Liseden üniversiteye geçiş. Ortaöğretimin görevi, öğrencilere kişisel ve
toplumsal hayatın gerektirdiği nitelikte ortak bir genel kültür ve vatandaşlık
eğitimi kazandırmak, onları ilgi, istidat ve kabiliyetlerine göre iş alanlarına,
mesleklere veya yükseköğretime hazırlamaktır (MEB, 1991h). Lise düzeyinde
programlar arasında yatay ve dikey geçişlere imkân tanıyan bir yapı kurulması
amacıyla dokuzuncu sınıf, yöneltme sınıfı
26
olarak belirlenmiştir.
Yükseköğretime giriş koşulları ve şekli yükseköğretim kurumlarınca
belirlenmektedir (MEB, 1991d). Yükseköğretime giriş sınavları ile ilgili
olarak dönem boyunca çeşitli tartışmalar yapılmış ve öneriler geliştirilmiştir
27
.
Çeşitli tarihlerde dillendirilen yükseköğretime girişin merkezi sınavla
yapılması önerileri Yüksek Öğretim Kanunu (1981) ile uygulamaya
konulmuştur. Onuncu MEŞ’nda alınan kararlara göre yükseköğretime girişte
öğrencilerin ortaöğretimde mezun oldukları alanlar ile devamlılık sağlanması
söz konusudur. Ortaöğretimden yükseköğretime geçişte öğrencinin ilgi ve
isteği, ortaöğretim programındaki başarısı, yetenek ve istidatları,
ortaöğretimdeki izlediği program türü birlikte dikkate alınmaktadır (MEB,
1991j). Ortaöğretimden yükseköğretime geçişte talebin kapasiteyi
aşmasından kaynaklanan sorunlar Dördüncü Beş Yıllık KP ile birlikte
gündeme girmiştir. Bu sorunun çözülmesi için “ortaöğretim programlarını
dikkate alan ve ders kredisi sistemine dayalı yeni bir yöntemin geliştirilmesi”
(DPT, 1979, s. 459) öngörülmüştür. Yükseköğretim kapasitesinin artırılması
da alınan tedbirler arasındadır. Bunun yanında yükseköğretim talebini artıran
yedek subaylık hakkının sınırlandırılması ve eğitim teknolojisinden kapasite
artırıcı yönde yararlanılması öngörülmüştür. “Yükseköğretime geçişte paralı
eğitim görme, kurslara katılma, baba mesleği ve geliri” başarı sağlayıcı
etkenlerdir (DPT, 1967)
28
. Bu dönemde yükseköğretime geçişte uygulanan
merkezi sınavların yaygınlaşması, özel dershanelerin de yaygınlaşmasına ve
hukuki dayanaklarının kurulmasına neden olmuştur.
29
26
Liselerde onuncu sınıftan itibaren, yükseköğretime hazırlık amacıyla Edebiyat ve Fen olmak üzere iki
tür program uygulanmaya başlanmıştır. Öğrenciler, dokuzuncu sınıftan sonra başarı durumlarına göre
Fen ve Edebiyat kollarına ya da örgün veya yaygın mesleki eğitim kurumlarına yönlendirilmiştir.
Edebiyat ve Fen programlarından mezun olanların istedikleri alanda, mesleki programlardan mezun
olanların ise kendi alanlarında yükseköğretime devam etmeleri söz konusudur (DPT, 1967). Kol seçimi
1973 yılına kadar isteğe bağlı iken bu tarihten sonra not ortalaması kıstasına göre yapılmıştır (Fen
Kollarına Ayrılacak Öğrenciler Hakkındaki Talim ve Terbiye Kurulu Kararı, 1973).
27
Yükseköğretime geçiş sınavlarının “çok yönlü” (DPT, 1972) ve ülke çapında merkezi bir sistemle
yapılması öneriler arasındadır (MEB, 1991j).
28
“Yükseköğrenim sınavlarına girebilme umudu bir çiftçi çocuğu için bir iken, işçi çocuğu için 2,8, esnaf
sanatkâr çocukları için 4,7, serbest meslekle uğraşanların çocukları için 6,9, memur çocukları için 8,4,
tüccar çocukları için 9,9 ve sanayici çocukları için 34,3’tür” (DPT, 1979, s. 148).
29
Özel dershanelere, öğrencileri yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlama görevi veren ilk yönetmelik
bu dönemde yayınlanmıştır (Özel Dershaneler Tip Yönetmeliği, 1971).
Türkiye’de Kademeler Arası Geçiş ve Öğrenci Akışının Gelişimi
71
Dostları ilə paylaş: |