Mezheplerde Mehdilik İÇİndekiler


Abbasoğulları’nın Mehdilikle İlgili Bazı Hadisleri Tahrifi



Yüklə 0,57 Mb.
səhifə16/24
tarix06.09.2018
ölçüsü0,57 Mb.
#78592
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   24

Abbasoğulları’nın Mehdilikle İlgili Bazı Hadisleri Tahrifi


Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm ’ın Abbas b. Abdulmuttalib’in evlatlarından olduğu iddiasına gelince, bu konuda da Ehl-i Sünnet kayanaklarında çok az sayılı rivayet yer almıştır ki bunların tamamını “ Mu’cem-i Ahadis el- İmam Mehdi, c. 1’de, 101. hadisten 105. hadise kadarki kısımda bulabilmek mümkündür. Yazar, söz konusu hadisleri aktardıktan sonra şöyle diyor:

Bu yolla Abbasilerin hadis kaynaklarına nüfuzlarını anlayabiliriz. Onlar sahih ve mütevatir hadislere rağmen Mehdi’nin soyu konusunda bile hadis uydurmaya yeltenmişlerdir. Ama bu sorunun zorluğunu gideren şu ki, alimler bu tür hadislerin senetlerini bir bir incelemiş ve onların isnat yönünden sağlam olmadığını, ravilerinin meçhul kişiler oldukları ve bazılarının, yalancılıkla veya Abbas oğullarına aşırı bağımlılıklarıyla suçlanan kimseler olduğunu ortaya koymuşlardır.

Yazar bunları aktardıktan sonra bu tür uyduruk hadislerin ravilerinin ya zayıf ya da yalancı olduğu yolundaki bazı Ehl-i Sünnet alimlerinin görüşlerini hatırlatmakta ve şöyle demektedir:

“Bu tür hadislerin senetleri hakkındaki eleştiriye göz yumsak bile, yine de sarih ve mütevatir olan hadislerle muarıze edemez. Mütevatir hadisler uyarınca Mehdi, Ali ve Fatıma’nın soyundandır. Mütevatir olmanın yanı sıra, en güçlü ve en sağlam isnada sahiptirler. Öyel ki, bu hadislerden biri şer’i hükmü ispatlamak için yeterlidir.”

İmam Mehdi aleyhi’s-selâm ’ın babasının adının “Abdullah” olarak geçtiği hadisler de yine sahih ve mütevatir hadislerle çelişmektedir, şimdi kısaca buna da değinelim:

İmam Mehdi’nin (a.s) Babasının Adıyla İlgili Hadisler


Her iki fırkanın yoluyla hadisler tevatür haddine ulaşmıştır ki, Mehdi’nin ismi Peygamber sallâ’llâhu aleyhi ve alih ’in ismidir. Belli olan şu ki, alimler ve muhaddisler arasında Mehdi’nin isminde şüphe yoktur... Sadece şüphe bazı hadislerde “babasının ismi babamın ismidir” diye var olan fazlalık hususundadır. Her iki fırkanın da alimleri bu fazlalığı eleştirmiştir. Belki de bu hususta var olan en güçlü tenkit el-Beyan kitabının sahibi Şafii’ye aittir.

Şafii’nin el-Beyan ’daki açıklaması kısaca şöyledir:

Bu hadisi İmam Ahmet ve Tirmizi diğer hafızlar söz konusu fazlalık olmadan nakletmişlerdir; hatta Hafız Eba Nuaym İsfahanî bu hadisi otuz isnatla nakletmiştir ve bu isnatlardan hiç birinde söz konusu fazlalık, yani “Babasının ismi babamın ismidir” ibaresi mevcut değildir.

Böylece anlaşılıyor ki, bu fazlalığı cerh ve ta’dil alimlerinin (hadis ravileri üzerine inceleme yapan alimlerin) zayıf bildikleri ve hadislerde artırma yaptığına şehadet ettikleri Zaide’nin işidir...

İkinci asrın başlarında isimleri Muhammed ve babalarının isimleri ise Abdullah olan iki şahsın yani Hz. İmam Hasan’ın soyundan gelen Muhammed b. Abdullah b. Hasan el-Müsenna ile Abbasi halifelerinden Mehdi-i Abbasi diye tanınan Muhammed b. Abdullah el-Mensur Mehdilik iddiasında bulunmaları ve bu iki şahsın yaranlarının Mehdi ile ilgili hadisleri bu zatlara tatbik etmek için çaba göstermeleri de bu fazlalığın sonradan uydurulduğu görüşünü güçlendirmektedir. Ama onların bu iddialarının batıl olduğu çok geçmeden ortaya çıkmıştır; çünkü kendilerinin Mehdi oldukları iddia edilen şahıslar, Mehdi’deki olması gereken, yeryüzünü adaletle doldurmak, İslam’ı dünyaya hakim kılmak, serveti bol bol dağıtmak gibi vasıfları ve diğer nişaneleri taşımadıkları belli olunca onların Mehdi olmadıklarında hatta onlara uyan kimselerin yanında bile şüphe kalmamıştır.

Buna göre, bu fazlalığın bu iki şahıstan birinin çıkarı için uydurulduğu ihtimali güçlenmektedir. Bu tür hadisler Mehdi’nin Abbas oğullarından veya Ümeyye oğullarından olduğunu söyleyen, yalan ve uydurma olduğu, hadis alimlerince açıkça bilinen hadislere benzemekteler.


