercih etmeniz gibi. Ama ikinci ve genellikle gözden kaçırılan gerçek, kan basıncının bütün endokrin sisteminizde oynadığı roldür. Endokrin sisteminde yüksek tansiyon bütün salgı bezlerinin fonksiyonuyla ilgili rol oynamakla birlikte, o salgı bezinin fonksiyonunu kaybetmesi de yüksek tansiyonun en önemli nedenlerinden biridir. İkisi arasındaki bu ilişki şaşırtıcı olmamalıdır. Çünkü, kitap boyunca vurguladığımız gibi, damar yaşlanması - ve vücudumuzda yarattığı etki - sağlığınız ve genel yaşlanma süreciniz üzerinde en büyük etkenlerden biridir. Tansiyonun nasıl rol oynadığını anlamak için, öncelikle salgı bezlerimize bir bakmalıyız.
Hormonlarınız: Anatomi
rin sonlarında, her türde sağlık sorununu yaşamaya başladı; migren ağrıları, görüş kaybı, saç kaybı, hızlı kalp atışı ve aşın yüksek seviyede yorgunluk. Doktorlar başlangıçta sorunu görmezden geldiler ve bunun Olimpiyat atletlerinin çok sıkı çalışmalarının sonucu olarak ödedikleri bir bedel olduğunu söylediler. İki yıl sonra (doktorların atletin ayağını kesmeyi düşünmesine neden olacak kadar kötüleşen semptomlarla birlikte), Devers'ın Graves' hastalığı denen bir hastalığa yakalandığı anlaşıldı; bu, hipertiroidi durumunu tetikleyen bir otoimmun tepkiydi, yani aşın aktif tiroit bezi söz konusuydu. Hastalığı için tedavi gördü, geri döndü ve 1992 Olimpiyatlarında yüz metrede altın madalyayı göğüsledi. Devers'ın hikâyesi özellikle ilginçtir, çünkü endokrin bozuk-luklanyla ilgili yaygın bir hastalığa işaret etmektedir; teşhis konması zordur, çünkü semptomlar genellikle belirsiz ve görünüşte ilgisizdir. Ama aynı zamanda hormona! sorunların tedavisinin gayet mümkün olduğunu, bu arada nor-
Normalde, salgı kelimesi irin, sümük ya da kan gibi şeyleri akla getirir. Monet değerinde imgeler olmadıkları kesindir ama salgının sadece korku filmlerine veya bir dokuya ait şeylerle bağlantılı olmaması için bir neden yoktur, Bunun nedeni, bütün vücudunuzun maddeler, sıvılar, besinler ve hormonlar salgılayan organlar ve bezlerle dolu olmasıdır. Az önce kullanılmış bir yürüyüş bandına çıktığınızda, en rahat algılanan bezlerin ter bezleri olduğunu anlamak zor değildir. Salgıyı görebilir, silebilir ve yıkayabilirsiniz. Ama neredeyse diğer her yerde, hormon bezleriniz işlerini içsel olarak yaparlar. Bunun kafa patlatmak için zor bir konu olduğunu biliyoruz ve bu yüzden, konuyu da söz konusu yerden başlatmak istiyoruz: Beyinden.
3. Bölüm'de, beynin anatomisini inceledik ama hipofiz bezine kasıtlı olarak değinmedik. Bunun nedeni, hipofiz bezinin beyinde sürdürdüğü fonksiyonla {hafıza gibi) pek ilgisi olmaması, daha çok diğer endokrin organlarının
294 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
Tetikleyiciler: Hormonlarınız • 295
kontrolüyle ilgisi olmasıdır.
