Gorbaçov Perestroykanın sınırlarını çizmek için mutlaka bir tarafta bir gün zor kullanılması gerektiğini biliyordu, bilmemezlik edemez. Baltık ülkeleri elverişli değil. Batı kamuoyunda ters tepki yapar, insan hakları falan gündeme gelir, Gorbaçov'un popülaritesi lekelenir. Bunun için nişan tahtasını Azerbaycan'a diktiler ve olayların müdahaleyi haklı kılabilecek boyutlar kazanmasını beklediler. Müdahaleden sonra sonucu haklı çıkarabilecek sebepler uydurdular; "islam"-"Türk" vb. Böylece de tüm emperyalist çevrelerin onayını aldılar. En ufak bir tepki gelmedi, insan haklarından bahsedilmedi. En ilginç tavır Avrupa Topluluğu Komisyon Başkanı Jacques Delors'dan geldi: "Oradaki olayların sorumluları İslamcılardır, İran körüklüyor". İnsan Haklarından bahsedemez miyiz? Sorusuna ise Delors şöyle karşılık veriyor: "Perestroyka ve Glasnostun başarıya(246)ulaşması bizim çıkarımıza tekabül ediyor mu etmiyor mu? Ettiği için başarıya ulaşmasında insan kaybı kaçınılmazdır."