İmam Mehdi (a.s)’ın İmam Hasan Mücteba (a.s)’ın Evlatlarından Olduğunu İleri Süren Hadisin Reddi


Ebu Davud Sünen ’inde, Hz. Mehdi’nin Hz. Hasan b. Ali b. Ebi Talib’in soyundan olduğuna dair bir hadis nakletmiştir. Oysa ki, onlarca hadis Mehdi aleyhi’s-selâm ’ın Hz. Hüseyin’in evlatlarından olduğunu söylemektedir.

İlk önce bu hadisleri cem etme yolunun var olduğunu açıklayalım. Bizce Ebi Davud’un naklettiği hadisle diğer hadisler arasında bir çelişki yoktur; çünkü Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm hem Hz. Hüseyin’in hem de Hz. Hasan’ın soyundandır. Şöyle ki, İmam Ali Zeynülabidin b. Hüseyin’in hanımı ve İmam Muhammed Bâkır’ın annesi Fatıma, Hz. Hasan’ın kızıdır.

Böylece Hz. Muhammed Bâkır hem anne ve hem de baba tarafından soyu Hz. Ali aleyhi’s-selâm ’a ulaşmaktadır. Anne tarafından Hz. Hasan’a ve baba tarafından Hz. Hüseyin’e ulaşıyor. Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm da bu soydandır. Anne tarafından bir şahsın bir soya intisap etmesinin doğru olduğu ise Kur’an ile sabittir.

Allah Teala buyurmuştur ki: “Ve biz ona İshak’ı verdik ve her birini de hidayet ettik. Ve Nuh’u da önceden hidayet ettik onun (İbrahim’in) soyundan ise Davud, Süleyman, Eyyub, Yusuf, Musa ve Harun’dur ve böylece iyilik yapanları mükafatlandırırız; Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas (da bu soydandır;) hepsi de salihlerdendir.” (Enbiya/84-85)

Görüldüğü gibi ayet-i kerimede İsa aleyhi’s-selâm Hz. İbrahim aleyhi’s-selâm ’ın soyuna, annesi Meryem vasıtasıyla ilhak edilmiştir.

Söz konusu hadisi Ebi Davut’tan başka şekilde rivayet eden Ehl-i Sünnet alimleri de mevcuttur. Bu yüzden hadisin de bazı diğer hadislerde görüldüğü gibi tahrife uğramış olması uzak bir ihtimal değildir.

Cizri Şafii (ölm. 833 Hicri) bu hususta Esme’l Menakıb adlı eserinde şöyle diyor:

Doğru olan şu ki, Hüseyin b. Ali’nin soyundandır. Çünkü Emirulmüminin Ali bunu şu hadiste açıkça beyan etmiştir:

Şeyh Ömer b. Hasan Rukki.... Ebi İshak’tan, o Hz. Ali’nin İmam Hüseyin’e bakarak şöyle buyurduğunu nakleder: “Bu oğlum Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih ’in buyurduğu gibi seyittir. Onun soyundan Peygamberinizin ismiyle adlandırılan, yaratılışta Peygambere benzeyen ... bir kişi gelecektir. O yeryüzünü adaletle dolduracaktır.” Ebu Davud da bu hadisi Sünen ’inde bu şekilde rivayet etmiştir. [45]

Seyyid Sadruddin-i Sadr (İmam Mehdi’nin İmam Hasan’ın soyundan olduğuna delalet eden hadisi) “ el-Mehdi ” adlı eserinde altı yönden reddetmiştir. O bu alanda şöyle der: “Usul-u Fıkıh kurallarına göre Ebi Davud’un rivayetine şu açılardan istinat etmek doğru değildir:

1- Bu hadis Ebu Davud’dan çeşitli şekillerde nakledilmiştir. Mesela, Ukad-ud Dürer ’de ondan Hz. Ali aleyhi’s-selâm ’nın, oğlu Hüseyin aleyhi’s-selâm ’a bakarak böyle buyurduğu rivayet edilir.

2- Hafızlardan Tirmizî, Beyhaki, Nisai gibi bir grubun bu olayı aynen naklederek Hz. Ali’nin İmam Hüseyin’e bakarak böyle buyurduğunu söylediklerini belirtir.

3- Hasan ile Hüseyin kelimesi özellikle Kufi hattında birbirine çok yakın oldukları için yazımda yanlışlığa düşülmüş olabilir.

4- Bu, Ehl-i Sünnet arasında meşhur olan nassa aykırıdır.

5- Bu rivayet, senet ve delalet açısından doğru olan bir çok hadisle çelişmektedir.

6- Bu hadis Nefs-iz Zekiyye diye meşhur olan Muhammed b. Abdullah’ı, Mehdi göstermek için uydurulmuş olması mümkündür.

Görüldüğü gibi Hz. Mehdi ile ilgili hadisler az ve zayıf olan bir bölümü hariç hep aynı manayı pekiştirmektedirler ve sahih hadisler arasında, özellikle Ehl-i Beyt mektebinin uleması tarafından nakledilen hadisler arasında tam bir uyum mevcuttur.


Yüklə 0,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin