Ahbârîlik: Diğer taraftan bu doktrin, onların Ehl-i Sünnet ve
Mutezile’den istifade etmelerini engellememiştir. Ahbârî ekol ise bu konuda
daha katı bir tutum takınmıştır. Daha geniş olarak düşünülecek olursa,
sözkonusu grubun ahbârîlik olarak isimlendirilmesi, daha sonra usûlî ekolün
şerî esaslar olarak kabul ettikleri Kitap, Sünnet, icmâ ve akıl delillerinden
sadece Kitap ve Sünnet’i, hatta sadece imamların ahbârını nihaî delil olarak
kabul etmeleri sebebiyledir. Kısacası bunlar, ahbâr ve rivayetlere karşı
bakışlarından dolayı bu ismi almışlardır. Safevîler döneminde ahbârîliği
sistemleştirip müstakil bir ekol haline getiren Muhammed Emin Estarâbâdî
(ö. 1033/1624) ise ahbârîleri, masum (günahsız) imamları takip edip aklın
hataya düşebileceği her konuda onların ahbârına sarılan kimseler olarak
vasıflandırmaktadır.