Şekil 10.1'de görebileceğiniz gibi, hipofiz bezi oval biçimli küçük bir organdır; bezelye büyüklüğündedir ve iki tarafı vardır: Posteriyor ve anteriyor. Anteriyor, ağzın arka tarafından gelir ve beynin içine doğru yükselir; bu arada posteriyor (arka kısım) beyindeki hipotalamustan aşağı doğru uzanarak adına "Türk eyeri" denen kemiğe yerleşir. Bu, kafatasının arka tarafında bulunan bir kemiktir ve hipofîzi tutar; bu, bir anlamda ayağın üzerinde duran golf topuna benzer. Posteriyor birkaç hormon salgılasa da, adlarıyla değilse de fonksiyonlarıyla tanıyacağınız hormonları salgılama onum anteriyora aittir:
* luteinizan hormon; kadınlarda regl döngülerinde ve hamilelikte önemli rol oynarken, erkeklerde ne zaman testosteron salgılamaları gerektiğini bildirir
* prolaktin; kadınların süt üretimini sağlar ve her iki cinsiyette de bağışıklık hücrelerinin oluşturulmasında ve kontrolünde önemli rol oynar (kadınların vücudunda erkeklere oranla çok daha fazla prolaktin vardır)
tiroid hormonu; metabolizmanın ve tansiyonun fazla tiroid hormonu salgılanmasını sağlar
adrenal kortikotropik hormon; metabolizmanın, tansiyonun ve strese verilen tepkilerin düzenlenmesinde yardımcı olan kortizonun; su metabolizması ve tansiyonun düzenlenmesine yardımcı olan aldosteronun; seks hormonunun salgılanması için adrenal korteksini harekete geçirir (kadınlarda testosteron için 7. Bölüm'e bakınız.)
büyüme hormonu, şey, eee, büyümenizi sağlar
düzenlenmesi için daha
GERÇEK KUTUSU
Büyüme hormonu - tahmin edeniniz - çocukların büyümesini sağlayan hormondur. 6u hormonu çok az üre ten bir çocuk normal boya ulaşamaz ve çok fazla üreten bir çocuk do ken dini Guinness Rekorlar Kitabında bu labilir.
296 * Sen: Vücudunu Kullanma Kılavuzu
Sekil 10.1 n6f yCy Kâ uMllZ(lâ Hipofiz bezi, kafatasının üzerinde, beyinden gelen kimyasal mesajların doğruca bedene ulaşabildiği yerde bir kemikle korunur. Posteriyor hipofiz tansiyonu ve göğüs sütünü düzenleyen hormonlar salgılarken, onteriyor hipofiz de gelişim, tiroid, odrenal ve cinsel fonksiyon gibi anahtar hormonları salgılayarak işin büyük bölümünü üstlenir.
yiun ArJ Tarat ı
y
Tiroit
Adrenalin
Kegl
Göğüs Su (A (ürerimi)
Kan Basıncı Göğüs Sufu (salgılama)
Tetikleyiciler Hormonlarınız * 297
Hipofii Bezi
Hipofiz bezinin sadece bütün endokrin sistemiyle değil, vücudun geri kalanıyla da önemli bir ilişkisi vardır. Bazı kişiler tıp alanında zihin-beden ilişkisi fikrini hoş karşılamaz ve bunun hiçbir gerçek temele dayanmayan deli saçması Doğu tıbbının bir uydurması olduğunu söylerler. Ama hipofiz bezi, kanla beyin arasındaki somut ve
^Mjt fiâVâr ^2 nz'k-se' bağlantıdır. Beyinde bulunan hipofiz bezi, *" endokrin fonksiyonunun başkumandanı görevini
sürdürür; bütün vücutta çeşitli hormonların salgılanması için sinyaller göndererek kendinizi nasıl hissedeceğinize o karar verir. Zihniniz vücudunuza bu şekilde bağlanır; fizyolojik, psikolojik ve kimyasal tepkimelerle, kendinizi çok çeşitli duygular içinde bulabilirsiniz. Şimdi, endokrin sisteminin hangi bölümlerinin hipofiz bezinin kumandası altında olduğuna bir bakalım.
Tir old Bezi
İki tarafta boynun alt taraflarında bulunur (Şekil 10.2'ye bakınız). Kelebek şekilli tiroid bezler, Başkumandan Hipofiz'den aldığı kimyasal emirler doğrultusunda tiroid hormonu salgılar. Tiroid hormonunun temel fonksiyonu, hücrelerinizin metabolizmasını düzenlemektir; bu da hücrelerinizin yaşamasını, büyümesini ve ölmesini sağlayan kimyasal değişimlerdir. Evlerimizde enerjiyi biraz farklı kullanıp tüketirken, vücutlarımızda durum değişiktir. Bu durum, ağırlık kontrolünde de önemli bir rol oynar; metabolizmanın bir kısmı genetiktir; hızlı ya da yavaş çalışan bir metabolizmayla doğacağınıza, ebeveynlerinizin metabolizmaları karar verir. Bu düzenleme kısmen tiroid hormonundan kaynaklanır.
Dostları ilə paylaş: |