Bu süreç Haziran seçimlerinden sonra Dayanışma'nın düzenlediği iddia edilen "karşı-devrimci darbe" ile mi başladı? Cevabını ülke ekonomisini kendilerine arpalık edinen sahtekar asalaklar değil, ancak tarih verebilir; ve biz de kısaca ona soralım.
Polonya da ikinci emperyalist savaştan sonra bir çok(178)Doğu Avrupa ülkesi gibi, sosyalist kampta yer aldı. Bu saflaşma hiç de emperyalist burjuvazinin ve onun sol görünümlü liberal uzantılarının iddia ettiği gibi, Stalin'in nüfuz ihtiyacı icabı Yalta'da dayattığı ve elde ettiği bir taksim sonucu değildir. Sonradan Batıda genel bir kabul gören bu iddia, Yalta Konferansı'na davet edilmeyen Fransa'nın pek megaloman generali De Gaulle'ün başı altından çıkmıştı. Küllendirilen ve unutturulmak istenen işin içyüzü ise başka bir manzara sergiliyor. Kızıl Ordu Polonya'yı hiç de sosyalist kampa zorla bağlamadı.