Etnik topluluk tipleri
Tek tek örnekler hakkında ne söylenirse söylensin, antikite
ve Ortaçağ'nı başlarındaki kollektif kültür topluluklarının,
bir bütün olarak, ne millet ideal tipine yaklaştıkları ne de fikir
ve duygularının, yakın zamanlarda milliyetçiliğin çağrıştırdığı
fikir ve inançların tipik ifadesi oldukları açıktır. Bunun bizim
işlemsel tanımlarımıza ne kattığı ve ne denli tarihî ve sosyolojik
önemi haiz bir farklılığı yansıttığı ise bir yorum meselesi olmayı
sürdürür. Yazılı tarihte böyle bir farklılığın bulunduğu ye
terince açıktır; ama bunun göreli önemi bir yargı sorunudur.
Modern öncesi etniler ve etnomerkezcilik ile daha modern
milletler ve milliyetçilik arasında, her türden modernistin
17 Bu konuda ilk işaretlere 16. yüzyılda rastlamaktayız; Marcu'ya (1976) bakın; ama
Breuilly'deki (1982, giriş kısmı) eleştiriyle karşılaştırın. Ortaçağ milliyetçiliği
ile ilgili bir tartışma için Tipton'a (1972) ve Reynolds'a (1984, bölüm 8) ba
kın.
18 Arbroath Bildirgesi hakkında Duncan'a (1970); İsviçre Eidgenassenschaft'ı
(Konfederasyonu) ve Rütli Andı için Thürer'e (1970) bakın.
88
kabul edebileceğinden daha büyük bir süreklilik olduğunu
düşündürten, tam da bu sicile dair yoklamaların kayda değer
şüphelere vesile olmasıdır.
Bu, milletlerin nasıl ve neden ortaya çıktığını açıklama
gayretlerinin, hepsinin de ortak kültürel temelini oluşturan
ve göstermeyi umuduğum gibi, ilk ve müteakip milletlerin
oluşmasında önemli bir rol oynamış olan etnik bağ ve kim
liklerden başlamasının zorunlu olduğu anlamına gelir.
Benim kalkış noktam bakımından, "yatay" ve "dikey" iki
cins etnik topluluk arasında bir ayrım çizgisi çekilmesi gereği
vardır. Batı Avrupa'nın barbar prenslikleri arasında İ.S. 913'de
Rollo tarafından Normandiya'da kurulan Norman dukalığı,
İ.S. 1204'de Fransa tarafından istila edilinceye kadar, kuzeyli
göçmenlerle bölgenin Fransızca konuşan sakinlerini biraraya
getiren soya dair mitler ve geleneklere dayanan canlı bir
topluluk duygusunu muhafaza etmişti. Yaklaşık üç yüzyıl
boyunca, hattâ İrlanda ve Sicilya gibi uzak diyarlara seferler
düzenlediklerinde bile savaşçı bir topluluk olarak seçkin
konumlarını korudular. Ancak Norman etnisini aslında sadece
üst tabaka oluşturmaktaydı. Bunun nedeni, karşılıklı ev
lendikleri, dil ve geleneklerininin çoğunu benimsedikleri yerli
halkı küçümsemeleri değildi. Mesele, topluluk duygularının,
soya dair mitlerinin, tarihî belleklerinin tümünün de ülkeye
hükmeden saray etrafında kümelenmiş olmasındadır. Norman
düklerinin secere ve kahramanlıkları St. Quentinli Dudo ve
Orderic Vitalis tarafından takdis edilmişti. Hükmeden saray,
dükalığı kuran ve oraya yerleşen bütün bir savaşçı aristokrat
sınıfı temsil ediyordu; diğerleri sarayın celal ve izzetine bağlı
ortak mit ve gelenekler altında sıralanmaktaydılar.
1 9
Norman ordularının hakimiyetindeki başka yerlerde olduğu
19 Normanlar ve mitleri hakkında Davis'e (1976) ve daha genel olarak Reynolds'a
(1984, bölüm 8) bakın.
89
gibi Normandiya'daki Norman dukalığı da, "yatay" olarak
adlandırılabilecek bir etnik topluluk tipi sergilemektedir. Bu
etni tipi, her ne kadar zaman zaman buna bürokratlar, yüksek
askerî görevliler ve zengin tüccarlar dahil olsalar da genellikle
aristokratlardan ve yüksek din adamlarından meydana gel
mekteydi. Bu tipe yatay denmesinin nedeni aynı anda hem
toplumsal olarak üst tabakayla sınırlanmış hem de komşu
yatay etnilerin üst basamaklarıyla sık sık yakın bağlar kurmak
üzere coğrafî olarak yayılma eğiliminde oluşuydu. O nedenle
sınırları tipik biçimde "oyuklu"ydu, toplumsal derinlikten
yoksundu ve bu bariz ortak etniklik duygusu ekseriyetle,
statüsü yüksek bir tabaka ve yönetici sınıf olarak onun asa
biyesine (esprit de corps) bağlıydı.
