SB'nin bu politikasında değinilmesi gereken diğer bir nokta da, silahsızlanma ve "barış" sorunudur. Silahsızlanma görüşmelerinde sağlanacak başarı ve daha ileri bir mevziye sıçramak için geçici bir "barış" Sovyetler Birliği yöneticileri için hayati bir önem taşımaktadır. '70'li yıllarda, silahlanma harcamaları sürekli bir artış gösterdi ve çeşitli kaynaklara göre son yıllarda gayri safi toplumsal üretimin %12-14’ü silahlanma harcamalarına gitmektedir. Gelinen noktada, silahlanma harcamalarını aynı şekilde sürdürmek olanaksız olduğu gibi, ekonominin karşı karşıya olduğu zorluklar dikkate alındığında, bu oranın korunması da zordur. Ekonominin gereksinimlerini karşılamak için, silahlanmaya ayrılan pay düşürülmek veya başka kaynaklar bulunmak zorundadır. Daha önce de belirtildiği gibi, bunu gerçekleştirmek için Sovyetler taviz vermeye de hazır durumdadır. Silahlanma harcamalarının sınırlanması, askeri müdahaleleri gerektirmeyen bir "barış" ortamı, Batılı ülkelerle ticari ilişkilerin geliştirilmesi, bilimsel ve teknik işbirliği Sovyetler(71)için yaşamsal önem taşıyor. Bu politikanın yaşam bulması için Gorbaçov bir yandan, Batılı yöneticileri "aklıbaşında" kararlar almaya çağırıyor, ikna etmeye çalışıyor; diğer yandan ise, nükleer savaş korkuluğunu kullanarak savaş aleyhtarı hareketleri ve silahlanma harcamalarını kaldıramayan dış borçlarla bunalmış çeşitli ülkeleri, rakiplerine karşı baskı aracı olarak kullanmak istiyor.