Sosyalizm bir veya bir kaç ülkeyle sınırlı kaldığı ve dünya kapitalist sisteminin egemenliği koşullarında varlığını sürdürdüğü sürece, kapitalist ülke ve kuruluşlarla çeşitli düzeyde ticari ilişkilere girmek, teknoloji satın almak vb. kaçınılmazdır. Nitekim, Lenin ve Stalin döneminde bunun bir dizi örneği olmuştur. Fakat bu ilişkilerin, bir ülkenin sosyalist niteliğini korumasını, geliştirmesini belirleyen belirli ilkeleri ve asgari bir sınırı vardır. Eğer bu sınır aşılmaya başlanılmışsa veya bir kenara atılmışsa, artık sorun sosyalist kuruluşu güçlendirmek için söz konusu ilişkilere girmenin dışına çıkmış ve sözkonusu ülke emperyalist-kapitalist sistemin bir parçası haline gelme yoluna girmiş demektir.