"Dikey" etni tipi ise tersine daha yoğun ve tümleşik, po
pülerdi ve öteki toplumsal tabaka ile sınıflara yayılma eğilimi
göstermekteydi. Toplumsal bölünmeler kültürel farklılıklardan
destek görmüyordu; aksine farklı sınıfları ortak bir miras ve
gelenekler etrafında biraraya getiren ayırdedici bir tarihî kültür
vardı -özellikle de dışardan gelebilecek bir tehdit sözkonusu
olduğunda. Bunun neticesi olarak etnik bağ ekseriyetle daha
yoğun ve dışlayıcıydı, etniye kabulün önündeki engeller daha
yüksekti.
Çevrelerindeki Kenanlılar ve Filistinliler gibi aristokratik
etnilerin aksine İsrail kabile konfederasyonu ve krallığı, daha
dışlayıcı etnomerkezci bir taassup, ve uzatmalı savaşlar ne
deniyle, bütün tabakaları saran etkin bir seferberlik hali
göstermiştir.
Dürziler, Sihler, İrlandalılar ve Basklılar daha demotik, dikey
etni örnekleri arasında yeralırlar.
Bütün bu topluluklarda tabakalar arasında bariz farklılıklar,
hattâ sınıf çatışmaları sözkonusuydu ama etnik kültür bir
tabakanın diğerlerini dışlamasına dayanmıyordu; daha ziyade
şöyle ya da böyle topluluğun büttn mensuplarının bir has-
90
letiydi.
2 0
Yatay ve dikey etnik topluluklar arasındaki ayrım
ideal tipik bir ayrımdır; bu, tipler arasında çok daha keskin
bir bölünmeyi akla getirdiği gibi, her bir kategori içindeki
farkları da gizler.
Aristokratik, yatay topluluklar, soylu Hitit charioteer'leri
(soyluları) veya Macar şövalyeleri gibi, bir dizi fethin sonucu
olabileceği gibi; Mazdek hareketinde görüldüğü gibi Manikeist,
Hıristiyan ve Yahudi kentli azınlıklar ile kırsal kitleleri bir
leştirmeyi başaramayan ama üst tabakalar arasında (özellikle
I. Keyhüsrev zamanında İ.S. 531-76) Pers azametini yeniden
canlandıran Sasani Pers monarklan, soylular ve Zerdüşt ruhban
gibi, yerli de olabilir.
21
Benzer bir şekilde, daha kırsal temelli
kabile konfederasyonlarının (Araplar, Moğollar, İrlandalılar)
ve Katalan veya İsveç gibi "sınır boyu" savaşçı etnilerin yanında
şehirli kent-devlet konfederasyonları, mezhepler ve diaspora
adacıkları da bu demotik, dikey topluluklara dahildirler. Ama
örneklerin de gösterdiği gibi, biz sabit tiplerden ziyade tarihî
ve toplumsal süreçlerle uğraşmaktayız.
Belli tarihî topluluklar bir uçtaki tipten diğerine veya her
iki tipten unsurların bir karışımı olacak biçimde değişmeye
maruz kalmış olabilirler. Siyasî yaşamlarına Peygamber'in
etrafında toplanmış bir müminler topluluğu şeklinde gevşek
bir kabile konfederasyonu olarak başlamış olan Araplar çok
geçmeden yerleşim ve yönetimlerinin ana merkezlerinde ya
yatay, fatih bir etni olarak ya da İslâmlaşma ve karşılıklı ev
lenmeler suretiyle daha yerli bir biçimde, ama sultanlar
20 Yatay ve dikey etniler arasındaki farklılıklara ilişkin daha kapsamlı bir değer
lendirme A. D. Smith'de (1986a, bölüm 4) bulunabilir; erken dönem İsrail kabile
konfederasyonu için Zeitlin'e (1984, bölümler 3-5) bakın.
21 Frye'e (1966, bölüm 6) bakın; karşılaştırın Herrmann (1977). İ.S. 5. yüzyıl Mazdek
hareketi, doktriner meselelerde Manikeist heterodoksisi ve sınıf protestosunu
içeren hem toplumsal hem de dini bir hareketti; Manikeist doktrinler konusunda
Runciman'a (1947) bakın.
91
arasında sadece oyuklu sınırlara sahip olarak "aristokratize"
oldular.
22
Bağımsız bir devleti yönetmekten aciz kaldıklarında
Ermeni feodal soyluları daha Memorize" oldular, ya da daha
doğrusu diasporada eskinin daha aristokratik ve yatay etnisinin
yerine daha popüler dikey bir topluluk (ya da bir dizi adacıktan
müteşekkil topluluklar) ortaya çıkacak şekilde ortak Ermeni
dinî-etnik kültürü toplumsal merdivenin aşağılarına dek
yayıldı.
2 3
Demek ki bu iki cins etnik topluluk arasındaki ayrım sadece
modern öncesi dönemlerdeki etnik çatışma ve etnik de
vamlılığın kaynağının aydınlatılması açısından değil, aynı
zamanda etrafında milletlerin inşa edilebileceği farklı etnik
çekirdek tiplerinin ortaya çıkartılması ve milletlerin biçim
lenebileceği iki ana rotanın çizilmesi açısından da önem ta
şımaktadır. Şimdi bu güzergâhları açıklamak durumunda
yız.
Dostları ilə paylaş: |