Microsoft Word +Islam Mezhepler Tarihi Yayin Nushasi MehmetAliBuyukkara +++



Yüklə 1,92 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə89/283
tarix31.12.2021
ölçüsü1,92 Mb.
#113334
1   ...   85   86   87   88   89   90   91   92   ...   283
ILH2004-MZHP

Ahmed b. Hanbel (v. 241/855) ise, mihne olayında Mutezile yanlısı 
devlet adamlarının işkence ve baskılarına maruz kalma pahasına,  Şâfiî’nin 
başlattığı bu geleneği, sünnet üzerine yaptığı daha güçlü bir vurguyla devam 
ettirmiştir. Hatta Ahmed b. Hanbel, ekolünü tamamen hadis metinlerine 
dayandırarak, aklın yol göstericiliğini çoğu zaman bir kenara bırakmıştır. Bu 
tutum, hicri üçüncü asırdaki hadis literatürünün akılcı Sünnî temayül 
karşıtlığıyla ün kazanmasına neden olmuştur.  
En son ele aldığımız dört imam, aynı zamanda Ehl-i Sünnet içinde doğup 
da bugüne Hanefîlik, Mâlikîlik, Şâfiîlik ve Hanbelîlik şeklinde ulaşan dört 
Sünnî fıkıh mezhebinin de kurucuları sayılmaktadır.  
Ehl-i Sünnet çizgisinde oluşan fıkıh mezheplerine paralel olarak, önceki 
(selef) Sünnîlik ile sonraki (halef) kelamcı Sünnîlik arasında köprü vazifesi 
gören ve inanç esaslarının daha sistematik olarak ele alınmasının gereğine 
inanan  İbn Küllâb el-Basrî (v. 240/854), Hâris el-Muhâsıbî (v. 243/857) ve 
Ebû’l-Abbas el-Kalânîsî (v. 255/869) gibi âlimleri de bu bağlamda anmak 
gerekir. Şîa’nın üçüncü asrın ikinci yarısında tamamlanan fırkalaşma süreci, 
Sünnîliği taşıyan ana bünyeyi de kendi inançlarını sistemleştirmeye 
yöneltmiştir. Ehl-i Sünnet tarihinde hicri 4. asır çok önemli bir dönemdir. Bir 
taraftan Ebû’l-Hasan el-Eş‘arî (v. 324/936), Mutezile’den ayrıldığını ilan 
ederek kendi kelam ekolünü kurmuş; diğer taraftan da Hanefî ekolünün inanç 
esaslarını sistemleştiren Ebû Mansur el-Maturîdî (v. 333/944) Maverâünnehir 
bölgesinde kendi kurmuş olduğu kelam ekolünü yaymaya başlamıştır 
(Sarıkaya, 2005, 50). Fakat bu gelişmelere rağmen, Sünnîliğin nakilci ve 
akılcı ekolleri arasında Ehl-i Sünnet ismi altında daha tam bir bütünleşme 
oluşmamıştı. Bu bütünleşmeyi sağlayanlar ise, 4 ve 5. hicri asırlarda 
yazdıkları Mezhepler Tarihi kitaplarında bu iki ekolü yan yana getirerek 
üstlerine Ehl-i Sünnet çatısını çatan Abdülkâhir Bağdâdî (v. 429/1037) ve 
Şehristânî (v. 548/1153) gibi âlimlerdir.  


 
 
71
Söz konusu Sünnî çatı her ne kadar çatılmış olsa da Ehl-i Sünnet içindeki 
bu farklılaşma sona ermiş değildir. Aslında ta Ebû Hanîfe zamanında, başta 
Mutezile olmak üzere çeşitli fırkaların faaliyetleriyle mücadele ve itikat 
meselelerini isbat hususunda Sünnî bünye içinde iki ayrı usûlün 
belirginleşmeye başladığı gözlenir. Bu gelişme, Ehl-i Sünnet-i Hâssa ve Ehl-i 
Sünnet-i Âmme adları altında ele alınır.  Selefiyye; selefi yani sahâbe ve 
tâbiûn neslini takip eden fukahâ ve muhaddislerin yolu olarak tarif edilir. 
Bunlara, sünnet çizgisinde olmaya özen gösterdikleri ve selefin ittifak 
etmediği meselelere hiç girmedikleri için Ehl-i Sünnet-i Hâssa, hadis 
merkezli düşündükleri, mesailerini hadisleri toplayıp onları açıklamaya 
hasrettikleri için Ehl-i Hadis adı verilmiştir. Hicri üçüncü yüzyılda artık 
bağımsız bir bünye kazanan bu grubun yolunun Kur’ân ve sünnet yolu 
olduğu ifade edilir. Kur’ân ve sünnette belirtilen inanç esaslarına, akıl ve reye 
pek müracaat etmeden, tevil yapmadan inanmaktadırlar. Selefiyye’nin itikat 
alanındaki imamı Ahmed b. Hanbel’dir.  
Diğer taraftan hicri ikinci yüzyılda başlayan tercüme faaliyetleri, ayrıca 
Müslümanların değişik kültürlerle karşılaşması, selef âlimlerince benimsenen 
itikadi esasların akıl ilkeleriyle de doğrulanması ihtiyacını doğurmuş ve 
öncülüğünü Ebû Hanîfe’nin yaptığı diğer bir usul ortaya çıkmıştır. Bu 
hareket Eş‘arî ve Maturidî’nin kelam ekolleri ile canlılık kazanmıştır. Bu 
çizgi Sünnîliğin büyük bölümünü etkilediği için Ehl-i Sünnet-i Âmme adını, 
aklı (rey) önemsediği, sadece nakle bağlı kalmadığı için Ehl-i Rey adını, 
daha sonraki yüzyıllarda oluşup geliştiği için de Selefiyye’nin mukabili 
olarak Halefiyye adını almıştır.   
Bu iki usûl farklılığını bünyesinde barındıran ve İslâm düşünce 
tarihindeki ulemânın cumhûrunu temsil iddiasında olan Ehl-i Sünnet ekolü, 
bugün Müslüman dünyanın yaklaşık yüzde 85-90’ını oluşturmaktadır. Şimdi 
iki ayrı ana başlık altında selefî ve halefî ekoller ayrıntısıyla ele alınacaktır.  

Yüklə 1,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   85   86   87   88   89   90   91   92   ...   283




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin